------------------------------------------------------------------------

  *MUSTAFA BİROL GUGER : *TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN ARASINDAKİ ASKERİ
  TRAFİĞİN ŞİFRELERİ <https://www.aydinlik.com.tr/145220>

*16.8.2017*

*Ankara bir kaç gün arayla İran ve Rus genelkurmay başkanlarını
ağırlarken Aydınlık, bu sıradışı askeri hareketliliğin şifrelerini
okuyucularına sunuyor*

/*15*//Ağustos/'ta, İ*ran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed
Bakiri* Ankara'da *Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar*'ı ziyaret etti.
Ardından bugün *Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu*, *Rusya Genelkurmay
Başkanı Gerasimov*'un da Türkiye'ye geleceğini açıkladı.

General Bakıri'nin,**/*1979*/*yılındaki* *İran İslam Devrimi*'nden bu
yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İran Genelkurmay Başkanı olması
şüphesiz bu ziyareti önemli ve eşsiz kılan olguların başında geliyor.
Ancak, bir de konjonktürel gelişmeler var ki adeta ziyaretin tarihsel
niteliğini pekiştiriyor.


    **'IRAK***’IN***PARÇALANMASI KABUL EDİLEMEZ***'*

General Bakıri, Ankara'ya ayak bastığı saatlerde, *Irak Kürt Bölgesel
Yönetimi ***(IKBY***)* *Bağımsız Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu*,
uzun bir süredir planlanan****'Bağımsızlık Referandumu'**nun tarihini
belirlemekle meşguldü. Oylama sonucunda, referandumun**/*25
Eylül*/**tarihinde yapılması oy çokluğuyla kararlaştırıldı.

General Bakıri,**/*17 Temmuz*/'da yaptığı açıklamada,*IKBY*'nin Irak’tan
ayrılmasını öngören referandumun****'kabul edilemez'** olduğunu ifade
etmişti. İranlı General, /*"*///*Bu Irak'ın komşuları tarafından asla
kabul edilebilir değildir. Irak'ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün
korunması ülkedeki tüm mezhep ve etnik grupların yararınadır"*//
şeklinde konuşmuştu. (*1*)

**AFP**'nin****'beklenmedik'**,****VOA**'nın****'nadir'**, hükümete
yakın *Daily Sabah* gazetesinin ise**'dönüm noktası'****olarak
tanımladığı bu ziyaretin ardından****IRNA**'ya konuşan Bakıri,
ziyaretini şu sözlerle özetledi: /*"*///*Uzun zamandır böyle bir ziyaret
gerçekleştirmemiştik. Ancak, bölgedeki gelişmeler, iki ülkenin
güvenliğine ilişkin meseleler, sınırlarımızın güvenliği ve terörle
mücadele göz önünde bulundurulduğunda, bu ziyaretin yapılması gerekli
hale gelmiştir"*//


    **'ATLANTİK CEPHESİNE İNDİRİLMİŞ BİR DARBEDİR***'*

İranlılar ise ziyaretin Türkiye'deki yankılarını,
eski****MGK***Sekreteri Tuncer Kılınç*'ın İran basınına verdiği kritik
demeçten okudu. Kılınç konuşmasında, /*"*/*/*[Bu ziyaret] Türkiye iç
politikasında ve İran'ın bölgesel diplomasisinde tarihsel bir dönüm
noktası teşkil ediyor. Şayet Türkiye ve İran birlikte hareket ederlerse,
bölge tarihinde yeni bir sayfa açabilir."*/*

Türkiye'nin daha önce****'mavi gözlü generaller'****ve**'yankiler'**i
ağırlamaya alışık olduğunu ifade eden Kılınç, konuşmasının devamında,
Batı Asyalı bir şahsiyet olarak tanımladığı İranlı generalin Ankara
ziyaretini,****'Türkiye'***nin Atlantik cephesiyle ilişkilerine
indirdiği bir darbe'* olarak tarif etti.

Kılınç'a göre bu ziyaret, olağandışı bir değişim geçiren Türkiye için
tarihsel bir semboldü. Kılınç bu değişimi şu sözlerle açıkladı:
/*"*/*/*[Türkiye], Rusya ve Çin'e yaklaşıyor ve aynı zamanda Riyad, Abu
Dabi, Brüksel ve Washington politikalarından uzaklaşıyor. Tüm
parametreler bu değişimi işaret ediyor."*/*


    **TÜRKİYE'NİN SURİYE POLİTİKASI***...*

İran merkezli Günlük Vatan /(Vatanemrooz)/ gazetesinin konuya ilişkin
yayınladığı analize göre, Bakıri ve Akar'ın bir diğer önemli gündem
maddesi de Suriye'deki son durum oldu.

