(GugukluhayaT) TED KACZYNSKİ : AHMAKLAR GEMİSİ

2017-04-27 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
 




  TED KACZYNSKİ : AHMAKLAR GEMİSİ

*10/10/2014*

Bir zamanlar, bir geminin kaptanı ve ahbapları denizciliklerini çok
beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlarmış. Bir gün kaptan, ününe
ün katmak için geminin yönünü kuzeye çevirince işler biraz karışmış…

Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok
beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye
çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar.
Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı
vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam
ettiler.

Gemi daha yüksek enlemlere ulaştıkça, yolcular ve mürettebat giderek
rahatsız oldu ve aralarında tartışmaya, içerisindeki bulundukları
koşullar hakkında şikayet etmeye başladılar.

/*"Titriyorum"*/ dedi usta gemici, /*"Bu kadar kötü bir yolculukta daha
önce hiç bulunmamıştım. Güverte buzla kaplı; gözetleme yerindeyken
rüzgar ceketimi bıçak gibi kesiyor; ön yelkene camadana vururken
neredeyse parmaklarım donuyor; ve tüm bunlar için ayda 5 şilin alıyorum."*/

/*"Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun!"*/ dedi kadın yolcu. /*"Soğuktan
geceleri uyuyamıyorum. Bu gemideki kadınlar erkekler kadar battaniye
alamıyor. Bu adil değil!"*/

ahmaklar-gemisi-*1*

Hieronymus Bosch’un çizimiyle /*"Ahmaklar Gemisi"*/

Meksikalı denizci sözü kesip konuşmaya katıldı: /*"Chingado! Ben,
İngiliz gemicinin aldığı maaşın sadece yarısını alıyorum. Bu iklimde
kendimizi sıcak tutmak için bol yiyeceğe ihtiyacımız var; İngiliz daha
çok alıyor. Ve en kötüsü, ikinci kaptanlar sürekli emirlerini
İspanyolcanın yerine İngilizce olarak veriyorlar."*/

/*"Herkesten daha çok şikayet edecek nedenim var"*/ dedi Amerikan
Yerlisi gemici. /*"Eğer soluk benizliler atalarımın topraklarını
yağmalamasaydı, bu gemide, buzdağlarının ve kutup rüzgârlarının arasında
olmayacaktım. Hoş, sakin bir gölde kanoyla gezinecektim. Tazminatı hak
ediyorum. En azından, kaptan bana barbut oynatmam için izin vermeli ki
biraz para kazanabileyim."*/

Lostromo söz aldı: /*"Dün, birinci zabit bana ‘ibne’ dedi. İsimler
takılmadan eşcinsel ilişkiye girme hakkım var."*/

/*"Bu gemide kötü davranılan sadece siz insanlar değilsiniz."*/ diyerek
yolcuların arasındaki hayvansever araya girdi. Sesi öfkeyle titriyordu.
/*"Geçen hafta ikinci zabiti geminin köpeğini iki kere tekmelerken
gördüm!"*/

Yolculardan biri üniversite profesörüydü. Ellerini ovuşturarak hiddetle
söylendi, /*"Bunların hepsi korkunç! Ahlaksız! Irkçılık, seksizm,
türcülük, homofobi, işçi sınıfının sömürülmesi! Ayrımcılık! Toplumsal
adalete sahip olmalıyız: Meksikalı gemici için eşit maaş, bütün
gemiciler için yüksek maaş, Amerikan Yerlisi için tazminat, kadınlar
için eşit battaniye, eşcinsel ilişki hakkı ve köpeği daha fazla
tekmelemek yok!"*/

Yolcular /*"Evet, evet!"*/ diye bağırdı. Mürettebat /*"Hay hay!"*/ diye
bağırdı. /*"Ayrımcılık! Haklarımızı talep etmeliyiz!"*/

Kamarot boğazını temizledi.

/*"Hepinizin şikayet etmek için iyi nedenleri var. Fakat bana göre
gerçekten yapmamız gereken şey gemiyi döndürmemiz ve güneye doğru
gitmemiz, çünkü eğer kuzeye gitmeye devam edersek er geç batacağız.
Sonra maaşlarınızın, battaniyelerinizin, eşcinsel ilişki haklarınızın
size yararı olmayacak, çünkü hepimiz boğulacağız."*/

Fakat kimse onu dinlemedi, çünkü o sadece bir kamarottu.

Kaptan ve zabitler, kıç güvertedeki makamlarından tartışmayı izliyor ve
dinliyordu. Birbirlerine gülümsediler ve göz kırptılar. Kaptanın el
hareketiyle üçüncü zabit kıç güverteden indi. Yolcular ve mürettebatın
toplandığı yere ağır adımlarla yürüdü ve onların arasında durdu. Çok
ciddi bir ifade takınarak konuştu:

/*"Biz kaptanlar kabul etmeliyiz ki bu gemide mazur görülemez şeyler
olmakta. Şikayetlerinizi duyana kadar bu kadar kötü bir durum olduğunu
anlayamadık. Bizler iyi niyetli insanlarız ve sizler için en iyisini
yapmak istiyoruz. Ancak kaptan oldukça eski kafalı ve kendi bildiği
yolda ilerler. Somut değişiklikler yapmadan önce biraz kışkırtılması
gerekebilir. Benim şahsi fikrim, eğer gayretle protesto ederseniz –
fakat her zaman barışçıl ve geminin kurallarını ihlâl etmeden – kaptanın
ataletini sarsar ve gayet haklı olarak şikayet ettiğiniz problemlere
çözüm getirmeye zorlarsınız."*/

