Bülent Esinoğlu <bulentesino...@gmail.com>
30 Nisan 2011 22:26


*Namus Birikimi*

Bülent ESİNOĞLU

Amerika'nın, Avrupa'nın reformlar, dini ve etnik özgürlükler ve bölücü terör
üzerinden ülkemizi devamlı tehdit altında tuttuğu, halkımızın kavramaya
başladığı bir gerçektir.

Amerika ülkemizi bölmek üzere uyguladığı planın birinci aşamasını tamamlamak
üzerdir.

Mücadele etmekten kaçınanlar, mücadele içinde olup da terk etme niyetinde
olanlar, Cumhuriyetin Sonbaharı, Cumhuriyetin son genel seçimi demeye
başladılar.

Yılgınlığın ve çaresizliğin ürünü...

Amerika bir taraftan Arap Baharını kutlarken, öte yandan, Türkiye'nin
bölünmesinde yürüttüğü projenin kilometre taşlarını döşüyor.

Muhalefet bir yandan" *kaset komploları*" ile teslime zorlanırken, öte
yandan muhalefet içindeki unsurlar Haçlı İrtica ile birliktelik arıyor.(
Libya'ya Haçlı çıkarmasında Amerika ile birlikte hareket ediyorlar)

Aydınların bir bölümü teslimiyete hazırlanırken, diğer bir bölümü mücadeleye
soyunuyor.

On yıl önce teslim olacağına inanmadığımız kişiler teslim oluyor. On yıl
önce vatan mücadelesinde yer alacağına inanmadığımız kişiler mücadele
cephesinde yer alıyor.

*Tehditleri Fırsatlara Dönüştürebiliriz*

İşte tehditleri fırsata dönüştürebiliriz derken, bu mücadele cephesini
büyütmeyi kast ediyorum.

Çünkü hala bu ülkede namusunu muhafaza eden, çürümemiş, emperyalizme teslim
olmamış büyük bir namus birikimi mevcuttur.

*Devrimci olmasa bile, alt yapısı, tarih bilgisi, ideolojisi yetmese de,
biriktirdiği namus birikimi onları mücadelenin içine çekiyor.*

Çünkü namus, vatana karşı namustur. Birlikte yaşadığın halkına karşı
namustur.

Vatana karşı namusu olmayanların, hiçbir ilişkide namuslu olması beklenemez.

Namusu sadece bir ahlaki mesele olarak alamazsınız. Namus varlığımızı
korumanın en önemli cephanesidir.



Birisi yaşadığı toprak ve halk için savaşırken, öteki başkasının emelleri ve
ihtiyaçları için savaşacaktır.

Meseleye böyle baktığınızda, namus atom bombasının yapacağından daha çoğunu
yapar.

Namus mücadelesinde, miktar önemli değildir. Nitelik önemlidir. Namusun
dayanıklılığı önemlidir.

İntihar bombacısı kendisini İsrail'e karşı savunurken, vücudu ile vatanını
savunur. Onu bu kadar cesur yapan namusudur.

Emperyalizmin tüm psikologları, tüm uzmanları bu intihar bombacılarının  "nasıl
oluyor da, kendini feda ediyor" hususunu inceliyorlar.

Sebebini bulamıyorlar.

Çünkü orada, emperyalizmin bilimi bitiyor. Namus devreye giriyor.

Emperyalizmin namusu olmadığı için namusu çözemiyor.

Emperyalizmin en büyük düşmanı, bizim gibi ülkelerde  "*biriken namustur*".

Namus birikimi her şeyin üzerindedir.

Namus savaşında miktar önemli değildir.

Zaten emperyalizm ile savaş; namussuzlar ile namus birikiminin önderleri
arasında geçecektir.

Varlığımızı savunmak namustur. Namus birikiminin verdiği enerji, tehditleri
fırsatlara dönüştürür.

Kurtuluş Savaşının gerçek cephanesi de, ülkenin namus birikimi idi.

30.4.2011, bulentesino...@gmail.com

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
To unsubscribe from this group, send email to 
gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
For more options, visit this group at 
http://groups.google.com/group/gugukluhayat?hl=en.

Cevap