*Ali Nejat Ölçen : TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN FELÂKET:KITLIK EKONOMİSİ *

Rakamlar gerçekleri konuşur. Oysa ülkemizin konuşkanları sadece çene
yarışını sürdürmekle yetiniyorlar. Siyasal Partilerin seçim vaatleri
halkımıza oy karşılığı rüşvet dağıtımının ötesinde kapımızda bek-leyen
ekonomik çöküntüden ülkemizin nasıl kurtulacağına ilişkin bir tek tümce
işitmedik. Siyasal parti üye ve başkanları bir yana Tarım eğitimini
veren fakültelerimizdeki öğretim üyelerinden bile kırsal alanındaki
tarımsal çöküşün sonucu kendisini besleyemez bir Türkiye’den söz eden
olmadı. 450 Yıl önce Galile, sayamadığınız ölçemediğiniz ve
hesaplayamadığınız olayı tanıyamazsınız demişti. Türkiye’miz rakamlara
giderek yabancılaşmaktadır; kendisini tanımaktan giderek uzaklaşıyor.

Bugün hangi siyasal, ekonomik, hukuksal ve de ahlaksal sorunu yaşıyorsak
bunun asıl kaynağının kırsal alandan kentlere yönelen olağanüstü göç
fırtı-nası olduğunu halâ kavrayabilmiş değiliz. 7 Haziran Seçimlerinde
hangi siyasal parti iktidara gelirse gelsin kentlerdeki nüfus
yığılmasının altında ezilecektir. Kent varoşlarına yığılan nüfusun
siyasal iktidardan ya da Tanrıdan iş ve aş beklediğini bilenlerimiz kaç
kişidir kim biliyor?

Bu yazıdaki düşüncelerimi rakamlar kanıtlamaktadır. Yazdıklarımın yanlış
olması ve gerçekleşmemesi en içten dileğimdir.

Eğer Köy Enstitüleri kapatılmasa ve kırsal alanda tarımsal sanayi
yaratılmış olsaydı bugün kırsal alan nüfusu üretici, toprağına sahip
çıkarak kent varoşlarında yazgısını siyaset bezirgânlarının avuçlarında
aramazdı. Hiçbir ülkede bir benzerine rastlanmayan iç göç fırtınasını
ülkemizde gerici din bezirgânlarının doğuşuna ortam hazırlamıştır.

Çizelge 1. Tarım Sektörünün Çöküşü

Nüfus Durumu Ulusal Gelir İçinde

Yıllar  Kent    Kırsal  Fark    GSMH    Tarım   Oran
1,948   4,346   13,474  9,129   9,493   4,310   45.4
1,950   5,244   15,703  19,459  9,694   4,066   41.9
1,955   6,927   17,137  10,210  19,117  7,547   35.9
1,960   6,053   21,701  15,648  46,664  17,838  38.2
1,970   10,222  25,384  15,162  207,815         76,759  36.9
1,975   13,272  27,076  13,161  690,901         228,011         33.0
1,980   16,065  28,672  12,607  53,030  1,367,585       25.7
1,985   23,238  27,426  4,188   35,350  6,910   19.5
1,990   28,958  27,514  -1,444  397,178         68,692  17.2
1,995   
        
        
        7,854,887       1,218,178       15.5
2,001   40,881  27,647  -13,234         240,224         21,239  13.0
2,003   43,034  27,678  -15,356         454,781         45,138  9.9
2,010   55,222  17,501  -37,721         1,098,799       922,739         6.8
2,013   
        
        
        1,565,181       115,658         7.3

Kaynak:DPT,Türkiye Millî Geliri,1940-1970, s.135-Cari F.

DPT,Temel Ekonomik Göstergeler, 1970-2013

1948-2013 nüfus rakamları 1000 kişi.

Gelir rakamları 1948-1980 için milyon TL.

“ “ 1970-1995 “ milyar TL

“ “ 2000-2013 “ milyon TL

Kırsal alanda sanayinin öncü kuruluşları yok edil-meseydi, kentlerde
varoşlar doğmayacak ve ulusal gelir içinde tarımın ağırlığı 1940’lı
yıllarda %45’lerden 2000’li yıllarda %7’nin altına düşmeyecekti.

Çizelge 1’den de görüleceği gibi, 1950 yılında Gayri Safî Millî Hasıla
9694 milyon TL. iken bunun %41.9’ unu Tarım sektörü yaratıyordu. O yıla
kadar kırsal alan nüfusu kentsel nüfustan 10 milyon düzeyinde daha
fazlaydı. .

2

Şekil 1. Gayri Safî Millî Hasıla içinde Tarımın ağırlığı %7’ye
düşmüştür: Kıtlık ekonomisinin habercisi

Kırsal alan 12 Eylül 1980 sonrasının koşullarında Turgut Özal’ın
iktidarı Türkiye’nin reel ekonomisi terk edilerek monetarizm tutkusuyla
,tarım sektörünü yok oluşa sürüklemiştir

Bu olumsuz koşullar kırsal alan nüfusunun toprağını ter ederek iç göç
olayını başlatmış ve hızlandırmıştır. Örneğin çizelge 1’de görüleceği
gibi 1985 in sonlarına doğru kırsal alan nüfusu kent nüfusuna eşit
olacak kadar azalışa uğramış bu içsel göç sonucu 1990 yılında ilk kez
kırsal alan nüfusunun kentsel alandan 1.4 milyon daha düşük olması
sonucuyla karşı-laşılmıştır. Kırsal alan tarımdan uzaklaşarak hızla
bo-şalmaya ve kuraklaşıp yaşlanmaya başlamış oldu..

Ulusal artı değerin içinde tarımın ağırlığı 2001 yılında % 12.2 ve 2005
yılında %9.3 ve 2013 yılında % 7.3’e kadar azaldı. Bu çöküş sürer ve
tarımın üretime katkısı yüzde 5’lerin altına inerse, açlık ekonomisinin
doğması olasıdır. Türkiye’mizi açlık ekonomisinin koşullarından hiçbir
siyasal parti kurtaramaz. Çizelge 1’de kırsal alandan nüfusun kentlere
akışının sonucu Gayri Safi Millî Hasıla içinde Tarımın ağırlığının nasıl
azalışa uğ-radığını Şekil 1’deki dıagram sergilemektedir.

Çizelge 2, kırsal nüfusun toplam nufus içindeki ağırlığı azaldıkça,
tarım sektörünün ulusal gelir içinde payının da düştüğünü arada oransal
bağ olduğunu kanıtlamaktadır. Siyasal iktidarların hiç birisi 1950
sonrası, kırsal alan nüfusunu kendi toprağında korumayı düşünmemiş ve
kırsal alanın sanayileşmesini amaç almamış tersine o amacı
gerçekleştirecek Köy Enstitüleri yok edilmiş teknoloji dışalımını
gerçekleştiren ve gelişmesini sağlayan Kamu İktisadî Kuruluşları yok
bahasına elden çıkarılmıştır. Yer yüzünde kendi ülke-sine bu denli zarar
veren siyasal iktidarlar görülmüş müdür, bilemiyoruz.

Çizelge 2. Kırsal Alan Nüfusu Azaldıkça Tarımın Ulusal Gelir İçindeki
Ağırlığının Azalması .(1000 kişi)

Yıllar Toplam Kırsal Alan Oran GSMH İçinde

Nüfus   Nüfusu  %       Tarımın Payı    %
1940    17,820  13,474  75      45
1945    18,790  14,103  74.9    44.6
1950    20,947  15,703  74.9    41.9
1955    24,064  17,137  71.4    35.9
1960    27,754  21,701  78      38.2
1970    35,606  25,784  71.3    36.9
1975    40,348  27,076  67      33
1980    44,737  28,672  64      25.7
1985    56,472  27,426  47.8    19.5
2000    67,420  27,514  40      17.2
2001    68,528  27,647  39.9    13
2003    70,712  27,678  39      9.3
2010    72,723  17,501  24      6.8
2012    75,627  17,179  22.7    7.3

Köylü efendimiz olmaktan uzaklaştırılmış kent varoşlarında siyasal
iktidarlardan iş ve aş beklemeye başlamıştır. Çizelge 2’de kırsal alan
boşaldıkça Tarım sektörünün ulusal gelire katkısının hızla azaldığını
şekil 2 ‘deki diagram kanıtlıyor.

*Pa*r*amız eşcinselleşmiş Üretim Dışı Para ile ilişkiye girmektedir. *

Paramız ekonomiden kaçmış kayıt dışı para ile ilişkiye girmiş ve
açıkçası artı değer yerine para doğurmaya başlamıştır.. Eğer bir siyasal
iktidar, paranın namusunu koruyamaz onun gece yarılarına kadar sokakta

Şekil 2. Kırsal alan nüfusu kentlere göçtükçe tarım sektörü çökmektedir.

dolaşmasına seyirci kalır ve onu ekonomi ile yeniden evlenmesini
sağlamazsa, ekonomi dışı piç paralar bir gün ekmeğe muhtaç olur.
Paramızın namusu, iffeti, saygınlığı kalmamış eski deyimiyle *oski
*olmuştur. Devlet paramızın yeniden kocası olabilmeli onun başı boş
sokakta dolaşmasına başka paraların koynuna girmesine izin vermemelidir.

Oysa tam tersine alınan kararlar paranın yurda girmesine ya da kaçıp
gitmesine özgürlük tanınmıştır. Paranın namusu böyle korunamaz.
İhanettir bu.

*Kırsal alanı terk edip kent varoşlarına sığınan nüfus yeniden toprağına
sahip çıkmalıdır. *

Temel çözüm budur Tarım Bakanlığı çağcıl üretim teknikleriyle “Üretim
Çiftlikleri” kurmalı tarım ürünlerinin sanayisini kırsal alanda
yaratmayı amaç almalıdır. *Kırsal Alan Kalkınma Planı* hazırlanabilir.
Ülkemizin işgücü ve teknik varlığı böylesi planı gerçekleştirecek
düzeydedir. Siyasal partilerin asgarî ücreti yükseltmeyi, iki maaş
ikramiye ödemeyi vaat etmesi, sadece sözde kalan ciddiliği olmayan halkı
kandırmayı amaç-layan yakışıksız oy avcılığından başka gerçekleşmesi
olanaksız zırvalıklardır. Kırsal alan nüfusunun toprağına yeniden sahip
çıkmasını sağlamak aslında Misak-ı Millî sınırların kuşattığı vatanımıza
sahip çık-manın öncü koşuludur. Bu koşulu yaratarak uygulayacak siyasal
iktidarı bu ulus yeniden 1930’lı yıllar-daki gibi yaratabilir mi,
bilemiyoruz. *Hedef:Kırsal Alanda Sanayi* .Havada başka çözüm aramak
zaman kaybıdır.


------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-150525143513 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2015/05/25  23:54 4  58  1 undefined blg-cainda-kema...@googlegroups.com

 

Veritas odium parit.
* * *
Gercekler nefreti besler.

Latin Atasozu

BAKARA - 29 Yeryuzundeki herseyi sizin icin yaratan odur.
Sonra goklere yonelerek yedi kat gogu sizin icin duzenledi, yaratti.
O herseyi bilir.

Asla rakibinizin ustun bir yani oldugunu kabul etmeyin.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/






 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap