*DÜNYANIN ORTASI KÜRDİSTAN’DIR* 

 

Rivayet edilir ki Papazlardan biri, Nasreddin Hoca'ya sormuş: 
- "Hoca Efendi, dünyanın ortası neresidir?" 
Hoca otlayan eşeğini göstererek: 
- "Eşeğimin şu anda sağ ön ayağının bastığı yerdir." 
- " Nereden biliyorsunuz?" demiş papaz. 
- "İnanmıyorsanız gidin ölçün!" demiş Hoca. 

Ben de bu fıkraya istinaden diyorum ki artık dünyanın ortası, adı konmayan 
*Kürdistan*’dır. Dünyanın gündemi ise Kürdistan’ın meskûnlarıdır. 
İnanmayan, ya araştırsın ya da biraz düşünsün diyorum. 

Artık 21. yüzyılın her vakasında, isteyen veya istemeyen her kişi Kürt ve 
Kürdistan adını zikretmek zorunda kalıyor. Bu, *Evliya Çelebi*’nin “
*Kürdistan-ı* *Sengistan*”(taşlık ülkesi Kürdistan) dediği Kürdistan’dan, 
ya da *İmam **Suyuti*’nin kendileri için “*Dünya x**îretinin *(gayret, onur)* 
onda dokuzu Kürtlerdedir*” dediği Kürtlerden de kaynaklanmıyor. Bu bölgenin 
üç önemli hususundan kaynaklanmaktadır. Bunlardan biri *"Jeopolitik*", 
öteki, "*ekonomik*" sonuncusu da "*siyasal-kültürel*" boyuttur. İşte bu üç 
özellik, Kürt coğrafyasına dünyanın ortası olma vasfını kazandırmıştır.  

Her ne hikmetse Kürtlerin her başarısı ve vakası, gerek Türkiye’de gerekse 
dünyada heyecan uyandırmaktadır. Belki de bunun farkında olmayan sadece 
Kürtlerdir. Kürtler, bu etkin ve çekim güçlerinin farkında bile 
değillerdir. Bunu dünya alem fark etmiş olmalı ki, var olan başarıları da 
Kürtlerden saklamaya çalışırlar. Kürtler DAİŞ’le çatışır; ancak DAİŞ’in 
aleyhine toplanan kongrelere çağrılmazlar. Çıkan başarıyı, ya Irak’a ya da 
Koalisyon güçlerine mal ederler.  Kürtler de nihayetinde kazanımlarını, 
himayesinde bulundukları ülkeye hibe ederler. Hatta uğruna nice bedenleri 
feda ettiği *Şengal** Bölgesi*’ni Kürdistan’dansa Irak hükümetine 
devredelim derler. Birileri devlet deyince “*istemez”* derler. Mustafa 
Kemal *“Türk Övün Çalış Güven*” derken, Bizimkiler “*Kürt, övünme, çalış 
ama kendine güvenme*” parolasını şiar etmişlerdir. 

Aynı halet-i ruhiye ve halet-i siyasiyeyi 7 Haziran seçimi sonuç 
değerlendirmelerinde de gördük.  Efendim, *emanet oy* diye bir hikâye 
uydurdular. Neymiş, seçimlerden alınan başarı da, Kürtlere mal edilmemeye 
çalışıldı. Demek istenen, bizler *Türk solu ve diğer ezilenlerin sayesinde 
barajı aştık*. Neyse ki Kandil konuya el koyunca emanet konusu kapandı. 
Hâlbuki Kürt halkı 18 yaşından, 130 yaşındaki Siirtli *Mehmet Esen* dedeye 
kadar herkes seferber oldu. Neticeyi de hep birlikte aldı. Asıl olan diğer 
partilere emaneten (özellikle Ak Parti’ye) verilen oylar, aslına rucu 
edildi. Öyle anlaşılıyor ki Hüda-Par tabanının bir kısmı da oylarını HDP’ye 
vermiş görünüyor.  Çünkü evdeki hesap çarşıya uymuyor. Örneğin, 2014 yerel 
seçimlerde Hüda- Par’ın Diyarbakır’da aldığı oy: *33196’*dır. 7 Haziran 
2015’te aldığı oy ise *27886’*dır. Fark *5250*’dir. Oysa o günden bu güne 
Hüda-Par hem kurumsallaşmış hem de tabanını artırmıştır. Peki, bu oylar 
nereye gitti? 

Sanıldığı gibi oylar *CHP tabanından veya sol versiyonlardan gelmemiştir*. 
Çünkü CHP oy kaybına uğramamıştır.  HDP’ye kayan ezilen ve azınlık 
kesiminin oy oranı kanımca %1,5-2’yi geçmemektedir.  Onlara da zaten 
*fazlasıyla 
temsil hakkı* tanınmıştır. Seçim sonuçlarına bakılırsa *%5-6’lık bir oy 
oranı AKP’nin Kürt tabanından **HDP’ye** intikal etmiştir*. Buna bakılırsa 
aslında HDP sanıldığı gibi sadece bir sol partisi değil, aynı zamanda sol 
kadrolu bir sağ partisidir. HDP, siyasetini değiştirip bölücülük 
damgasından kurtulmaya çalışıp *Türkiyelileşme* politikasını güdünce batı 
illerindeki Kürtler de rahat bir şekilde ona oy verebilmişlerdir. Daha 
önceleri göbek bağıyla bağlı bulunduğu yerlerde, *bölücü* ve *ihanetçi* 
muameleye maruz kalmak istemediklerinden HDP’ ye oy veremiyorlardı. HDP bu 
kaygıyı giderince onlar da HDP’yi adres olarak gördüler. İşin doğrusu *Kürtler, 
öze dönüş yapmak istiyorlar. Artık taklit ve gösteriş yapmaktan 
bıkmışlardır.*   

Peki HDP, kendisine sığınan bunca- kendilerinin deyimiyle- ezileni, *kendi 
ağaçlarının gölgesinde barındırabilecek mi, ya da herkese eşit veya adil 
bir şekilde zeytin dağıtabilecek mi?* Onu zaman gösterecektir.  Eğer HDP 
eskisi gibi örgüt mantığıyla veya dar ideolojik bakış açısıyla hareket 
ederse şimdiden kaybetmiştir. Meclise yetişebilir; ancak mecliste dağılmak 
zorunda kalacaktır. Yok, *tüzüğündeki* gibi hareket ederse zaten 
kazanmıştır, kazanmaya da devam edecektir. 

HDP’nin kazanması bazıların sandığı gibi Türkiye’nin bölünmesi veya 
yıkılması anlamına gelmemektedir. Bazı dindar kardeşlerimizin de 
beyinlerinde oluşturdukları, bir algı vardır.  Ümmet bölünecek, din-iman 
gidecek, küfür gelecek gibi algılara kapılmamaları gerekir. Onların bu hali 
İslam’ı AKP ile özdeşleşmelerinden kaynaklanmaktadır. Oysa İslam, Ak Parti 
ile gelmemiştir ki Ak Partiyle gitsin. İşin tuhaf tarafı, Kürt partileri 
haricinde diğer partiler, %10-20-30-50 aldıkları halde ne din-iman gidiyor 
ne de kıyamet kopuyor. Birileri HDP üzerinden oyun kurabilir. HDP, kurulan 
oyunlara gelmemeli, bu oyunları derhal bozabilmelidir. Aksi takdirde 
akıbeti AKP’den beter olacaktır. İyi biliniz ki Kürdün, Kürde minneti 
yoktur. 

Bana göre dünyada bir kader vardır.  O kader, dünyadaki hak, hukuk ve 
düzendir. Bu kadere aykırı hareket edenleri; kader, heder eder. AKP 
ampulüyle birçok tarafı kısmen de olsa aydınlatmıştır. Ancak zamanla 
ampulün sıcaklığı halkı rahatsız etmeye başlamıştır. Halk, AKP’den eza 
vermeyen aydınlanma cihazlarını kullanmayı istemişse de Ak Parti ampulde 
ısrar etmiştir. Hep ampulün aydınlık özelliğini dile getirmiş, eza verici 
ısısını görmezden gelmiştir.  Özellikle Kürt halkı ampulün bunaltıcı 
sıcaklığından ağacın gölgesine sığınmak zorunda kalmıştır.  

 Sayın Cumhurbaşkanına sözümüz odur ki; bir Cumhurbaşkanı olarak Türk 
siyasi geleneğine aykırı bir şekilde kendi eski partisi için yollara 
düşersen, demokratik bir tepki olarak senden yüz çeviren Kürt kadınları 
için bir Cumhurbaşkanı olarak “ *Edebim el vermiyor; ama bana k…..**nı** 
çevirmişler*” dersen, “*Ha düştü ha düşecek dersen*.” *Robosk*i’yi örtbas 
edersen, ne bileyim tevazunun abidesi olması gereken *Diyanetin* başındaki 
zata, zorla *zırhlı araç* tahsis edersen, buna da *çerez parası* dersen ve 
nihayet, Kürt sorunu vardır dediğin için sana oy veren kimselere karşı  “*Kürt 
sorunu yoktur*” dersen, bilmez misin o kimseler de “*Kürt sorunu yoksa sana 
da oy yoktur*”  diyeceklerdir. 

Oysa sizler Allah’ın şu ayetini dinleseydiniz belki de bu duruma 
düşmeyecektiniz. “*O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak 
davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından 
dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş 
hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp 
güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. (Ali İmran 159)* 

Demek ki; 

1-Yumuşak davranacaksın,

2-Kaba ve katı yürekli olmayacaksın, 

3-Affedici olacaksın, 

4-Af olunmaları için aracı olacaksın, 

5- Danışacaksın, kendi başına buyruk olmayacaksın, 

6- Kararlı olacaksın, kararında samimi olacaksın,  

7-Nihayetinde güven vereceksin ve Allaha güveneceksin; çünkü Allah 
kendisine güvenenleri sever. 

Aksi takdirde  “*Etrafındakiler dağılıp giderler.*”  böylece güçten 
düşersin.  

Yanlış anlamayın, bu ayet herkes için geçerlidir. Sadece AKP için değil, 
özellikle HDP, çok çeşitlilik arz ettiği için bu ilkelere daha çok dikkat 
etmelidir diyorum. 

HULASAYI KELAM WESSELAM 

 

                                                                             
12/06/2015 

                                                                       
Ziyaeddîn 
EMBARÎ

 

-- 
-- 
-  Diwanxane, platformek azad e, ideolojik nine, demokrasi serdest e; hemu Kurd 
dikarin bi rengeki azad ramanen xwe binin zimen, kovar, malper u rojnameyen xwe 
bidine nasin, helbest an nivisen xwe parve bikin. Heqaret qedexe ye. Rojda 
Xanim, Serger Barî, Mihemed Rojbin ji bo niha moderator in. 
 
Navnisan: http://groups.google.com.tr/group/diwanxane
 
-  Diwanxane; Kurtceye kucuk bir adim icin kurulmus en buyuk Kurd mail grubu. 
Hukuki sorumluluk yazara aittir. Kurd kultur milliyetciligi esas alinir. 
Duzeysiz mailler onaylanmaz. Kurd dillerindeki mesajlara oncelik taninir.

--- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Diwanxane" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to diwanxane+unsubscr...@googlegroups.com.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap