Ben olayın orta yerinden gireyim.
ASLINI İNKAR EDEN HARAMZADEDİR.
Böyle denmiş.

Burada suçlama mirascıya yöneltilmiş.
Sanki öyle gibi duruyor.
Oysa hata var.
Haramzade ne demek?
Babası haram yiyen.
Babası haram yiyen kişi elbette red-i miras yapar.
Yani mirasını reddeder.

Peki Osmanlı haram yemiş mi?
Bence yememiş.
İngiliz, Habsburg, Romanof hanedanları ne kadar haram yemişse o kadar,
fazlası değil.

Evet, ben kesinlikle Osmanlı mirasına sahip çıkıyorum.
*
BENNNNNN................,*

Deli İbrahim,

Bedros II. Abdulhamid’in (: "Kurnaz". Genel bir Ermeni adıdır ve güya
II. Abdülhamid'in yüz hatları itibariyle Ermeniler'e benzediğini ima
için ona verilmiştir.
Wittlin'in anlattığı bir hikayeye göre, Abdülhamid'in babası I.
Abdülmecid değil, Abdülhamid'in annesiyle gizli aşk hayatı yaşamayı
başaran bir Ermeni'dir.
Abdülhamid'in annesi Trimüjgan'ın muhtemelen Ermeni olması daha kolay
anlaşılır bir açıklamadır.),

çelebi sultanlar ("Beyefendi". "Kibar Efendi", "Genç Efendi". II. Mehmed
dönemine kadar padişah oğullarına verilen ünvandır.),

Eğri Cihangir (Eğri-büğrü". Topal olan Cihangir'e verilmiştir),

Hezerpare (Bin parça, Ölümünden sonra kendisine yapılan suikasde işaret
etmek için Ahmed'e verilen ünvandır),

Kanbur (I. Mahmud'a verilmiştir),

Osmancık (Küçük Osman". I. Osman için kullanılmıştır.),

Sarhoş, Sarı, Sığır Selim (II. Selim, Sarı, Soluk),

Mest Selim, (Sarhoş, II. Selim'e verilmiştir),

Kanlı Abdülhamit (II. Abdülhami)

Sofu Beyazid (II. Bayezid'e verilen ünvandır),

*Ve kalan diğer bütün padişah, şah, emir, halife, kıl, tüy artık ne
varsa, bunların hepsine sahip çıkıyorum.**
**Bunların delisi de, gerisi de, artık kalan ne  varsa benimdir, bendendir.*

Bunlarla ilgili ne varsa gelin bana sorun.
Ben gereken hesabı veririm.
Evet, zor iştir.
Osmanlı her zaman top10’de zirvede olmadı.
Bazen de dibin dibini buldu.
Olsun, benim atamdır, ben kabul ettim.
Siz de kabul edin.
İnsandı, sarhoş olabilir,
İnsandır, kambur, zalim, nesebi gayri sahih olabilir(Abdülhamit?).
Olsun bunlar hep insandır.
Ben bunlarla gurur duyuyorum.
Bir sıkıntı yok.
Siz rahat olun.

Bunlar saygı göstermek için Arapça öğrenmeye gerek yok.
Öğrenilmesi gereken her şeyi öğrendik zaten.
Geriye bir şeyler kaldıysa eğer, onu da lütfen uzmanlar yapsın.
Ya da kendini uzman sayanlar.
Okuyalım, öğrenelim.

Ama lütfen, tekrar söylüyorum, lütfen bizi formatlamaya çalışmasın.
Bizden yepyeni bir Müslüman, ya da Türk elde etmeye çalışmayın.
Biz böyle Türküz, ya da bu kadar Müslümanız (Bu arada benim
Müslümanlığımı bilenler bilir).
Size uyar, uymaz.
Keyfiniz bilir.
Bizi zorlamayın.

Batı için Latince neyse, bizim için de Arapça odur.
Tamam Arapça yaşayan bir dil.
Latince ölü.
Ama sonuçta aynı.
Araplar ölü bir millet, Arapça da aslında zombi bir dil.
En az iki yüzyıl böyle olacak, devam edecek.
Uzmanlar Arapça öğrense bize yeter, fazlasına gerek yok.

Bir de en önemlisi bizim aslımız nedir?
Eğer aslımıza sahip çıkmamız şart ise, bu durumda GökTürk alfabesini
öğrenmemiz şart.
Bu kesin.
Çünkü GökTürk alfabesi Türkçenin ilk orijinal alfabesidir.
Büyük ve küçük sesli uyumu dahi özünde vardır.
Matematik gibidir.
Çok önemlidir.
Günümüz Latin Alfabesinin de temellerini oluşturur.
Şu Grek, Sirilik alfabe var ya, işte onların da temelleri GökTürk
alfabesidir.

Doğru şekilde bakarsanız, Latin harflerine dönüş öze dönüştür.
Arap alfabesi sapmaktır.
Sesli harfler Türkler için çok önemlidir.
Sami kökenli bütün alfabelerde sesli harfler çok önem taşımaz.
Sadece bir iki sesli harf, onun dışındakiler boş  geçer.

İşte temel sorun da budur.
Türkçe işaret olmadan Arap harfleri tam bir bulmaca halini alır.
Bunu Arapça, Farsça’ya %100 hakim olanlar dahi kabul eder.
Bir de gramer var.
Farsça ve Arapça tamlamalar.
Şu Osmanlıca dedikleri saray JARGONU aynen böyledir.
Sadece kelimeler değil, Türkçe içine Arapça ve Farsça tamlamalar da
itelenmiştir.
Tam bir özenti ağzıdır.
Tıpkı günümüz Etiler, Levent, Maslak ağızları gibi.
Özelicek tarafı yoktur yani.

Bırakın büyük, ve büyük dedemizin mezar taşını da uzmanlar okusun.
Zaten çoooook, büyük ve daha büyük dedemizin mezar taşını sadece
gökTürkçe bilenler okuyor.
Aslımız Türktür.
İlle de lazımsa, GökTürk alfabesine dönelim.
Ne işe yarar diyen olabilir.
Ona da cevabım var.
*Baltık denizin çevreleyen bölgede yer alan dikili taşlarda en eski
atalarımızın yazdıklarını okuruz.*
http://tr.wikipedia.org/wiki/Orhun_Yaz%C4%B1tlar%C4%B1.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Runik_yaz%C4%B1.
Okuyun.
Arapça IKRA, IKRA, IKRA....

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA








Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


On 08.12.2014 21:06, zeki kentel zkentel2...@yahoo.com
[cumhuriyethalkpartisi] wrote:
> [Attachment(s) <#TopText> from zeki kentel included below]
>
> *ASLINI  INKAR  EDEN HARAMZADEDIR*
> **
> *GELECEK KUŞAKLARIN BU AYIPTAN MUTLAKA KURTARILMASI SARTTIR !*
> **
> *Okullarda Osmanlıca öğretilmesi fevkalâde yerinde bir düşüncedir.
> Şimdiye kadar, yanlış yorumlanmış bir modernizm anlayışı sonucu,
> müfredâta girmemiş olması hatâdır.*
> **
> *Birtakım hıyarların, eğer eski harfler öğretilirse bu gericilik olur,
> Atatürk İlkeleri bundan zarar görür şeklindeki muhâkeme tarzları
> kökünden sakatdır.*
> **
> *Şâyet böyle bir mantık geçerli olsaydı Avrupa’daki binlerce orta
> öğretim kurumunda Latince öğrenen milyonlarca Protestan gencin bile
> haldır huldur Katolik keşişi olmaya heves etmesi gerekirdi.*
> **
> *Oysa Latince, yanısıra Grekçe (Yunanca) ile birlikde Batı kültürünün
> yapıtaşlarından birini teşkîl eder. Tâ 18. Yy. sonlarına kadar tekmil
> Avrupa ülkelerinde bütün bilginler, her alandaki eserlerini Latince
> olarak kaleme alırlardı.*
> **
> *Nitekim bizde de bunun karşılığı Arabca idi. *
> **
> *Yâni bu iki lisan, bu iki büyük medeniyet âleminde, her ülkeden
> bilginin birbirini kolaylıkla anlayabilmesi için kullanılan bir ortak
> dil özelliğini taşıyordu.*
> **
> *Bu tür dillere, yine Latince, “lingua franca” denilir.*
> **
> *Demek ki Latince Garb Âlemi’nin, Arabca ise Şark Âlemi’nin lingua
> francası idi.*
> **
> *Bunun ilericilikle gericilikle; sağcılıkla solculukla bir alâkası
> yokdur ve olamaz!*
> **
> *1930’larda orta dereceli okullarımızdan Arabca ve Farsçayı kaldıran
> gerzekler ve bu fecî ve ölümcül hatâyı düzeltmek ferâsetini
> gösteremeyen ardılları, bizim 950 yıllık kültür geleneğimize en ağır
> darbelerden birini indirmişler ve bizleri, iki nesil içinde o
> yılların, artık dünyâda artık benzeri kalmamaya başlayan ilkel Afrika
> kabîleleri derekesine düşürmüşlerdir.*
> **
> *Gerçek mâzîmizi kendi ellerimizle boğup bir kör kuyuya atdığımız için
> de müteâkıben kendimize yok efendim Sümerlerden, Etilerden (Hitit
> demeyi bile becerememişler!) yok elinin körü kavminden yeni mâzîler
> îcâd etme maskaralığını irtikâb etmişler.*
> **
> *Yâni eğer öyle bağlantılar sâhiden var ise sen yine onlarla “bilimsel
> olarak” uğraş; uğraş ama ne bileyim bahçede hazîne arayacağım diye
> öndeki beş katlı evi yerle bir etmenin de âlemi yok; n’est-ce pas?*
> **
> *Bu yazıyı kesip bir yere koyun!*
> **
> *Bundan onbeş yirmi sene sonra okullarda Osmanlıca öğretilip
> öğretilmemesi meselesi tekrar gündeme gelince, ki gelir gelir, açıp
> tekrar okur ve istifâde edersiniz.*
> Yağmur Atsız
> ------------------------------------------------------------------------
> *Osmanlı türkçesinden muradım arap alfabesi ile ama dönemin türkçesi
> ile yazılan metinler.*
> **
> *Bugünün kuşaklarının bu toplumun 1928 öncesi türkçe ama başka bir
> alfabe ile yazdığı yazıları, gazeteleri, o dönemin romanlarının
> orijinalini okuyamaması gerçekten çok ama çok büyük bir eksiklik hatta
> büyük bir ayıp.*
> **
> *Cumhuriyet yıllarında Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi popüler bir yazarın
> kitaplarını latin alfabesiyle ama ne demekse türkçeleştirilmiş
> biçimiyle okumak durumunda kalan nesiller yetiştirmekten büyük onur
> (!!!) duyabiliriz hepimiz.*
> **
> *Gidin bir kitapçıdan bir Hüseyin Rahmi ya da Reşat Nuri eseri alın,
> sahaflardan eski baskıları bulmuyorsanız, içinde “bugünün türkçesine
> çeviren...” gibi inanılmaz bir ibare bulacaksınız, sanırsınız kitap
> fransızca yazılmış.*
> **
> *Türkiye’nin, gelecek kuşakların bu büyük ayıptan mutlaka kurtulması
> lazım.
> ---------------------------------------
> *Eser Karakaş
>
>
> On Monday, December 8, 2014 11:06 AM, Oraj POYRAZ
> <mu...@emaildodo.com> wrote:
>
>
> <about:blank>
> DİKKAT Aşağıdaki makale kesinlikle bana ait değildir.
> Kaynak bağı makale başlığında yer almaktadır.
> http://www.philreinhardt.com/downloads/SuperSqueezePages/Super%20Squeeze%20Page%20Pack/BonusMoreAnimatedArrows/More%20Animated%20Arrows/Arrow%20Down%204/ArrowDownLeftBig.gif
>
>
> ------------------------------------------------------------------------
>
>
>   Okullarda Osmanlıca değil Ekşi Sözlük okutulsun
>   
> <http://globalekonomikmonitor.blogspot.com/2014/12/okullarda-osmanlca-degil-eksi-sozluk.html>!
>
> Son günlerin popüler tartışma konusu Osmanlıca dersleri.
> Genç kuşaklar için atalarını tanıma, anlama ve yaşatma fırsatı olarak
> sunuluyor.
> Okullarda öğretilmesi gündemde.
> Gerekliliği konusunda hakim düşünce *"bizi yansıtması"*.
> Halkımızın derin kültürünü, bilgeliğini ve tarihsel varlığını
> yansıttığı düşünülüyor.
> O nedenle de okullarda öğretilmesi gerekli görülüyor.
> En basitinden atalarımızın mezar taşını okuyabileceğiz.
> Öyleyse şu soruya yanıt vermemiz gerekiyor:
> Bizi yansıtan her konu okullarda ders olarak okutulmalı mı?
> Eğer öyleyse, okullarda ders olarak okutulması gereken ilk şey *"Ekşi
> Sözlük"*.
> Çünkü hiçbir şey *"bizi"* bu kadar çok yansıtamaz.
> Bugünkü kültürümüz, bilgeliğimiz ve varlığımız tıpkı Ekşi Sözlük gibi.
> Bizi en iyi yansıtan şeyin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, işte
> size 10 maddede Ekşi Sözlük.
> *(Ekşi Sözlüğün Osmanlıca ile ilgili görüşlerini de madde sonlarında
> okuyabilirsiniz.) *
> 1-Her konuda bilgi sahibidir.
> Astronomi, gen bilimi, nükleer fizik ya da yarı iletkenler gibi
> bilimsel gelişmişliğimiz içinde henüz yer edinememiş birçok konuda
> ayrıntılı fikirler bulabilirsiniz.
> Bu kadar fikri olan ülkede bu bilimlerin nasıl gelişmediğine hayret
> edersiniz.
> *"Sanırsın Osmanlıca öğrenince GSMH 50 bin dolar olacak"*
> 2-En karmaşık konularda bile düşüncelerini Richard Feynman
> bilgeliğinde anlatan isimsiz yazarlar bulabilirsiniz.
> Mesela *"Tragos"* adlı yazar atomu parçalamak isteyenlere yöntemi
> gösterir:
> *"Bir parça gümüşü termal nötron kaynağına maruz bırakınca insanı
> tatmin edecek kadarı gerçekleşir"*
> Emin olun, konunun en önemli kitaplarında bile yoktur bu açıklama.
> Yazarların isimlerinin belli olmaması onların olmadığı anlamına gelmez.
> İsimlerinin sahteliği ise tamamen serbest piyasanın ambalajlama
> mantığıdır.
> Uydurulmuş bir kimlikle yaratılan sahte duygular reklamcılığın vizyonu
> değil midir?
> *"Osmanlıca nedir dersen, yabancı kelimeye Türkçe eylem iliştirmektir.
> Hani set ettim, check ettim dersin ya; hah işte, o plaza dilinin
> Osmanlı Sarayındaki halidir"*
> 3-Argo, bir can simidi gibi her zaman yardıma yetişir.
> Düşüncenin anlatılamadığı, heyecanın mantığın önüne geçtiği,
> eleştirinin en ağırının yapılması gerektiği durumlarda uygunsuz
> sözcükler hiçbir tasarrufa gitmeden kullanılır.
> Politika, spor ve hatta sanat dünyasının temel iletişim şekli haline
> gelen argo ve uygunsuz sözcüklerin sadece tahsilsiz erkekler arasında
> söylendiği günler çok gerilerde kaldı.
> Küfürün olmadığı her ortam bu toplumu yansıtmıyor demektir.
> *"Osmanlıca ha; her kuşu sevdik de bir leylek kaldı"* (-sevdik sözcüğü
> orijinal metinde argo haliyle yazılmıştır)
> 4-Bilgiyi, kaynağındaki ham haliyle değil, sokaktaki vatandaş için
> işleyerek verir.
> İlkokulda cümle içinde kullanılan yeni sözcüğün basitliği vardır.
> Kullanıcı dostudur.
> Standart olmayan bir ifade tarzı vardır.
> Baudrillard'ın iletişim sarhoşluğu dediği ruh halidir bu; hakikat
> sadece bir simülasyondur.
> Farklı fikirlere açık olanları fikir emperyalistlerine dönüştürerek
> dünyanın fikirsel efendileri haline getirir.
> Bu tam da kahvehane köşelerinde yapılandır; memleketi kurtarıp
> Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak.
> *"Osmanlı İmparatorluğu ile ticaret artıyor; şirketler harıl harıl
> Osmanlıca bilen eleman arıyor; Ottomanish çağın dili"*
> 5-Hakikatin ne olduğuyla pek ilgilenmez, onu zamana göre yeniden düzenler.
> Amerika'yı müslümanlar keşfetmiştir misali her konu ana göre yeniden
> şekillendirilir.
> Ayın yüzeyini inceleyen astronotun vekilidir sanki anlatan.
> Fakat sonuçta yaratılan malzeme toplumun alt sınıflarının beğeni ve
> kültürüne hitap eden tarzdadır.
> Bilgi kullanılıp atılan bir tüketim malı haline dönüşmüştür.
> D.Hebdige'nin dediği gibi; kısa vadeli, düşük kiralı ve nikelajlı bir
> ütopya.
> *"Dedelerin mezar taşı Osmanlıca yazıldıysa liseliler 80-90 yaşında
> olmalı"*
> 6-Kendinden önce ne yazıldığını genellikle bakılmaz.
> Okuma ve anlama gerektiren bu aktivite zaten halkımızın genel
> karakteristiğine de aykırıdır.
> Çoğu zaman aynı şeyler art arda defalarca yazılır.
> Zaten bu iletişim şeklimizin de en önemli özelliğidir.
> Karşı tarafı dinlemek ve anlamak tercih ettiğimiz bir şey değildir.
> *"Tek mesele buysa, rahmetlinin mezar taşını değiştirmek daha ucuza
> gelmez mi?"*
> 7-Gerekli gereksiz her konu üzerine fikir bildirilir.
> Kültürel bir kibirlilik en önemsiz konuları bile gündeme çıkarır.
> Ama aynı zamanda bir filtre işlevi görür.
> Olayların rahatsız edici ve tanıklık etmeye zorlandığımız hissini
> veren yanlarını filtreden geçirip ortadan kaldırmamıza hizmet eder.
> Unutmak toplumsal düşünce şeklimiz değil midir zaten; işte yapılan
> bunun kontrollü şeklidir:
> *"Okuyabildiğini okumayan halka okuyamadığını okutmak marsa gitmek
> kadar değerlidir; istikbal mezar taşlarındadır"*
> 8-Özet, giriş ya da sonuç gibi gereksiz şeylerle uğraşmaz; direk
> konunun özünü verir.
> Sistematik bilgi eksikliği yüksek olduğu için düşünceler arasındaki
> sınırlar ekvator çizgisinden daha gerçek değildir.
> Bize satılmaya çalışılan şey piyasanın son model idealizasyonundan
> başka bir şey değildir.
> Yani gerçeklikle alakası olmayan yeni bir gerçeklik.
> Richard Hoggart'ın dediği gibi; içi boş bir parlaklık, pırıltılı bir
> barbarlık ve sonuçta ruhsal çöküntü.
> *"Dedeleri 1923'ten sonra ölenlerin mezartaşları okunabilir bir dille
> yazıldıysa dersten muaf olacaklardır"*
> 9-Yazılanlar ne kadar farklı düşünceler içerse de ortak bir özellik
> sergiler: Aslında herkes izleyicidir.
> Piyasa ekonomisi içinde idealistik bir aşırı basitleştirmedir yapılan.
> Kapitalizmin herkesi çağdaş kabilecilik gerçeklerini özlemeye nasıl
> yönlendirdiğinin temsilidir.
> Daima bir sahil kasabası hayali ile tüm haksızlıklara tepki vermeden
> ömrünü geçirmek değil midir zaten çoğu zaman halkımızın tutumu?
> *"Seçim zamanı kendi geleceğini iki paket makarnaya satanların
> dedesinin mezar taşıyla ilgileneceğini sanmam ama sen öğret yine de"*
> 10-Diğer düşünceleri dışlamadan kendi düşüncesini oluşturamama ve
> diğer düşünceleri aşağılamadan yeni bir düşünceyi ortaya koymadaki
> beceriksizlik çoğu zaman genel bir ilkedir.
> Çünkü taraf ya da bertaraf olma kaygısı kanımıza işlemiştir.
> Bir fikir başka bir fikre karşı olduğu için doğrudur gibi aptalca bir
> savunma şekli zaten tüm hayatımızı kaplamıyor mu?
> *"Her yer AVM; mezarı bulduk da okuması kaldı"*
> Osmanlıca ne kadar bize ait bilemiyorum ama Ekşi Sözlük tam bize göre.
> Bazıları şaka olarak algılayacak ama okullarda Osmanlıca değil Ekşi
> Sözlük okutulsun!
> ------------------------------------------------------------------------
> a45UyF587661-141208102544-01
> ^^^^^ <about:blank> - vvvvv <about:blank>
>
>  
> -- 
> Sungulerle her sey yapilabilir.
> Ama uzerine oturulamaz.
>
> Napolyon
>
> Rabbinizden olan magfiret ve eni goklerle yer kadar olan cennete
> (kavusmak icin) yarisin; o, muttakiler icin hazirlanmistir.
>
> Ali Imran-133
>
> Peygamber hic bir vakit ayak ustunde isemedi.
>
> Hanbel 4/196; 6/136, 192, 213).
>
> Peygamberin ayak ustunde isedigini gordum.
>
> Buhari 4/60, 62; Hanbel 4/246; 5/382, 394
>
> Tevbe suresinin 130.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
> Ayetin Turkce anlami:
> -Eger yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
> Ondan baska Tanri yoktur.
> Ona guvendim ve ona dayandim
> Said-i Nursi ye gore; bu ayet, Risale-i Nur kitaplarindan olan
> Isaret-ul Icaz adli kitabin yazildigi tarihi gosteriyor.
> Birinci Dunya Savasi nin baslangici sayilan olaylar meydana
> geldiginde, hic kimseden yardim gormeden nurlarin yayildigina isaret
> ediyormus
> Buna gore ayetin anlami su oluyor:
> -Ey Risale-i Nur, eger senden yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
> Ondan baska Tanri yoktur.
> O na guvendim ve O na dayandim
> Suphesiz Allahin askerleridir galip olanlar anlamindaki ayet de
> Risale-i Nur a isaret ediyormus.
> Said-i Nursi ye gore; bu ayetteki Allahin askerleri sozunun kapsaminda
> ozellikle, Risale-i Nur sakirtleri vardir.
> Ayet, Risale-i Nur Sakirtlerinin bir zaman hapse girmelerine karsilik,
> manevi yonden galip olduklarina isaret ediyor ve tesellide bulunuyor
> Said-i Nursi ye gore: Risale-i Nur Sakirtleri dir. Galip olanlar
> Ayetin Turkce anlami: Onlar ki O nun la birlikte inandilar, iman ettiler.
> Onlarin nurlari, onlerinden ve saglarindan kosusmaya ve ucusmaya baslar.
> Yani nurlari cevrelerine sacilir.
> Onlar o zaman, -Ey Rabbimiz!
> Nurumuzu tamamla ve bizi bagisla! derler
> Said-i Nursi ye gore; bu ayette de, ozellikle Risale-i Nur sakirtleri,
> yani Nurcular anlatilmaktadir.
> Said-i Nursi ye gore; ayetin anlami soyle oluyor: Said-i Nursi yle
> birlikte inananlar ve iman edenlerin nurlari cevrelerine sacilir.
> O zaman onlar, -Ey Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bagisla!
> diye dua ederler
>
> Derleyen: Osman Turkoguz
> INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
>
> Tek carenin galiplerle uyusmak ve anlasmak olacagi bu kafasizlarca ne
> zaman anlasilacak?-
>
> Yazar Refi Cevat Ulunay - 23.03.1920
>
> Dusmanlarin butun calismasi, baris esaslarinin kararlastirilacagi su
> siralarda memleketimizi disarida ve iceride gucsuz bir durumda
> birakarak istedikleri her seyi kabul ettirmeyi amacliyordu.
> Gelecege yonelik cikarlarini, cesitli baskilarla butun dis ulkeleri
> aleyhimize cevirmekte goren bazi kurulus ve unsurlar ise, tarafimiza
> yoneltilen bu akimi temelinden yikmak ve butun dis ulkelerin
> milletimiz lehine, dusuncelerinde degi$iklikler olmasina firsat
> vermemek icin, tumuyle yalan olan en son Ermeni soykirimi uydurmasini
> duzenlediler ve acikladilar.
> Ingilizler, bir yandan dis durumumuzu yeni toplu oldurme iftiralari
> ile sarsarak tasarladiklari Istanbul isgalini kolaylikla
> uygulayabilecek bir ortam hazirliyorlardi
> Anadolu da yerlesmis Ermenilerin ve Rumlarin hukumet emirlerine ve
> milli amaclara karsi gelmedikce her turlu saldiridan korunmalari ve
> tam anlami ile mutlu ve rahat bir hayat yasamalari oteden beri kabul
> edilmis bir ana konu idi.
> Kilikya ve dolaylarinda ve dogu hududumuz disindaki resmi ve resmi
> olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindas ve irkdaslarimiza karsi yapilan
> cinayete varan saldirilari karsisinda bile, ulkemizde yasayan
> Ermenilerin her turlu taarruzdan korunmasini saglamayi pek onemli bir
> medeni gorev kabul ettik ve Anadolu nun dis dunya ile iliskisinin
> ke$ik oldugu bu gunlerde yuce vatan cikarlarini amaclayan onlemler
> icinde Ermeni halkinin esenliginin korunmasi gerekliligini butun
> makamlara bildirdik.
> Iste, Istanbul un yabanci kuvvetlerce isgalinden bu gune kadar gecen
> aci gunlerinde hicbir dis ulkenin fiili korumasina erisemeyen Anadolu
> Ermenilerinden hicbir kisinin, en kucuk bir anlamda bile, saldiriya
> ugramamis olmasi, bize her nedenle cinayet yukleyen ve medeni
> duyarliligi kendi tekelinde sanan entrikaci Avrupalilarin yuzlerini
> kizartacak ve milletimizin yaradilisindan sahibi bulundugu insanlik
> torelerinin yucelik derecesini ispat edecek cok onemli bir konudur.
>
> (24 Nisan 1920)
> K.ATATURK
>
> Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum.
> Bakin soyluyorum.
> Benim aklim oyle calismiyor.
> Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek.
> Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir
> Amerikali degilim.
> Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum.
> Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir.
> Ben boyle degilim.
> Hayatimda uydugum kesin kurallarim var.
> Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak.
> Hicbir seye.
>
> George Carlin
>
> PEZEVENK
> . . . . . .
> Dunya ahvalinden haberi yoktur
> Sohbeti din ile acar pezevenk
> Komsusu ac iken kendisi toktur
> Sanki melek olmus ucar pezevenk
> . . . . . .
> Karanlik islerde ziplama ister
> Evine granit * kaplama ister
> Dunya mektebinden diploma * ister
> Insanlik dersinden kacar pezevenk
> . . . . . .
> Herkesin kabina cesmesi akmaz
> Erkek sinekleri hareme sokmaz
> Fakir komsusunun yuzune bakmaz
> Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
> . . . . . .
> Sanirsin Allah'la akde oturmus
> Cennete giderken macun goturmus
> Huriler'i dizip isi bitirmis
> Simdi gilmanlari secer pezevenk
> . . . . . .
> Aydinliga dusman yobazin dolu
> Hu cekerken sismis agzinda dili
> Erbabi, ulkede bunlardan dolu
> Durmadan zehrini sacar pezevenk
>
> Asik ERBABI
>
> Zaman icinde Filistin in tamamina yayilacagiz
>
> Prof.Dr.Haim Weizmann, Israil Devlet Baskani
> Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
> 0532 233 31 52
>
>
> ------------------------------------------------------------------------
> This eMail was sent by *Oraj POYRAZ * at oraj.poy...@openmail.cc.
> For questions and changes contact the Group Administrator: ** at
> cimc...@neomailbox.net.
> <mailto:cimc...@neomailbox.net> If you want to unsubscribe from this
> mu...@emaildodo.com Group click here
> <http://www.emaildodo.com/unsubscribe_other.php?listname=murte&email=zkentel2...@yahoo.com>
> To file a complaint please send an eMail to: complai...@emaildodo.com
> <mailto:complai...@emaildodo.com?subject=this%20is%20a%20complaint%20about%20mu...@emaildodo.com&body=Hi,%0d%0a%0d%0ai%20would%20like%20to%20file%20a%20complaint%20about%20the%20mu...@emaildodo.com%20group.%20%0D%0A%0D%0AI%20am%20not%20happy%20about%20the%20fact%20that%20.......%0D%0A%0D%0AWould%20you%20be%20so%20kind%20to%20follow%20this%20up%20?%0D%0A%0D%0AThanks,%0D%0A>
>
>
>
>
>
> __._,_.___
>
> Attachment(s) from zeki kentel | View attachments on the web
> <https://groups.yahoo.com/neo/groups/cumhuriyethalkpartisi/attachments/1717579449;_ylc=X3oDMTJyY2xnZThmBF9TAzk3MzU5NzE0BGdycElkAzExNzg4OTI4BGdycHNwSWQDMTcwNTI5MTc4MQRzZWMDYXR0YWNobWVudARzbGsDdmlld09uV2ViBHN0aW1lAzE0MTgwNjU2MDI->
>
> 1 of 1 Photo(s)
>
> ArrowDownLeftBig.gif
> <https://groups.yahoo.com/neo/groups/cumhuriyethalkpartisi/attachments/1717579449;_ylc=X3oDMTJuMThvNzRvBF9TAzk3MzU5NzE0BGdycElkAzExNzg4OTI4BGdycHNwSWQDMTcwNTI5MTc4MQRzZWMDYXR0YWNobWVudARzbGsDcGhvdG8Ec3RpbWUDMTQxODA2NTYwMg--?itemid=142121659>
> ArrowDownLeftBig.gif
> <https://groups.yahoo.com/neo/groups/cumhuriyethalkpartisi/attachments/1717579449;_ylc=X3oDMTJuMThvNzRvBF9TAzk3MzU5NzE0BGdycElkAzExNzg4OTI4BGdycHNwSWQDMTcwNTI5MTc4MQRzZWMDYXR0YWNobWVudARzbGsDcGhvdG8Ec3RpbWUDMTQxODA2NTYwMg--?itemid=142121659>
> ------------------------------------------------------------------------
> Posted by: zeki kentel <zkentel2...@yahoo.com>
> ------------------------------------------------------------------------
>
>
> Visit Your Group
> <https://groups.yahoo.com/neo/groups/cumhuriyethalkpartisi/info;_ylc=X3oDMTJmMXNjMmQ4BF9TAzk3MzU5NzE0BGdycElkAzExNzg4OTI4BGdycHNwSWQDMTcwNTI5MTc4MQRzZWMDdnRsBHNsawN2Z2hwBHN0aW1lAzE0MTgwNjU2MDI->
>
> Yahoo! Groups
> <https://groups.yahoo.com/neo;_ylc=X3oDMTJlcXZicGU0BF9TAzk3NDc2NTkwBGdycElkAzExNzg4OTI4BGdycHNwSWQDMTcwNTI5MTc4MQRzZWMDZnRyBHNsawNnZnAEc3RpbWUDMTQxODA2NTYwMg-->
>
> • Privacy
> <https://info.yahoo.com/privacy/us/yahoo/groups/details.html> •
> Unsubscribe
> <mailto:cumhuriyethalkpartisi-unsubscr...@yahoogroups.com?subject=Unsubscribe>
> • Terms of Use <https://info.yahoo.com/legal/us/yahoo/utos/terms/>
>
> __,_._,___

Kuvvetine guvenenler, korkutma kucuklugunde bulunmazlar.

Abdulhamid Han


Gerek kucuk, gerek buyuk tuvaletinizi yaparken kibleye donmeyin.

Hanbel 3/12
***
Peygamberimiz bir takim insanlar kucuk ve buyuk tuvaletleri icin kibleye
donmeyi hos karsilamadiklarindan, bu bidati (hurafeyi) kaldirmak icin
tuvaletini kibleye dogru yaptirdi.

Buhari 4/11
Bir hadiste kibleye karsi tuvaleti yapmanin hurafe oldugu anlatilirken;
diger bir hadiste ise Peygamber hurafe uygulayicisi olarak gosterilmis
oluyor.
Goruldugu gibi hadisleri Peygamber e atfetmek aslinda Peygamber e iftira
etmek demektir.

Said-i Nursi, kendi kitabina kanit olarak, kendisinin ve yandaslarinin
ruyalarini gosterir.
Soyledigine gore, bu ruyalarda ozellikle Hz.Ali ve Gavs-i Azam dedigi,
Naksibendi ve Kadiri tarikati seyhi Abdulkadir Geylani, ruyasinda bu
kitaplarin yuzde yuz dogru oldugunu soylediklerini dile getirir.
Hz.Ali ve Naksibendi tarikatina yakinligindan $ik $ik soz edilir.

($ikke-i Tasdik-i Gaybi-16,21-26) (Mektubat 347) ($ikke-i Tasdik-i Gaybi
131,132) (Tarihce sh.492) (Tarihce-i Hayat 120) (Lemalar 235)

Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi'na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne'nin Londra'ya Ingiliz
Genelkurmayi'na yazdigi rapor'dan

Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayri ayri olusan bir takim ceteler, adi
hirsizlikla, ara sira da oldurmelerle mesgul olmuslar, Rum ve Ermeni
surgunu esnasinda bu unsurlardan ortaya cikan bazi ceteler ise siyasi
bir huviyet kazanmistir.
Ruslarin istilasi baslayinca, memleket icinde kari$iklik meydana
getirmek icin bunlar, Ruslar tarafindan da tesvik ve denizden de
desteklenmislerdir.

(22 Mayis 1919)
K.ATATURK

Insan en acimasiz hayvandir.
Trajedilerde, boga gureslerinde ve haca germelerde su gune kadar
kendisini en iyi hisseden oydu ve kendisi icin cehennemi icat ettiginde,
$iki durun, bu aslinda en iyi cennetiydi.

Friedrich Nietzs

Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha
az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet
koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)

Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap