İki duygusal hikaye, ve Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk
halkları ile Amerikan halkının bu iki hikaye karşısındaki tepkisini
anlatmış abi.
Sonuç mu?
Abi kibar tabi sonucu söylememiş.

Ben söyleyeyim.
Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halkları kansız, ruhsuz,
ilkesiz, ülküsüz dememiş abi.
Ortak değerleri kalmamış, yaşama, insana, güzele, güzelliğe, bilgiye,
bilime saygısı, sevgisi kalmamış diyememiş.

Bir de on yıllardır bilmeme rağmen hala daha alışamadığım, içimi acıtan
belirlemeler var.
Amerikalıların gerek Irak, gerek Türkiye'de önlerine gelen her engelin
üstüne nasıl basıp geçtiklerini anlatmış.
Amerikalının üstüne bastığı topraklarda hükümran ülke, devlet, halk
tanımadığını, ben varım diyeni ezip geçtiğini anlatmış.

Elin Arabını bilme, ama ben bir de buna dayanamıyorum.
Siz alıştınız mı bilmem?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
<mailto:0raj.p0y...@neomailbox.net> / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     

------------------------------------------------------------------------
bayrak


  *YILMAZ ÖZDİL : *Barış

*1 Mart 2017.*

*
*

*2008*…

Irak'ın El Ambar bölgesinde görev yapan Amerikan birliğinin komutanı
albay John Falsom, enkaz yığınlarının arasında, vurularak yaralanmış bir
eşek buldu. Hem kan kaybından, hem açlıktan ölmek üzereydi. Bir*milyon
*insanın hayatını kaybettiği savaşın, hesabı tutulmayan kurbanlarından
biriydi. Adeta alarm verildi, veteriner hekim bulundu, sahra
hastanesinde ameliyat edildi, kurtarıldı. Duman rengindeydi, Mister
Smoke adı verildi. Birliğin maskotu oldu. Habire insan öldürmek yüzünden
adeta insanlıktan çıkan Amerikan askerleri, hayata geri dönmüştü, eşekle
hatıra fotoğrafları çektirip, hasretle baba yolu gözleyen çocuklarına
gönderdiler. Askerlerin çocukları bu sevimli fotoğrafları feysbuk
sayfalarına koydu. Gazeteler üstüne atladı, manşet üstüne manşet
yapıldı, eşek şöhret oldu. Posterleri, tişörtleri, oyuncakları,
rozetleri yapılmaya başlandı. Amerikan askerlerine, ailelerine ve
savaşın yıkıcı görüntüleriyle sarsılan topluma, moral kaynağı haline
geldi. Hadi bakalım, Uluslararası Hayvanlara Karşı Zulmü Engelleme Vakfı
devreye girdi. /*"Eşeği maymuna çevirdiniz kardeşim, ayıptır"*/ demeleri
beklenirken, tam tersine, /*"Mister Smoke'u Nebraska'ya getirelim,
gazilerin ve asker çocuklarının rehabilitasyon merkezine yerleştirelim,
terapide kullanalım"*/ dediler. Pentagon'a danışıldı, derhal kabul
edildi, gökte arayıp yerde buldukları propagandaydı. Eşeğin en acil
şekilde savaş ortamından çıkarılıp /*"özgürlükler ülkesi"*/ne
getirilmesi emri verildi. O sırada… Amerikalıların öldürmeyi unuttukları
bir Iraklı köylü çıkageldi, /*"eşek benim eşeğim, geri verin"*/ dedi.
Buyrun burdan yakın… Köylüyü ikna etsin diye bir şeyh devreye sokuldu.
Şeyh köylüyü çağırdı, /*"sevaptır, eşeği ver"*/ dedi. Köylü /*"bunlarda
para çok, 30 bin dolar versinler, eşeği vereyim, paranın yarısını da
sana vereyim"*/ dedi. Şeyh ikna oldu. Köylüyü yanına alıp, albaya gitti,
/*"30 bin dolar verin, eşeği alın"*/ dedi. Ancak… Albayın daha makul bir
önerisi vardı, /*"fazla uzattınız, ya eşeği verin, ya da ikinizi birden
buraya gömeyim"*/ dedi. Köylüyle şeyh ikna oldu! Hediye ettiler…
Böylece, eşeğin özgürlük seyahatine engel kalmamıştı. Erbil'e getirildi,
Habur'dan Türkiye'ye sokulacak, İncirlik'ten*ABD*'ye uçacaktı. Bu sefer
biz kıllık yaptık iyi mi… Bizim gümrük görevlileri /*"hoop hemşerim,
burası dingonun ahırı değil"*/ dedi, giriş izni vermedi. Eşek mister'di
ama, neticede eşekti, vize verilmesi için tarım bakanlığına sorulması
gerekiyordu. Tarım bakanlığına soruldu, /*"giremez"*/ cevabı geldi.
Amerikalılar şoke oldu, /*"niye giremez birader?"*/ diye sordular. /*"Ya
eşekte hastalık varsa, ya bizim eşeklere bulaştırırsa"*/ cevabı verildi.
Eşek krizi*21 gün* devam etti. Kafamıza çuval geçirenlere gıkını bile
çıkarmayan Türkiye, eşeğe dikleniyordu! Amerikalılar ya sabır çekti.
/*"Zorla güzellik"*/ uzmanı olan Amerikan elçiliği devreye girdi,
diplomatik bir nezaketle, /*"kapıyı hemen açın, adamı hasta etmeyin"*/
denildi, bizimkiler yelkenleri suya indirdi, Iraklı köylü ve şeyhten
sonra, bizimkiler de ikna oldu! Amerikalılar sinirlenmişti, eşeği
İncirlik'ten askeri uçakla göndermediler, gözümüze sokmak için, inadına
İstanbul'a getirdiler, Atatürk Havalimanı'ndan sivil kargo uçağıyla
gönderdiler. Mister Smoke,*ABD*'den özel olarak gelen hayvan hakları
derneği yöneticilerinin refakatinde, önce New York'a, oradan Nebraska'ya
uçtu. Adına feysbuk sayfaları açıldı, sosyal medya fenomeni oldu,
televizyon programlarına çıkarıldı, çizgi film haline getirildi.
Amerikan toplumu, kan ve gözyaşı trajedisinden çıkarak, sürpriz şekilde
hayatlarına giren bu masum hayvanın sevgisi etrafında kenetlendi.
Vicdanlara merhem olmuştu.*2012*'de ölene kadar, rehabilitasyon
merkezinde yaralı duyguları sarıp sarmaladı. Özellikle gazi çocuklarının
biraz olsun yüzlerini güldürdü, ailelere psikolojik güç verdi. Ve,
kahramanlar gibi, büyük bir saygıyla, askeri törenle toprağa verildi.

*

*2017*…

Bugüne kadar*71 şehit* verdiğimiz Suriye harekatında görev yapan uzman
çavuşumuz Ömer Özkan, El Bab kasabasındaki kanlı çatışmalar esnasında,
enkaz yığınlarının arasında bitkin halde bir kedi buldu. Yara bere
içindeydi, açlıktan, susuzluktan ölmek üzereydi. Matarasından su verdi,
sırt çantasını açtı, kumanyasını paylaştı. Kedicik kimbilir kaç günden
sonra bulduğu yemeği şapırdata şapırdata hayata dönerken, Ömer kara kara
düşünüyordu. Orda öylece bıraksa, gönül razı değil, götürse, nereye
götürecek? El Bab dediğin yerde çadır bile yok, canlı bombaların
arasında ölümle koyun koyuna uyuyor çocuklarımız…

yilmaz

Bir çare bulacağız elbet diye düşündü, parkasının göğsünü açtı, kediyi
oraya yerleştirdi, artık ben nereye sen oraya dedi gülümseyerek…
Hakikaten öyle oldu. Neredeyse*24 saat* boyunca, Ömer'in göğsünde yaşadı
kedicik… Beraber yediler, beraber çarpıştılar, beraber hayatta kaldılar.
Neticede garnizona geldiler. Ömer cep telefonu aracılığıyla kediyle
birlikte fotoğraf çektirdi, /*"hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz, o da
bizim himayemiz altında"*/ notunu yazarak, sosyal medya hesabına koydu,
hayvanseverlere çağrıda bulunarak, yardım istedi. Gaziantep Canlı Hayatı
İyileştirme Derneği başkanı Cengiz Bayram bu çağrıyı gördü, derhal
Ömer'le iletişime geçti, biz sahip çıkarız, bize emanet edin dedi. Güzel
dedi ama… Ömer El Bab'ta operasyondaydı, Türkiye'ye gelmesi mümkün
değildi, nasıl olacaktı bu iş? Ömer aradı taradı, görevi bittiği için
memlekete dönecek olan bir silah arkadaşını buldu, kediyi ona teslim
etti, o da sınıra kadar getirip, Cengiz Bayram'a verdi. Hemen veterinere
götürüldü, tedavi edildi, bakımı yapıldı. Barınağa yerleştirildi. Karnı
tok, sırtı pek, sağlığı gayet iyi, korkmadan, saklanmadan, huzur içinde
mırıl mırıl uyuyarak… Kendisi için kelimenin tam manasıyla göğsünü siper
eden Ömer'in sağ salim gelmesini, yeniden kucaklamasını beklemeye başladı.

*

/*"Yurtta Barış Dünyada Barış"*/ diyen Mustafa Kemal'in askeri Ömer…
Savaşın ortasında bulduğu bu kediye ne isim verdi biliyor musunuz?

*

/*"Barış"*/ dedi.

Senin ismin /*"Barış"*/ olsun.

*

Hayatını ortaya koyarak çarpışan bir asker için bundan daha kahramanca
bir davranış, bundan daha cesur bir tavır, savaşın yokediciliğine karşı
bundan daha yürekli bir meydan okuma olabilir mi, inanın bilemiyorum.

Canlı bombaların can pazarından Hollywood bile böylesine bir insani öykü
hayal edebilir mi, sanmıyorum.

*

Peki, abuk sabuk saçmalıklarla gündem meşgul edilirken, Türkiye'nin niye
bu ilaç gibi haberden bangır bangır haberi olmuyor derseniz?

*

Medya insan olunca…

Eşeği bile dünya tanıyor.

Medya insanlığını yitirince…

Barış'ın kavramı da kendisi de bize çok uzak kalıyor maalesef.

*http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/baris-2-1706242/*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170301144412 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/01  18:38 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Akillilar istedigi seyi, akilsizlar baskalarinin istedigini ogrenir.

Sadi

Cabir b.
Abdullah (r.a.) den;
Resulullah demistir ki:
- Biriniz bir kadina dunurluk yaptigi zaman kendisini o kadinla
evlenmeye sevk eden organlara bakmaya imkan buluyorsa, bunu yapsin-
(Cabir) dedi ki: ben bir cariyeyle evlenmek istedim, bunun uzerine (onun
haberi olmadan gorebilmek icin) onu gizli gizli gozetlemeye basladim.
Nihayet beni kendisiyle evlenmeye sevk eden (organlar) ini gordum de
onunla evlendim.

(Ebu Davud, K.en-Nikah (12) , Bab 17-18 C.8 S.148 Samil Yayinlari.)
Hadis No: 519

Maras tan alinan saglam malumatta, Maras i isgal eden Fransiz
kitalarinin yuzde yirmisi Fransiz Cezayirli olup, geri kalani Osmanli
Ermenilerinden meydana gelen fedailerdir.
Bunlar sehirde namuslu Islam kadinlarina taarruz etmekte ve Musluman
ahaliye zulum ve iskence yapmaktadir.
Dukkanlar butunuyle kapali, ahali heyecandadir.

(7 Kasim 1919)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap