(GugukluhayaT) IBM'in geliştirdiği suni beyin 256 nöron ile yola başlamıştı, bugün 64 milyon nörona sahip, 2020'ye kadar 10 milyar nöronu geçmesi bekleniyor.

2017-07-04 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
BM'in geliştirdiği suni beyin 256 nöron ile yola başlamıştı, bugün 64
milyon nörona sahip, 2020'ye kadar 10 milyar nöronu geçmesi bekleniyor.
İnsan beyninde ortalama 100 milyar nöron var, hala insan beyninin yapay
olarak inşa edilmeyeceğinden emin misiniz ?

Nöral ağlar, ister organik olsun, ister silisyum yonga üzerinde olsun,
yeteri sayıda nöron unsur, bağlantı sayısı olduğunda ve yeterli süre
veriyle beslendiğinde kendi kendine öğreniyor.
Bu mimarinin özelliği budur.
Kendi kendine öğrenir.
Kendi kendine öğrenmek bu anlamda mucize değil.

Zannediyorum, nöral ağ mimarisine sahip bütün canlı varlıklar ilk olarak
kendi fiziksel bedenlerini evrende ayrı bir unsur olarak belirliyor ve
fark ediyor.
Biz kendini fark etmeye kişilik, benlik diyoruz.
Beynin kendini fark etmesi ilk ve önemli bir aşama.
Büyük olasılıkla memelilerin, kuşların, sürüngenlerin büyük bölümünde
benlik hissi var.
Aslında çok alt seviyede olsa dahi deniz anaları dahi evrenin kalanını
çok az ama kendi fiziksel bedenlerini çok iyi bilirler.
Yani nöral sistem evreni algılarken ilk olarak fiziksel bedeni dış
hatlarıyla algılamaya başladığından az çok sinir sistemi taşıyan bütün
canlılarda dahi az çok bir benlik hissi olması kaçınılmaz duruyor.

Nöral sistemi oluşturan unsurların sayısı arttıkça, bağlantı sayıları
arttıkça, ve beslendiği veri kalitesi ve miktarı arttıkça fark başlıyor.
En ilkel canlılarda yalnızca temas, ya da kimyasal veri setlerine ek
olarak işitsel, konumsal veri setleri de nöral ağı beslemeye başlar.
Örneğin, görsel verilerle beslenen nöral sistemler çok zengin bir veri
yığını ile beslenir.
Bu veri setleri nöral ağın bulunduğu fiziksel bedenin sınırları dışında
kalan evreni tanımlamasına yarar.

Nöral sistemin beslendiği veri setine karşılık ne kadar güçlü olduğu çok
önemlidir.
Zayıf bir nöral sistem etrafını tasnif ederken, öğrenirken doğal olarak
öncelikler tanımak zorunda kalacak, evrenin bazı unsurlarını göz ardı
edecek ya da önemsemeyecektir.
İşte evrimsel süreçte nöral sistem upgrade, update olurken gözlenen şey
budur.
Örneğin, evrimsel anlamda daha en ilkel canlılarda nöral devreler
yalnızca refleks arklar seviyesindedir.
Bir sonraki aşamada, belirli sürünme, sürüklenme refleksleri ve
kimyasal, fiziksel istikamet otomasyonları seviyesindedir.
Daha sonraki aşamada ayaklar üzerinde tekrarlayıcı sürünme
hareketlerinin otomasyonunu görürüz.
Bir sonraki aşamada denge ve konum verisi işlenmeye başlanır ve ayaklar
üzerinde havada duran, koşan, tırmanan, atlayan hayvanlar görürüz.
Bütün bunlarla eş anlamlı olarak, kaçma, korunma, üreme ile ilgili basit
otomat devrelerden, bizim şimdilerde duygu dediğimiz şeyi üreten ilkel
limbik sistem devrelerine evrimi görürüz.
En tepede tam klasik bir nöral sistem olan serebral korteksi görürüz.

Korteksin gramajı, kalınlığı, nöron sayısı, sinaps sayısı arttıkça nöral
devrenin öğrenme kapasitesi, becerileri çok artar.
Bütün türler içinde en kıvrımlı, en çok nöron ve sinaps içeren serebral
korteks insanda bulunur.
Bir gün evrimin devam etmesi halinde günümüz insanında daha kalın
serebral korteksi olan insanlar ortaya çıkabilir.
İşte bu durumda daha farklı mental seviyeler görebiliriz.

Evet, insan beyninde uzman bölgeler vardır.
Bu bölgeler elektrofizyolojik olarak çok detaylı şekilde
haritalandırılmıştır.
Kişilik bölgeleri frontal bölgededir.
Oksipital bölgeler görme ile ilgilidir.
Temporal bölgeler işitme ile ilgilidir.
Frontal bölgenin ardında tepemizde bulunan bölgede bedenin hareket
sahaları boylu boyunca yatar.
Kabaca böyledir ama, daha da detaylı olarak özellikle beden dışı
deneyime sebep olan bölgeler tespit edilmiştir.
Kişinin kendinde ve başkalarında ruh algısına/illüzyonuna sebep olan
bölgeler de tespit edilmiştir.

Anlaşılan silisyum beyinlerde belirli bir mesafeye erişilmiş.
64 milyon nöron az ama önemli bir sayıdır, çoğu canlıda da ancak bu
kadar vardır.
2020''de 10 milyar hedef konmuş.
İnsan beyni ise 100 milyar nöron içeriyor.
Bu durumda tamamen inorganik bir beyni muhtemelen en geç 2050'de görmüş
olacağız.
Bu çok tuhaf olacak.
Kansız, etsiz, damarsız ama tamamıyla ruh sahibi bir makina.
Tam bir ahlak kargaşası yaratacak.
Bu makinanın hakları ne olacak, nasıl olacak?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  *IBM’S ARTİFİCİAL BRAİN HAS GROWN FROM 256 NEURONS TO 64 MİLLİON
  NEURONS İN 6 YEARS – 10 BİLLİON PROJECTED BY 2020*

By Neal 
*- *June*30*,*2017*

Machine Brain


*IBM* and the*US* Air Force have built a brain-inspired supercomputing
system with the equivalent of*64 million* artificial neurons and*16
billion* synapses. The system is designed to operate as close to a

(GugukluhayaT) O ŞEYH, KILIÇDAROĞLU'NU VE ALEVİLERİ TEHDİT ETTİ

2017-07-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
İslam barış dinidir, değil mi?
Duy da inanma.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  O ŞEYH, KILIÇDAROĞLU'NU VE ALEVİLERİ TEHDİT ETTİ

Uşşaki tarikatı şeyhlerinden Eyyüp Fatih Nurullah, Kemal Kılıçdaroğlu
tarafından başlatılan Adalet Yürüyüşü hakkında konuştu: Sınırları
zorlamasınlar yoksa kendileri zararlı çıkar!

*04 Temmuz 2017 *Cihan*GÜNER* /*YURT* - Nurani Tv isimli kanallarında
açıklamalarda bulunan Nurullah, Kılıçdaroğluna çok sert eleştiriler
getirirken, yürüyüşe destek veren Alevileri de tehdit etti.

Nurullah konuşmasında, /*"Biz böyle bir şeye papuç bırakmayız, bu millet
zaten gergin, sınırları zorlamasınlar yoksa kendileri zararlı çıkar"*/
diyerek tehdit etti.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/images/videolar/erdogan39a-padisah-benzetmesinde-bulunan-eyyup-fatih-nurullah-adalet-yuruyusunu-tehdit-etti.mp4


*EL ÖPTÜRME İZDİHAMI ÇIKARMIŞTI*

Daha önce Atatürk Havalimanı'ndaki /*"el öptürme izdihamı"*/
görüntüleriyle gündeme gelen Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirmişti.

Cumhurbaşkanı*Tayyip *Erdoğan'ın artık misyonunu tamamladığı belirterek
/*"Başkanlık sistemi falan diye de hiç zorlamasın Tayyip Bey"*/ diyen
Fatih Nurullah, Erdoğan'ın /*"çok çamlar devirdiğini"*/ söylemişti.

*http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/o-seyh-kilicdaroglu-nu-ve-alevileri-tehdit-etti-h34443.html*

 

a45UyF587661-170704141656 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/07/04  15:49 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Butun hastaliklar esasen yenilen ve icilen seylerden ileri gelmektedir.

Ibni Sina

Risale-i Nur kitaplarinda, Allah tan cok Said-i Nursi, Kur an dan cok
Risale-i Nur kitaplari ovulmustur veya $ik $ik bunlardan ovguyle soz
edilmistir.
Said-i Nursi, yuceligini Hz.Ali ile Gavs-i Azam in gaybi isaretleriyle
aldigini yazmistir.
Risale-i Nur da, Risale-i Nur u okumayanlar cahil diye nitelendirilmistir.
Adeta Hz.Ali yi kendisine Allah tan vahiy getiren bir vahiy melegi gibi
ima etmistir.

($ikke-i Tasdik-i Gaybi-116-126) ($ikke-i Tasdik-i Gaybi 12)

Din ve milliyetcilik, bunlarin yaninda gelenekler ve ne kadar sacma
olursa olsun herhangi bir inanc, sadece bireyi diger insanlara baglar ve
butun insanlarin en cok korktugu seyden kacistir:
yalnizliktan.

Erich Fromm


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: 87 SENELİK ÖYKÜ

2017-07-04 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net




  *YILMAZ ÖZDİL*:*87 SENELİK* ÖYKÜ



​Mustafa Fehmi… Ocağına incir ağacı dikilen, doğup büyüdüğü yuvasını
mecburen terkedip, Girit'ten İzmir'e göçeden bir ailenin oğluydu.
Bugünkü Dokuz*Eylül *Üniversitesi eğitim fakültesinin nüvesini oluşturan
İzmir Erkek Öğretmen Okulu'na gitti, Cumhuriyet'in ilk öğretmenlerinden
oldu. Nasıl bir devrimci ruh taşıdığını göstermesi açısından yazıyorum…
Soyadı Kanunu çıkmadan tee altı sene evvel, henüz öğrenciyken, Kubilay
soyadını almıştı. İzmir Menemen'de asteğmen olarak vatani görevini
yapıyordu.

*

Sarıklı cübbeli müritleriyle Manisa'dan gelen Derviş Mehmet, camide
sabah namazı kılan ahaliyi kışkırttı, yakalarına yapışarak /*"din elden
gidiyor, imanımızı kurtarmaya geldik, ne duruyorsunuz"*/ diye bağırdı,
minareden havaya ateş açarak galeyena getirdi, cahil cühelayı peşine
takarak, yeşil bayrakla hükümet konağına yürümeye başladı. Kendisine
katılmayanlara tehditler savuruyordu, yeşil bayrak altında
toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylüyordu. Hükümet meydanında
zikir çekmeye başladılar. Kubilay geldi, karşılarına dikildi. Tabancayla
ateş ettiler. Sağ koltuk altından vuruldu, üç beş adım atabildi, cami
avlusunda dizlerinin üstüne yığıldı.*25 santimlik* testere ağızlı bağ
bıçağıyla kafasını gövdesinden ayırdılar, saçlarından tutarak taşa
vurdular, sırığın ucuna takıp dolaştırdılar, /*"Cumhuriyet bitmiştir,
işte kafirlerin sonu"*/ diye bağırarak, alkışlayarak, sevinç çığlıkları
attılar. Müdahale etmeye çalışan kahraman bekçilerimiz Hasan ve Şevki'yi
de oracıkta şehit ettiler.

*

Şeyh Said'den sonra Cumhuriyet'in karşılaştığı ikinci irtica
kalkışmasıydı. Bölgede sıkıyönetim ilan edildi, divan-ı harp
kuruldu,*105 sanık* yargılandı,*28 sanık* idama mahkum edildi,*TBMM*
onadı, Kubilay'ın kafasının kesildiği yerde sehpa kuruldu, asıldılar.

*

Aradan*13 sene* geçti,*1943 oldu*. İkinci dünya savaşı devam ediyordu,
İran sınırımız bugünkü Suriye sınırımız gibi folofoş olmuştu, giren
çıkan belli değildi. Van Özalp'te… Gene öyle bir giriş çıkış
sırasında*33 kaçakçı* öldürüldü. Çatışmada vuruldukları yolunda rapor
tutuldu.

*

Beş sene daha geçti,*1948*… Çiçeği burnunda karşıdevrimci Demokrat
Parti'nin ilk işlerinden biri, bu meseleyi meclise taşımak oldu. Van
Özalp'te çatışma olmadığını,*33 kaçakçının* *3*'üncü Ordu Komutanı'nın
emriyle kurşuna dizildiğini öne sürdü. Soruşturma açtırdı.

*

Demokrat Parti'nin şahidi, İsmail Özay diye biriydi. Kaçakçıydı. Van
cezaevinde mahkumdu.*TBMM*'ye dilekçe yazmıştı, çatışma olmadığını,
kaçakçıların kurşuna dizildiğini öne sürmüştü. Kardeşinin de kaçakçı
olduğunu, bu olaydan kurtulup İran'a kaçtığını belirterek, kendisinin
şahitliği karşılığında kardeşinin affedilmesini talep etmişti.

*

Yani… Demokrat Parti, ailece kaçakçı olan hapisteki bir kaçakçının
şahitliğiyle, ordu komutanının tutuklanmasını istiyordu!

*

Bir sene daha geçti,*1949*'da, Demokrat Parti'nin hedefe koyduğu ordu
komutanı tutuklandı. Ancak, kısa süre sonra serbest bırakıldı.

*

Bir sene daha geçti,*1950*… Demokrat Parti iktidara geldi.*1947*'de
emekli olan*69 yaşındaki* ordu komutanının dosyasını gene açtırdı.
Şırrak, idama mahkum ettirdi!

*

Bir sene daha geçti,*1951*… Askeri Yargıtay kararı bozdu, yeniden
yargılama kararı verildi, ama,*70 yaşına* gelen ordu komutanının ömrü
vefa etmedi, tutukluyken, askeri hastanede vefat etti. Edirnekapı
Şehitliği'nde toprağa verildi. Dava düştü.

*

Demokrat Parti'nin hapisteki mahkumun şahitliğiyle katliamcı ilan edip,
idama mahkum ettirip, demir parmaklıklar ardında kahrından ölene kadar
yakasını bırakmadığı ordu komutanı kimdi biliyor musunuz?

*

Menemen'de Kubilay'ın kafasını kesenleri idama mahkum eden divan-ı harp
başkanı Orgeneral Mustafa Muğlalı'ydı.

*

Milli mücadele kahramanıydı. Menemen olayı yüzünden, yobazların en
nefret ettiği kişiydi. Aynı zamanda, Şeyh Said'in bastırılması ve Dersim
harekatında görev yaptığı için, Demokrat Parti bünyesinde filizlenen
bölücü unsurların da hedefindeydi. Yobaz-bölücü koalisyonu, intikam için
fırsat kolluyordu. Neticede başarmışlardı.

*

Aradan*36 sene* daha geçti,*1997 oldu*. Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın
itibarı iade edildi. Naaşı, törenle Devlet Mezarlığı'na nakledildi. Harp
Akademileri Komutanlığı'nın bahçesine büstü dikildi.

*

Yedi sene daha geçti,*2004 oldu*. Van Özalp'te… Hudut tabur
komutanlığının bulunduğu kışlaya Mustafa Muğlalı ismi verildi.

*

Altı sene daha geçti,*2010 oldu*. Bir taraftan Ergenekon-Balyoz
iftiraları süreci başlatılmış, bir taraftan /*"açılım"*/ süreci
başlatılmıştı. Eşzamanlı olarak,*TSK* imha edilirken,*PKK*'yla masaya
oturulmuştu.*BDP* milletvekili Fatma Kurtulan, fırsat bu fırsat, Mustafa
Muğlalı Kışlası'nı*TBMM* gündemine taşıdı, isminin derhal değiştirilmesi
istendi.

*

Tam o sırada ne oldu biliyor musunuz?

*CHP* genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van'da miting yaptı, aynen
şunları söyledi: /*"Başbakandan rica ediyorum, hükümetsin, başbakansın,
33 köylünün 

(GugukluhayaT) MUSTAFA YILDIRIM : SİVAS KATLİAMI'NA BUGÜNDEN BAKMAK...

2017-07-04 Başlik Oraj Poyraz at Openmail

04-07-2017

 




  MUSTAFA YILDIRIM : SİVAS KATLİAMI'NA BUGÜNDEN BAKMAK...

  * "GELİYORUM" DİYEN KATLİAM <#mozTocId680921>
  * "LAİK DÜZEN YIKILACAK!" DİYEREK YAKTILAR <#mozTocId181174>
  * ÖNDERLİK EDEN "DEVRİMCİ MÜSLÜMANLAR" <#mozTocId264799>

*02 Temmuz 2016 *- *8549* kez okundu.

Kanıtsız kurguların, ön yargılı açıklamaların yarattığı sisli ortamı
aralamak gerekiyor.

Öncelikle olayları anımsamak yararlı olacaktır.

*

Tahran’da, *Ayetullah Hassan Sanei,*Kasım 1992***’de, Selman
Rüşdi’yi öldürenlere verilecek ödülü***2 milyon ***dolara çıkardıklarını
açıklamış, Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden bir ay sonra da Aziz Nesin’i
hedef göstermişti:*

*/*"Bir ABD uşağı ve Şah Rıza Pehlevi gibilerin oyuncağı olan Aziz
Nesin, İslam için önemli bir düşman değildir. Ancak kitabı yayınladığı
takdirde de, sonunun ne olacağı bellidir!.."*/*

/*"Müslüman İşadamı"*/olarak tanıtılan M. Ali Şadoğlu da *Aziz
Nesin*’in***/*"kellesi"*/*için /*"Rüşdi’nin ödülünün onda biri kadar,
200 bin dolar ödül"*/vereceğini gazete ilanıyla duyurmuştu.

İstanbul-Cağaloğlu’nda Cuma namazı sonrasında /Aydınlık /bürosunu
taşlayan kitle daha sonra valilik binasına yürümüştü. *Al-Kudüs
Kuvvetleri*’nin Türkiye kolu bu olayı övgüyle duyururken, *Aziz Nesin*’i
bir kez daha hedefe koymuştu:

*/*"Aziz Nesin tam bir Rüşdi. Ömrünün son demlerine gelmiş Aziz Nesin
ilerleyen yaşına rağmen Selman Rüşdi’nin Sancho Panza’sı rolünü
sürdürüyor."*/*

Bu açıklama, üç yıl önce İran’dan gelen /*"*/*/*Türkiye’nin Selman
Rüşdisi Turan Dursun"*/***açıklamasına benziyordu.

*Turan Dursun öldürülmüştü.**Haziran 1992*’de de Kahire’de yazar *Dr.
Ferec Fuda*, öldürülmüştü. *Al Kudüs Kuvvetleri*’nin yayın koluna göre
Dr. Fuda, /*"küfür önderi"*/ve /*"*/*/*Mısır’ın Turan Dursun’u"*/***idi.


*/*"GELİYORUM"*/***DİYEN KATLİAM**

*Şubat***1993***’te Kâğıthane’de binlerce kişinin katıldığı toplantıda
ateşli hatip Nurettin Şirin*, *Ayetullah’ın fetvasının yerine
getirileceğini *duyuruyordu:

/*"Hayır, bizim inancımıza göre, her kim Kur'an'a ve Resulullaha hakaret
ederse onun cezası ölümdür ve bu hükmü yerine getirmek de müslümanların
görevidir. Şimdi de */*/*Aziz Nesin*/*/*adlı aşağılık bir varlık çıkmış
her ne pahasına olursa olsun ben bu kitabı yayınlayacağım diyor. Bu ne
cüret, bu ne cesaret? İslam'ın hükmünü Aziz Nesin'e icra edeceğiz ve
onun cezasını vereceğiz."*/

Toplantılar, gösteriler, açıklamalar birbirini izledi ve hüküm günü
geldi.*2 Temmuz 1993*, Cuma günü Sivas’ta sabahın erken saatlerinde
dağıtılan /*"Müslüman Kamuoyuna"*/başlıklı bildiride /*"*/*/*Aziz Nesin
köpeği yanında kendisiyle beraber bir ekiple birlikte şehrimiz valisi
tarafından davet edilip, şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine
gezebilmektedir"*/*deniliyor ve aynı bildiriyle kitle eyleme çağrılıyordu:

"İslamın Peygamberini ve Kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilen
canlarımız vardır. Gün, Müslümanlığımızın gereğini yerine getirme
günüdür. Gün, Allah (cc)’ın vahyi Kur’an-ı Kerim’e, Allahın meleklerine,
Allahın Resulü Hz. Mhammed *(SAV*)’e, onun ailesine ve sehabına
yöneltilen çirkin küfürlerin hesabının sorulma gündür. *‘İman edenler
Allah yolunda savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde
şeytanın dostlarıyla savaşın, çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’*

Galip gelecek olanlar şüphesiz ki Allah taraftarı olanlardır./*"
(NİSA:76)"*/

Aynı gün Cuma namazı kılanlar, dışarıda toplananlarla buluştular ve
vilayete doğru /*"*/*/*Zafer İslamın"*/**, **/*"Şeytan Aziz"*/**,
**/*"Sivas Aziz’e mezar olacak"*/**, **/*"Vali istifa"*/**,
**/*"Şerefsiz Vali"*/***sloganlarıyla yürüdüler. Sayıları on beş bini
bulmuştu.

*Atatürk anıtını parçaladılar. Atatürk büstünün boynuna ip bağlayarak
sürüklediler.*/*"*/*/*Cumhuriyet burada kuruldu – Burada
yıkacağız"*/*diye bağırıyorlardı.

*Pir Sultan Abdal ve ozanları simgeleyen heykele saldırdılar.*Güvenlik
görevlileri, anıtın kaldırılacağını duyurarak kitleyi yatıştırmaya
çabaladı. Olmadı, *anıtı yerinden sökerek kamyonla yüklediler.*


*/*"*/**/*LAİK DÜZEN YIKILACAK!"*/***DİYEREK YAKTILAR**

Eylemin amacı, anıt ya da kültür etkinliklerine ve Aziz Nesin’e duyulan
öfkeyi aşıyordu. Kitleyi Madımak oteline yürüttüler.
/*"*/*/*Allahüekber"*/**, **/*"Lailaheillallah"*/**, **/*"Sivas Aziz’e
mezar olacak"*/**, **/*"Ölmeye geldik – Aziz’i gömmeye
geldik"*/*sloganlarından sonra, son beş yıldır Beyazıt’ta başlayıp
yurdun çeşitli kentlerinde sistematik olarak birbirini izleyen Cuma
namazları sonrası eylemlerinde atılan sloganlar Sivas’ta yineleniyordu:

*/*"Yaşasın Hizbullah!"*/**, **/*"Yaşasın Şeriat!"*/**, **/*"Zafer
İslamın!"*/**, **/*"Müslüman Türkiye!’"*/*

*/*"Şeriat gelecek zulüm bitecek!"*/**, **/*"Muhammedin ordusu
kafirlerin korkusu!"*//*"Laikliğe son!"*/*

*/*"İkiyüzlü Laik Türkiye Cumhuriyteti!"*/*

*/*"Laik düzen yıkılacak!"*/*

*

*Eylemciler Madımak Oteli’nin önüne aktılar. Devirdikleri otomobillerden
birinin benzin deposunu taşları vura vura deldiler. 

(GugukluhayaT) MUSTAFA MERT BİLDİRCİN : KADINLAR YİNE GERİCİ VAKFIN HEDEFİNDE: HAK ARAYAN KADINLAR ÜMMETİN ÖNÜNDE ENGEL

2017-07-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Hangisi gerçek İslam?
Sizinki mi, bunları ki mi?

Bilmelisin ki, bunların okuduğu da Kur'andır, bunlar hadisleri okuyorlar.
Siz ise okumuyorsunuz, siz atalarınızdan, ananızdan, babanızdan
gördüğünüzü din zannediyorsunuz.
Gerçekte siz etnik Müslümansınız, daha kibar tarifiyle tatlı su Müslümanı.

Kitaptaki, gerçek kaynaklarındaki İslam aslında tam olarak böyledir.
Kadına, diğer dinlerden olanlara, hatta Müslüman olup da diğerlerinden
olanlara dahi düşmandır.
İslamiyet eşitliklerin değil, eşitsizliklerin dinidir.

En önemli eşitsizlik Müslümanların Müslüman olmayanlar karşısındadır.
Eğer ayet ve hadislere bakarsanız Müslümanlar karşısında Müslüman
olmayanların en temel insan hakları dahi yoktur.
İkinci olarak kadınlar yaşamın her alanında erkek karşısında arızalıdır.
Üçüncü olarak hakim ve genel geçer mezhep ve öğretiye mensup olanlar
diğerlerinden üstündür.
Dördüncü olarak iman, itikat, ibadette salih ve iyi Müslümanlar
diğerlerinden üstündür.

Bir İslam şeriat devlet nizamında devletin en önemli ödevi işte bütün bu
eşitsizlikleri belirtildikleri ayetler, hadisler ve icmaya göre korumak,
kollamak ve denetlemektir.
İşte bu nedenle şeriat devletlerinde çoğu zaman ayrıca bu işlerle
görevli ahlak, din zabıtaları, polisleri bulunur.

Bu nedenle ilahiyatçıların böylesi çıkışları karşısında fener görmüş
tavşan gibi şaşırmayın.
El Ezher, Vahabi, Taliban şu ya da buradan çıkışlı olabilir.
İslamın kaynaklarına vakıf ilahiyatçılar hep aynı şeyi söyleyecektir.

Ayetler sabittir, hadisler de öyle.
Ayetleri kıvırıp bükebilirsiniz.
Ancak, bunun dahi bir sınırı var.
Hadisleri sahihdir, değildir diye kendi kafanıza göre seçebilirsiniz.
Ancak bunun dahi bir sınırı var.
İslamın temel kaynakları siz ne yaparsanız yapın karşınıza dikilir ve
size kaçacak yer bırakmaz.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  *MUSTAFA MERT BİLDİRCİN : *KADINLAR YİNE GERİCİ VAKFIN HEDEFİNDE: HAK
  ARAYAN KADINLAR ÜMMETİN ÖNÜNDE ENGEL

04.07.2017

Çalışan kadınlara yönelik /*"Çalışarak fuhuşa hazırlık yapmış
oluyorlar"*/ sözleriyle tepki çeken Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin
Yıldız, bir kez daha kadınları hedef aldı. Daha önce çalışan kadınları
/*"fuhuşla"*/, üniversiteli kadınları ise /*"gözü bakire olmamakla"*/
suçlayan gerici vakfın kurucusu Yıldız, bu defa da kadınları /*"ümmetin
en büyük sorunu"*/ olarak gördüğünü açıkladı.

Yıldız’ın vakfın sohbet toplantısında yaptığı konuşma, sosyal medya
hesaplarından da yayınlandı. Veda hutbesinin en uzun mesajlarından
birisinin kadınlar hakkında olduğu söyleyen Yıldız, kadınların o dönemde
peygamber tarafından da /*"sorun"*/ olarak görüldüğünü iddia etti.
Yıldız, /*"Kadınlar ne yaparlarsa yapsınlar, namaz da kılsalar, oruç da
tutsalar, ümmetin sorunu olmaya devam edecekler"*/ dedi.


‘*Bu şekilde mücahit yetiştiremezler’*

Kadınların hak aramasının, /*"ümmetin ayağa kalkmasına engel"*/ olduğunu
ve bu şekilde /*"mücahit"*/ yetiştiremeyeceğini söyleyen Yıldız şu
skandal ifadeleri kullandı:

/*"Erkekler kadınlara zulmetmekle itham edildikçe mücahit yetişmez.
Sabah namazına kalkmayan erkekler oldukça, Allah için doğurup Allah için
yetiştireceğini bilmeyen kadınlar oldukça bu ümmet ayağa kalkmaz. Bu kan
davası kadar, şeytana tapınmak kadar önemli bir konudur."*/


‘*Yuvanın dağılmaması için kadını dövün’*

Peygamberin, /*"Kadınlara iyi davranın"*/ vasiyeti nedeniyle
/*"dizginleri ele alan"*/ kadınların şımardığını söyleyen gerici vakfın
kurucusu, /*"Peygamber de bunu öngördüğü için daha sonra,
*//*‘edepsizlik ve fuhuş yaparlarsa dövün’*//*demiştir"*/ diye konuştu.
Yıldız’ın, yuvaların dağılmaması için kadınların dövülmesini isteyerek,
/*"Yeter ki kol kırılsın yel içinde kalmasın"*/ ifadelerini kullanması
dikkati çekti.


‘*Diploma için taviz vermeyecekler’*

Kadınların diploma için /*"bazı şeyler"*/den taviz vermemesi gerektiği
söyleyen Yıldız son olarak şu çarpıcı ifadeleri kullandı:

/*"Bu ümmet, kadın konusunu halletmedikçe ayağa kalkamaz, Sultan Fatih
bulamaz. Önce kadın konusu halledilecek. Kadınlar Kuran öğrenecekler.
Değil başörtüsü, onun üzerindeki ikinci örtüden bile taviz
vermeyecekler. Aksi takdirde peygamber efendimizin ne dediğini anlamadan
bu dünyadan göçer gideriz."*/

*http://www.birgun.net/haber-detay/kadinlar-yine-gerici-vakfin-hedefinde-hak-arayan-kadinlar-ummetin-onunde-engel-168051.html*

 

a45UyF587661-170704090006 Oraj Poyraz At Alpinaasia
oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/07/04  10:50 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Alter ego
Bir baska kendi

Latince Atasozleri

Risale-i Nur , Said-i Nursi ye Allah tarafindan verilmistir

Bediuzzaman cevap veriyor , 1960″ adli yazida :

Ataturk Portresi...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim,
Heykeltiraslar gibi haksizlik etmeden,
At ustunde olmasa 

(GugukluhayaT) ZEYBEK, 'TÜRKLERDE DİN YOK, İNANÇ VAR'

2017-07-04 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
Tonlarca safsata arasında birkaç akıllı laf.
Ancak, biliyorum, şimdi hemen bir sürü çakal üstüne atlar ve bu adamı,
bu güzel lafları boğuntuya getirirler.
Katli vaciptir, kafirdir yaygaraları ayyuka çıkar.
Ve bir kez daha İslamın dayatmacı, zorba, tektipçi olduğunu bize
kanıtlarlar.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA




  *ZEYBEK*,*'TÜRKLERDE DİN YOK, İNANÇ VAR'*

Namık Kemal Zeybek, yeni kitabı *‘Türk’*ün İnancı’nda bilimin önemine
dikkat çekiyor, Türk ve Arap Müslümanlığı arasındaki farkları ortaya koyuyor

*3*.*7.2017 11:16*

AutoResizeImage.http://www.siyasetcafe.com/resim/upload/49672.jpg

Namık Kemal Zeybek, yeni kitabı *‘Türk’*ün İnancı’nda bilimin önemine
dikkat çekiyor, Türk ve Arap Müslümanlığı arasındaki farkları ortaya
koyuyor. Osmanlı’nın çöküşünü Türk inancından çıkıp, Arap Müslümanlığına
geçmekle açıklıyor.

Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Namık Kemal Zeybek, iki inanç
arasındaki zihniyet farkları ve *‘evrimin müfredattan kaldırılması’*nın
sonuçlarını anlattı.

İşte o röportaj:

**- Bir kitap yazdınız, adını ‘Türk’ün İnancı’ koydunuz.
‘Türk inancı’yla ‘Arap Müslümanlığı’nın farklı olduğunu
söylüyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?**

Müslümanlık İslam dininin halka ulaşmış şeklidir. Türk’e ulaştığı zaman
başka, Arap’a ulaştığı zaman başka olur. Bu da tabii bir şeydir.

**- Neden?**

Çünkü kültürler dinleri etkiler. Dinler de ortaya çıkarken ister istemez
geldikleri halkın kültürünü şekillendirirler. Mesela Müslümanlık dini
geldiği zaman Arapların bütün âdetlerini yok etmedi. Zaten ayetlerde
diyor ki, /*"Size anlayasınız diye Arapça bir kitap
indiriyoruz."*/Haccı, namazı kabul ediyor. Namaz zaten var Araplarda.
Daha önce, putların önünde eğiliyor. Putları kaldırıyor ama namaz devam
ediyor. Araplarda mesela küçük çocuklarla evlenmek, kölelik, cariyelik
var. Bunlar kaldırılmıyor. Ama ne oluyor? Dinin özü olan adalet, şefkat,
merhamet, eşitlik gibi kavramlar bu Arap âdetlerinin içine gömülüyor.
/*"Tamam, cariye var diyor ama cariyenize iyi davranın, dövmeyin, zulüm
yapmayın"*/diyor. Yani Arap toplumunun âdetleri dinin içine giriyor.
Başka bir millet bunu alırken bunu kendi kültürüne göre alıyor. Bir süre
sonra Araplar bile bazı şeyleri bırakıyor. Mesela Kuran’da bir buçuk
sayfa haram aylar var.*IŞİD*bile dinlemiyor, kesiyor, biçiyor. Bu da
zamanla olan bir dönüşüm. Dolayısıyla Türk İslam’ı, Arap Müslümanlığı
doğru kavramlardır.

**- Türk İslamı nedir peki?**

Türklerin bir inancı var. Türklerde din yok, inanç var diye tespitler
vardır.

**- Din yok ne demek?**

Yani teşkilatlanmış din kurumu yok. Halife, ayetullah, papa ya da patrik
gibi şeyler yok Türklerde. Hatta din adamı kurumu yok.

**- Peki Türkler inançlarını kimden öğreniyorlar?**

Ailenin en yaşlısından. Bu böyle sürüp gidiyor. Türklerde mabet yani
tanrıya ibadet edilen özel bir mekân yok.

**- Cami?…**

Camii, mescit, cemevi yok. Kilise yok.

**- Ne zaman yok?**

Dinlere girmeden önce... Türkler mevcut dinlerin hepsine girip
çıkmışlardır. Hıristiyan olmuşlardır, Budistler var, Musevi Türkler var.

**- Şunu anlamak istiyorum. Biz şu anda ‘Türk İslamı’nı mı
yaşıyoruz, Arap Müslümanlığı’nı mı?**

Türk inancında Tanrı, dinlerin söylediği tanrı değildir. Yani ne
Hıristiyanların ne Musevilerin ne de Arap Müslümanlığının kavrayış
olarak anlattığı Allah değildir. Arap Müslümanlığına göre düşünmeye
alışmış olan bizlerin kafasında ne var? Varlığın, evrenin dışında bir
Allah olduğu. O Allah yoktan var ediyor. /*"Ol"*/diyor oluyor.
Einstein’ın bir tanımı var, varlığı yaratan Allah ve insanların
yarattığı Allah diye.

**- Türklerin Allah inancı nasıl?**

Varlığın dışında bir Tanrı falan yok. O yüzden Türk inancında *‘Tanrı
var mıdır, yok mudur’*tartışması da yok. Çünkü Tanrı gök. Gök dediğimiz
uzay, kozmos. Bayat ve mengü. Başlangıcı ve sonu olmayan, sınırsız, ne
varsa içine alan ama her var olanın da içinde olan. Varlığın kendisi
Tanrı yani. Onun için Türk Tengri dendiği zaman gök kastedilir. Allah
varlığı kendisinden yaratmıştır. Varlığın kendisi Tanrı’dır. Türk
Müslümanlığıyla Arap Müslümanlığını ayıran birinci mesele budur: Tanrı
inancı.

**- Bugün hangisini yaşıyoruz?**

Bugün Türk Müslümanlığına inanıp yaşayanlar da var ama Türkler*16*.
yüzyıldan başlayarak Arap Müslümanlığına girmişlerdir. Ve ocakları
batmıştır. Türklerin gerilemesinin nedeni Arap Müslümanlığına girmeleridir.

**- Ne değişti o zamandan sonra?**

Türkler’in eski inancında varlığın kendisi Tanrı olunca, Allah’ı
bilmenin yolu da bilimdi. Jeolojiyi, gökbilimini, insanların arasındaki
tabiat yasalarını bilirsen Allah’ı bilmiş oluyorsun. Bilimle uğraşan
Allah yolunda yürüyor. Düşünmek tapınmanın kendisi. Tapınmak Tanrı’yı
bulmak, ona ulaşmak demektir. Türk’ün erdem anlayışı var bir kere.

**- Nedir o?**

Bir insana kötülük yapıyorsan, Tanrı’ya