PKK’nın katlettiği anne ve bebeğini unutamıyorum AutoResizeImage.mailbox:///Z:/PortableApps/ThunderbirdPortable/Data/profile/Mail/neomailbox.net/Templates?number=23850879&part=1.3&filename=edfhhicj. <http://www.aydinlikgazete.com/gazilerin-sesi/pkknin-katlettigi-anne-ve-bebegini-unutamiyorum-h70170.html>Tarih 24 Temmuz 1995. PKK, Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Atabinen köyüne baskın düzenledi. Köyde 6’sı bebek ve çocuk, 3’ü kadın 12 kişiyi katletti. O sırada bölgede asker olan Gazi Metin Erdem, baskını anlattı
18 Mayıs 2015 Pazartesi 10:17 Deniz Bilgen Çakır GAZİ Metin Erdem, 1974 Ankara- Kızılcahamam Otacı köyü doğumlu. Askerlik çağına kadar çobanlık yapmış. PKK’nın 1995 yılında Van’ın Atabinen köyüne yaptığı baskının ve köyde yaptığı katliamın tanıklarından... Kendisi de bir çatışmada yaralanmış. Bir gözü görmüyor, diğeri çok az. Kafasında 12 şarapnel parçasıyla yaşıyor. *- Atabinen köyü baskını nasıl oldu?* Acemiliğimi Bornova’da yaptım. Usta birliğim Van İl Jandarma’ya çıktı. BTR’ci olduğumuz için operasyonlara çıkmıyorduk. Görevimiz basılma ihtimali olan karakol ya da köylere takviye olarak gidip karakolları korumaktı. PKK, devlet yanlısı olan Atabinen köyünü basmıştı. Çatışmayı uzaktan izledik, gidemedik, çünkü teröristler aynı anda bizi de bastılar. Köyü yaktılar. Yirmi kişilik mezradan dört kişi sağlam kaldı. Çoluk çocuk herkesi öldürdüler. Uzaktan seyretmek çok kötüydü. *- Köy ile aranızda ne kadar mesafe vardı?* Dört kilometre. Ben mevzimden görebiliyordum. Çok sağlam korucuları vardı. Ne zaman köye gitsek bize ekmek, peynir verirlerdi. En çok annesi ile birlikte ölen çocuğu unutamıyorum. *- Sen nasıl yaralandın?* Pusuda... Bizim aldatma pusumuz vardı. Hava karanlık olduğu zaman gerçek pusu yerine geçiyorduk. Gece dokuz sıralarında, tam dönmek için çıkmak üzereyken çatışma başladı. Direkt el bombalarıyla saldırdılar. Allahtan çoğu patlamadı. Bizim mevziden patlamamış 11 tane el bombası bulundu. Benim hatırladığım, 6 tanesi patladı. Biz 16 kişiydik, PKK 100 kişilik grupla saldırmıştı. Çatışma beş saat sürdü. Aramızda 15-20 metre vardı. Tahminen çatışma başladıktan iki saat sonra yaralandım. Şarapnel geldi ve gözüm aktı. Hiçbir şey göremiyordum. Sonra bir el bombası yakında patlayınca kafama bir şarapnel geldi. O an kendimden geçtim. Mevzideki dört kişiden 3’ü yaralandı, bir arkadaşımız şehit oldu. *-Diğer arkadaşlarının durumu ne oldu?* Benimle birlikte vurulan 3 arkadaşım da gazi oldu. Müjdat Yavuz, kafasından vuruldu, şu an sağ tarafı felç. Hikmet Yavuz arkadaşımın ayaklarının arasında el bombası patladı, şu an zar zor yürüyor. Erzurumlu arkadaşım da hastanede şehit oldu. Adı Ali’ydi. MG3’cüydü. Roketle vuruldu. *-Şimdi durumun nasıl?* Bir gözüm yok, diğeri de yarım. Gözlüksüz hiç göremiyorum. Sisli görüyorum. 11 numara gözlük kullanıyorum. Kafamda 12 tane şarapnel var. 20 yıl sonra ayağımda şarapnel olduğu ortaya çıktı. Yeni farkına vardım. *- Toplumun gazilere bakışıyla ilgili ne düşünüyorsun?* Toplum içinde hak ettiğimiz değeri görmüyoruz. Şu an PKK’lılar bizden daha üstün. Kimse benden katliam yapan PKK’yı affetmemi beklemesin. Ateşkes oldu diyorlar. PKK silah bırakmayınca sen nasıl müzakere yaparsın! Silahlı bir güç var senin karşında. Silah taşıyan biriyle müzakere yapılmaz. /GÜN SAYARKEN HABERİ GELDİ/ Gazi Metin Erdem’in en büyük desteği eşi Nilüfer Erdem. 1999’da evlenmişler. Metin Erdem, *"Eşimin hakkını ödeyemem"* diyor. Askerden önce tanışmış, birbirlerini sevmişler. Nilüfer Erdem anlatıyor: *- Metin’in yaralandığını nasıl öğrendin?* Kalan günleri sayıyordum. Askerliğinin bitmesine 45 gün kala beni aradı. *"Yaralandım, GATA’dayım"* dedi. İnanmadım, gerçekten mi dedim. Meğer komadaymış. Kendine gelir gelmez beni aramış. Ertesi gün 2 arkadaşımla yanına gittim. Ailesi oradaydı. Olayı bilmiyorum tabii. Ailesi *"Metin tek gözünü kaybetti, haberi yok. Şu an söylemeyelim, Sen de belli etme"* dedi. Odaya girdim, iki gözü de bantlıydı. Onu öyle görünce sarılıp ağladım. Metin, *"Artık yanıma gelme. Benimle evlenmezsin. Ben gözlerimi kaybettim"* dedi. Ben de *"Yok, asıl şimdi kabul ediyorum"* dedim. *-Evlenme aşamasında sıkıntılar oldu mu? * Ailem istemedi. Ben kesinlikle evleneceğim dedim. Üç dört defa istemeye geldiler. Babam vermedi. En son Metin ikna etsinler diye, köyden bir otobüs dolusu yaşlıyı toplayıp beni istemeye geldi. Ben de evleneceğim diye çok ağladım. En sonunda babam dayanamayıp verdi. Nişanlandık. İki yıl nişanlı kaldık. Sıla adında bir kızımız var. 14 yaşında. Sıla babasına benziyor. Orta sona gidiyor. http://www.aydinlikgazete.com/gazilerin-sesi/pkknin-katlettigi-anne-ve-bebegini-unutamiyorum-h70170.html ------------------------------------------------------------------------ a45UyF587661-150518155327 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc 2015/05/19 00:56 4 58 1 undefined blg-cainda-kema...@googlegroups.com Mal- mulk yigmakla ugrasanlar yasarken olmuslerdir. Hz.Ali Peygamberin izniyle ihramdan cikip Mina da bulunan kadinlarimiza yoneldik. Zekerlerimizden meni damliyordu . Buhari, Hac/81; Muslim Hacc/141 Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir. Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir. Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur. Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir. --- Ortak Tutuma Basvurma Safsatasi (Fallacy of Appeal to Common Practice) : Oneriyi kabul ettirmek icin, buyuk cogunlugunun ortak bir davranisi oldugu dusuncesine basvurarak dogru oldugunu iddia etme. Ornek 1: Ne olmus kopya cektiysem yani? Kopya cekmeyen var mi? Ornek 2: Yemek yapmak erkeklerin gorevi degildir. Cunku evlerde hep kadinlar yemek yapar. Guncel Ornek 1: Yine televizyonlarda Hakan Sukur un dedikodulari yapiliyor. Cikiyor Hincal Uluc, Hakan muthis paragoz diyor. Bir baskasi apayri seyler konusuyor. Gorun iste, bunlar spor Yazari! Halbuki Hakan Sukur un Galatasaray a neler kazandirdigini sagir sultan bile biliyor. Para canlisi olmayan kaldi mi memlekette? Hakan a paragoz diyenler, adeta bedava degil Yazarlik yapmak, selam verirler mi insana? Insan biraz dusunur, hele yasini basini almis adamlarin biraz daha yutkunmasi lazim konusurken. Cocuk gitmis Italya ya, kendini ispatlama pesinde, rahat birakin garibi. (Sami Ozey, 29.8.2000, Akit) Yazar Hakan Sukur u paragozlukle suclayanlara karsi savunurken, memlekette zaten para canlisi olmayan da kalmadi diye Hakan in paraya duskunlugunun normal oldugu cikarimin yapiyor.. Grup eposta komutlari ve adresleri : Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gun...@yahoogroups.com Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/ -- You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Gugukluhayat" group. To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com. To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com. Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat. For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.