28-06-2017

  ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN

Durumu Yürürlükte

Kanun numarası 5816

Kabul tarihi 25 Temmuz 1951

Yayımlandığı R. Gazete 7872

Yürürlüğe giriş tarihi 31 Temmuz 1951


Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, kamuoyunda anıldığı
şekliyle Atatürk'ü Koruma Kanunu, 31 Temmuz 1951'de kabul edilmiş
Türkiye Cumhuriyeti kanunudur. Konusu, ülkenin kurucusu ve ilk
cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e karşı işlenecek suçlardır.


Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artması nedeniyle
Demokrat Parti iktidarınca çıkarılmıştır.[1]


1. Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün
kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş
yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

3. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden
kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

4. Birinci maddede yazılı suçlar, iki veya daha fazla kimseler
tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut
basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak ceza yarı nispetinde
artırılır. Birinci maddenin ikinci fikrasında yazılı suçlar zor
kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.

5. Bu Kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen
takibat yapılır.

6. Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

         7.

            Bu Kanunu Adalet Bakanı yürütür.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk_Aleyhine_%C4%B0%C5%9Flenen_Su%C3%A7lar_Hakk%C4%B1nda_Kanun

Bir de Atatürk'ü Koruma Kanununu dillerine dolar bu pezevenkler.
Rahat rahat hakaret edebilmek için...

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
<mailto:0raj.p0y...@neomailbox.net> / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       

------------------------------------------------------------------------


    *2016*’DA*MAHKEMELER* *‘ERDOĞAN’*A*HAKARET’ İÇİN
    ÇALIŞMIŞ*:*240*’I*ÇOCUK TAM 46 BİN 193 KİŞİ*…

*28 Haziran 2017*

Türkiye’de geçtiğimiz yıl mahkemelerin mesailerini adeta*AKP* Genel
Başkanı*Tayyip *Erdoğan ve devlet organlarının saygınlığına karşı suçlar
için harcadığı rakamlarla gözler önüne serildi.

Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu‘nun haberine göre geçen yıl bu suçlardan
*46 bin 193 *işlem yapılırken, *4 bin 936*dosya hakkında savcılık
tarafından kamu davası açıldı. Bunlardan*9 bin 900’*ü hakkında
takipsizlik kararı verildi.*31 bin 357 dosya* hakkında da yetkisizlik,
görevsizlik, birleştirme, fezleke düzenleme ya da başka bir savcılık
bürosuna gönderme kararı verildi.

Reşit olmuş*4 bin 750 kişi*,*36 yabancı* ve iki tüzel kişi hakaret ile
suçlanırken,*12 ile 15 yaş* arasındaki*102*,*15-18* yaş arasındaki
de*138 çocuk* devletin egemenliğine ve organlarının saygınlığına karşı
suçlandı.

Adalet Bakanlığı verilerine göre bu davaların*1080*’inde mahkumiyet
kararı verildi. Bu da hakkında karar verilen*yüzde 34*’ünde mahkumiyet
kararı çıktığını gösteriyor. Bu dosyaların*679*’unda beraat,*867*’sinde
de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi.

*http://gazetemanifesto.com/2017/06/28/2016da-mahkemeler-erdogana-hakaret-icin-calismis-240i-cocuk-tam-46-bin-193-kisi/*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170628124636 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/06/28  15:00 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Icinden ne geliyorsa yap. Dogal ol.