Bunu söyledikten sonra üçüncü zabit kıç güverteye doğru yol aldı. Gider
gitmez yolcular ve mürettebat arkasından, /*"Orta yolcu! Reformcu!
Liberal! Kaptanın yardakçısı!"*/ diye bağırdı. Fakat yine de söylediği
gibi yaptılar. Kıç güvertenin önünde buluştular. Kaptanlara hakaretler
savurdular ve haklarını talep ettiler: Usta gemici /*"Daha yüksek maaş
ve daha iyi çalışma koşulları istiyorum"*/ diye haykırdı. Kadın yolcu
/*"Kadınlar için eşit battaniye"*/ diye haykırdı. Meksikalı gemici
/*"Emirleri İspanyolca olarak almak istiyorum"*/ diye haykırdı. Amerikan
Yerlisi gemici /*"Barbut oynatma hakkı istiyorum"*/ diye haykırdı.
Lostromo /*"İbne olarak adlandırılmak istemiyorum"*/ diye 

(GugukluhayaT) ÖMER FİKRET KALAYCIOĞLU : ABD İLE RIZA ZARRAB TÜRKİYE ÜZERİNDEN PAZARLIK MI YAPIYOR?

2017-04-27 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


 




  *ÖMER FİKRET KALAYCIOĞLU : ABD*İLE RIZA ZARRAB TÜRKİYE ÜZERİNDEN
  PAZARLIK MI YAPIYOR?

April*25*,*2017 5:28 AM.*

*
*

Tayyip*Erdoğan *ile Rıza Zarrab arasında nasıl bir ilişki var?

Rıza Zarrab Amerika'da hapiste Hakkında iddia edilen suç şu; /*"Kara
para ve dolandırıcılık"*/

Bu kişinin sayısız avukatı var Amerika'da. Ama ikisi çok önemli isimler.
Biri New York kentinin efsane Belediye Başkanı Rudy Giuliani, diğeri
Amerika eski Adalet Bakanı Michael Mukasey.

Bu iki avukatı ülkemize geliyor ve Cumhurbaşkanı*Erdoğan *tarafından
kabul ediliyor.

Bir cumhurbaşkanı, bir başka ülkede yüz kızartıcı suçtan tutuklu bir
kişinin avukatlarıyla neden konuşur? Ne konuşur? Bunun dünyada başka bir
örneği var mıdır?

Bu büyük bir skandaldır.

Kara para ve dolandırıcılıktan yargılanan bir kişinin avukatları
cumhurbaşkanı ile görüşüyorsa, o sanığın ve isnat edilen suçun Türkiye
Devleti ile ilişkisi olduğu kuşkusu doğar.

Daha da ötesi /*"Demek ki Rıza Zarrab adlı kişiye yöneltilen suçlamalar
Türkiye'yi yönetenleri de yakından ilgilendiriyor"*/kuşkusu herkesin
zihninde yer alır. Bu olay büyük bir skandaldır, rezalettir.

Dönüşte avukatlar mahkeme heyetine,*Ortadoğu*'daki Amerikan çıkarlarının
ve ulusal güvenliğinin daha güçlü olması için, Zarrab'ı rahatlatacak bir
anlaşma yapılması tavsiyesinde bulunuyorlar.

Avukatlar elbette Amerika'nın güvenliği ile ilgili ayrıntıları raporda
belirtmiyorlar ama böyle bir öneride bulunabilmeleri için Türkiye
ziyaretlerinden ellerinde verilebilecek tavizler listesiyle döndükleri
izlenimi yaratıyorlar.

Demek ki sormamız gerekiyor. İki avukata Amerika'daki mahkemeye
/*"Zarrab'ı rahatlatırsanız iyi olur"*/dedirtecek ne tür tavizlerden söz
edildi, hatta bu tavizlerin verilebileceği belirtildi?

Giuliani'nin mahkemeye sunduğu yazılı ifadesinde /*"Danışmanlık ve
tavsiye vermek için görevlendirildim. Sunduğum hizmetler bununla sınırlı
olmamakla birlikte özellikle Türkiye ve ABD arasında ABD'nin ulusal
güvenlik çıkarlarına yarayacak ve Reza Zarrab'ın da yararına olacak bir
şekilde bir anlaşmayla sonuçlanabilir mi konusunda karar vermek çabasına
yoğunlaşmıştır. Bu hizmetler arasında Türkiye ve ABD üst düzey
yetkilileriyle daha çok temas yapılmasını da içeriyor"*/sözleri ne
anlama gelmektedir?

Görüldüğü gibi Amerika’nın çıkarları ile Rıza Zarrab’ın yararından söz
ediliyor; Türkiye bu işin neresinde? Yani Amerika ile Zarrab, Türkiye
üzerinden pazarlık mı yapıyor?

Yazının tamamını okumak için:
(*http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/can-atakli/bu-zarrab-tuhafligi-da-neyin-nesidir-1811583/)*

Zeynep Gürcanlı’da Sözcü’deki yazısında aynı konuya değiniyor. Zarrab’ın
serbest bırakılması karşılığında dış politikada Amerika’nın bazı
istekleri olabileceğini; özellikle Suriye’de*PYD*/*YPG*’ye karşı
çıkmama, hatta Amerika’nın kara gücü olma ve daha da tehlikelisi İran
ile ilişkili söylentiler..

Zarrap ile birileri arasındaki ilişkinin ortaya dökülmemesi ve Zarrab'ın
serbest bırakılması karşılığında Türkiye İran ile çatışmaya mı götürülüyor?

*ABD*,*1980*'lerde geri zekalı Saddam'ı dolduruşa getirerek İran'ın
üzerine saldırttı. On yıl kadar süren savaşta elbette iki taraf da
kaybetti, hatta tüm İslam dünyası kaybetti, buna karşılık Amerika ve
Batı kazandı. Bu savaş ihtirası aklının önünde olan aptal Saddam'ın da
sonunun başlangıcı oldu.

Türkiye ile İran arasındaki bir çatışmadan da aynı şekilde, iki taraf da
zararlı buna karşılık gene*ABD*ve Batı karlı çıkar.

*2500*yıllık devlet geleneğini sürdüren İran'a gene bir şey olmaz ama
biz, düşünmesi bile korkunç ama, Saddam'ın Irak'ı gibi parçalanabiliriz.

Herkes aklını başına alsın. Uyarı görevini yapsın...



Yöneticiler, toplumu, bilgeliğin ışığında düzenleyen kişilerdir.

Bu nedenle, ya yöneticiler bilge, ya da bilgeler yönetici olmalıdır*.*

*PLATON*



Ömer Fikret Kalaycıoğlu

/*"Pis Çarkçı"*/

*www.denizaltici.com*

 

a45UyF587661-170427145748 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/04/27  17:26 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

KUMRULU SIIR
. . . . . .
Duydugum yoktu ne vakittir
Guvercin sesi, kumru sesi, pencerede;
Icime gene
Yolculuk mu dustu, nedir?
Nedir bu yosun kokusu,
Martilarin gurultusu havalarda;
Nedir?
Yolculuk olmali, yolculuk.

Orhan Veli KANIK

Peygamber, savasta kadinlarin va cocuklarin oldurulmesinin bir sakincasi
olmadigini soyledi.

Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113

Bakkal amca
Bakkal amca, bir din ver, bana soyle yuz gram;
Icinde hem komedi, hem de birazcik dram.
Oyle bir din olsun ki; bizi fazla $ikmasin,
Her yerde ahlak diye, karsimiza cikmasin...
* * *
Ramazan da otuz gun, vucut girsin bakima,
Ama bayram gelince, karismasin rakima.
Birakalim insanlar, her tur halti yesinler,
Ne yani.. Biz musluman degil miyiz? desinler..
* * *
Bir din ver ki; icinde, birazcik kahve fali,
Ve ustunde bir ka$ik, sosyetik mevlid bali,
Arasinda bir dilim, Kasar Yasar olmali,
Boylece kalple

(GugukluhayaT) ALİ NEJAT ÖLÇEN :MUSTAFA KEMAL’E HINÇ

2017-04-27 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net




*ALİ NEJAT ÖLÇEN**:MUSTAFA KEMAL*’E*HINÇ*


Bay Zubeyr, Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç’ın*17 Nisan 2017 günlü
*İnsan Azıcık Utanır başlıklı yazısını kimi eklemelerle İnternette
dolaşıma sunmuş.

Engin Ardıç*17 Nisan *günlü yazısında Anayasa*1876*’da ilan edilmişti,
diyor ve ekliyor*1908*’de yeniden yürürlüğe konduğunda bir çok parti
vardı. Bay Zubeyr’de bunu e-mail iletisinde*105 kişiye*aktarıyor. Engin
Ardıç ve Bay Zubeyr ikisi de yanılıyorlar ve azıcık utanmaları
gerekecek. Engin Ardıç o yazısında : Anayasa*1876’ *da ilan edilmişti
Beş sene yaşadı.*1908*’de yeniden yürürlüğe konulduğunda birçok parti
vardı, diyor. Aslında tarihsel gerçeği unutmuş görünüyor ya da anımsamak
istemiyor. Anayasa*1876 Anayasasının*devamıymış gibi*1908*’de yeniden
yürürlüğe konmuş değil.*1908 Anayasası 1876*’dakinden çok farklıydı ve
de*1908*’de çok siyasal de parti yoktu. Çünkü:

*1907*ve öncesinde Osmanlı Devletinde hiçbir siyasal parti mevcut
değildi.Meşrutiyet ilan edildiğinde yani*1908 yılında*sadece Ahali
Fırkası vardı.O da zaten yeni kurulmuştu. Ahrar Fırkası*1910*, Hürriyet
ve İtilaf Fırkası*1911*’de , Millî Meşrutiyet Fırkası da*1912*’de
kuruldu. Çok Partili siyasal yaşam Meşrutiyet ile başlamıştır daha önce
değil. Örneğin Radikal Avam Fırkası*1918*, ve Ahali İktisat Fırkası
da*1918*’de kuruldu. Islahat- Esasiye-i Osmaniye Fırkası*1909'*da
Paris’tekuruldu. Engin Ardıç ve Zubeyr’in öteki yanlışlarına bakalım:

*1*-İlk Kanun-i Esasi,aslında Mithat Paşa, Namık Kemal’in oluşturdukları
Genç Osmanlılar hareketinin ürünüdürve*10 Eylül 1876 günü II*.Sultan
Abdulhamid’in tahta çıkışının ardından Mithat Paşa’nın başkanlığında
Cemiyet-i Mahsusa kurularak Anayasa çalışmaları başlar. Mithat Paşa’nın
özel sekreteri Krikor Odyan adındaki hukukçu Fransa ve Belçika
anayasalarından da kimi maddeleri Osmanlıca’ya çevirerek çağdaş bir
Anayasa hazırlanır. Örneğin*119 maddeden*oluşan bu Anayasa’nın
*26.maddesi*çok önemliydi: Yargıçların Padişah tarafından görevden
alınmasını önlüyordu.*AKP*’nin bugünkü hukukundan daha çağdaş düzeydeydi.

*24 Nisan 1877*’de Osmanlı-Rus savaşı başlamasaydı,*II*.Abdulhamit
Meclis-i Mebusan’ı acaba kapatır mıydı? Kimse bilmiyor bunu.

*2*-Ve acaba Mithat Paşayı, Mahmut Celalettin Paşayı Taif adasına
sürdürüp orada kemikleri kırılarak niçin öldürüldüler. Damat Nuri
Efendi, Mahmut Celalettin Paşa, /*"Ey ehli müslümin,burada cinayet
işleniyor,beni öldürüyorlar, diye haykırıyordu. Paşa’nın haykırışlarını
işitenler kapılara koştular. Ses kesilmiş ve Mahmut Celalettin Paşa
ölmüştü"*/.Damat Nuri aklını kaçırmıştı. Onu öldürmekten vaz
geçtiler.(Kaynak:Hıfzı Topuz, Taif’te Ölüm, Remzi
Kitapevi,*2*.basım,s*.247*). Aslında*1453 sonrasının*Osmanlı tarihi
cinayetler in tarihidir.

*3*-Engin Ardıç,*17.4.2017*günlü makalesinde:*1920 yılının mart *ayına
(Mart küçük harflerle yazmış) meclis (Meclis’i de küçük harflerle
yazmış) basılıp kapatılana kadar öyle gitti, diyor. Bu tümce hiçbir
olayı anlatmıyor. Meclisi kimler basıp kapatıldı? Nerede hangi ilde idi
o Meclis. Kapatılana kadar öyle kaldı, diyor. Hayır öyle kalmadı, olayın
aslı şudur :***1920 yılının 16 Martında*başta İngiltere olmak üzere
İtilaf devletleri Meclis-i Mebusanı bastı ve kimi mebusları
tutukladılar.Bu durum öyle devam etti diyor Engin Ardıç, hayır öyle
devam etmedi:*1920 yılında*Ankara’da bir Mustafa Kemal vardı *16
Mart*’tan*38 gün*sonra Büyük Millet Meclisini kurdu ve İstanbul’da
itilaf devletlerinin kapattığı Meclis’in Mebus ve Ayan üyelerinden
yurtsever olanlar, Ankara’ya kaçarak Atatürk’ün Meclisinde üye
oldular.Ve de Engin Ardıç,*9 Mayıs 1920 günlü TBMM*’nin gizli celsesini
incelememiş: O gizli celsede kapatılan İstanbuldaki Meclis’ten kaçarak
Ankara’da gelen mebuslar*TBMM*’nin üyesi kabul edilir ve de*18 Temmuz
1920 günlü*gizli celsede de Büyük Millet Meclisi’ne iştirak eden
mebuslara harcırah ve tahsisat ödenmesi yasası görüşülür ve kabul edilir.

*4*-Engin Ardıç’ın bir sözüne Zubeyr Avf , e-mail iletisinde yer vermiş.
Engin Ardıç’ın sözleri şöyle: Bir daha söyleyelim ve döne döne
söyleyelim: Çok partili sistemi İnönü icat etme-miş,paşa sadece*20 yıl
*önce rafa kaldırdığını*20 yıl*sonra raftan indirmiştir,diyor. Onun bu
sözü tarihsel gerçeklerle uyuşmuyor. Yani tarihsel gerçeklerden
koparılmış bir tümce.

İsmet İnönü Demokrasiyi keşfetmemiştir. Doğru. Demokrasiyi hiç kimse
keşfetmiş değil. İlk kez Milattan önce*640-561*yılları içinde düşünür
Solon, toplumun demokrasiye nasıl ulaşacağının yollarını göstermişti.
*3000 yıl*önce Helenistik kültürde yaratılmıştı demokrasi . O bir kültür
sorunudur. Bir ülkede demokrasinin kültürü oluşmamışsa o ülkede
demokrasi kurulamaz. Demokrasi bir hukuk sorunu olmaktan önce bir kültür
sorunu olduğunu bizler halâ kavrayabilmiş değiliz!

İsmet İnönü*9 Kasım 1923*’den*1 Aralık 1937 tarihine*kadar*14 yıl
*Başbakanlık görevinde bulunmuştur.*20 yıl*değil.Cumhurbaşkanlığı
görevinde*11.Kasım 1938*’den*21 Mayıs 1950 tarihine*kadar*12
bulunmuştur*, 

(GugukluhayaT) İSMET ÖZÇELİK : ZARRAB BOMBASI! ABD BİLİYOR, BİZ BİLMİYORUZ! 2 MİLYAR DOLAR KİMDE? 7 ŞÜPHELİ KİM?

2017-04-27 Başlik Oraj Poyraz at Openmail




İSMET ÖZÇELİK : ZARRAB BOMBASI!*ABD* BİLİYOR, BİZ BİLMİYORUZ!*2
MİLYAR *DOLAR KİMDE?*7 ŞÜPHELİ* KİM?

April*25*,*2017*



Zamanında söylemiştik. /*"Reza Zarrab dosyası Türkiye için güvenlik
sorunu"*/ demiştik. Ama o günlerde tam anlatamamıştık.

Şimdi yaşananlar bizleri doğruluyor. İktidarın Suriye’de*ABD*’nin
/*"kara gücü"*/ olma gayreti uyuyanları uyandırdı.*ABD*’de tutuklu Reza
Zarrab’ın Türkiye için nasıl bir güvenlik sorunu olduğu net olarak
ortaya çıktı.


*OLAY NASIL GELİŞTİ*

Reza Zarrab olayı önümüzdeki günlerde çok başımızı ağrıtacak. Bu nedenle
olayın nasıl geliştiğini kısaca bir hatırlayalım.

Reza Zarrab İranlı bir işadamı. Aynı zamanda Türk vatandaşı. Türk
vatandaşlığı*AKP* iktidarında verildi . Çok genç biri. Nereden kazandığı
belli değil, ama milyarlarca dolarla oynuyor. Her şey iyi giderken
birdenbire ne oldu?


*ZARRAB*’DA*İRAN KORKUSU*

İran’da iktidar değiştikten sonra Ahmedinejad’ı hedef alan operasyonlar
gerçekleşti. Babek Zencani tutuklandı. Reza Zarrab da hedefteydi. İran
derin devleti Zarrab’ı kaçırmak için düğmeye bastı. İran daha önce de
benzer operasyonlar gerçekleştirmişti.

Zarrab da bunu biliyordu. İran’dan gelen bilgiler de işin ciddi olduğu
şeklindeydi. Davutoğlu döneminde kendisinin korunmasını istemiş, ancak
beklediği ilgiyi görememişti. Panikledi.


*FBI DEVREDE*

Zarrab İstanbul’da*FBI* ajanları ile temasa geçti.*FETÖ*’nün de bu işte
rolü olduğu konuşuldu.*FBI*, Tarabya’daki /*"güvenli ev"*/de, Zarrab’la
defalarca görüştü. Görüşülen evin sokağındaki kameralar bile köreltildi.

Zarrab, bildiği her şeyi*FBI*’a anlattı. Kimlere komisyon verdiğini
rakam rakam açıkladı.*ABD*’ye gitmeye ikna edildi. Her şey normal
seyredecekti. Türk istihbaratı uyandırılmamalıydı. Ailecek uçağa
binildi. Sıradan bir*ABD* gezisi görüntüsü verildi.

Miami’ye varınca gözaltına alındı. Eşi Ebru Gündeş ve çocuğunun olaydan
hemen sonra Türkiye’ye dönmesi dikkat çekti.


*4 MİLYAR DOLAR*

İran kaynakları Zarrab üzerinden İran’a aktarılan paranın*27 milyar
*dolar civarında olduğunu ifade ettiler. Alınan komisyon*yüzde 15*.
Yaklaşık*4 milyar *dolar. Zarrab’ın yakın çevresi, Zarrab’ın bu işten
kazandığı*4 milyar *doların en az*2-2*,*5* milyarını Türkiye’de
dağıttığını söylüyorlar. Piyasa deyimi ile birileri Zarrab’ın aldığı*4
milyar *dolarlık komisyonun*2-2*,*5* milyarına çökmüş.

Siyasi kulislerde anlatılanlar böyle!

İran*2009 dünya* ekonomik krizinde Türkiye’ye büyük destek vermişti.
Türkiye de İran’a destek olmalıydı. Buna kimse ses çıkarmazdı.

Destek verilmesine verildi. Ama bu destekten komisyon alındı.


*2 MİLYAR DOLAR*

Skandal patladı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, İçişleri Bakanı
Muammer Güler’in ,*AB* Bakanı Egemen Bağış’ın Zarrab’la ilişkileri
ortalığa saçıldı. Ancak ortaya çıkan paranın toplam miktarı en
fazla*100-150 milyon *dolar. Peki geri kalan*2 milyar *dolar nerede?


*YENİ 7 ŞÜPHELİ*

*ABD*’de tutuklu Reza Zarrab ve Halbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet
Hakan Atilla dışında isimlerin de olduğu bildiriliyor.

Adı açıklanmayan*7 şüpheli*!


O*MAHKEME*

Zarrab Miami’de yakalandı. Ama soruşturma New York Bölge Eyalet
Mahkemesi savcılığınca yürütülüyor. Hani şu*ABD*’nin devlet olarak
kullanacağı davaların açıldığı mahkeme.

Hedefte Reza Zarrab görünse de asıl hedef başka.


*ONLAR BİLİYOR*,*AMA BİZ*…

Ortada vahim bir durum var.*FBI* biliyor, Savcı biliyor, New York eski
Belediye Başkanı Giuliani biliyor. Ama henüz biz bilmiyoruz.

*ABD*’nin bildiği, bizim bilmediğimiz karanlık işler nedeniyle iktidar,
/*"Bağımsız Kürdistan’ı kabule, Suriye’nin bölünmesine, arkasından da
Türkiye’nin bölünmesine yol açacak adımlar atmaya, …"*/ zorlanıyor.


*TEHDİT TÜRKİYE*’YE

Tehdit iktidara gibi görünse de Türkiye’ye. İktidarın zaafları kullanılıyor.

/*"Zarrab dosyası"*/ Türkiye’nin güvenliğini hedef alıyor.

Peki çözüm ne?

İktidar her şeyi Türk halkıyla paylaşmalı.*ABD*’nin kendileri üzerinden
Türkiye’yi tehdit etmesi önlenmeli. Aksi halde toprak bütünlüğümüz
tehlikede!

Ankara’ya gelip Zarrap pazarlığı yapan heyette bulunan*ABD* eski Adalet
Bakanı Mukasey’in dosyaya giren ifadesi her şeyi anlatıyor:

/*"Davada Zarrab’ın lehine gelişmeler sağlanması halinde Türkiye
Amerikan ulusal çıkarlarını daha fazla savunabilir."*/

Her şey çok açık!

İsmet Özçelik

 

a45UyF587661-170427145108 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/04/27  17:26 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Bilelim ki, milli benligini bilmeyen milletler baska milletlerin avidir.

K.Ataturk

Resulullah sav buyurdular ki:
Biriniz yemek yeyince, yalamadikca veya yalatmadikca elini mendile silmesin.

Buhari, Et ime 52; Muslim, Esribe 129, 2031
Ebu Davud, Et ime 52, 3847

Istanbul a vize uygulayacagiz

14 Subat 2014

Gecen hafta belediye baskan adayligimi acikladiktan sonra cok sayida
mesaj aldim. Bunlarin cogu cesitli magaza ve pizzacilarda yuz

(GugukluhayaT) RİFAT SERDAROĞLU : BADEMDE YÜREK OLMAZ

2017-04-27 Başlik Oraj Poyraz at Openmail




  *RİFAT SERDAROĞLU : BADEMDE YÜREK OLMAZ*



Badem, cıva gibidir her kalıba uyar!

Badem, menfaati için rahatça yalan söyler, kendi yalanına kendisi de inanır!

Badem, durum değişirse dün söylediğini hemen inkâr eder ve yeni yalana
sarılır!

Badem, /*"Türk Milletini"*/ hiç sevmez, Arap Milliyetçisidir!

Badem, /*"Tek Millet"*/ der ama milletin adını söylemez. Israr edersen
/*"İslam Milleti"*/ der! Onun adı /*"İslam Ümmetidir"*/ dersiniz, anında
döner ve /*"İbrahim Milletiyiz"*/ der!

Yahudiler kendilerini /*"İbrahim Milleti"*/ olarak görür dersiniz, sen
teröristsin der!

*

Bademin anatomik yapısını incelerseniz göreceğiniz şudur;

Bademde /*"Yürek"*/ ile /*"Mide"*/ yer değiştirmiştir. Midenin istediği
gibi düşünürler, midenin istediğine göre karar verirler!

Badem, /*"Biat-şartsız itaat"*/ ister ama kendisini /*"Demokrat"*/
olarak tanıtır!

Bademin ağzından Allah-Peygamber-Kur’an düşmez ama yolsuzluğun kralını
yapar!

*

Sorun Bademe /*"Türk Ordusu"*/ nedir /*"Ergenekon-Balyoz"*/ nedir diye?

Türk Ordusu, Camileri bombalayacaktı- çocukları öldürecekti. Ben bu
davaların Savcısıyım, der!

Ordu, /*"Milli bir Ordudur"*/, /*"Kozmik Oda Devlet sırlarını saklar"*/
dersiniz,

/*"Vesayetçi bir kurumdur, elinin ayağının kırılması lazım"*/ der!

*

Sorun Bademe Fethullah Gülen kimdir, diye?

Dün /*"Muhterem Hocaefendi çok önemli bir alimdir"*/ derlerdi!

Bugün aynı kişi için /*"Darbeci-Vatan Haini- Katil-Amerikan Uşağı"*/ derler!

*

Sorun Bademe*17/25 Aralık *nedir, diye?

Darbe girişimidir, derler!

Ayakkabı kutularındaki, Bakan veletlerinde çıkan milyonlarca döviz nedir?

O paraları*FETÖ* koydu, derler!

Eee bak adamlar paraları faizleriyle bavul-bavul geri alıyorlar,
hani*FETÖ* koymuştu?

Sen teröristsin derler!

*

Sorun Bademe*15 Temmuz *nedir, diye?

Darbe girişimidir, derler!

