(GugukluhayaT) SONER YALÇIN : 150 YILLIK ZULÜM

2017-09-30 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
 


bayrak


  *SONER YALÇIN : 150 YILLIK ZULÜM*

*27 Şubat 2017 *



Adı, Mehmet Emin Ali Paşa *(1815-1871*)…

Toplamda*8 yıl 3 ay* sadrazamlık yaptı.

Avrupalı büyükelçilere dayanarak /*"koltukta kalma"*/ adetini
getirenlerdendi.

Batı’ya boyun eğen dış politikası Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi gibi
münevverler tarafından eleştirilmeye başlayınca,*Mart 1867*’de /*"Ali
Kararnamesi"*/ni çıkardı:

/*"Devlet, çıkarları gerektiği durumlarda, yürürlükteki basın yasağından
bağımsız olarak kovuşturma yapacaktır!"*/

Amacı muhalifleri hapse atmaktı.

Dokuz Jön Türk, Avrupa’ya kaçmak zorunda kaldı.

O yıllar… Avrupa’nın /*"fikir başkenti"*/ Paris kaynıyordu.

Halkın yönetime el koyduğu Paris Komünü,*18 Mart 1871*’de kuruldu.

Avrupa’daki bu sol hareketler Osmanlı’ya da yansıdı. Örneğin,
Ameleperver Cemiyeti*1 Nisan 1871*’de kuruldu. Paralarını alamayan
tersane işçilerini greve götürdü.

Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi gibi yazarlar Komün’ü öven makaleler
kaleme almaya başladı.

Çok sürmedi… Ölümünden kısa süre önce Sadrazam Mehmet Emin Ali
Paşa*Temmuz 1871*’de bir emirname yayınladı:

/*"Amelenin; zenginlik ve nimetlerin eşit olarak paylaşılmasını ve
hükümeti ortaklaşa idare etmek istemesi gibi zararlı komün fikirleri
enternasyonal kaynaklıdır. Komün fikirlerinin devletin arasına sızmaması
ve toplumda, ihtilaller- çatışmalar doğurmaması için gerekli önlemlerin
alınması hükümetin en hassas görevidir."*/

İşte…

Ali Paşa Emirnamesi’ne dayanılarak Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi
birçok münevver sürgüne gönderildi; gazeteler, tiyatrolar vs kapatıldı.

Bu başlangıçtı…

Ve bu korkuya boyun eğdirmek isteyen kötülük hiç bitmeyecekti…


*İLK SOLCULAR YAZDI*

Bu uzun girişi yapmanın nedeni şu:

*FETÖ* tehlikesi konusunda toplumu-devleti ilk uyaran solcular idi.

*FETÖ*’ye karşı ilk mücadeleyi veren solcular idi.

Keza.*FETÖ* kumpasları sonucu hapse atılanlar, işsiz bırakılanlar,
öldürülenler solcular idi.

Ve…*FETÖ 15 Temmuz 20016*’da darbe girişiminde bulundu. Masum*248
insanımızı* şehit etti.

Ardından…*OHAL* ilan edildi.

Çıkarılan*KHK* ile ne yapıldı dersiniz; solcu akademisyenler
üniversitelerden atılmaya başlandı!

Hiç şaşırtıcı değil bu;*150 yıldır* bu tavır hiç değişmedi.

Örnekleri çok:

İttihatçılar*1913*’te darbe yaptı. Türkiye Komünist Parti ilk başkanı
olacak Mustafa Suphi gibi aydınları Sinop’a sürgüne gönderildi!

Nakşibendi Şeyh Sait ayaklandı. Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı. Ve
/*"vatana ihanet"*/ iddiasıyla yargılananlar yine solcular oldu!

Atatürk’ten sonra iktidara /*"solcu Kemalistler gelmesin"*/ diye devlet
içinde kapışma yaşanırken, bundan hiç haberi olmayan Nazım Hikmet ve
Kemal Tahir gibi solcular /*"darbe yapacaklar"*/ kumpasıyla hapse atıldı!

Hitler artığı faşistlerin dünyadan temizlendiği yıllarda bile,
Türkiye’deki üniversitelerden Behice Boran, Pertev Naili Boratav, Niyazi
Berkes, Mediha Esenel, Muzaffer Şerif gibi solcu akademisyenler kovuldu!

Bu hiç değişmedi…

Solcular hep işten atıldı…

Solcular hep hapse sokuldu…

Yetmedi. Sabahattin Ali gibi solcular hep kör karanlıklarda infaz edildi.


*DÜŞMANLIK BİTMEDİ*

Hangisini yazayım…

*1946*’da çok partili siyasal hayata geçildi. Hemen ardından yeni
kurulan sol partiler ve sol sendikalar bir gecede kapatıldı; solcular
zindanlara atıldı.

*1950*’de iktidara Demokrat Parti geldi.*ABD*’den ekonomik yardım
alabilmek için, /*"Türkiye’de komünistler çok güçlü"*/ yalanıyla
/*"büyük tevkifat"*/ yaptı. Şefik Hüsnü, (Atatürk’ün teyzesinin oğlu)
Reşat Fuat Baraner, Mihri Belli, Vedat Türkali,Ruhi Su, Ahmed Arif,
Enver Gökçe, Attila İlhan gibi solcuları hapse attı.

Bu ülkede; dini politikaya alet etmekten (eski*TCK 163*) yargılanan ilk
politikacı da solcu Dr. Hikmet Kıvılcımlı oldu! Suçu, Eyüp Sultan’dan
çkan cami cemaatine sosyalizm ile İslam’ın ortak noktalarını anlatmasıydı!

Yahu!..

Azınlıklara yönelik*6-7 Eylül 1955*’teki saldırıların suçunu bile
solcuların üzerine yıkmak için Aziz Nesin, Asım Bezirci, Hasan İzzettin
Dinamo, Nihat Sargın gibi solcuları cezaevine soktular!

Sadece bunlar mı?

*27 Mayıs 1960*’ta – /*"DP’ye yakın öğretim üyelerini kovuyoruz"*/ diye-
Sabahattin Eyüboğlu, Yavuz Abadan, Nusret Hızır, Tarık Zafer Tunaya,
Halet Çambel, Mina Urgan, Özer Ozankaya, Haldun Taner, Orhan Duru gibi
solcuların üniversitelerdeki görevlerine son verdiler!

*12 Eylül 1980 darbesi* geri kalır mı; hapse attıkları hariç Rona Aybay,
Alpaslan Işıklı, Korkut Boratav, Bahri Savcı, Cem Eroğul, İdris
Küçükömer, Sencer Divitçioğlu, Bülent Tanör gibi hepsi solcu*38
profesör*,*25 doçent*,*10 yardımcı* doçenti*1402 sayılı* Sıkıyönetim
Kanunu ile üniversiteden attı!

Bu ülkede her fırsatta solcular hedefe kondu. Cesaretlerini aşındırmak
için sürekli acı çektirildi.

Provokasyon yapmak için bile hep solcular katledildi.

Zulme hiç doymadılar. Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın intikamı için,
/*"üçe üç"*/ denilerek üç solcu genç darağacına çıkarıldı. Sırf solcu
diye*17 

(GugukluhayaT) 'KEDİCİKLER' YARGIYI KİLİTLEDİ

2017-09-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

Görüyor musunuz, adamlar adli sistem üzerinde nasıl bir endüstri kurmuşlar.
Siz gariban Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halkları sizin
böyle yetenekleriniz var mı?
Siz adliyeye gittiğinizde masraf etmeden, dötünüzü çizdirmeden
kurtarabiliyor musunuz?

İşte size ölçü olsun, Adnan Hoca ve avanesi nasıl insanlar bilin istedim.
Öyle erotik, dini, uhrevi lakırdılar sizi aldatmasın.
Adamlar köpek balığı gibi, timsah gibi.

Doğrusu ben kendimi düzgün adamdan sayarım, karakolun önünden geçmekten
bile korkarım.
Bu güne kadar kaç kez adliyelik işim olduysa hep mağdur olarak işim
olmuştur.
Onlardan da hakkımı alamadan kös kös geri dönmüşümdür.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      




  'KEDİCİKLER' YARGIYI KİLİTLEDİ

*30.09.2017*

Adnan Oktar’ın*'kecidikler'* ve*'aslanlar'*ı, sosyal medyada yaptıkları
paylaşımlar eşliğindeki müstehcen görüntülerinin altına hakaret içerikli
iletiler yazan yüzlerce kullanıcıyı savcılıklara şikayet ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu
Savcılıkları, Adnan Oktar’ın kecidikleri ve aslanlarının yaptığı
yüzlerce suç duyurusuyla boğuşuyor. İddiaya göre, sosyal medyada
iletiler eşliğinde müstehcen görüntülerini paylaşan müritler,
vatandaşlar tarafından yoğun şekilde eleştiriliyor. Tehdit, küfür ve
hakarete varan yorumlar alan müritler zaman zaman bu vatandaşlara yine
aynı tarzda yanıt vererek tahrik ediyor.

İş bu noktadan sonra savcılığa taşınıyor. Büyük bir avukatlık şirketiyle
anlaşan müritler, deyim yerindeyse dedektif gibi iz sürerek, hakaret
içerikli yorum yapan kullanıcıları tek tek araştırıp gerçek kimlik ve
adreslerine ulaşıyor. Müritlerin avukatları aracılığıyla yüzlerce sosyal
medya kullanıcısı hakkında, /*"hakaret"*/ ve "tehdit’ suçlamasıyla suç
duyurusunda bulunmasıyla birlikte, suç işledikleri tespit edilen
vatandaşlar hakkında dava açılıyor.

Asıl yargı oyunu ise dava açıldıktan sonra ortaya çıkıyor. Avukatları
aracılığıyla Asliye Ceza Mahkemeleri’nde açılan dava dosyalarını
titizlikle takip eden müritler, her dava kazandıklarında,*bin 500 TL*
avukatlık ücretini geri almaya hak kazanıyor. Suçlu bulunarak
cezalandırılmalarına karar verilen sanıklar, ikinci şoku ise haklarında
açılan tazminat davaları ile yaşıyor. Müritler, kazanıp onaylanan
davaları bu kez Sulh Hukuk Mahkemeleri’ne taşıyarak, o sosyal medya
kullanıcılarına binlerce liralık tazminat davası açıyor.

Adnan Oktar’ın en bilinen müritlerinden Didem Ürer’in bir soruşturma
savcısında*166 adet* şikayet dosyasının bulunduğu, birçok savcılıkta da
benzer nitelikte onlarca müridin yaptığı yüzlerce suç duyurusunun olduğu
öğrenildi.

*http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-kedicikler-yargiyi-kilitledi-40595359*

 

a45UyF587661-170930213925 Oraj Poyraz At Alpinaasia
oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/10/01  00:24 4  58  siyasetmeyd...@yahoogroups.com

 
-- 

Beni taniyan herkesin size soyleyecegi gibi, makbul biri degilim.
Kotu adami sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi.
Iyi isleri olan sinek kaydi trasli, kravatli tiplerden hoslanmam.
Umitsiz adamlari severim, disleri kirik, uslari kirik, yollari kirik
adamlari.
Ilgimi cekerler.
Kucuk surpriz ve patlamalarla doludurlar.
Adi kadinlardan da hoslanirim; coraplari sarkmis, makyajlari akmis,
sarhos ve kufurbaz kadinlardan.
Azizlerden cok sapkinlar ilgilendiriyor beni.
Serserilerin yaninda rahatimdir, cunku ben de serseriyim.
Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.
Toplumun beni sekillendirmesinden hoslanmam.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri

Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini var etmistir; sizin
icin hayvanlardan sekiz cift meydana getirmistir. (...)

Zumer-6

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -10-

Simdi cift yarik deneyinin dalgalarla yapilan versiyonuna geldik.
Sahilde, bir su dalgasini gozlemlediginizi dusunun, neler gorursunuz?
Dalganin belli bir hizi vardir, dalganin tepesinin belli bir yuksekligi
bulunur ve dalganin bir seferde katettigi bir mesafe bulunmaktadir. TV
ve radyo teknolojilerinde, uzay arastirmalarinda kullanilan
elektromanyetik dalgalar da benzer ozellikler tasirlar. Tek fark sudur
ki, su dalgasinin kendi seviyesinden asagi dogru bir hareketi yokken
elektromanyetik dalganin veya elektrik dalgalarinin arti ve eksi
degerler alabilen tepe ve cukur salinimlari bulunur. Buna sinuzoidal
dalga salinimi denir.

Ust resimde iki dalganin tepeleri veya cukur dipleri arasindaki mesafe
dalga boyu olarak adlandirilir ve lamda ? sembolu ile gosterilir. Dalga
yuksekligi dalganin tepeye veya dibe kadar alabildigi maksimum
mesafedir. Dalga gucu veya dalga genligi de denir. Dalganin 0
seviyesinden baslayip yeniden ayni seviyeye gelmesi bir tam devirdir ve
bunun saniyedeki hizi dalga frekansini verir. 

(GugukluhayaT) TUĞÇE KAZAZ: ATATÜRK DEĞİLİM Kİ ATATÜRKÇÜ OLAYIM

2017-09-30 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
Ülkemizde fikir önderi, düşünür olma seviyesi derecede olunca halkın da
burnu doğal olarak boktan kurtulmuyor.
Abla ben Atatürk değilim ki Atatürkçü olayım demiş.
Bu mantıkla, ben Muhammed değilim ki, Müslüman olayım, ben Lenin değilim
ki, komünist olayım ve bunun gibi bir sürü zırva laf etmek mümkün.
Evet, insanın bu mantıkla kendinden başkası olması imkansız.
Peki kardeşim, sen kendine mahsus bir insansın, dinin, ilmin, bilgin,
fikrin kendine mahsus.
Bu durumda seni Kazazcı mı diye bileceğiz?
Peki bunun içini neyle dolduracağız?
Biraz Budizm, biraz Ortodoks Hristiyanlık, biraz Müslümanlık, biraz
tasavvuf, biraz Erdoğancılık, biraz cihatçılık, biraz NeoOsmanlı, biraz
ondan, biraz bundan.
Nedir bu?
Bloody Marry kokteyli mi?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      




  *TUĞÇE KAZAZ: ATATÜRK DEĞİLİM Kİ ATATÜRKÇÜ OLAYIM*

Eski manken Tuğçe Kazaz /*"Atatürk değilim ki Atatürkçü olayım"*/ dedi.
Daha sonra röportajında sözlerinin kesildiğini öne sürdü.

*30 Eylül 2017*

AutoResizeImage.http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2016/10/tugce-kazaz-sli.jpg?v=2031763

Sık sık gündeme gelen ve son olarak /*"AK Parti’den ufak ufak soğudum"*/
açıklamasıyla olay olan eski manken Tuğçe Kazaz bugün Posta gazetesinden
Oya Çınar’ın sorularını yanıtlamıştı.

Tuğçe Kazaz /*"Kendinizi Atatürkçü olarak tanımlayabilir misiniz"*/
sorusuna /*"Ben bir ‘şeyci’ değilim. Atatürk değilim ki Atatürkçü
olayım. Atatürk’ün mantığında değilim, fikrinde değilim, donanım ve
hissiyatında değilim. Ben ancak Atatürk’ün yaptıklarını takdir edebilir
ya da etmeyebilirim. Dolayısıyla bu ‘çülük’, ‘çülük’lerin hepsi
bölücülük diye düşünüyorum. Bunlardan uzak durmak lazım" */karşılığını
vermişti.

Kazaz, tepki çeken sözlerinin ardından, kişisel Instagram hesabından bir
açıklama yaptı. Kazaz, Posta gazetesindeki röportajında sözlerinin
kesildiğini ifade ederken, kesilen o bölümü Instagram hesabından yayınladı.


*İşte Tuğçe Kazaz'ın Instagram hesabından yaptığı o açıklama:*

"Türkiye Cumhuriyet'inin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün büstüne zarar
vermeye çalışan biri için de ‘Allah hepimizi cehaletten korusun'
dediniz. Sizce günümüz Türkiye'sinde Atatürk ilke ve inkılaplarının
değeri yeterince biliniyor mu?

Bence bilinmiyor. Biz Atatürk'ün fikirlerinden de eylemlerinden de
uzaklaştık. Şahsını putlaştırma yönelik bir çabayla menfaatlerimiz için
onu bir noktaya taşımaya çalıştık. Buna göre de onu seven ve sevmeyen
iki kitle oluştu. Bu iki zihniyetin çatışmasıyla da Atatürk'ün
gerçekliği arada sıkıştı ve eridi. Atatürk'ün gerçekliğini her iki
tarafın da bu noktada ciddi manada erozyona uğrattığını düşünüyorum. Bu
yanlıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün iyice anlaşılabilmesi için o günün
şartlarının iyice değerlendirilmesi ve putlaştırmalardan uzaklaşılması
gerek. O zaman daha çok sevileceği ve gerçekliğinin erozyona uğramadan
ortaya çıkacağı kanaatindeyim. – Kendinizi Atatürkçü olarak
tanımlayabilir misiniz?

Ben bir ‘şey'ci değilim. Ben Atatürk değilim ki Atatürkçü olayım.
Atatürk'ün mantığında değilim, fikrinde değilim, donanım ve hissiyatında
değilim. Ben ancak Atatürk'ün yaptıklarını takdir edebilir veya
etmeyebilirim. Takdir ettiklerime destek verebilirim, taktir
etmediklerime de destek vermem. Dolayısıyla bu ‘çülük', ‘cülük',
bunların hepsi bölücülük. Bunlardan uzak durmak lazım. Benim Atatürk'ün
yapmış olduğu birçok şey arasından takdir ettiklerim olduğu gibi
sorguladıklarım da var. Ama nihayetinde Atatürk eğer bu ülkeyi inşa
etmeseydi bugünlere gelmezdik. Atatürk bu ülkenin bir değeridir. Onun
gerçekliğini nefret malzemesine dönüştürmeden o değere sahip çıkmalıyız.
Yoksa başkaları bizi çatıştırmak için ona sahip çıkar."

AutoResizeImage.http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2017/09/kazaz-tigce.jpg


http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/tugce-kazaz-ataturk-degilim-ki-ataturkcu-olayim-2031763/

 

a45UyF587661-17093020 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/10/01  00:24 4  58  siyasetmeyd...@yahoogroups.com

 

Bu isyerinde herkes istedigini soyler, ama soylenileni yapar.

Turgut yilma

Risale-i Nur u sadece kuslar degil, gokte ve havada bulunan tum
varliklar alkislar

Said-i Nursi
Islam dinine gore basta insan olmak uzere, butun yaratiklar kendi
dillerince Tanrinin adini anarlar.

Mustafa Kemal olmasaydi

sen hictin
ya da pictin!

Hac in
boynunda
yatacakti ananla bacin
kim bilir kimin koynunda.

Mustafa Kemal olmasaydi
Incil okuyacaktin lisede,
nikahin kiyilacakti kilisede.

Saygi duymazsan Mustafa Kemal e
nankor kefere,
daha agir sozler isitirsin benden
bir dahaki sefere

Ali Nejat Olcen


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com

(GugukluhayaT) AHMET İNSEL : TÜRKİYE’DE ‘LAİKLİK’ LAİK MİDİR?

2017-09-30 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
Kabul etmek lazım, Cumhuriyet tarihi boyunca laiklik ilkesi kitapta
yazılan şekliyle uygulanmadı.
Diyanet İşleri Başkanlığı çeşitli dinler ve cemaatlerle temas, eşgüdüm
başkanlığı olarak değil, daha çok ülkenin çoğunluğunu oluşturan Sünni
cemaatleri zapturapt altına almak için kullanıldı.

Sonunda keser döndü, sap döndü, ve hesap döndü.
Cemaatler Başkanlığı el geçirdi.
Artık Diyanet İşleri Başkanlığı Sünni Cemaatleri zapturapt altında
tutmuyor tam tersine, Sünni Cemaatler Diyanet İşleri Başkanlığını
kontrol altında tutuyor.

Yanlış eskiden de yanlıştı, şimdi daha beter yanlış.
Ve artık bundan dönmek lazım.
Ülke bu haliyle 2050, 2100'lü yıllara kavuşamaz.

Cihatçı, şeriatçı tiplere bakarsanız güç onlarda, rüzgar onlardan yana
esiyor, sıra onlarda şimdi.
Madem ki devran döndü, her şey hak ve mübah.
Madem ki, eski döneme eleştirilerini esirgediniz, bundan sonra sonsuza
kadar çenenizi kapatmak zorundasınız.
Elbette yok öyle bir şey.

Cumhuriyetin elitleri Laiklik ilkesini, tam anlamıyla, layıkıyla
uygulamadıkları ya da uygulayamadıkları için anlamsız ve değersiz değil.
Hala daha ülkenin, milletin, devletin, hatta diğer millet ve devletlerin
de birlik ve huzur için başka yol yok.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA        




  AHMET İNSEL : TÜRKİYE’DE *‘LAİKLİK’* LAİK MİDİR?

*30 Eylül 2017 Cumartesi*

*AKP* iktidara geldiğinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın*74 bin
*personeli vardı. Çoktu. Daha da çoğaldı,*2017*’de personel sayısı*117
bin *oldu. On beş senede artış*yüzde 58*. Aynı dönemde Türkiye
nüfusu*yüzde 22 arttı*.*DİB*’in kadroları, nüfus artışının yaratacağı
hizmet artışı ihtiyacının çok üstünde büyüdü. Çünkü*AKP* iktidarında ve
son yıllarda giderek daha fazla,*DİB* Sünni din hizmeti verme görevinin
ötesinde, iktidarın kültür ve eğitim politikasının önde gelen bir aktörü
oldu.

Diyanet’in*2017*’de*117 bin 378 olan* kadro toplamının dağılımı şöyle:
İmam hatip*71 bin 362*, Kuran kursu öğreticisi*19 bin 721*, müezzin*11
bin 908*. Geri kalanı teknik personel.*AKP* iktidara geldiğinde cami
sayısı*75 bin 941*’di.*2016 sonunda 87 bin 300 oldu*. On beş yılda*DİB*
personeli, cami sayısından neredeyse dört kat fazla büyüdü. Buna paralel
olarak*DİB*’in bütçesi, özellikle son yıllarda hızla
arttı.*2015*’te*DİB*’in bütçe başlangıç ödeneği*3.5 milyar TL* idi.*2017
sonu* bütçe gerçekleşme tahmini,*8.1 milyar TL*. Son üç yılda Diyanet’in
harcamaları*yüzde 76 arttı*. Enflasyondan arındırılınca, üç yılda gerçek
artış*yüzde 50*!

Bu harcamaların*yüzde 90*’ını personel giderleri oluşturuyor. Türkiye’de
Sünni din hizmetinin bütçe içindeki payını dikkate alırken, buna Milli
Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan personeli
de ilave etmek gerekir. Bu sayı*2015*’te*56 bin 328*’di. İmam hatip
okulu açılışı furyası içinde son iki yılda muhtemelen
artmıştır.*2016*’da Milli Eğitim bütçesi içinde bu genel müdürlüğe*3.6
milyar TL* ayrılmıştı.

Türkiye’de devletin yarı resmi dini konumunda olan Sünni İslam
eğitim-öğretim ve din hizmetlerinde bugün*180 bine* yakın kamu görevlisi
çalışıyor.*2016*’da devletin doğrudan verdiği din hizmetleri ve din
eğitim-öğretimi için kamu bütçesinden*10 milyar TL*’den biraz fazla
harcandı. Diyanet Vakfı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün toplamda
bir*milyar *lirayı geçen harcamaları buna dahil değil. Laik Cumhuriyete
hoş geldiniz!

Gelgelelim, zaten doksan yıldan beri bu /*"laik"*/ Cumhuriyet yürürlükte
değil mi?*AKP* iktidarı laikliği, din ve devlet işlerinin ayrılması
olarak başından beri tasarlamamış olan devlet yapısı içinde,*DİB*’i
sadece kuruluş amacının tersi yönde kullanıyor. Laikliği, devletin dini
denetim altında tutması olarak anlayan laikçi anlayışın kurduğu ve
geliştirdiği kurumu,*AKP* iktidarı, yasalarda hiçbir değişiklik
yapmadan, dinin topluma yön ve şekil vermesinin aracına dönüştürdü.
Bugün hâlâ seküler otoriter Cumhuriyetin savunucuları, Diyanet’in bir
merkezi devlet idaresi olmasını eleştirmekten imtina ediyor. Hatta bir
kısmı,*DİB*’in kurum olarak laisizmin özüne uygun olduğunu savunuyor.

Ülkemizde on yıllardır süregiden bir kültür savaşı var. Diyanet,*AKP*
liderinin özel yönlendirmesiyle, şimdi toplumu dindarlaştırma
politikasının hücum gücü olarak kullanılıyor. Buna gayet haklı olarak
tepki gösterenlerin bir kısmı, Diyanet’in laik bir kurum olduğunu iddia
etmekten geri kalmıyor. Din hizmetleri vermekle yükümlü laik bir kurum
olabilir mi sorusunu sormaktan kaçınıyorlar. Halbuki laikliği devletin
dini denetim altında tutması olarak tanımlayan anlayışın yarattığı bu
kurumun, hiçbir kurumsal değişiklik geçirmeden, dindar nesiller
yaratılması ve dinin toplumsal yaşamı yönlendirmesi aracına nasıl kolay
döndüğü ortada.

Laiklik demokrasinin olmazsa olmaz tamamlayıcısıdır. Kuşkusuz, ama hangi
laiklik? Soruyu tersten soralım. Dini denetim altında tutmak için veya
tam 

(GugukluhayaT) Fwd: {AtatürkMilliyetçileri} Sayın Enis Berberoğlu Tutuklanamaz. Anayasa madde 83.

2017-09-30 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
Anayasa, babayasa, yasa, yönetmelik, hepsi de kenarda kaldı.
Türkiye Cumhuriyeti oldu size bir çadır devleti, bir kabile devleti.
Hayırlı olsun, inşallah, hamdolsun!...

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      
 Forwarded Message 
Sayın Enis Berberoğlu Tutuklanamaz. Anayasa madde 83.
aytekin ertugrul 


 Şimdi diyoruz ki devletimiz hukuk devletidir. Anayasa Madde 2. Anayasa
madde 83. De bakalım ne diyor.

Anayasa madde 83.

T*ürkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra
verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona
ermesine bırakılır; *

*Bu hukuk dilinde bağlı yetkidir.*

*Yani bu hükmün dışında bir uygulama yapılamaz.*

*Peki Sayın Enis Berberoğlu nedir?
*

*Milletvekilidir.*

*Bu madde tastamam Enis Berberoğluna uyar.*

*Bu madde halen yürürlüktedir.*

*Derhal tahliyesi gerekir.*

*Anlamadığım bir şey var.*

*Bu memleketin bunca hukukçusu dururken bu konuyu yazmak bir genel
cerrahi uzmanına mı kalır?*


-- 

Buyuk hedefimiz, milletimizi en yuksek medeniyet seviyesine
ve refaha ulastirmaktir.

K.Ataturk

Muhammed in Hitap Ettigi Ayetler

Aslinda bu makaledeki esas konumuz yukarida ele alinandan cok daha
dusundurucu: Muhammed in agzindan cikan ayetler!

11. Hud Suresi, 2. ayet:

Bu Kitap Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin indirildi. Kuskusuz,
ben size O ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.

Acik sekilde gorulmektedir ki bu ayette konusan Muhammeddir. Bir gaf
yaparak ayeti kendi dilinden yazdirtmistir.

Bu gafi farkeden ama ortmeye calisan kimi mealciler (Kuran i Turkceye
ceviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan de ki sozcugunu meale
parantez icinde koymaktadirlar:

(De ki: Bu Kitap) Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin (indirildi).
Suphesiz ki ben, onun tarafindan size (gonderilmis) bir uyarici ve
mujdeleyiciyim.

Kuran meali kitaplarinda parantez icinde yazilan kelimeler, Bu sozcukler
Kuran in orijinalinde yok ama siz Kuran i daha iyi anlayasiniz diye bunu
ekledik anlamina gelmektedir. Yukaridaki mealde de ayetteki carpiklik
ortulmek istenerek orijinalde bulunmayan de ki sozcugu parantez icinde
eklenmistir.

Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi de ayni mahiyettedir:

1. Rahman ve rahim olan Allah in adiyla.

2. Hamd (ovme ve ovulme), alemlerin Rabbi Allah a mahsustur.

3. O, rahmandir ve rahimdir.

4. Ceza gununun malikidir.

5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalniz senden medet umariz.

6. Bize dogru yolu goster.

7. Kendilerine lutuf ve ikramda bulundugun kimselerin yolunu; gazaba
ugramislarin ve sapmislarin yolunu degil!

Gene pek acik gorulmektedir ki ayetler Allah in dilinden yazilmamistir.
Allah, siz bana boyle dua edin de dememistir. Fatiha Suresi nde konusan
kisi belli ki bir insandir. O halde hitapda gaf yapilarak acik verilmistir.

Benzeri durum Zariyat Suresi nin 50. ve 51. ayetlerinde de soz konusudur:

50- O halde hemen Allah a kacin; haberiniz olsun ki, ben size ondan
gelen acik bir uyariciyim.

51-Allah la beraber baska bir tanri uydurmayin; haberiniz olsun ki ben
size ondan gelen acik bir uyariciyim.

Pek aciktir ki bu Kuran ayetlerinde konusan Allah degil Muhammedin
kendisidir.

Peki o donemlerde bunlari farkedenler yok muydu? Neden Muhammed e inandilar?

Birincisi o donemde okuma-yazma orani o kadar dusuktu ki bu ayetleri
inceleyebilecek insan sayisi cok azdi.

Ikincisi, bu ve benzeri carpikliklari farkedip dile getirilenler
kafirlikle, munafiklikla, zindiklikla suclanip asagilaniyordu. Hatta
Muhammed i sadece elestirmekle kalan sair Ka b Bin Esref gibiler bile
bunu canlari ile odemistir. Dolayisiyla gercegi soylemek cok tehlikeliydi.

Ucuncusu, toplumsal statusu iyi olan muhalifler kalpleri Islama
isindirilmak adina rusvet verilerek susturuluyordu (bkz. Turan Dursun un
Rusvetle Musluman Olanlar adli makalesi).


http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/668-muhammedin-hitap-ettigi-ayetler

Halk buyuk yalanlara, kucuk yalanlara gore daha cabuk inanir.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to 

(GugukluhayaT) Zeynep GÜRCANLI : AKP’nin ABD’de işi zor..

2017-09-30 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
 




  Zeynep*GÜRCANLI : AKP’nin ABD’de işi zor..*



*21 Ağustos 2017*

*DAVALAR BİRDİ; İKİ OLDU; ÜÇ OLDU.*

*ABD*'deki Zarrab davasına bir de /*"Flynn soruşturması"*/eklendi.
Üstüne bir de /*"koruma davası"*/geldi.

– Zarrab davası malum;*AKP*hükümetiyle yakın ilişkideki,
Cumhurbaşkanı*Recep *Tayyip Erdoğan'ın bile*ABD*'de süren davası
hakkında görüşmeler/açıklamalar yaptığı Reza Zarrab,*ABD*'de
yargılanıyor. Ancak son gelişmeler, davanın Zarrab'ın*AKP*hükümetindeki
münferit isimlerle kalmayacağını,*AKP*hükümetinin tümüne genişleyeceğini
gösteriyor.

Hep söyledik;*ABD*'deki duruşmada asıl kritik isim, sadece bir işadamı
olan Reza Zarrab değil kamu bankasının yönetimine hükümet tarafından
atanmış bir bürokrat olan Mehmet Hakan Atilla'dır.

Ve beklenen oldu; Zarrab davasına bakan New York Güney Bölge Federal
Savcılığı, Atilla'dan yola çıkıp, işi*AKP*hükümetine kadar genişletti.

Savcılık tarafından Hakan Atilla'nın kefalet talebinin reddedilmesi için
yazılan dilekçede, Atilla'nın /*"bir kamu bankasında üst düzey bürokrat
olarak görev yaptığı"*/birkaç yerde vurgulandı.

Bu çerçevede Atilla'nın, bankayı kullanarak İran'a
yönelik*ABD*yaptırımlarını delerken de, onu o göreve
atayan*AKP*hükümetinin de /*"tüm süreçten bilgisi olduğu"*/iddiası
dilekçede yer aldı.

