------------------------------------------------------------------------


  TED KACZYNSKİ : AHMAKLAR GEMİSİ

*10/10/2014*

Bir zamanlar, bir geminin kaptanı ve ahbapları denizciliklerini çok
beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlarmış. Bir gün kaptan, ününe
ün katmak için geminin yönünü kuzeye çevirince işler biraz karışmış…

Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok
beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye
çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar.
Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı
vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam
ettiler.

Gemi daha yüksek enlemlere ulaştıkça, yolcular ve mürettebat giderek
rahatsız oldu ve aralarında tartışmaya, içerisindeki bulundukları
koşullar hakkında şikayet etmeye başladılar.

/*"Titriyorum"*/ dedi usta gemici, /*"Bu kadar kötü bir yolculukta daha
önce hiç bulunmamıştım. Güverte buzla kaplı; gözetleme yerindeyken
rüzgar ceketimi bıçak gibi kesiyor; ön yelkene camadana vururken
neredeyse parmaklarım donuyor; ve tüm bunlar için ayda 5 şilin alıyorum."*/

/*"Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun!"*/ dedi kadın yolcu. /*"Soğuktan
geceleri uyuyamıyorum. Bu gemideki kadınlar erkekler kadar battaniye
alamıyor. Bu adil değil!"*/

ahmaklar-gemisi-*1*

Hieronymus Bosch’un çizimiyle /*"Ahmaklar Gemisi"*/

Meksikalı denizci sözü kesip konuşmaya katıldı: /*"Chingado! Ben,
İngiliz gemicinin aldığı maaşın sadece yarısını alıyorum. Bu iklimde
kendimizi sıcak tutmak için bol yiyeceğe ihtiyacımız var; İngiliz daha
çok alıyor. Ve en kötüsü, ikinci kaptanlar sürekli emirlerini
İspanyolcanın yerine İngilizce olarak veriyorlar."*/

/*"Herkesten daha çok şikayet edecek nedenim var"*/ dedi Amerikan
Yerlisi gemici. /*"Eğer soluk benizliler atalarımın topraklarını
yağmalamasaydı, bu gemide, buzdağlarının ve kutup rüzgârlarının arasında
olmayacaktım. Hoş, sakin bir gölde kanoyla gezinecektim. Tazminatı hak
ediyorum. En azından, kaptan bana barbut oynatmam için izin vermeli ki
biraz para kazanabileyim."*/

Lostromo söz aldı: /*"Dün, birinci zabit bana ‘ibne’ dedi. İsimler
takılmadan eşcinsel ilişkiye girme hakkım var."*/

/*"Bu gemide kötü davranılan sadece siz insanlar değilsiniz."*/ diyerek
yolcuların arasındaki hayvansever araya girdi. Sesi öfkeyle titriyordu.
/*"Geçen hafta ikinci zabiti geminin köpeğini iki kere tekmelerken
gördüm!"*/

Yolculardan biri üniversite profesörüydü. Ellerini ovuşturarak hiddetle
söylendi, /*"Bunların hepsi korkunç! Ahlaksız! Irkçılık, seksizm,
türcülük, homofobi, işçi sınıfının sömürülmesi! Ayrımcılık! Toplumsal
adalete sahip olmalıyız: Meksikalı gemici için eşit maaş, bütün
gemiciler için yüksek maaş, Amerikan Yerlisi için tazminat, kadınlar
için eşit battaniye, eşcinsel ilişki hakkı ve köpeği daha fazla
tekmelemek yok!"*/

Yolcular /*"Evet, evet!"*/ diye bağırdı. Mürettebat /*"Hay hay!"*/ diye
bağırdı. /*"Ayrımcılık! Haklarımızı talep etmeliyiz!"*/

Kamarot boğazını temizledi.

/*"Hepinizin şikayet etmek için iyi nedenleri var. Fakat bana göre
gerçekten yapmamız gereken şey gemiyi döndürmemiz ve güneye doğru
gitmemiz, çünkü eğer kuzeye gitmeye devam edersek er geç batacağız.
Sonra maaşlarınızın, battaniyelerinizin, eşcinsel ilişki haklarınızın
size yararı olmayacak, çünkü hepimiz boğulacağız."*/

Fakat kimse onu dinlemedi, çünkü o sadece bir kamarottu.

Kaptan ve zabitler, kıç güvertedeki makamlarından tartışmayı izliyor ve
dinliyordu. Birbirlerine gülümsediler ve göz kırptılar. Kaptanın el
hareketiyle üçüncü zabit kıç güverteden indi. Yolcular ve mürettebatın
toplandığı yere ağır adımlarla yürüdü ve onların arasında durdu. Çok
ciddi bir ifade takınarak konuştu:

/*"Biz kaptanlar kabul etmeliyiz ki bu gemide mazur görülemez şeyler
olmakta. Şikayetlerinizi duyana kadar bu kadar kötü bir durum olduğunu
anlayamadık. Bizler iyi niyetli insanlarız ve sizler için en iyisini
yapmak istiyoruz. Ancak kaptan oldukça eski kafalı ve kendi bildiği
yolda ilerler. Somut değişiklikler yapmadan önce biraz kışkırtılması
gerekebilir. Benim şahsi fikrim, eğer gayretle protesto ederseniz –
fakat her zaman barışçıl ve geminin kurallarını ihlâl etmeden – kaptanın
ataletini sarsar ve gayet haklı olarak şikayet ettiğiniz problemlere
çözüm getirmeye zorlarsınız."*/

Bunu söyledikten sonra üçüncü zabit kıç güverteye doğru yol aldı. Gider
gitmez yolcular ve mürettebat arkasından, /*"Orta yolcu! Reformcu!
Liberal! Kaptanın yardakçısı!"*/ diye bağırdı. Fakat yine de söylediği
gibi yaptılar. Kıç güvertenin önünde buluştular. Kaptanlara hakaretler
savurdular ve haklarını talep ettiler: Usta gemici /*"Daha yüksek maaş
ve daha iyi çalışma koşulları istiyorum"*/ diye haykırdı. Kadın yolcu
/*"Kadınlar için eşit battaniye"*/ diye haykırdı. Meksikalı gemici
/*"Emirleri İspanyolca olarak almak istiyorum"*/ diye haykırdı. Amerikan
Yerlisi gemici /*"Barbut oynatma hakkı istiyorum"*/ diye haykırdı.
Lostromo /*"İbne olarak adlandırılmak istemiyorum"*/ diye haykırdı.
Hayvansever /*"Köpeğin daha fazla tekmelenmesine hayır"*/ diye haykırdı.
Profesör /*"Devrim, hemen şimdi"*/ diye haykırdı.

Kaptan ve zabitler aceleyle bir araya toplandı ve birkaç dakika görüştü.
Bütün bu süre boyunca birbirlerine göz kırptılar, gülümsediler ve
birbirlerini doğrularcasına kafalarını öne eğdiler. Daha sonra kaptan
kıç güvertenin önünde durdu ve büyük bir cömertlik göstererek, usta
gemicinin maaşının ayda*6 şiline* yükseltileceğini; Meksikalı gemicinin
maaşının İngiliz gemicinin üçte ikisi kadar olacağını, ve ön yelkene
camadana vurma emrinin İspanyolca verileceğini; kadın yolcuların bir
battaniye daha alacağını; Amerikan Yerlisi gemicinin Cumartesi akşamları
barbut oynatabileceğini; lostromonun gizlice eşcinsel ilişkiye girdiği
sürece ibne olarak anılmayacağını ve mutfaktan yemek çalmak gibi
gerçekten ahlaksız şeyler yapmadığı sürece köpeğin tekmelenmeyeceğini
duyurdu.

Yolcular ve mürettebat bu imtiyazları büyük bir zafer olarak kutladı.
Fakat ertesi sabah, tekrardan memnuniyetsizlik hissettiler.

Usta gemici /*"Ayda altı şilin çok düşük bir ücret ve hâlâ ön yelkene
camadana vururken parmaklarım donuyor"*/ diyerek homurdandı. Meksikalı
gemici /*"Hâlâ İngilizlerle aynı maaşı veya bu iklim için yeterli
yiyeceği alamıyorum"*/ dedi. Kadın yolcu /*"Biz kadınlar hâlâ kendimizi
sıcak tutacak kadar battaniyeye sahip değiliz"*/ dedi. Diğer yolcular ve
mürettebat da benzer şikayetlerde bulundu. Profesör onları kışkırttı.

Konuşmalarını bitirdiklerinde, kamarot, bu sefer diğerlerinin
duymamazlıktan gelemeyeceği kadar yüksek bir sesle konuştu:

/*"Köpeğin mutfaktan bir parça ekmek çaldığı için tekmelenmesi,
kadınların eşit battaniyeye sahip olmaması, usta gemicinin parmaklarının
donması gerçekten korkunç; ve Lostromo’nun istediği halde neden
erkeklerle ilişkiye giremediğini anlamıyorum. Fakat buzulların şu an
nasıl kalın olduklarına ve rüzgârın nasıl daha fazla sert estiğine
bakın! Bu gemiyi geriye, güneye doğru çevirmemiz gerekiyor. Eğer kuzeye
gitmeye devam edersek, buzullara çarpacak ve batacağız."*/

/*"Ah, evet"*/ dedi Lostromo, /*"Kuzeye doğru gitmeye devam etmemiz
gerçekten korkunç bir şey. Fakat neden tuvalette sevişmek zorundayım?
Neden ibne olarak anılmam gerekiyor? Diğer herkes gibi iyi biri değil
miyim?"*/

/*"Kuzeye doğru ilerlemek korkunç"*/ dedi kadın yolcu. /*"Fakat görmüyor
musun? Tam da bu nedenle kadınların kendilerini sıcak tutmak için daha
çok battaniyeye ihtiyacı var. Hemen şimdi kadınlar için eşit battaniye
talep ediyorum!"*/

/*"Tamamen doğru"*/ dedi profesör, /*"Kuzeye doğru yol almak hepimiz
için büyük sıkıntılar yaratıyor. Fakat yönümüzü güneye doğru çevirmek
gerçekçi olmaz. Zamanı geri çeviremezsin. Durumumuzun üstesinden gelmek
için iyi hazırlanmış bir yol bulmalıyız."*/

/*"Bak"*/ dedi kamarot, /*"Kıç güvertedeki bu dört kaçık adamın
yollarına devam etmesine izin verirsek, hepimiz batacağız. Eğer gemiyi
tehlikeden uzaklaştırırsak, daha sonra çalışma koşulları, kadınlar için
battaniye ve eşcinsel ilişki hakkı için endişelenebiliriz. Ama önce bu
gemiyi çevirmemiz gerekiyor. Eğer bir kısmımız birlik olur, bir plan
yapar ve biraz cesaret gösterirsek, kendimizi kurtarabiliriz. Çok fazla
insana gerek yok – yedi veya sekizimiz yeterli. Kıç güverteye
saldırabilir, bu delileri gemiden atabilir ve gemiyi güneye
çevirebiliriz."*/

Profesör sesini yükseltti ve sert bir şekilde /*"Şiddete inanmıyorum.
Ahlaksızca"*/ dedi.

Lostromo /*"Şiddet kullanmak etik değil"*/ dedi.

Kadın yolcu /*"Şiddetten çok korkuyorum"*/ dedi.

Kaptan ve zabitler herşeyi izliyor ve dinliyordu. Kaptanın bir
işaretiyle üçüncü zabit ana güverteye indi. Yolcuların ve mürettebatın
arasına kadar geldi ve gemide hâlâ bir takım sıkıntılar olduğunu söyledi.

/*"Epey ilerleme kaydettik"*/ dedi. /*"Fakat daha fazlası gerçekleşmeyi
bekliyor. Usta gemicinin çalışma koşulları hâlâ sert, Meksikalı hâlâ
İngiliz ile aynı maaşı alamıyor, kadınların hâlâ erkekler kadar
battaniyesi yok, Amerikan Yerlisi’nin Cumartesi geceleri oynattığı
barbut ellerinden alınan toprakları için değersiz bir karşılık,
Lostromo’nun eşcinsel ilişkiye tuvalette girmesi adil değil ve köpek
hâlâ kimi zaman tekmeleniyor."*/

/*"Bence kaptanın yeniden harekete geçirilmeye ihtiyacı var. Eğer hep
birlikte başka bir protesto gerçekleştirirseniz işe yarayacaktır –
şiddetsiz olduğu sürece."*/

Üçüncü zabit geminin kıç tarafına doğru ilerlerken, yolcular ve
mürettebat arkasından hakaretler yağdırdı. Ama yine de ne dediyse
yaptılar ve başka bir protesto için geminin kıç güvertesi önünde
toplandılar. Çılgınca bağırıp çağırdılar, yumruklarını savurdular ve
hâttâ kaptana çürük yumurta attılar (ustalıkla yana çekildi).

Kaptan ve zabitler şikayetleri dinledikten sonra aceleyle bir araya
toplandı. Konuşmaları süresince birbirlerine göz kırptılar ve
sırıttılar. Daha sonra kaptan kıç güvertenin önüne geldi ve usta
gemiciye parmaklarını sıcak tutsun diye bir eldiven verileceğini,
Meksikalı gemicinin İngiliz gemicinin dörtte üç maaşı kadar maaş
alacağını, kadınlara bir battaniye daha verileceğini, Amerikan yerlisi
gemicinin Cumartesi ve Pazar geceleri barbut oynatabileceğini,
Lostromo’nun karanlıktan sonra alenen eşcinsel ilişkiye girebileceğini
ve kimsenin kaptanın özel izni olmadan köpeği tekmeleyemeyeceğini söyledi.

Yolcular ve mürettebat bu büyük devrimci zafer karşısında çok mutluydu.
Fakat ertesi günle birlikte tekrardan memnuniyetsizlik hissettiler ve
aynı eski sıkıntılar hakkında söylenmeye başladılar.

Kamarot bu sefer sinirleniyordu.

/*"Sizi ahmaklar!"*/ diye bağırdı. /*"Kaptanın ve zabitlerin neler
yaptıklarını görmüyor musunuz? Bu gemiyle ilgili yanlışın ne olduğunu
düşünemeyesiniz diye battaniyeler, maaşlar ve köpeğin tekmelenmesi
hakkındaki saçma şikayetlerinizle sizleri meşgul etmeyi sürdürüyorlar –
gemi kuzeye doğru daha da ilerliyor ve hepimiz boğulmuş olacağız. Eğer
sadece bir kaçınız aklını başına toplar, bir araya gelir ve kıç
güverteyi basarsak, bu gemiyi çevirebilir ve kendimizi kurtarabiliriz.
Fakat tüm yaptığınız, çalışma koşulları, barbut oynatma ve eşcinsel
ilişki hakkı gibi önemsiz küçük konular hakkında ağlaşmak."*/

Yolcular ve mürettebat öfkelendi.

/*"Önemsiz!!"*/ diye ağladı Meksikalı, /*"İngiliz gemicinin sadece
dörtte üçü kadar maaş almam sence adil mi? Önemsiz mi?"*/

/*"Benim sıkıntıma nasıl saçma diyebiliyorsun?"*/ diye bağırdı Lostromo.
/*"İbne olarak anılmanın küçük düşürücü olduğunu bilmiyor musun?"*/

/*"Köpeği tekmelemek ‘önemsiz küçük bir konu’ değil!"*/ diye haykırdı
hayvansever. /*"Zalimce, insafsızca, vahşice!"*/

Kamarot, /*"Pekâlâ"*/ dedi. /*"Bu konular önemsiz ve saçma değil. Köpeği
tekmelemek insafsız ve vahşice. İbne olarak anılmak küçük düşürücü.
Fakat gerçek sorunumuzla karşılaştırıldığında – geminin hâlâ kuzeye
gidiyor olduğu gerçeğiyle karşılaştırıldığında – sizin şikayetleriniz
önemsiz ve saçma, çünkü eğer bu gemiyi derhal çeviremezsek hepimiz
boğulacağız."*/

/*"Faşist!"*/ diye haykırdı profesör.

/*"Karşı devrimci!"*/ dedi kadın yolcu. Tüm yolcular ve mürettebat
birbirlerinin ardından konuşmaya katıldı. Kamarotu faşist ve karşı
devrimci olarak suçladılar. Onu bir kenara itip maaşlar, kadınlar için
battaniye, eşcinsel hakları ve köpeğe nasıl davranılması gerektiği
hakkında söylenmeye devam ettiler. Gemi kuzeye doğru yol almaya devam
etti. Bir süre sonra iki buzdağı arasında parçalandı ve herkes boğuldu.

Çeviri: Serhat Elfun Demirkol

http://dunyalilar.org/ahmaklar-gemisi-ted-kaczynski.html/

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170427210422 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/04/27  23:57 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Zevkin kendisi iyidir, tek iyidir.
aci kotudur.
Iyi ve kotunun baska bir anlami yoktur.

Jeremy Bentham

Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor :
Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki :
Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dokulur. Bu su , vucudlarinin
icine nufuz eder , oyle ki karinlarina kadar ulasir ; iclerinde ne var
ne yok , soker atar ve ayaklarini delip gecer. Bu hadise
Bununla karinlarinin icinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir (
Hacc / Suresi / 20 ) ayetinde zikri gecen eritme ( es-Sahru )
hadisesidir. Sonra ( eriyen cesedleri ) eski haline iade edilir

( Tirmizi )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.



Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/





BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap