(GugukluhayaT) HAYVAN KESERKEN MORFİNE GEREK YOK, BESMELE YETER

2017-09-05 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
Tamam endorfinler morfinlerle benzeşen moleküllerdir.
Esasen morfinler endorfinlere benzediği için uyuşturucu ve keyif verici
etkileri vardır.
Morfinler endorfin reseptörlerine bağlanır.
Ve etkilerini bu şekilde ortaya çıkarır.

Peki, hayvan kesimi sırasında, sonrasında endorfin salınımının misli
misli artması ne anlam taşır?
_*Bu hayvanların kendi kendilerini uyuşturduklarını ve artık acı
duymadıkları anlamına mı gelir, yoksa tam tersine hayvanların çok
şiddetle acı çektiklerini mi gösterir.*_
Elbette doğru cevap hayvanlar çok şiddetle acı çektikleri için beyin
endorfin salgılamaktadır.
Beynin koruyucu bir refleksidir endorfin salınımı, yani hayvan acı
çektiği için endorfin salınmaktadır.
Neden sonuç ilişkisini araştırdığımızda böyledir.

Peki bu durumda bu hayvanların hiç acı çekmediklerine güvenebilir miyiz?
Bunu denemek çok kolay?
Halep oradaysa malum arşın burada.
Öyle uzun boylu boynunu kesmeye canını almaya gerek de yok.
Bir ağrı modeli oluştururuz.
Bunu insanda uygulayacağımız için insaflı bir model olmasına dikkat ederiz.
Yaşam tehlikesi yaratmasın, geri dönüşümlü olsun isteriz.
Örneğin, acı şiddeti çok fazla olan standart acı biberler kullanabiliriz.
Ya da çok fazla ağrı verdiği bilinen Kutu Deniz Analarının
flagellerinden çok küçük bir parçayı çok küçük bir alana temas
ettirebiliriz.
Denekler kimler mi olur?
Elbette bu sözde bilimsel çalışmayı yapan, yayınlayan ve hiç utanmadan
ardında duran sözde bilim ekibi olmalı.
Deneyden önce, deney sırasında, ve sonrasında endorfinlerini ölçeriz.
Sonra da aynı zamanda ağrı uyaranı sırasında ölçülen endorfin
seviyesiyle eş zamanlı olarak hissedilen ağrı belirli bir ölçekte
deneklere sorulur.

Bakalım salgılanan endorfin bunların çektiği ağrıyı tamamıyla ortadan
kaldırmış mı?

HA, bir de helal kesimde çekilen besmelelerin, salavatların endorfin
salınımını artırdığı iddiası var.
Ki işin bu tarafı kendi yaptıkları deneylerde tamamıyla boşlukta kalmış.
Biz bunu da deneyimize dahil edebiliriz.

Aslında daha da kaba saba İslami bir yoldan da gitmek mümkün.
Bunları besmeleler, salavatlar eşliğinde ciddi bir batın ameliyatına
tabii tutumak da mümkün.
Bakalım besmele, salavat ağrı kesici etki yapıyor mu?

Yıl 2017 ve biz işte böyle salak salak işleri konuşuyoruz.
Ve merak etmeyin, ben daha önce Citation Index taraması yaptım.
Böyle saçma salak çalışmaların yayınlandığı başka üniversiteler ve
hakemli yayınlar var.
Bunlar Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır benzeri
ülkelerin üniversitelerinde yapılan çalışmalardır.
Bir de batıda ilahiyat bölümlerinde böyle saçma salak işlerle uğraşırlar.
Evet, batının da az manyakları yok değil.

Ama emin olun kimse hiçbir dilde, hiçbir dinin duasını ederek ağrısız
ameliyat olmaya, ya da etmeye cür'et edememiştir henüz.
Hipnozla bir şeyler deneyen kısmi başarılar elde edenler vardır.
Ancak, bunda da batına, göğüs, kafa içi gibi boşluklara yönelik ciddi
ameliyatları kimse denemeye dahi cüret edememiştir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      




   HAYVAN KESERKEN MORFİNE GEREK YOK, BESMELE YETER

*04.09.2017*

Harran Üniversitesi’nde hayvan kesimi üzerine araştırma yapan
veterinerler, helal kesimin hayvanın rahatlayarak ölmesini sağladığını
ileri sürdü.

Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre *‘Dünyanın düz
olduğu’* yönündeki internet tartışmasının yeniden gündeme sokulmasının
ardından, Urfa’daki Harran Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim
üyeleri, kurban bayramında hayvanlara acı çektirildiği yönündeki
tartışmalara *‘son nokta’*yı koydu. Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, Prof. Dr.
Faruk Süzergöz ve Araştırma Görevlisi Pelin Polat, helal kesim
sırasında, yani besmele ile yapılan kesimde, hayvanların ağrı dindirici
ve sakinleştirici etkisi olan beta endorfin hormonu salgıladıklarını, bu
hormanın morfinden*30 kat* daha etkili olduğunu ileri sürdü.

Harran Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden Prof. Dr. Gürbüz Aksoy,
Prof. Dr. Faruk Süzergöz ve Araştırma Görevlisi Pelin Polat, hayvanların
helal yöntemlerle kesimi sırasında acı çekip çekmediğini araştırdı.
Çalışmanın sonunda, helal kesim sırasında ağrı dindirici ve
sakinleştirici etkisi ile bilinen ve vücutta üretilen /*"beta endorfin
hormonu"*/ seviyelerinde artış belirlendiği ifade edildi. Helal kesim
öncesi, helal kesim sırası, helal kesimden*3 dakika* sonrasında yapılan
beta endorfin analizlerinde, hormon seviyesinin kesim öncesinde alınan
değerlerinin kesim esnasında alınan kan örneklerinde iki katına çıktığı,
kesimden*3 dakika* sonra ise yaklaşık*4 katına* çıktığının belirlendiği
bildirildi. Çalışmada, beta endorfin hormonunun, ağırı kesici
özelliğinin, morfin olarak bilinen ağrı kesiciye göre*30 kat* daha fazla
olduğuna da vurgu yapıldı, helal kesimde beta endorfin hormonu sayesinde
hayvanların sakinleştiği dile getirildi.


‘*Avrupa’*ya 

(GugukluhayaT) OKULLARA YENİ DERS GELİYOR: R.TAYYİP ERDOĞAN’IN HAYATI VE ESERLERİ

2017-09-05 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
 




  OKULLARA YENİ DERS GELİYOR: R*.TAYYİP *ERDOĞAN’IN HAYATI VE ESERLERİ


*29 Şubat 2016*

AutoResizeImage.https://kaparoz.com/wp-content/uploads/2016/02/okullarda-yeni-ders-recep-tayyip-erdogan.jpg

Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat Belirleme Kurulu tarafından, yeni ders
yılı için önerilen dersler arasında *‘Recep Tayyip Erdoğan’*ın Hayatı ve
Eserleri’ adlı yeni bir ders olduğu öğrenildi. Yeni eğitim döneminde,
ilk ve orta dereceli okullarda programa eklenmesi planlanan dersin daha
sonraki yıllarda üniversitelerde de okutulmaya başlanması düşünülüyor.

Seçmeli Ders Olarak Haftada İki Saat Okutulacak

Müfredat Belirleme Kurulu’nun çalışmaları hakkında bilgi veren üst düzey
bir bakanlık yetkilisi, ilk aşamada seçmeli ders olarak planlanan*Recep
*Tayyip Erdoğan’ın Hayatı ve Eserleri dersini seçmeyen öğrenciler
hakkında disiplin soruşturması açılarak, öğrencilerin okuldan
uzaklaştırılacağını belirtti. Haftada iki saat olarak okutulması
düşünülen dersin içeriği henüz tam olarak açıklanmazken, kuruldan sızan
bir raporda aşağıdaki başlıklar göze çarptı:

  *

Recep Tayyip Erdoğan kimdir?

  *

Küçük Recep’in Aile Hayatı ve Çocukluk Dönemi

  *

İlk Gençlik Yılları ve Ticaret

  *

Kasımpaşa’dan Aksaray’a Erdoğan’ın Siyasi Yaşamı

  *

Ananı da Al Git’ten One Minute’a Kadar Tüm Özdeyişler

  *

Erdoğan’ın Eserleri (I): Duble Yollar

  *

Erdoğan’ın Eserleri (II): Stabilize Yollar

  *

Erdoğan’ın Eserleri (III): Diğer Yollar

  *

MEB: Pilot Uygulamada Derse Katılım Oranı % 129 Oldu

Kurulun bildirdiğine göre Konya genelinde yapılan
pilot uygulamalarda derse katılım oranı %*129 olarak* gerçekleşti.
Muhabirimizin aldığı bilgilere göre, derse katılmayan öğrencilerin
disiplin kuruluna verileceğinin duyulması üzerine bazı öğrenciler işi
sağlama almak için derse anne ve babalarını da getirmeye başladılar. Bu
gelişmeye okul yönetimlerinin de yeşil ışık yakması üzerine derslere
katılım giderek arttı. İkinci yarıyılda sadece derslere girmeyen
öğrenciler değil, derse gelmeyen velilerin de fişleneceğinin
duyulmasıyla, tüm veliler derse akın etti. Kaparoz muhabirinin ulaştığı,
adını söylemek istemeyen bir veli /*"Aslında bizim işimiz gücümüz var
ama bazı öğrenciler derse sülalesini getirmeye başlayınca biz de
zorunluluk hissedip derslere girmeye başladık. Gerçekten çok zevkli bir
ders, şu an Başkomutan Erdoğan’ın Davos Çıkartması bölümünü işliyoruz,
haftaya da Pensilvanya Meydan Muharebesi konusuna başlayacağız"*/ dedi.

*https://kaparoz.com/2016/02/okullara-yeni-ders-geliyor-r-tayyip-erdoganin-hayati-ve-eserleri/?utm_content=buffer066a0_medium=social_source=facebook.com_campaign=buffer*

 

a45UyF587661-170905193810 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/09/05  22:39 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Per aspera ad astra
Zorlu yollardan yildizlara (Ayni anlamda: < Ad augusta per angusta > ve
< Per ardua ad astra >.)

Latin Atasozu

Resulullah sav buyurdular ki:
Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve rahmet melekleri girmez.

Kutubu Sitte 2172

Butun insanlar ayni dilde gulumser...

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) NİHAT GENÇ : İĞRENÇLİĞİ İLE İNSANI KUSTURAN ÇİRKİNLİK

2017-09-05 Başlik Oraj Poyraz at Openmail




  **NİHAT GENÇ***:**İĞRENÇLİĞİ İLE İNSANI KUSTURAN ÇİRKİNLİK*


Güya bir tarikat lideri olan *Menzil şeyhinin *torununun akıllara seza
aynalı boncuklu sirkvari taht koltuğu Türkiye’yi şoke etti.

Bu nasıl bir cüret ve küstahlık ve çirkinlikle çağdaş dünyaya meydan
okumadır?

İğrençliğiyle insanı kusturan bu çirkinlik kimin eseri?

Büyük şeyhleri*1980*’li yıllarda cunta tarafından gözetim altında
tutulmuştu ve o yıllarda müridlerine **31***Mart’ta deccal geliyor
kıyamet kopacak, *demişti.

Alkolikleri havuza atıp büyük kazandan çorba içirip tedavi ediyormuş’dan
büyük bir keramet destanı yarattılar, bu saçmalıklara milyonlarca insanı
inandırdılar, Türkiye, kurumlarıyla aydınlarıyla işte bu tımarhanelik
delilere yenildi!

Videoları hala dönüyor şeyhin huzurunda beş insan *‘***sürünerek’
**şeyhlerine çay ikram ediyor, beş insan bir çayı ikram için timsahlar
gibi sürünüyor ve buna iman ve din diyorlar.

Bu gayya kuyusu cehaletin bir de devlet dairelerine bir hükümet
politikası olarak yerleştirildiğini de düşününce **‘ölüp gidelim’
**diyor insan.

Din sömürüsüyle Mercedesler içinde bedava asalak bir hayat yaşayan bu
insanları gördükçe, zihnim nasıl çalışıyorsa, aklıma ünlü Fransız
edebiyatçı Lamartine geliyor.

Zihnim bu alakasız gibi görünen bağlantıyı nerden nereye nasıl neden
kuruyor?

Rusya’yı *‘***yaratan adam’ **Korkunç İvan, küçük yaşta yetim kaldı ve
yüksek soylular arasında itile kakıla bir hayatı oldu.

*‘*Çarlığın’ **tacı başına takıldığında*19 yaşındaydı* ve hergün
ağlayarak kiliseye gidip dualar ediyordu.

İktidarının ilk yılı Moskova’yı yakarak bir komplo kurdular ona.

Bu temiz dindar masum ve sessiz delikanlı nasıl oldu da tarihin en büyük
zalimlerinden biri haline geldi?

Asla *‘***deli’ **değildi, bugün dahi Rus halkı, gelmiş geçmiş Rus
Tarihi’nin en büyük kahramanı olarak gösterir Korkunç İvan’ı.

Baltık Deniz’inden Sibirya’ya kadar bir imparatorluk kurdu ve, Rus
milletini tarih önüne çıkardı.

Büyük soru şudur, Korkunç İvan, nasıl oldu da en gaddar katliamlarını
çocukluğundan beri tapındığı kiliseye karşı yaptı.

Kiliseleri yağmalattı, yaktı yıktı, başpiskoposları şişe geçirdi
kızarttı, eşeğin üzerinde çırılçıplak gezdirip teşhir etti ve akıl almaz
işkencelerle rahipleri soytarıdan beter yaptı.

Çünkü Korkunç İvan, halk ekmek bulamazken kilisenin bedava asalak bir
hayat yaşayıp üstelik krallığına karşı suikast ve kumpaslar yaptığını
biliyor ve hazmedemiyordu.

Korkunç İvan, asla dinden çıkmadı, defalarca din adamlarını sarayında
topladı ve en girift dini sorunları tartıştı, mesela, sadece ağızdan
çıkıp söylenen iman’a inanmıyordu, iman *‘***amel***’*dir, diyordu, ki
tacını da zaten başına kilise koymuştu.

Hayat ona acı çıplak gerçeği öğretmişti, bir tarafta halk açlıktan
ölürken bir tarafta imtiyazlı ve bolluk içinde yaşayan kiliseyi gördü,
ve hayatı boyunca kilise hiyerarşisine ve kilise gücüne ve kilisenin
imtiyazlı konumuna üstelik tarihlerin hala anlatmakla bitiremediği
zalimliklerle karşı çıktı.

Korkunç İvan’ın kiliseye karşı zalimliğe varan bu savaşı olmasaydı
Ruslar ya Kırım Tatarları’nın ya da Polonyalılar’ın egemenliğinde
steplerde yaşayan aç ve zavallı köylüler olarak yaşayacak ve tarih bugün
dünyaya meydan okuyan bir Rus Halkı’nı tanımayacaktı.


**ONLARCA CİLTLİK OSMANLI TARİHİ YAZACAK KADAR BOŞ VAKTİ OLMUŞ***?*

Kiliseye karşı savaşı Korkunç İvan’dan sonra *‘***bayrak’ **haline
getiren ve insanlık ve uygarlığın önünü açan Fransız İhtilali’dir.
Dört-beş yıllık gibi kısa sürede kilise mallarına el koydu, rahiplerini
giyotine götürdü, kilisenin ikibin yıllık tarihinde kilisenin varlığına
en sert korkuları yaşattı. Fransız ihtilalinde halk önderlerinden
Marat’ın lafı meşhurdur: *‘***yüzbin kelle düşecek!’***.*

Çok geçmeden Fransız ihtilali Cumhuriyetçiler’in elinden çıkıp tekrar
monarşist ve kralcıların eline geçti, imtiyazlı sınıflar ve kilise eski
iktidar rahatlığına kavuştu.

Fransız İhtilali akim kaldı imparatorluk yeniden kuruldu, biri*1830*,
diğeri,*1948 ve* diğeri ünlü Paris Komün’ü ayaklanmasıyla
imparatorluk’un önü üç defa sert bir şekilde kesildi.

Cumhuriyetçi ve sosyalistler üçünde de ağır yenilgiler aldı, Paris
komünün de ise otuzbin (diyen var yetmişbin diyen var) insan katledildi.

Fransız İhtilali Bastil’i mahkumları serbest bırakmak için basmadı, o
sırada Bastil’dekimahküm sayısı beşi onu dahi geçmiyordu, Bastil, askeri
**‘mühimmat***’*ı ele geçirmek için basıldı.

Paris Komünü’nün harekete geçmesini tetikleyen de aynı şeydir, Prusya
savaşında kullanılan toplar, ki, çoğunun parasını halk vermişti, bu
topları hükümete vermemek için Paris Komünü, yani varoşlarında
örgütlenen yoksul halk harekete geçmiş ve topları hükümete teslim
etmeyip o topların gücüyle Paris’te ömrü kısa süren sosyalist tarihin o
meşhur Paris Komünü’nü iktidar yapmıştır.

Yoksul halk kiliseden nefret ediyordu, asalak yaşıyorlar ve otoriteye
boyun eğen çocuklar yetiştiriyorlar diye isyan ediyordu, Paris komünün