Eniştenin haber verdiği, Damadın koruma görevi yaptığı, Kuvvet
Komutanlarının halay çektiği, Genelkurmay Başkanı ile*MİT* Müsteşarının
saatlerce başbaşa tavla oynadığı gün darbe mi olur, dersiniz? Bunları
kim terfi ettirdi, diye sorarsınız, terörist damgasını alnınıza
yapıştırırlar!

*

Arkadaş,*PKK* ile Oslo’da-Kandil’de-Habur’da pazarlığı sen yapmadın mı?

*FETÖ* ile*11 sene* boyunca iktidar ortaklığını sen yapmadın mı?

*IŞİD* denen kafa kesicileri /*"bunlar terörist değil, asabi
gençlerdir"*/ diyerek sen barındırmadın mı?

Hepsinin sorumlusu da mimarı da sen olduğun halde, bu ülkenin Cumhuriyet
Savcıları neden sana dava açmıyorlar da gerçekleri yazan bana hergün bir
dava açıyorlar?

*

Reza Zarrab- Ofer- Yasin El Kadı için /*"Hayırseverdir, kefil olurum"*/
diyen sensin!

Türkiye’yi Bakanlarla beraber dolandıranlar bunlar değil mi?

Bunların Türkiye’ye yaptıkları bir tek hayır gösterebilir misin?

Örneğin,*100 Milyon *Doları tek seferde bir çocuğa göndermek hayır işi
midir?

*

Badem, bambaşka bir türdür! Dünyada eşi benzeri yoktur!

Cahildir ama her b.ku bildiğini söyler!

En kötüsü, bilmediğini de bilmez!

Yavuz Sultan Selim’in sırtındaki /*"Şirpençe"*/ gibidir bunlar Türk
Milletinin sırtında! Ameliyatla alınmadan, gitmez.

Ameliyatı yapacak, bunları ciğerlerine kadar tanıyan, korkusuz, dürüst,
vatansever, çağdaş, herkesi kucaklayacak doktorları bir /*"orkestra gibi
kadro hareketi olarak"*/ yönetecek deneyimli bir doktor gerek…

*

Sağlık ve başarı dileklerimle*25 Nisan 2017*

Rifat Serdaroğlu

 

a45UyF587661-170427153659 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/04/27  16:57 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Eksi carpi eksi arti edecek,
Boyle yazilacak, boyle bilinecek,
Kimse neden? demeyecek.

Anonim & Avni

Yeryuzunde olanlarin cogunluguna uyacak olursan seni Allah in yolundan
saptirirlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde
bulunup sacmaliyorlar.
6- En am Suresi 116

Onlarin cogunlugu zandan baskasina uymaz. Dogrusu zan gercek adina
hicbir sey ifade etmez. Suphesiz Allah onlarin yaptiklarini bilendir.
10- Yunus Suresi 36

Ey iman edenler! Zandan cok sakinin cunku zannin bir kismi gunahtir.
49- Hucurat Suresi 12

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -11-

Artik, cift yarik deneyinin ve kurantum alan kuramlarinin daha ileri
seviyede yorumlarina gecilebilir. Once Dr Stephen Hawking den alintilar
yapacagim. Yazi dizimin sonunda ise John Gribbin in kuantum fizigi ile
ilgili bazi yorumlarina ve genel yorumlara yer verecegim. Alintilara
devam ediyorum. (Buyuk Tasarim. S.Hawking-LMlodinow)

Einstein belirsizlik ilkesinden rahatsiz olmus ve Tanri nin evrende zar
atmadigini soylemisti.

Kuantum fizigine gore ne kadar bilgiye veya ne kadar guclu bir hesaplama
yetenegine sahip oldugumuz hic fark etmiyor. Fiziksel sureclerin
sonuclarini kesinlik dahilinde ongormek mumkun degildir cunku onlar
kesinlik dahilinde belirlenmemistir. Tersine, bir sistemin baslangic
kosullarini bilsek bile, doga o sistemin gelecegini temelde belirsiz bir
surec yoluyla saptar. Bir baska deyisle, en 

(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: AVRUPA BİZİ NİYE DIŞLADI?

2017-04-27 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
 




  *YILMAZ ÖZDİL*: AVRUPA BİZİ NİYE DIŞLADI?


Danimarka'da oy hırsızlığı yapılabilir mi?

Bakın iddiayla söylüyorum…

/*"Seçim sandığına attığınız oylar sandık görevlileri tarafından
çalınıp, sahte oylar geçerli kabul edilebilir mi?"*/ cümlesini tercüme
edin, Danimarkalılara sorun, mantıken kavrayamazlar, afallayarak
/*"nasıl yani?"*/ diye cevap verirler.

*

Fransa'da cumhurbaşkanı çıkıp, rejimi değiştirmeye karar verdim,
memleketin tapusunu bana verin, silahlı kuvvetlerden meteorolojiye,
tabiat varlıklarından basketbola kadar her şeyi tek başıma ben
yöneteyim, yasama da ben olayım, yürütme de ben olayım, yargı da ben
olayım, kimseye hesap vermeyeyim, beğendiğimi vatandaş yapayım,
beğenmediğimi hapse atayım, milletin malını kafama göre satayım, keyfime
göre yasa kabul edilsin, canım nasıl istiyorsa anayasa öyle olsun
diyebilir mi?

*

Almanya'da başbakan şehir şehir dolaşıp, ülkeyi benim yönetmemde büyük
sakınca var, ben kalırsam ülke mahvolur, bana oy verin, kendi kendimi
lağvedeyim diye kampanya yapar mı?

*

Finlandiya hükümeti, bize oy vermeyenler teröristtir, darbecidir
diyebilir mi?

*

Mensubu olduğu üç partinin üçü de anayasaya aykırı olduğu için
kapatılan, anayasaya aykırı biri… Avusturya'da meclis başkanı olabilir mi?

*

Prens tarafından yönetilen Monako'nun prensi bile /*"artık kralı gelse
bana karışamaz, sür eşeği Monte Carlo'ya"*/ diyebilir mi?

*

İtalya'da milletvekilleri /*"başbakanımıza dokunmak bile ibadettir,
başbakanımız Allah'ın bütün vasıflarını üstünde toplamış, başbakanımız
bizim için peygamber gibidir"*/ diyebilir mi?

*

Vatikan'daki papa bile dini siyasete bu kadar alet eder mi?

*

İsveç'te /*"milletin orasına koyacağım"*/ diyene teşekkür plaketi
verilir mi?

*

Hollanda'da /*"başbakanımızın götünün kılıyız"*/ diye tezahürat yapılır mı?

*

Dük tarafından yönetilen Lüksemburg'ta /*"düküyorsa beni düküyor"*/
diyen olur mu?

*

/*"Ben bu ülkede cahil, okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine
güveniyorum, ülkeyi ayakta tutacak olan cahil halktır, profesörden
başlayarak en tehlikeli olanlar üniversite mensuplarıdır, en güvenilir
olanlar ilkokul bile okumamış olanlardır, okuma oranı arttıkça beni
hafakanlar basıyor"*/ diyen herifi, Portekiz'de yükseköğretim kurumuna
yönetici yaparlar mı?

*

İspanya'da medya bu kadar yavşak mı?

Polonya'da yalamaktan dilinde pütür kalmamış pespaye tiplere gazeteci
denir mi?

Mikro ülkeleri bile zaplasan, Lihtenştayn'da Andorra'da bile, tescilli
ahlaksızlar ana haber bülteni sunabilir mi?

*

Yunanistan'da belediye başkanı çıkıp /*"bu cumhuriyeti kuranların kanı
bozuk"*/ diyebilir mi?

*

Norveç'ten İzlanda'ya Macaristan'dan San Marino'ya kadar tek tek araştır…

Muhalefet partisinin genel başkanı, iktidar partisinin kazanması için
çalışır mı?

İsviçre'den Malta'ya Litvanya'dan Bulgaristan'a kadar tek tek incele…

Ana muhalefet partisine sekiz defa seçim kaybettiren guguk kuşu,
koltuğunda oturabilir mi?

*

Hâlâ deniyor ki…

Avrupa bizi niye dışladı?

*

Avrupa'yı boşver, Afrika kabilelerinde bile senin gibi ülke kaldı mı?

 

a45UyF587661-170427124742 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/04/27  15:24 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Sallamaa,
elini kolunu sallamaa,
her yerin oynuyor be!...
Muhalefet milletvekiline...

Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra

Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez.
Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.

Buhari 81/51

Levent ERTURK : BIR AFRIKA YARATILIS OYKUSU - TANRI BUMBA

levb...@yahoo.com

Bir Orta Afrika halki olan Boshongo kabilesinin yaratilis miti.
Boshongolar, Tanri ya Bumba derler.

***

Baslangicta, karanliklar icinde, sudan baska hicbir sey yoktu. Ve Bumba
yalnizdi.

Bir gun Bumba, karninda cok siddetli bir aci hissetti. Ogurdu, zorlandi,
kasildi ve sonra Gunes i kustu. Boylece her yeri i$ik kapladi. Gunes in
isinlari suyu kurutmaya basladi, ta ki Dunya nin kara uclari gorunene
kadar. Siyah kumsallar ve kayaliklar gorulebiliyordu. Fakat yasayan
hicbir sey yoktu.

Bumba, Ay i ve yildizlari kustu, simdi gecenin de kendi isigi vardi.

Fakat Bumba nin hala karni agriyordu. Bir kere daha ogurdu ve ortaya
dokuz tane canli cikti: Koy Bumba isimli bir leopar, sorguclu kartal
Pongo Bumba, timsah Ganda Bumba, ve Yo isimli kucuk bir balik, sonra,
yasli kaplumbaga Kono Bumba; ve leopar kadar hizli hareket eden,
olumcul, guzel Simsek Tsetse; sonra beyaz balikcil Nyanyi Bumba, ayrica
bir bocek, ve Budi isminde bir keci.

Bunlarin hepsinden sonra insanlar geldi. Bir suru insan vardi, fakat
sadece bir tanesi Bumba gibi beyazdi. Onun adi Yoko Lima idi.

Ortaya cikan yaratiklar diger yaratiklari dogurmaya basladi. Balikcil
butun kuslari yaratti, caylak haric. Timsah ise yilan ve iguanayi
yaratti. Keci, butun boynuzlu yaratiklari olusturdu. Kucuk balik Yo, tum
denizler ve sulardaki baliklari yaratti. Bocekten diger