Anonim Nasihat

Necip Fazil KISAKUREK : AMERIKA, DUNYA VE BIZ

Bugun dunya, milletlerin olus istikameti ve tekevvun hakki bakimindan
iki vahide ayrilmistir. Sonunda kaba ve basit iki vahid... Ya Amerikayi
tutacaksiniz, ya Sovyet Rusyayi; ya demokrasiyi, ya komunizmayi...
Bunlardan birine temayul derhal ve kat i olarak oburune aykirilik
manasina gelir. Onun icin, en kucuk Amerikan aleyhtarligi, hangi
zaviyeden olursa olsun, Sovyetleri desteklemek diye anlasilir. Bu yuzden
komunizmaya zit bir dunya gorusu kerhen de olsa, Amerikan politikasini
korumakla mukelleftir.
Ikinci Dunya Harbinden sonra Avrupa medeniyetinin buyuk mumessilleri,
bir nevi iktisadi ve teknik tabiiyet yuzunden dunya goruslerindeki
istiklallerini kaybetmisler ve mecburi olarak Amerikan hegemonyasi
altina girmislerdir.
Imparatorlugunu ve dunya siyasetindeki basbuglugunu kaybeden sahsiyetli
Ingiltere, simdi butun aksiyonunu ve soz hakkini kaybetmis mahzun bir
ulke halindedir. Almanya, topyekun varligiyla odemek mevkiinde bulundugu
harp felaketini telafi icin, harika capinda bir kalkinmadan gayri hicbir
gaye sahibi degildir. Avrupa nin diger milletleri de, Garp medeniyetini
mechul bir yarina ceken sinsi sartlara karsi, butun guclerini, kendi
kabuklari icinde, ruhi ve iktisadi gunu birlik bir ferahliga yoneltmis
ve dunya politikasi uzerinde muessir olmak politikasini unutmus
bulunuyorlar.
Yalniz Fransa (Do Gol) tecrubesinden sonra bir sahsiyet hummasina
dusebildi; ve (frenk) isminin eski temsil hakki uzerinde yepyeni bir
istikamet kolladigini belli etti. Dis politikada ilk defa olarak (Do
Gol)un; Amerikan hava uslerini Fransadan tasfiyeye kalkmasi, iste bu
istiklal ve sahsiyet davranisinin en bariz isaretidir. Bu isaret,
Fransanin artik bir alet mevkiinden cikip, Garp medeniyetini yuguran
sahsiyetli milletlerden biri olmak sifatini her sahada gostermek ve
butun ic ve dis buhranlarini yenmek istemesinden baska bir maksada
yorulamaz.
Hakikat sudur ki, Amerika sadece iktisadi ve teknik ustunlugu yuzunden,
ayrica hic bir payi bulunmiyan Garp medeniyetini butun haklari ve
imtiyazlariyle ve acikgozce nefsine yamamis; ve cihanin komunizma
dehsetine karsi kendisini biricik tutamak haline getirmegi bilmistir. Bu
tutamaga el atanlar da, onun iradesine boyun egmege, dunya capinda
hicbir temsil tavri takinmamaya, sahsiyetsiz yasamaya ve Amerikalilara
mahsus basit ve dupeduz dunyanin bekciligini etmege mecburdur.
Bu ne bogucu, $ikici dunya! Yukariya tukursem biyigim, asagiya tukursem
sakalim...
Nazariyede materyalist Rusyaya karsi Amerika, cihana oyle ablak bir
cehre vermistir ki, ikisi arasinda $ikisip kalan Avrupa, evvela
birincisine, sonra ikincisine karsi (spiritualist) bunyesini
koruyabilmek icin ne yapacagini bilememektedir. Birinden korunmanin
oburune siginmak seklinde tecelli eden caresi, gercek korunmayi ve
sahsiyet mudafaasini busbutun iflas ettirici bir durum arzetmektedir.
Bize gelince:
Halk Partisi devrinden beri, mutlak ve mecburi Amerikan siyasetini
tutmak, Turkiye hesabina biricik dogru yol... Buna suphe yok... Cihanin
olum ve dirim halinde iki yolundan dirim istikametini secmek milli irade
ibresi yalniz bu istikameti gosterdigine gore, her halde Halk Partisi
hesabina buyuk bir kesif degil...
Evet, dirim yolu secildi; fakat bu yolda diri bir anlayis ve sahsiyetli
bir tavir gosterilmedi. Vaziyet o turlu idare edildi ki, Amerika bizi
cebinde keklik bildi; ve mevzuumuzda, idraksiz kekliklere mahsus
fedakarliklardan ileriye gitmedi.
Mesele, Amerikan yardiminin azliginda coklugunda degil; Amerika nin
karsisinda, yalniz kendi milli tekevvun gayesine bagli, sahsiyetli bir
millet tavrini takinmakta ve ona gore hurmet ve itibar sahibi olmakta...
Cografya ve tarihimiz, bizi, kapitalizma ve komunizma sistemleri
arasindaki nihai muhasebenin ana rakamini temsil edecek kadar nazik bir
makamda bulundurduguna gore, Amerika dan bu makamin dolgun hakkini
istemek ve nazli bir sevgili muamelesi gormek biricik dikkatimiz
olmaliydi. Olmadi; sanki Amerika tarafindan bos bir araziye sevkedilmis
ve hudut bekciligi almis bogaz tokluguna calisir bir millet olduk.
Hele lisaniyle, uslubiyle, tipiyle, ruh haletiyle ve kendine gore
kulturu veya kultur iddiasiyle Amerikalinin icimize nufuzu korkunc bir
seydir. Dolar kuvvetine dayanan ve sade Turkiye de degil, dunyanin her
tarafinda kendisini hissettiren bu maddi ve ayni zamanda manevi nufuz
belki Avrupa nin ruhi sahada bas derdidir.
Zira Amerikali, eski bir kok ve sahsiyet damarina bagli olmaktan
uzaktir.Garbin milletler katisigindan oyle bir melezdir ki, o milletlere
ait ruh uktelerini dibinden tiras etmis; ve meselesiz, davasiz, dertsiz,
iztirapsiz, yalniz madde hesaplarina bagli ve bes hasse planinda yasar
bir yeni insan tipi getirmistir. Bu yeni insan, elektrigin ne demek
oldugunu dusunmez veya dusunmekte bir fayda gormez; onu bir ampul icinde
zaptetmegi kafi bulur. Bu yeni insanin hurriyet fikrinden, daha dogrusu
insiyakindan baska hicbir ruhi sistemi yoktur. Basi bostur, ilcalarina
tabidir, her kayittan ve olcuden azadedir, manevi sulta ve disiplin
boyunduruklarindan hic birinin hukmu altina giremez; hasili tam
manasiyle tabiat ve madde insanidir.
Tarih, sahsiyet, ruhi hayat ve mesele sahibi milletler icin de boyle bir
tip, ancak bozucu ve curutucu olabilir. Hele yeni bir hayat ve tekevvun
arayan ve henuz olamamis bulunan milletler Amerikaliyi ornek aldiklari
gun, meydana, butun lugatcesi 10-15 kelimeden ibaret, her an ciklet
cigneyen ve homurtu halinde konusan ve anlasan, hicbir ruhi mueyyideye
kiymet vermeyen basi boslar toplulugundan baska birsey cikamaz.
Amerikali tipi, kendi vataninda belki her turlu ictimai emniyet ve
murakabeye malik olabilir; fakat taklitcilerinin dunyasinda sadece
felakettir. Amerikaya gidip Amerikali olmak belki iyi; fakat milleti
icinde Amerikalilasmak mumkun oldugu kadar kotu...
Basinizi kaldirip buyuk sehirlerde soyle bir halimize bakacak olursaniz,
Amerikanizm denilen afetin, kiligimizda, mesrebimizde, uslubumuzda,
edamizda bizi kendimizden ne kadar uzaklara goturdugunu, yahut goturmek
istedigini sezersiniz.
Mekteplerimize, genclerimize, zuppelerimize, zevk-u safa hayatimiza; ve
oradan muesseselerimize, evet butun muesseselerimize dikkatle bakiniz yeter!
Bir Amerikan gemisinin Istanbul a geldigi gun, sehrin gecirdigi telasin,
(Noel) babanin cikini etrafinda cocuklar gecirmez.
Eger arada bir kendilerinden su veya bu tarzda, hatta bayragimiza kadar
uzanan kabaliklar goruyorsak, bunu, Amerikalinin mizacinda degil, kendi
ruhi zebunlugumuzun muhatabimiza verdigi gururda aramaliyiz.
Iktisat recetelerine kadar her seyi sonsuz comertliginden bekledigimiz
bir millet fertlerinin bize karsi ulvi hareket etmesini beklemek ve
boyle bir istidadi da Amerikalidan ummak, yerinde sayilamaz.
Bize dusen, kendi kendimize sahip olarak, Amerika nin ebedi muttefiki,
Amerikalinin da Sen sensin, ben de ben tarzinda dostu olmaktir.
Amerikaliyi da boylece kendimiz icin bir saadet unsuru kilmak... Yoksa
bela haline getirmek degil...
Bunu en kucuk milletler yaparken biz yapamazsak hazin olur. Amerika da
ancak boyle bir sahsiyete maddi ve manevi itibar bicebilir. Yoksa, gelip
gecici menfaatleri bakimindan alakadar oldugu; ve bir Amerikan
bahriyelisinin iki yana acik bacaklari arasindaki perspektif icinde
mutalea ettigi kadrodan ileriye gecemeyiz.
Dis siyasetimizde Amerikan ve ic bunyemizde Amerikanizm politikasini,
kendimizde tecezzi kabul etmez bir sahsiyet vahidine gore ayarlamakta,
devlet ve millet capinda kalkinisimizi kusatacak derecede buyuk ve her
ise hakim bir mana gizlidir.
Bu mana ta merkezinden ele gecirildigi gun, Turk ve Amerikan bayraklari,
biri su kadar yildizli ve oburu sadece ay ve yildizli, iki ayri dunyanin
iki ayri ve fakat daima beraber mumessilleri halinde yanyana gondere
cekilebilirler.

Necip Fazil KISAKUREK
Buyuk Dogu Dergisi / Sayi 20 /17.7.1959

Sivrisinekler Neden Linc Ediliyor

24 Temmuz 2013

Yillardir oynanan oyun bir kez daha sahnede. Yazin gelmesiyle birlikte
tabiatin en narin canlilarindan olan sivrisineklere karsi bir linc
kampanyasi yurutuluyor. Sivrisinekler asagilaniyor, sivrisinekler
horlaniyor, sivrisinekler her turlu terlige maruz kaliyor. Ayiptir.

Ne zararini gordunuz bu hayvancagizlarin cok merak ediyorum. Suclari kan
emmek mi? Peki sivrisinekler zevkine mi kan emiyor? Ilerde bildigim cok
guzel bir insan var, birer gram kan emer miyiz? mi diyorlar
birbirlerine? Yasamak icin besleniyorlar yahu, olay bu!

ASLINDA EN SADIK HAYVANLARDIR

Senin o mamalarla besledigin himbil kopegin tenis topunu getirince
havalara ucuyorsun, kaybolup seni buldugunda sadakatini yere goge
sigdiramiyorsun. Ote yandan sivrisinek dedigimiz hayvan defalarca
kovmana ragmen gene gelmiyor mu suratina suratina. Sen uyurken bile
basinda beklemiyor mu? Tamam arada ufak isiriklar aliyor belki ama sana
zarari yok ki. 70 kiloluk bir insanin vucudunda bes litre kan var, iki
gram eksildi diye mi bu tantana? Bu nasil bir cimriliktir, gozun doysun.

Ama kopekler sadikmis! Dunyada kopek mamalarina her yil milyarlarca
dolar harcaniyor. O kadar parayi herhangi bir hayvana, mesela yilanlara
harcasan yilan en sadik hayvan olur. Sok de sokayim diye pesinde gezer.

Beni en cok yaralayan da sivrisineklerin olurken bile binbir turlu
hakarete maruz kalmasi. Ne yazik ki cogu sivrisinek kafasina terligi ya
da saplagi yemeden hemen once Allahin cezasi! , Hay ben senin... ,
.....mun sinegi seni! gibi kufurler yiyerek can veriyor. Hos bir olum
olmasa gerek. Oldureceksen oldur ama bari hakaret etme.

Oyle bir nefret var ki maalesef belki de ilk defa kan emmeye cikan bir
yavru sivrisinege bile tarih boyunca yasayan butun sivrisineklerin
gunahi yukleniyor. Babadan ogula nesil sanki bunlar. Sorsan dun kimi
emdigini hatirlamaz, nasil bir vicdandir bu.

HAYVAN HAKLARINDA AYRIMCILIK VAR

Halbuki sivrilerle ayni ortamda mutlu olmak mumkun. Tek yapmaniz gereken
uyumadan once odadaki sivrisineklerinizin karnini bir guzel doyurmak.
Yani kolunuzu bacaginizi acip sizi emmelerine izin vermek. Karni doyan
bir sivrisinek sizi asla rahatsiz etmez, tavanda lambanin yanina veya
perdenin arkasina gecip ertesi gun emecegi kanin hayalini kurmaya
baslar. Bunu onlara cok gormeyin.

Buradan hayvan haklari savunucularina ve Hayvan Partisi ne de seslenmek
istiyorum. Ismini vermeyecegim birtakim hayvanlar soz konusu oldugunda
mangalda kul birakmayan sizler mevzu sivrisinekler ve bilumum haserat
oldugunda derin bir sessizlige gomuluyor, adeta gozlerinizi
yumuyorsunuz. Bu cifte standart degil de nedir? Sivrilerin arkasi yok
diye mi boyle yapiyorsunuz? Lobi mi yapmalari gerekiyor?

Ismini vermeyecegim demistim ama dayanamiyorum ve acikliyorum:
Bahsettigim hayvanlar kedi, kopek ve esekler. Bunlarin kilina zarar
verseniz sizi topa tutarlar. Hayvan haklarinda olcu sanirim hacim.
Hacminiz kucukse haklarinizdan faydalanamiyorsunuz. Iste dunyanin en aci
gercegi de bu.

Ingilizce anadilimiz olmali

Gecen gun bir is toplantisinin tam ortasina dustum. Toplantidaki herkes
Turk tu ama konusmalar arasinda Check et, order edelim, fee bedel,
toplantiyi set ettik, forget it, god damn it, oh come on gibi ifadeler
duydum ve kendi kendime WTF is going on here! dedim. Tek kelime
Ingilizce bilmememe ragmen ben bile ortamin etkisiyle Ingilizce
konusmustum. Cok karizmatik buldum bir anda kendimi, kendime saygim
artti. Boylece tamamen yurt icinde faaliyet gosteren firmalarin bile ise
alirken neden ileri duzeyde Ingilizce istedigini de anlamis oldum.

http://beyinsizadam.net/
lukasal...@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap