Kemal Burkay'ın dönüşü sonrasında yaşanan tartışmalardan yola çıkarak kaleme
aldığım yeni yazım www.ilkehaber.com'da yayınlandı. Karakter sorunu
nedeniyle yazıyı okuyamazsanız, aşağıdaki linkten de bakabilirsiniz.
Selam ve saygılarımla.

*Fehim Işık*
*_________________*
*
*

*Burkay'ın dönüşü ya da farklılıklarımız...*



PSK'nin eski lideri şair, yazar Kemal Burkay 31 yıllık sürgünden sonra geri
döndü. Geri dönüşü büyük bir ilgi gördü. Bu ilgi sonrasında, özellikle
sosyal medyada büyük çoğunluğu uç noktalarda olan epeyce yoruma rastlamak
mümkün. Burkay'ı AKP'li ilan edenler mi dersiniz, *MHP* cephesinden bakıp
Burkay'ın dönüşünü Türkiye'yi parçalama girişiminin yeni Habur'u biçiminde
değerlendirenler mi dersiniz; ne derseniz deyin sonuçta yorumun bini bir
para.

Elbet bu tür uçta gezen yorumların yanı sıra aklı başında değerlendirmeler
de yok değil. Özellikle *Oral Çalışlar*, Burkay'ı alabildiğine objektif
yansıtmaya büyük bir özen gösteriyor. Hatta belki de Türkiye siyasetini iyi
bilen, medyasını iyi tanıyan biri olarak Burkay'ın mihmandarlığını da
yapıyor diyebiliriz. İyi de yapıyor.

Burkay Türkiye'ye dönmeden önce de, döndükten sonra da her açıklamasını, her
yazısını takip edenlerdenim. Zaman zaman yorumlarında karşı çıktığım yerler
olduğu gibi, hah işte aynen budur, dediğim değerlendirmeleri de oldu.
Örneğin seçim döneminde *HAK-PAR*'ın bağımsız Kürt adayları desteklemesine
karşı çıkmasını anlayamamış ve yanılabilirim ama, bunun nedenini de daha çok
ülkeden uzak olmasına bağlamıştım. O HAK-PAR'ın seçimlere kendi kimliği ile
katılmasından yanaydı. Bu olmayınca, "HAK-PAR yanlış yaptı," diyerek
seçimleri protesto etme anlamına gelecek düşüncelerini dillendirdi.

Elbet zaman zaman AKP'ye gereğinden fazla güven duymasını da yadırgadım.
Örneğin bazı yazılarında AKP'nin* **"Demokratik Açılım"*politikasına hak
ettiğinden fazla değer biçti. Neyse ki AKP'nin pragmatizmi, "Demokratik
Açılım"ın giderek "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"ne dönüşmesi,
Başbakan'ın dilinden düşürmediği* **"Tek Millet, Tek Devlet, Tek
Bayrak"* söylemleri
Burkay'ın AKP'nin politikalarına hak ettiğinden fazla değer vermesinin önüne
geçti.

Tüm bunlar bir yana; kanaatimce esas olan bu geri dönüşten Kürtlerin ne gibi
sonuçlar çıkarması ve durumu nasıl kendi lehine çevirmesi gerektiğini
tartışmaktır.

Yıllardan beridir yazarım; kabul edin ya da etmeyin ülkede sıcak gündemin
içinde olmak ile dışarıda olmak değerlendirmelerimiz üzerinde de etkili
olabiliyor. Siz bir hareketin lideri olsanız bile en nihayetinde sıcak
gelişmeleri ülkedekiler kadar yakından izleme olanağınız yok. Fiziki değişim
bir yana, 31 yıldan bu yana korkunç bir sosyal ve siyasal değişim de var. En
azından 30-35 yıl önce, gençliğimizin ilk yıllarında kahveye giderken
paramızın olup olmadığına bakmazdık. Bilirdik ki paramız olmasa bile kahvede
içecek bir çayımız vardı. Oysa şimdi öyle mi? En yakın dostunuz bile paranız
yoksa size sırtını döner, görmezlikten gelir. Artık eskisi kadar komün
değiliz; hatta alabildiğine bencil bireyleriz. Hele birimiz düşmeye görsün,
bir tekmeyi de biz basarız.

Belki acımasız bir yorum ama bugün ne yazık ki böyle.

Bu örnek bile değişimin ne düzeyde olduğunu göstermeye yeter bir örnektir.

Madem bunca büyük değişimin yaşandığı, eski siyaset tarzlarının ve
dengelerinin yerini yeni siyaset tarzları ve dengelerinin aldığı bir
dönemdeyiz, o zaman gardımızı da, safımızı da buna göre belirlemeliyiz.
Hiçbir şeye gücümüz yetmezse bile en azından Kürtlerin özgürlük
mücadelesinin aleyhine olacak, olabilecek tavırlardan kaçınmalıyız.

Tüm bunları yazarken, elbet derdim Kemal Burkay'a veya onu AKP yanlısı gibi
göstermek isteyenlere akıl vermek değil. Ne Burkay'a, ne de Burkay'ı AKP'li
gibi gösteren, görmek isteyen Kürtlere akıl vermek işim de değil, haddim de
değil. Üstelik bunların çok da benim aklıma ihtiyaçlarının olmadığını
biliyorum. Ama tüm bunlardan şu sonucun çıkarılması gerektiğine inanıyorum:
*Sonuçta bugün Kürt hareketi eğer hala istediğini elde edebilmiş
değilse,* bunun
en önemli nedenlerinin başında hem yaşanılanları kendi gerçekliği dışında
değerlendirmemiz, hem de farklılıklarımızı giderek yok etmemiz, köreltmemiz
gelmektedir. Demokratik bir düzeni hedefleyen bizler, ne yazık ki kendimiz
gibi düşünmeyen herkesi tu-kaka ettik ve bu konuda alabildiğine ustalaştık.

Bu minvalde ben hem Burkay'ın, hem de farklı görüş ve yaklaşımları olan her
Kürt bireyi ve yapılanmasının Kürtlerin bir zenginliği olarak
değerlendirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Beğeniriz ya da beğenmeyiz,
Burkay, Kürt ulusal hareketinin önemli aktörlerinden biridir. Burkay'ı bir
nebze de olsa tanıyan biri olarak *50 yıllık bir mücadeleden sonra* kişisel
ikbal peşine düşmeyeceğine, Kürt ulusal hareketinin aleyhine bir tutum içine
girmeyeceğine de inanırım.

Burkay'ın hassas bir dönemde dönüş yapması nedeniyle özellikle döndükten
sonraki her açıklamasını daha bir dikkatle izledim. Geçtiğimiz akşam *CNN*'de
Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programında da neredeyse her sözcüğünü not
ettim. Başarılı bir program olmasının yanı sıra Burkay'ın her kelimesini
seçerek dillendirdiğini, tüm program boyunca da ağırlıkla kendini
anlattığını söylemek mümkün. Bir siyasetçi açısından da en doğru olanın
kendisini anlatması olduğuna inanırım. Burkay'da ağırlıkla bunu yaptı. PKK
ile farklarını ortaya koydu; yakınlaşma dönemlerini ve yakınlaşmanın
nedenlerini açtı; Kürt sorununun çözümü için yapılması gerekenleri kendi
penceresinden paylaştı. Elbet Kürt hareketinin diğer kesimlerine özellikle
de PKK'ye eleştirilerini yöneltti; AKP politikalarını da eleştirdi; ama en
önemlisi Kürt hareketinin diğer kesimlerine karşı da, çözümün diğer tüm
aktörlerine karşı da hep yapıcı ve mülayim bir tutum içinde oldu.

Burkay elbet PKK'den, BDP'den ayrı düşünüyor. Bu nedenle onun bir PKK'li ya
da BDP'li gibi davranmasını bekleyemeyiz. Hatta bırakın *PKK*veya BDP'yi
zaman zaman kendine yakın gördüğü HAK-PAR'la, hatta kendisi gibi düşünen yol
arkadaşlarıyla da farklı yaklaşımlar gösterebilen biri, Burkay.

Burkay'ın dönüşünü ve açıklamalarını bu yönüyle değerlendirdiğimizde bir kez
daha görüyoruz ki Kürt hareketinin en büyük ihtiyacı farklılıklardır;
farklılıklara tahammül göstermektir.

Ne yazık ki Kürt hareketindeki farklılıkları el birliğiyle yok ettik;
aydınlarımızı, sanatçılarımızı, yazarlarımızı adeta hadım ettik. Hadım etme
girişimlerini, aynı düzeyde olmasa bile *PSK*'sinden PKK'sine, BDP'sinden
HAK-PAR'ına, neredeyse her Kürt hareketinde gördük. Üç kişilik örgütlerimiz
bile birbirlerinin başının etini yemekten, birbirlerini hadım etmeye
uğraşmaktan Kürt halkını özgürleştirmeye ne yazık ki zaman ayıramadılar.

Bugün ise bize gerekli olan Kürtlerin tüm kesimlerinin, farklılıklarıyla
birlikte bir arada olmasını savunmak ve hatta mümkünse bu biraradalığı
sağlamaktır. Kendine aydınım, sanatçıyım, yurtseverim, yazarım, duyarlıyım
velhasıl kelam Kürdün özgürlük mücadelesinin yanındayım diyen her bireyin,
her kesimin bu farklılıkların bir araya gelmesini zorlamada, en azından
birbirlerine bel altı vurmalarını önlemede payları olmalı.

Hal böyle iken yazımın ilk cümlelerinde de dediğim gibi, özellikle Burkay'ın
gelişinden sonra sosyal medyada, Kürtler arasında, Kürt gençleri içinde
karşılıklı bel altı vuruşlar alabildiğine arttı. Belki bu türden bel altı
vuruşlar*facebook*'ta, *twitter*'de reyting yapar. Ama emin olun, bunların
hiç biri Kürt hareketinin işine yaramaz. Tam aksine Kürtleri kendi içinde
çatıştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürer.

Madem Burkay geri döndü ve sorunsuz bir biçimde Türkiye'deki siyasal yaşama
dahil oldu; benim de ikrar etmemde sakınca yok. *Burkay'ın düşüncelerini ta
1975-76'larda, daha 14-15 yaşındayken benimseyerek siyasete başlayanlardan
biriyim.* 12 Eylül büyük bir cendereydi ve hepimizi ezip geçti. Kopan
ilişkilerimizi 1987'lerden itibaren tamir etmeye başladık ve ilişkilerimizin
düzene girmesinden, özellikle de 1989'dan sonra Burkay'ın siyasi çizgisinin
yürütücülüğünde farklı düzeylerde sorumluluklar da üstlendim. Yaklaşık oniki
yıl önce de ağırlıkla ilegalizme olan inancımı yitirmem nedeniyle eski
siyasi geleneğimle yollarımı ayırıp onlarla dost kalmayı yeğledim.

Bugün eski yoldaşlarımla benzer birçok yanım olduğu gibi elbet farklı
yaklaşımlarım ve bakış açılarım da var. Ama şunu da hiç unutmam; Burkay en
azından 50 yıldır bu mücadelenin içinde olan biri. Biz Kürtler bu
deneyimden/birikimden yararlanmanın, bu deneyimi/birikimi daha etkili bir
biçimde, Kürt hareketini ayrıştırmadan, tam aksine onu zenginleştirecek,
bütünleştirecek, güçlendirecek bir yaklaşımla Kürt sorununun adil,
demokratik, barışçıl çözümünün hizmetine sunmanın yollarını aramalıyız ve
bulmalıyız.

Yoksa her farklılığımızı tu kaka ederek bir yere varacağımız yok.



*Yazının linki:*

http://www.ilkehaber.com/yazi/burkayin-donusu-ya-da-farkliliklarimiz-2018.htm

-- 
-  Diwanxane, platformek azad e, ideolojik nine, demokrasi serdest e; hemu Kurd 
dikarin bi rengeki azad ramanen xwe binin zimen, kovar, malper u rojnameyen xwe 
bidine nasin, helbest an nivisen xwe parve bikin. Heqaret qedexe ye. Rojda 
Xanim, Serger Barî, Mihemed Rojbin ji bo niha moderator in. 
 
Navnisan: http://groups.google.com.tr/group/diwanxane
 
-  Diwanxane; Kurtceye kucuk bir adim icin kurulmus en buyuk Kurd mail grubu. 
Hukuki sorumluluk yazara aittir. Kurd kultur milliyetciligi esas alinir. 
Duzeysiz mailler onaylanmaz. Kurd dillerindeki mesajlara oncelik taninir.

Cevap