------------------------------------------------------------------------
bayrak


    *Zeki Sarıhan : CAMİ*,*KIŞLA*,*OKUL*



Eskiden beri meşhur sözdür: Camiye, kışlaya, okula politika girmemeli.

Fakat hiç kimse de buralara politika sokma çabasından geri durmaz.

Halifelik kavgasında Hazreti Ali'nin vekili ile Muaviye'nin vekili bir
araya gelmiş. Hem Ali'yi, hem de Muaviye'yi halifelikten alacaklar.
Ali'nin vekili /*"Bu yüzüğü parmağımdan nasıl çıkarıyorsam Ali'yi de
halifelikten öyle alıyorum"*/ deyince Muaviye'nin vekili bunu fırsat
bilip /*"Bu yüzüğü parmağıma nasıl geçiriyorsam Muaviye'yi öyle halife
ilan ediyorum!"*/ demişti ya. Böylece halifelik her ikisinden de
olmayacaktı.

Camiye, kışlaya, okula politika girmemesi gerektiği son zananlarda daha
çok dillendirilir oldu. Buna Fetullahçı örgütlenmelerden ötürü yargı da
eklendi. Sanki bu kurumlar ideolojilerin dışında gri bir alanın içide
kalabilirmiş gibi.

Oysa bu kurumları politikannın dışında tutma imkânı yoktur. Bunların
hepsi, belirli bir politikanın emrinde kurumlardır. Bizzat bu kurumların
kendileri politika üretmekten geri kalmazlar.

Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak sınıf damgası taşımayan ne bir
felsefe, ne bir ideoloji ne bir kurum, hatta ne bir sanat eseri vardır.


    CAMİ

Caminin hangi politikanın emrinde olduğu belki en çok tartışılacak
konudur.*1400 yıllık* bir dinin ibadethanesi hangi ideolojinin, hangi
sınıfın, hangi siyasetin emrindedir? Feodalizmin mi, kapitalizmin mi,
yoksa ilkel anlamda da olsa sosyalizmin mi? Yani cami, kimlerin
çıkarlarını savunur? Toprak ağalarının mı, burjuvaların mı, yoksa
esasını işçi ve köylülerin oluşturduğu halkın mı?

Bu soruya yanıt verebilmek için, İslam ülkeleri padişahlarının herhangi
bir yeri zaptedince kendi adlarına hutbe okuttuklarını hatırlamak
gerekir. Yani fethedilen o topraklarda artık fetheden padişahın
buyrukları, yani çıkarları geçerli olacaktır. Osmanlı tarihinde Halife,
aynı zamanda merkezi feodalitenin temsilcisi olan padişahtı. Hiçbir
şeyhülislamın da herhangi bir konuda padişahın istediği bir fetvayı
vermekten kaçınamadığı biliniyor. Burjuva devrimlerinden sonra
kapitalistlerin dini kendi çıkarları yönünde yeniden biçimlendirdikleri,
ona yeni anlamlar yükledikleri, çıkarlarına ters düşen din hükümlerini
de yürürlükten kaldırdıkları bilinen bir gerçektir.

Erkesin tanrı anlayışı ve dinden beklentileri farklı olmakla birlikte,
günümüz Türkiyesinde cami, imamları va vaizleri yoluyla*AKP* iktidarının
fideliği durumundadır. Devletin başında olan kişi İmam Hatip okulu
mezunudur ve imam hatip okulları iktidarın gözde okullarıdır. Diyanet
Teşkilatı, iktidarın emrindeki dairelerden biridir ve verdiği
fetvalarla, iktidar politikalarına ters düşmemek için azami çabayı
gösteriyor.

Cami Türkiye'de ilk kez Necmettin Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde
iktidara gelmiş, burjuvazinin karşı hamlesiyle kenara itilmiş,*AKP*
iktidarıyla yeniden merkeze oturmuştur.

Çok eski bir kurum olmasına ve köleci, feodal ve kapitalist toplumdan
izler taşımasına rağmen din kurumu bu çerçevelerin dışına çıkmamaya
mahkûm mudur? Onda, işçiler ve köylüler için ekmek yok mudur?
Devrimciler muhalefetteyken ve iktidara geldiklerinde bu kurumu tamamen
bir yana mı atacak, yoksa onda bağımsızlık, demokrasi ve emek için var
olan ögeleri öne çıkarmayı başarabilecekler midir? Türk demokasisinin ve
devriminin en önemli ideolojik sorunlarından biri budur.


    KIŞLA

Politikanın girmemesi istenen kışlaya gelince: Böyle bir istekte
bulunmak, olmayacak duaya amin demektir. Kışla, devleti ayakta tutan en
önemli kurumdur. Kölecilik döneminden beri, hiç bir sınıf kendi
ideolojisini savunmayan bir ordu olmaksızın iktidara gelemez ve
iktidarda kalamazdı. Bu nedenle, bütün iktidarlar, kendi sınıf
çıkarlarını savunacak silahlı bir güce dayanmak zorundadır. Yalnız
içerdeki hükümetler değil, sömürgeciler ve emperyalistler de, sömürge ve
yarı sömürge ülkelerde orduya büyük yatırım yaparlar. Onu eğitir,
donatır ve ona kendi çıkarlarının muhafızlığını yaptırırlar. Biz bu
gerçeği, Amerikan emperyalizmine karşı mücadele eden bağımsızlıkçılar
olarak*12 Mart *ve*12 Eylül*'de etimizde, kemiğimizde hissederek
yaşadık. Bizim bir ideolojimiz vardı ve karşımızdaki kuvvetin de tam
tersi bir ideolojisi bulunuyordu.


    OKUL

Okulun bir ideolojisi veya politikası olmaması gerektiği ise hiç bir
inandırıcılığı olmayan safsatadır. Özellikle okul, tarih boyunca
insanları ideolojik olarak biçimlendirmek için var olmuştur.

Bunun şimdi bize çok gülünç gelen bir kanıtı Osmanlı okullarında
öğrencilere çeşitli vesilelerle /*"Padişahım çok yaşa!"*/ diye
bağırtılmasıdır. Artık padişahlık tarihe karışmışsa da onun yerine başka
makamlar ihdas edilmiştir ve bunlar da ideolojisiz ve politikasız
değildir. Eğitim yoluyla onların çıkarlarını savunan bir dünya görüşü
çocuklara ve gençlere çok değişik yollarla ve sürekli şırınga edilmektedir.

Fetullah Gülen, cami kurumunun*AKP*'nin eli altına olduğunu düşünerek
devletin damarlarına açtığı özel okul ve yurtlarla girmeyi denemiş,
yetiştirdiği öğrencileri kışlaya ve yargıya yaygın biçimde sokmayı
başarmıştır. Ne*AKP*, ne Fetullahçılar, /*"Camiye, kışlaya, okula ve
yargıya politika girmesin"*/ gibi takiye yapmaya ihtiyaç duymadılar.
Aksine bu kurumlara kendi ideolojilerini sokmak için var güçleriyle
çalıştılar. Fetullahçıların bu çabası, iktidar için tehlike yaratınca
bastırıldı. Şimdi meydan*AKP* iktidarına kaldı!

/*"Camiye, kışlaya, okula ve yargıya siyaset girmesin"*/ diyenler ise
safdil sosyal demokratlardır.

Bu kurumlar da içinde olmak üzere her kuruma siyaset girsin! Hangi
siyaset? Emeğin üstünlüğünü kabul eden bağımsızlık, demokrasi, barış
siyaseti. Hiç tereddüt etmeden, açıkça ve ısrarla bunu dile getirmek
zorundayız. Halkın birliği ve dirliği için en kestirme ve kalıcı yol
budur. Bunu kanıtlayan çok örnek var. Bizim bağımsızlık ve demokrasi
için halkı harekete geçirmiş nice nur yüzlü hocalarımız, müftülerimiz,
Sakarya boylarında vatanını karış karış savunan, bundan*94 yıl* önce*26
Ağustos 1922*'de emperyalist bir dünyanın silahlı güçlerini önlerine
katıp kovalarken toprağa düşen ne kadar çok kahraman subayımız,
çocukları ve gençleri halk sevgisiyle yetiştiren öğretmen ordumuz ve
halkın adaletini savunan savcımız, yargıcımız oldu...

(Ayvalık,*26 Ağustos 2016*)

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170214214919 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/02/15  13:37 6  64  turanca...@googlegroups.com

 


Erdem ve kabiliyet yonunden ustun olan kimselerin arkasindan gitmek ve
onlara uymak dogrudur.

Aristo

Mumin, keler deligine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur

(Beyhaki)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet
gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili
kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

EINSTEIN ve DINLER
Bir insanin etik davranisi, esasli bir sekilde, iyi iliskilere, egitime,
sosyal baglara ve ihtiyaclara dayanmasi gerekir; dinsel hicbir temele
gerek yoktur.
Eger kisi, cezalandirilma korkusu ve olumden sonra odullendirilme
umuduyla davranmak zorunda olsaydi gercekten de acinacak halde olurdu.
Bu nedenle dinsel kurumlarin neden daima bilime karsi savastigini ve
onun yolundan gidenlere karsi baski yaptigini anlamak kolaydir.

A man s ethical behavior should be based effectually on sympathy,
education, and social ties and needs; no religious basis is necessary.
Man would indeed be in a poor way if he had to be restrained by fear of
punishment and hopes of reward after death.
It is therefore easy to see why the churches have always fought science
and persecuted its devotees

Albert Einstein, Religion and Science, in the New York Times Magazine,
November 9, 1930, pp.3-4; from Alice Calaprice, ed., The Expanded
Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press,
2000, pp.205-206.


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap