Fevkalade objektif bir analiz, teşekkür ediyorum sayın Tayfun İşçi kardeşim...
Date: Fri, 11 Jun 2010 10:20:52 +0300 Subject: {Diwanxane} Türkiye'nin Kürdistanı ve Bölgesel Özerklik From: tayfuni...@mynet.com To: birlik_harek...@googlegroups.com.elverenmustafa@hotmail.com; devrimyolu...@yahooguroups.de; diwanxane@googlegroups.com; sosyalistfo...@yahoogroups.com Türkiye'nin Kürdistan'ı ve Bölgesel Özerklik Tayfun İşçi Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlük sonrası taraflar eski projeler ekseninde yeni hamleleri hayata geçirmeye başladı Öyle ki, bu hamleler sadece Türkiye sınırlarındaki Kürtlerle kalmıyor, giderek tüm Kürt coğrafyası üzerinden şekilleniyor. Bilindiği gibi ABD 1960'lardan buyana yıllardır Kürlerin özerk bir bölge olarak Türkiye'ye bağlanmasını planlamış ancak Türkiye buna karşı çıkmış ve bu proje zamana yayılmıştı 1965 Johnson'un mektubu sonrası ABD Türkiye ilişkilerinin gerilmesi, Türkiye'nin SSCB'ye yakınlaşması tehlikesi ve 1958'de Irak'ta SSCB yanlısı Baas Partisinin iktidara gelmesi ve 1966 Irak Kürtleri ile otonomi anlaşması yapması karşısında, ABD Türkiye'yi yanına çeken projeler hazırladı. Bun projenin en önemlisi kuşkusuz Irak Kürtlerinin Türkiye'nin garantörlüğüne bırakılmasıydı. Bu projeyi Emekli Amiral Vedii Bilget şöyle anlatıyor. "daha 1965 yılında Amerika Başkanı'nın ağzını aradığını. " İran -Irak-Türkiye Kürtlerini içeren ve Türkiye'ye bağlanacak bir federal cumhuriyetten" Bahsettiğini açıklamaktadır(Cumhuriyet Gazetesi 24 Şubat 1987) . Yine Sadi Koçaş anılarını anlatırken " Amerika CIA'nın klasik mücadele yolları ile 1965 'te AP'sini ve Sayın Demirel'i iktidara getirdiği zaman, karşılık olarak yeni Türk Hükümetinden bir istekte bulunmuştur. (Irak-İran ve Türkiye Kürtlerini Federe bir Cumhuriyet haline getirelim, bunu Türkiye'ye bağlayalım, hem de büyük toprak kazanmış olursunuz. )Atatürk'ten 12 Mart'a Anılar.4.Cilt 1917-1918) diyordu. Ancak o dönem Türkiye buna hazır değildi ve Ortadoğu ya açılmayı riskli buluyordu. Irak Kürtleri ise Irak ile Otonomi anlaşmasını kendileri için daha uygun bulmuşlardı. Aynı proje 1990 sonrası Çekiç güc'ün 36. paralelin kuzeyi ve 32 paralelin güneyinde konumlanması döneminde de yeniden gündeme getirilmişti. Bu konuyu Tuncay Günay, Akşam gazetesinde şöyle açıklamaktadır "CIA başkanı John Deutch'un dosyalarında Turgut Özal'a verilen plan ve haritada bulunuyordu. Bu plana göre" Türkiye, Musul-Kerkük'e inecek ve karşılığında bir Kürdistan devleti ve bir Türk özerk bölgesi kurulacak Bu devletçikler federasyonla Türkiye'ye bağlı olacaktı. (Akşam Gazetesi 28 Temmuz ) Özal, Musul ve Kerkük'ün işgal edilmesini istiyordu. Bu nedenlede PKK ile ateşkes yapmak istemiş. "Federasyon dahil her şeyin tartışılması gerektiğini"savunup, "Bir koyup üç almak istediğini "açıklamıştı. Bu riskli politika, zamanın Genel Kurmay Başkanı Necip Torumtay tarafından kabul edilmemiş ordunun, "Kuzey Irak'a girişinin çok tehlikeli bir bataklığa girmek olacağını" açıklamış sonrasında da, Genel Kurmay Başkanı Torumtay bu nedenle istifa etmişti. Bu dönemde Irak Kürtleri özerk bölge hükümeti kurulması konusunda gerek ABD gerekse Türkiye ile anlaşmıştı. Ancak PKK bu planlama dışında tutulmuştu. PKK bu gelişmeler karşısında 1989 Ocak ayında "I. Botan Eyaletini temel bir bölge olarak" değerlendirmiş, böylece kendi alanında buna direneceğini açıklamış "Bir parça özgür vatan toprağı" şiarıyla kurtarılmış bölgeler yaratmayı planlamış, 1990-1992 döneminde de " Botan- Bahdinan Savaş Hükümeti" ve " Ulusal Meclis "çalışmalarına başlamıştı. Bu dönemde yaşanan gelişmelerde Türkiye'nin Kürtlerin garantörlüğünü kabul etmeyişi üzerine Irak'ta Saddam hükümeti ABD tarafından devrilmiş Kuzey Irak Kürt Federe Devleti Irak'a bağlı olarak ABD garantörlüğünde kurulmuştu. PKK ise Kurtarılmış bölgeler yaratmasa da Irak sınırlarında, Kürt coğrafyasında da üslenmeyi başarmış ve bu güne kadar da varlığını sürdürebilmiştir. 1993- 2010 tarihleri boyunca yaşanan gelişmelerde Türk devleti başta kendisinin dışında kurulmuş Kürt federe devletini kabullenmekte zorlanmışsa da giderek Irak Kürt hükümeti ile ilişkilerini geliştirmiştir. PKK ile ilişkileri ise esas olarak tasfiye ve imha üzerinden gelişmiş bunun yanı sıra "Açılım" söylemleri altında Türkiye Kürtleri içerisinde kendisine yakın Kürt yaratma çabalarını geliştirmiştir. Ancak bütün bu tasfiye çabalarına rağmen başarılı olamamış ve Kürt sorununda çözümsüzlük yeniden savaşa evrilmiştir. Bu dönemde Türkiye kendi içinde bürokratik ve statik güçleri büyük oranda tasfiye edebilmiş veya kendi yeni düzenlemesine tabi kılmayı başarmıştır. Türkiye, Kuzey Irak macerasına yönelmiştir. Bir asırlık Musul- Kerkük'ü alma iddiasına ulaşmak için ordu üzerinden bir engel kalmıştır. Türkiye'nin Kuzey Irak Kürt federe Devleti ile entegrasyonu üzerinde bu gün için en büyük engel olarak İsrail görülmektedir. Bilindiği gibi İsrail Irak Kürtleri ile stratejik ittifak içindedir. Bu ittifak sadece İsrail veFedere Kürt devleti üzerinden değil, aynı zamanda ABD-Kürt ittifakında da oldukça belirleyicidir. Türkiye bu konuda garantörlük anlamında rol üstlenirken ABD dışında İsrail'le birlikte görünmeyi Ortadoğuda'ki çıkarlarına uygun bulmamaktadır. Bu gün İsrail ile ilişkilerinin sertleşmesinin nedeni Ortadoğu'da kimin söz sahibi olacağı kapışması ile birlikte aynı zamanda Kürtlerin tamamının garantörlüğünü kimin yapacağı meselesidir. Kuzey ırak Kürt federe Devleti Başkanı Sayın Mesut Barzani'nin son Türkiye ziyareti çerçevesinde yaşananlar Türkiye'nin eski proje üzerinden yeni adımlar attığını göstermektedir. Gerek, Ankara'da Barzani'nin Türk bayrağı altında kabul edilişi, gerekse "Lozan'nın nihai sınırlarına ulaşması"( Bilindiği gibi Lozan'da yarım kalan konu Musul ve Kerkük sorunudur) açıklamaları Kürt federe devletinin Türkiye'ye katılımını hazırlayan çalışmalardır. Türkiye'nin bu yeni yönelimi dikkate alındığında PKK 'nin "Dördüncü Dönem" açıklamaları ve demokratik özerk alanlar yaratılması açıklaması 1990'lı yılların stratejilerinin yeniden gündemleştiğini hatırlatmaktadır. PKK 'nin "demokratik özerk bölgeler" ilanına yönelmesi, hatta "Türk devletinin engelleyici müdahaleleri olduğunda devlet olmadan özerk bölgeler yaratılması" açıklamaları PKK'nin Türkiye'nin yeni hamlelerine karşı yeni atakları olarak algılanabilir. Bu açıklamalar PKK 'nin kendisini dışlayan ve Kürtlerin garantörlüğünü gerçekleştirmeye çalışan Türkiye karşısında kendisini ve bulunduğu alanı, yani belirli sınırları korumayı ve geliştirmeyi kararlaştırdığı açıklamalar olarak değerlendirilebilir. Bilindiği gibi PKK 1999 'dan bu yana Demokratik cumhuriyet anlayışı içinde sınırları gözetmeyen, toplumsal özgürlük çerçevesinde demokratikleşmeyi esas almıştı. Bu yapılan yeni açıklamalar Türkiye'nin PKK'nin tasfiyesi üzerinden Kürt coğrafyasında garantör devlet biçiminde rol almasına karşı PKK'nin de öncelikle demokratik özerk toplum yapılanması, engellemeler halinde de Demokratik özerk bölgeler adı altında kurtarılmış alanlar hedeflediğini açıklamaktadır. Ayrıca dönemin "stratejik devrimsel dönem" olduğu PKK yöneticileri tarafından altı çizilerek vurgulanmaktadır. Bu açıklamalar Kürt sorunun da 1993'e kadar yaşanan devrimci süreçten sonra evrimsel barışçıl çözümün günün koşullarında gerçekleşmediğini ve yeniden devrimci bir sürece girildiğini açıklamaktadır Bu yeni yaklaşımın taktiksel değil stratejik olduğu ise yine PKK tarafından ilan edilmiştir. Bunlar PKK'nin zorlamalar karşısında "Demokratik Cumhuriyet" projesini de aşan yeni bir stratejiyi hayata geçirmekten kaçınmayacağını göstermektedir. Bütün bu gelişmeler ışığında, dönemin oldukça sancılı geçeceği açıktır. Dönem sadece Kürt coğrafyası ile de sınırlı olmayacağı bir bütün olarak Ortadoğu'yu da peşinden sürükleyeceğini göstermektedir. Bu durumda Türkiye demokrasi güçlerinin süreci daha doğru algılaması ve yeni gelişmelere uygun konumlanması gerekmektedir. Herkesin zevkle oynadığı oyunlar burada! Araba yarışları, Barbie oyunları, savaş oyunları ve daha fazlası için hemen tıklayın! -- - Diwanxane, platformek azad u serbixwe; koma hemi Kurda ye. Diwanxane grubeke ideolojik nine. Li ve dere demokrasi serdest e; hemu Kurd dikarin bir u ramanen xwe bi serbesti binin ziman. Lebele di nava me de heqaret u rexneyen reshkirine qedexe ne. Ji kerema xwe, hevalen ku Kurdi dinivisin, dixwinin an ji teze hin dibin; ki dibin bila bibin, deweti Diwanxane bikin. - Diwanxane; en genis katilimli, ozgur Kurd mail grubu. Her yazinin hukuki sorumlulugu yazarina aittir. Kurd milliyetciligi esas alinir. Her inanisa, her millete saygili olan bu BAGIMSIZ grupta ideolojik kaba propagandalara sicak bakilmaz. Imlasi, anlatimi savruk; saldirganlik ya da siddet iceren gereksiz mailler onaylanmaz. Kurtce mesajlara oncelik taninir. MODERATORLER: Serger Barî, Xanim Rojda, Mihemed Rojbin ANA SAYFAMIZ: http://groups.google.com.tr/group/diwanxane _________________________________________________________________ Hotmail: Trusted email with powerful SPAM protection. https://signup.live.com/signup.aspx?id=60969 -- - Diwanxane, platformek azad u serbixwe; koma hemi Kurda ye. Diwanxane grubeke ideolojik nine. Li ve dere demokrasi serdest e; hemu Kurd dikarin bir u ramanen xwe bi serbesti binin ziman. Lebele di nava me de heqaret u rexneyen reshkirine qedexe ne. Ji kerema xwe, hevalen ku Kurdi dinivisin, dixwinin an ji teze hin dibin; ki dibin bila bibin, deweti Diwanxane bikin. - Diwanxane; en genis katilimli, ozgur Kurd mail grubu. Her yazinin hukuki sorumlulugu yazarina aittir. Kurd milliyetciligi esas alinir. Her inanisa, her millete saygili olan bu BAGIMSIZ grupta ideolojik kaba propagandalara sicak bakilmaz. Imlasi, anlatimi savruk; saldirganlik ya da siddet iceren gereksiz mailler onaylanmaz. Kurtce mesajlara oncelik taninir. MODERATORLER: Serger Barî, Xanim Rojda, Mihemed Rojbin ANA SAYFAMIZ: http://groups.google.com.tr/group/diwanxane