------------------------------------------------------------------------

*El elin eşeğini CV ile ararmış
<http://globalekonomikmonitor.blogspot.com/2014/11/el-elin-esegini-cv-ile-ararms.html>!***

Bugün iş arayan herkesten bir CV yazması isteniyor.
Yazılanların %90'ının kontrolü yapılmadığı için herkes tüm yaratıcılığı
ile yazıyor.
İnsan Kaynakları yöneticilerinin doğru ve yalanı nasıl ayırdıkları belli
değil ama sonuçta iş hayatınızı büyük ölçüde bu açıklamalar çiziyor.
Yani aslında CV yerine bir bakıma kullanma kılavuzunuzu yazıyorsunuz.
Patronlar da bu yazılanlarla sizi nasıl kullanacaklarını anlıyorlar.

Eğer CV'niz beklentilerin altında kalıyorsa işe kabul edilmeniz mucizedir.
Hayatınızı özetleyecek gelişmiş bir edebiyat yeteneğiniz yoksa (ki
olsaydı zaten yazar olurdunuz) babanızın parasıyla gittiğiniz okullara
bakılır.
İdeallerinizin, başarma arzunuzun, dürüstlüğünüzün, yürekliliğinizin,
yardımseverliğinizin ya da mütevaziliğinizin hiç önemi yoktur.
Bir insanı insan yapan değerlerin hiçbiri aranmaz iş hayatı için.
Ama iş hayatı tersini söyler.
CV olmadan kişinin özellikleri anlaşılamazmış, ne iş yapacağı
belirlenemezmiş, kendisini nasıl tanımladığı bilinemezmiş, falan filan.
Elbette bir CV'niz olsun (çünkü bu gerekli) ama şunu asla unutmayın.
CV, saçmalığın daniskasıdır ve büyük bir palavradır.
Bir CV hiçbir şeyi açıklayamaz ve bir iş için doğru kişinin bulunmasına
yardımcı olamaz.
Eğer bunun tersini savunuyorsanız, aşağıda ilanlara gelen özgeçmişleri
okuyun ve karar verin:
Bir İnsan Kaynakları uzmanı ya da patron olsaydınız bu adamları işe alır
mıydınız?**

*İlan 1: Matematikçi aranıyor!***

*Gelen CV şu şekilde: ***

Matematiği çok seviyorum ama üniversiteyi bitirdikten sonra doğru düzgün
bir işte hiç çalışmadım.
Yani iş tecrübem yok.
Akademik bir ünvanım da yok.
Psikolojik sorunlarım olduğu söyleniyor ama aslında bilim adamlarının
para karşılığı çalıştırılmalarına dayanamıyorum.
Birkaç yıldır insanlardan uzak bir kulübede yaşıyorum ve sadece
matematik üzerine düşünüyorum.
Bana referans olacak bir kişi bile yok.
Aradığınızda ulaşacağınız bir telefon numaram da yok.
İnsanlar beni deli zannediyor.
Üstelik iş görüşmesine gelecek otobüs parasına da sahip değilim.
Bugüne kadar hiçbir ödül de almadım.

Ne dersiniz, siz olsanız bu adamı matematikçi olarak işe alır mıydınız?
Muhtemelen CV'sini yırtıp çöpe atardınız.
Haksız da sayılmazsınız.
Peki, işe almadığınız bu adamın kim olduğunu merak ediyor musunuz?
Gelin öyleyse bu adamı yakından tanıyalım.

100 yıldır araştırılan, birçok kez çözüldüğü düşünülen ama sonunda
çözümünün bulunamadığına karar verilen efsanevi Poincare problemini 36
yaşındaki bu Rus matematikçi çözmüştü.
Çözümü de isimsiz olarak internette yayınlamıştı.
Çözümü çalmaya kimse cesaret edememişti.
Çünkü çözümü anlayabilen tek kişi bile çıkmamıştı.
*Uzman matematikçilerden oluşan kurulun çözümü anlaması tam dört yıl
sürmüştü.*
Sonunda çözümün doğru olduğu anlaşılmıştı.
Matematiğin Nobeli ve 1 milyon dolar bu matematikçiye verilmişti.
Ama o ne ödülü ne de parayı kabul etmişti.
Küçük bir kulübedeki fakir hayatına dönüp ortalardan kaybolmuştu.
Son yüzyılın en büyük matematikçisi kabul edilen bu kişi Grigori
Perelman'dan başkası değildi.

*İlan 2: Psikolog aranıyor!*

Gelen CV şu şekilde:

Son dört yılımı Nazi kamplarında tutsak olarak geçirdim ve yeni çıktım.
Oradayken ne konumla ilgili bir kitap okudum, ne de araştırma yapabildim.
Çoğu zaman ölmemek için mücadele ettim.
Bilimdeki gelişmelerin neler olduğunu bile bilmiyorum.
Üniversitede öğrendiklerimi tamamen unuttum.
Bilim dünyası saygı duysa da Maslow'un ihtiyaçlar piramidinin saçmalık
olduğunu düşünüyorum.
Okullarda psikoloji ile ilgili öğretilenlerin de çoğunun saçmalık olduğu
kanısındayım.

Ne dersiniz, dört yıldır çalışmayan birine iş verir misiniz?
Üstelik bilimin önemli teorilerine karşı çıkan ve öğretilen her şeyi
unutan birine?

Auschwitz toplama kampında geçirdiği üç yılda annesini, babasını,
kardeşini ve eşini yitirmişti.
Bu kadar acı ortalama bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği toplam
acı sınırının çok çok üstündeydi.
Ama o yıkılmamış ve çevresinde olup biteni meraklı gözlerle incelemişti.
Maslow'un ihtiyaçlar piramidini iyi biliyordu ama gördükleri bu piramide
pek uygun değildi.
Kamptan kaçma imkanına sahipken kalıp hastalara yardım etmeyi seçen
insanlar vardı.
Kendisi açken yemeğini yanındakine verenler vardı.
Öleceklerini bile bile gaz odalarına yanlarına en sevdikleri romanı
alarak giren gençler vardı.
Bilim gözlüğüyle olup biteni dikkatle izleyip Maslow'un piramidinin
doğru olmadığını anlamıştı.
Ona göre piramit değil, iki çeşit insan vardı: Soylular ve soysuzlar.
Aralarındaki fark ise sadece onur ve insanlıktı.
Kampta yaptığı gözlemlerle geliştirdiği logoterapi (anlam merkezli
terapi) ile son yüzyılın en önemli psikoloğu kabul edilen bu kişi Viktor
Frankl'ından başkası değildi.

*İlan 3: Satranççı aranıyor!*

Gelen CV şu şekide:

Hayatım boyunca satranç okuluna gitmedim, özel bir hocadan ders de almadım.
Çocukken çok satranç kitabı okudum, satranç bilgim buradan geliyor.
Bana genelde bir satranç oyuncusu olarak saygı duyulmuyor, çünkü büyük
oyuncuların hamlelerini öğrenmeye çalışmıyorum.
Üstelik ülkem beni vatandaşlıktan çıkardığı gibi vatan haini de ilan etti.
Yani bir kanun kaçağıyım.
Düşük ücretlerle çalışmayı da red ediyorum, kardan ben de pay isterim.
Unutmadan ekleyeyim, satrancın tüm kurallarına da karşıyım.

Bir satranç oyuncusu CV ile aranmaz ama eğer satranç takımına bir oyuncu
arasanız herhalde tercihiniz bu adam olmazdı.
Geçerli bir eğitimi olmadığı gibi uyum içinde çalışmayı da bilmiyor.
Üstelik büyük satranççılara karşı da bir hazımsızlığı var.
İlerleme yönünde büyük bir engel.
Hem asi hem kural tanımaz.
Bu adama kim iş verir?

Yaşadığı dönem boyunca satranç dünyasından fazla saygınlık görmese de
bugün satranççıların saygın birer hayat yaşaması için gerekli ekonomik
altyapıyı sağlayan kişiydi.
60’lı ve 70’li yıllarda satranç ustaları hak ettiklerinden çok daha az
para kazanıyorlardı ve bu onun kabul edebileceği bir durum değildi.
Bu yolda birçok kişi ve kurumla büyük bir savaşın içine girdi ve sonunda
kazandı.
Onun sayesinde tüm dünyanın izlediği müsabakaların gelirlerinin bir
kısmı, bu gelirleri yaratan satranççılara verilmeye başlandı.
1972 yılına kadar satrancın dünyada tek hakimi olan Ruslara meydan
okuyan ve Boris Spassky’i yenerek bu saltanata son veren satranç dehası
Bobby Fischer'den başkası değildi.
Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu kimdir sorusuna Fischer
dışında bir yanıt veriyorsanız, kafanızda bir şüphe mutlaka kalacaktır.

*İlan 4: Sosyolog aranıyor!*

Gelen CV şu şekilde:

Beş yaşında gözlerim kör oldu ve okula gidemedim.
Onbeş yaşında gözlerim tekrar görmeye başladığında ise okumayı öğrendim.
Hiç okula gitmedim ve gözlerim gördüğü günden beri rıhtımlarda liman
işçisi olarak çalışıyorum.
İşten arta kalan zamanlarımda kitap okuyorum.
Tüm hayatım bu kadar.

Bir sosyolog alsanız herhalde bir liman ırgatını almazdınız.
Üstelik bırakın üniversiteyi ilkokula bile gitmemiş birini.
Şüphesiz siz başarılı bir İnsan Kaynakları uzmanısınız!

65 yaşında bir liman işçisi olarak emekli olduğunda bütün dünyayı
şaşkına çevirmişti*"Kesin İnançlılar"* ve *"Aklın Muhteris Çağı"* adlı
kitapların yazarı olduğu ve sırf arkadaşlarından ayrılmamak için kendini
sakladığını herkes o zaman öğrenmişti.
Yazdığı kitaplar tüm dünyada milyonlarca satarken ve bilim çevrelerinin
en önem verdiği eserler arasında yer alırken, o sadece yük taşımayı
tercih etmişti.
İnsanlık tarihinin yetiştirdiği en ilham verici ve en saygıdeğer
sosyolog hiç şüphesiz Eric Hoffer'di.

*İlan 5: Ekonomist aranıyor!*

Gelen CV şu şekilde:

Uzun zamandır Amerika'da yaşıyorum ama burada ders verecek üniversite
bulamadım.
Bugüne kadar tek bir düzenli akademik pozisyon teklifi bile almadım.
Yardımlarla hayatımı geçindiriyorum.
Fikirlerimin saçma ve tehlikeli olduğu söyleniyor.
Yine de bu pespaye muamele karşısında kibarlığımı ve mizah duygumu
kaybetmiş değilim.

Amerika'da bile iş verilmeyen bir adama kim iş verir, öyle değil mi?
Belli ki uçuk bir soytarı!
Gerçekten gözünüzden hiçbir şey kaçmayan bir İnsan Kaynakları uzmanı
olduğunuz her halinizden belli oluyor.
Bu adam üzerinde konuşmaya bile değmez!

Tüm dünya ekonomilerini etkisi altına alan Chicago ekolünün parasalcı
kuramlarının karşısına insanı çıkaran ilk kişi oydu.
İdeoloji ve bilimsel yöntemi kötüye kullanan Chicago ekolüne karşı
Avusturya ekolünü yarattığında büyük kapitalist ülkeleri yerinden
hoplatmıştı.
Devlet bu kadar ekonomiye karışırsa bunun adı serbest piyasa olmaz
dediği için Amerika'da okullara girişi neredeyse yasaklanmıştı.
Bir teröriste, bir düzenbaza ya da bir kanun kaçağına tahammül
edilebilirdi ama devletlerin ekonomiyle istedikleri gibi oynamasına
karşı çıkan bir ekonomiste tahammül edilemezdi.
Hele devlet tekeline karşı çıkan bir ekonomiste asla.
Teori yerine insanı koyarak Avusturya ekolünü yaratan, liberteryen
hareketin en etkili ismi olan bu büyük ekonomist Ludwig von Mises'den
başkası değildi.

Michael J.Gelb'in *"Da Vinci Gibi Düşünmek"* adlı kitabında yer alan ve
Da Vinci'ye ait olduğu söylenen (sözde) CV'yi okuyanlar ve iş hayatının
şapşallıklarına kendilerini kaptıran eleştirel gücü zayıflamış insanlar
için bu yazdıklarımız iş dünyasının giyotininde idamı hakeden düşüncelerdir.
Çünkü onlara göre CV kutsaldır.
Ama bunun saçmalık olduğunu düşünen akıllı bir azınlığa göre ise
CV,*tıpkı demokrasinin de oligarşiyi gizlemesi* gibi, büyük bir
yanılsamadır.
Herkese eşit başvuru hakkı tanınır gibi yapılarak, şirketin yuvarlak
masasındaki şövalyelerin kendilerinden olanları işe almalarının önünün
açıldığı rahat bir ortam yaratılır.

Bugün orta ve üst düzey işler için CV'nin kullanıldığı durumlar istisnadır.
Genellikle alt düzey işlerde tercih edilir.
İşçiyi, satış görevlisini, çağrı merkezi çalışanını ya da temizlik
görevlisini seçmeye yarar.
Çünkü bu işlere talep o kadar yoğundur ki, iş başvurularının altından
kalkmak mümkün değildir.
Herkese fırsat eşitliği verilmiş gibi yapılarak aralarından sadece bir
veya birkaçını işe almanın en nazik yolu CV'dir.

Düşünün, patronuna çaycı arayan bir İnsan Kaynakları uzmanı; çaycıyı
nasıl bulması gerekiyor sizce?
İnsan Kaynakları çalışanları kızacaklar ama yanıt açık: El elin eşeğini
CV ile ararmış!

------------------------------------------------------------------------

a45UyF587661-141126131832-01
^^^^^ <strict.html#BAS> - vvvvv <strict.html#SON>


 
-- 
a45UyF587661
^^^^^ <strict.html#BAS> - vvvvv <strict.html#SON>
Oraj POYRAZ

Ab imo pectore
Kalbin derinliklerinden (durustlukle)

Latin Atasozu




Lev i mahfuz
HADID 22.yeryuzunde vuku bulan ve sizin basiniza gelen herhangi bir
musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan once, bir kitapta yazilmis olmasin.
Suphesiz bu, Allah a gore kolaydir.
SAFFAT 96.oysa ki sizi ve yapmakta olduklarinizi Allah yaratti, dedi.
BURUC 85/21-22.dogrusu sana vahyedilen bu kitap, levhi mahfuz da bulunan
sanli bir Kur an dir.
EN AM 59.gaybin anahtarlari Allah in yanindadir; onlari o ndan baskasi
bilmez.
O, karada ve denizde ne varsa bilir; o nun ilmi disinda bir yaprak bile
dusmez.
O yerin karanliklari icindeki tek bir taneyi dahi bilir.
Yas ve kuru ne varsa hepsi apacik bir kitaptadir.


 
Mumine gelen her $ikinti, gunahlarina kefaret olur

(Buhari)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet
gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili
kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.



Risale-i Nur a karsi cikilamaz (itiraz) .
yapilacak her itiraz en ulu kisilerden , Kutbu l Azam dan da gelse
aldirirs edilmemeli...

Risale-i Nur un Hizmet Risalesi bolumunde.
Islam inanclarinda Kuran bildirilerine karsi cikilamaz, Kuran
elestirilemez, Kuran konusunda gundeme gelebilecek bir itiraz kesinlikle
suctur.
Islam dunyasinda peygambere Kutbu l Azam denir.
Bu cercevede Risale-i Nur un Kuran ile eslestirildigi gayet aciktir.
Bu tutum islam dinine gore buyuk suctur.
Oysa Risale-i Nur yazari buna aldiris etmez..!!



Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

Teal-i Islam (Islami Yuceltme) Dernegi'nin bildirisi - 1920



Iki Mustafa Kemal vardir; biri ben, et ve kemik, gecici Mustafa Kemal...
Ikinci Mustafa Kemal, onu ben kelimesiyle ifade edemem; o, ben degil bizdir!
O memleketin her kosesinde yeni fikir, yeni hayat ve buyuk ulku icin
ugrasan aydin ve savasci bir topluluktur.
Ben onlarin ruyasini temsil ediyorum.
Benim tesebbuslerim, onlarin ozlemini cektikleri seyleri tatmin icindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Gecici olmayan, yasamasi ve basarili olmasi gereken Mustafa Kemal odur.

Mustafa Kemal ATATURK



Yargi devlet hayatinin efendisi degil, devlet politikasinin hizmetkari
olmalidir.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)



PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI



Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir

Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52



Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
<mailto:ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com>
        Ayrilmak isterseniz de :
ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
<mailto:ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com>
        Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
        Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Reply via email to