Hatta savcılık bir de isim verdi. O dönemde*AKP*hükümetinde Ekonomiden
Sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Ali Babacan'ın, İran'a yaptırımları
delmek için yapılan /*"altın ticaretinden"*/haberi olduğunu iddia etti.
Kanıt olarak ise Babacan'ın İran'la altın ticareti konusunda*TBMM*'de
yaptığı bir konuşmaya yer verildi.

Ve sonuç: Davaya bakan Hakim Berman savcılığın bu iddialarını ciddi
bulmuş olmalı ki, Hakan Atilla hakkındaki kefalet başvurusunu reddetti.
Yani Zarrab davasında,*AKP*açısından işler hiç iyi gitmiyor.

– *ABD*'de doğrudan*AKP*hükümetini ilgilendiren ikinci adli soruşturma
/*"Flynn dosyası"*/… Bu dosyada dava henüz açılmadı; soruşturma devam
ediyor. Soruşturmayı yapan kişi, bizzat*ABD*Adalet Bakanı tarafından
atanan özel yetkili Savcı Robert Mueller.

Özel Yetkili Savcı,*ABD*Başkanı Donald Trump ve ekibinin Rusya'yla
bağlantılarını araştırırken, Türkiye bağlantısına da denk geldi.
Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı atadığı ancak sadece*20 gün*kadar
görev yaptıktan sonra istifa etmek zorunda kalan Flynn'ın lobi şirketi
aracılığıyla yabancı ülkelerle yaptığı işler, Türkiye'ye dayandı.

Flynn'ın lobi şirketini tutan doğrudan Türkiye hükümeti değil…
Hollanda'da konuşlu bir şirketin sahibi olan bir Türk işadamı;*Ekim
*Alptekin.

Ancak ilginçtir; Alptekin'in tuttuğu Flynn ile toplantı
yapanlar*AKP*hükümetinden iki bakan.

Wall Street Journal *(WSJ*) Gazetesi'ne göre iki Türk bakan, Enerji
Bakanı Berat Albayrak ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu*ABD*'deki
seçimlerden önce Flynn ile bir araya geldi. New York'taki görüşmeye yine
Trump'ın ekibinde olan*CIA*eski Başkanı James Woolsay da katıldı. Ve
Woolsay*WSJ*'ye verdiği mülakatta, iki Türk bakanın o dönemde Trump'ın
sağ kolu durumundaki Flynn ile /*"Fetullah Gülen'i gizli bir operasyonla
ABD dışına çıkarma"*/olasılıklarını görüştüğünü anlattı.

İşte Özel Yetkili Savcı Mueller şimdi bu konuya el attı. Flynn'ın lobi
şirketini tutanın görünürde bir Türk şirketi iken /*"perde arkasında AKP
hükümeti olup olmadığını"*/resmen soruşturmaya başladı.

Kısacası, bu soruşturmada da işler*AKP*hükümeti açısından iyi gitmiyor.

– *ABD*'de*AKP*ile ilgili üçüncü dava ise /*"koruma davası"*/…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Washington ziyaretine korumalarının
göstericilere ettiği müdahale nedeniyle açılmıştı dava. İş, Erdoğan'ın
bazı korumaları hakkında /*"ABD topraklarında görüldükleri yerde
yakalanmaları"*/için adli karar çıkarmaya kadar vardı. O kadar ki; hani
şu Western filmlerinde hep gördüğümüz /*"wanted"*/(aranıyor) afişleri,
Erdoğan'ın korumaları için de çıkarıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın*eylül *ayında New York'taki*BM*Genel Kurul
çalışmalarına katılması bekleniyor. Elbette /*"wanted"*/durumundaki
korumalarını*ABD*'ye götürmesi beklenmiyor.

*ABD*'deki tüm bu davalar/soruşturmalar göz önüne alındığında Erdoğan'ın
New York heyetine kimleri dahil edeceğini de merak etmeden duramıyor insan…

 

a45UyF587661-170827230937 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/08/28  13:01 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Yalan soylemeye kalkanin once kendini inandirmasi gerekir.

GOETHE

Bu evliligi ben istedim bu evlilik icin Muhammed e kizmayin..yazmaktadir.

Ahzab 38
ZEYNEP Muhammedin in oz halasinin, guzelligi ile unlu kizi ve 7.esidir.
Kolesi ve hukuken evlat edindigi Zeyd i, hala kizi Zeynep ile evlendirdi.
Muhammed goruntude boyle bir evlilik yaptirdi diye dedikodularin ardi
arkasi kesilmedi.
Azhab suresinde Muhammed peygamber hanimlari dedikodu yapmayin diye
vahiy geldi dedi.
Muhammedin in istemesiyle Zeyd, evliligi sona erdirdi.
Bir muddet sonra da