Ziyaretin, *Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin* ve *İran Devlet Başkanı
Hasan Ruhani*'nin Suriye konulu görüşmelerinden bir gün sonra
gerçekleştiğini vurgulayan gazete, Türkiye'nin Suriye politikasında
belirgin bir değişiklik gözlemlendiğini, İdlib'te yuvalanan terörist
grupların Türkiye'yi kapsamlı bir çözüm geliştirmeye ittiğini vurguladı.

Bu noktada,*Ortadoğu* merkezli *Zaman el-Vasl *gazetesinin**/*7
Ağustos*/'ta, *Suriyeli Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal
Koalisyonu*'ndan bir kaynağa dayandırdığı,****'Türkiye'***nin,
koalisyona yönelik mali desteği durdurduğuna'* ilişkin haberi
hatırlamakta fayda var. (*2*)

Türkiye,*ABD*'nin girişimiyle kurulan bu örgüte bugüne dek aylık**/*320
bin *//dolardan/ fazla mali destek sağlıyordu.


    **KRİTİK NOKTA İDLİB**

Geçtiğimiz hafta İran'ın başkenti Tahran'da bir araya gelen Türk, Rus ve
İranlı uzmanlar, Suriye'deki son durumu masaya yatırmış ve İdlib'teki
son durum, önemli bir gündem maddesi olarak öne çıkmıştı.

Zira, geçtiğimiz hafta****ABD** destekli****PKK/PYD** güçlerinin, işgal
altında tuttukları Afrin’in güney komşusu*İdlib*’e saldırı hazırlığında
olduğuna dair haberler basına yansımıştı.

/*13*//Ağustos/'ta, *Yeni Şafak*'ta yayınlanan bir habere göre,*ABD*
tarafından oluşturulmaya çalışılan terör koridoru planı uyarınca, *Fırat
Kalkanı* bölgesinin*PKK* unsurlarınca ele geçirilmesi gerekiyor ve İdlib
bu noktada kritik önem teşkil ediyor. (*3*)

**- Zira, Afrin ve Kobani'deki sözde kantonlarını birleştirmeyi
hedefleyen PKK'nın Akdeniz’e ulaşabilmesi için İdlib’i de işgal etmesi
gerekiyor.**

**- Bu doğrultuda daha önce IŞİD bahanesiyle Suriye'nin kuzeyini PKK’ya
teslim eden ABD, şimdi de el Kaide bahanesiyle İdlib’i işgal ederek
terör koridorunu genişletmeyi hedefliyor.**


    **ZİYARETİN HEDEFİ TERÖR KORİDORU**

Irak'ın kuzeyinde yürütülen*'referandum'* hazırlıkları,*ABD*'nin,
Suriye'nin kuzeyinde*PKK/PYD*'ye yönelik yürüttüğü eğitim ve
silahlandırma faaliyetlerinden bağımsız düşünülemez.

*- Pentagon, sadece geçtiğimiz */*2 ayda*/*PKK/YPG'ye */*1100*/*’ü aşkın
TIR dolusu silah ve mühimmat gönderdi.*

*- */*30 Nisan*/*'da ***Sputnik***'e konuşan Peşmerge’ye bağlı
kaynaklar, ABD’nin kurulacak iki yeni Peşmerge taburu için */*110 milyon
dolar*/*değerinde silah ve mühimmat göndereceğini aktardı. (4)*

*- Aynı haberde, gelecek yılın başında oluşturulması öngörülen
taburların eğitimlerini de ABD'nin üstlendiği; eğitim ve diğer
masraflarla birlikte taburlar için harcanacak rakamın */*200 milyon
dolara*/*çıkacağı belirtildi.*

Bütün bu bilgiler ışığında,*ABD* ve Batı koalisyonunun eğitip
silahlandırarak düzenli orduya dönüştürdüğü Irak ve Suriyeli Kürtlerin,
günü geldiğinde, aralarındaki çıkar çatışmalarını bir kenara bırakıp,
Batılı devletlerin de desteğiyle birleşerek, savaşı Türkiye ve İran'a
taşımaya karar vermeleri oldukça muhtemel.


    **BÖLGEDE TOPRAK GİDEREK ISINIYOR**

Bu noktada,**/*500 kilometrelik*///bir ortak sınıra, binlerce yıllık
devlet ve komşuluk geleneğine ve bölgenin en güçlü iki ordusuna sahip
olan Türkiye ve İran'ın genelkurmay başkanları arasında gerçekleşen bu
ziyaret, kısa bir süreç okumasıyla tarihi amacını ortaya koyuyor.

Bizler bu satırları yazarken, *Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu*,
*Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov*'un İdlib'deki durumu
tartışmak için Türkiye'ye geleceğini açıkladı.

Bölgede toprak giderek ısınıyor...

Atlantik ve Avrasya güçleri arasında derinleşen çelişkiler, iki taraftan
biri topyekün yenilgiyi kabul edene dek, çatışmanın, vekalet yoluyla da
olsa süreceğini işaret ediyor.

Ancak bizzat****ABD***Savunma Bakanlığı (Pentagon)* tarafından ortaya
koyulan istatistikler, kurulan yeni ittifaklarla birlikte yükselen gücün
hangisi olduğunu açık bir biçimde ortaya koyuyor.

***


    *_İlgili haberler_*

*(***1***) -***İRAN GENELKURMAYI
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-temmuz/iran-genelkurmayi-irak-taki-referandum-kabul-edilemez>***:*****
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-temmuz/iran-genelkurmayi-irak-taki-referandum-kabul-edilemez>**IRAK'TAKİ
REFERANDUM KABUL EDİLEMEZ
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-temmuz/iran-genelkurmayi-irak-taki-referandum-kabul-edilemez>**

**- PERİNÇEK-VELAYETİ GÖRÜŞMESİNDE NET MESAJ:
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-temmuz/perincek-velayeti-gorusmesinde-net-mesaj-ikinci-israil-e-izin-vermeyecegiz>İKİNCİ
İSRAİL'E İZİN VERMEYECEĞİZ
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-temmuz/perincek-velayeti-gorusmesinde-net-mesaj-ikinci-israil-e-izin-vermeyecegiz>**

*(***2***) -***TÜRKİYE
<https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-suriye-muhalefetine-mali-destegi-kesti-dunya-agustos-2017>***,***SURİYE
MUHALEFETİNE MALİ DESTEĞİ KESTİ**
<https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-suriye-muhalefetine-mali-destegi-kesti-dunya-agustos-2017>

*(***3***) -***ABD'NİN SURİYE HARİTASINDA DİKKAT ÇEKEN DETAYLAR
<https://www.aydinlik.com.tr/abd-nin-suriye-haritasinda-dikkat-ceken-detaylar-dunya-agustos-2017>**

*(***4***) -***ABD
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-mayis/abd-almanya-ve-ingiltere-den-pesmergeye-rekor-destek>***,***ALMANYA
VE İNGİLTERE'DEN PEŞMERGEYE REKOR DESTEK***!*
<https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-mayis/abd-almanya-ve-ingiltere-den-pesmergeye-rekor-destek>

*https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-rusya-ve-iran-arasindaki-askeri-trafigin-sifreleri-dunya-agustos-2017*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170817113349 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/08/17  14:00 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

? Turk ler Arap larin dinini kabul etmeden evvel de buyuk bir millet idi.
Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Araplarin, ne ayni dinde
bulunan Acemlerin ve ne de Misirlilarin vesairenin Turk lerle birlesip
bir millet teskil etmelerine hicbir sekilde tesir etmedi.
.
Bilakis, Turk milletinin milli rabitalarini gevsetti, milli hislerini,
milli heyecanini uyusturdu.
Bu pek tabii idi.
Cunku Muhammed in kurdugu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde samil bir
Arap milliyeti siyasetine muncer oluyordu.
Bu arap fikri ummet kelimesi ile ifade olundu.
Muhammed in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaga hayatlarini Allah
kelimesinin her yerde yukseltilmesine hasr etmege mecburdular.
Bununla beraber, Allah a kendi lisaninda degil Allah in Arap kavmine
gonderdigi Arapca kitapla ibadet ve munacatta bulunacakti.
Arapca ogrenmedikce Allah a ne dedigini bilmeyecekti.
Bu vaziyyet karsisinda Turk Milleti bir cok asirlar ne yaptigini ne
yapacagini bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasini bilmedigi halde
Kuran i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara donduler.


Rivayet olunduguna gore, Siddika-i musarun-ileyha bir kere ufak bir
yastik, bir silte almisti.
Ustunde hayvan resimleri vardi.
Resulullah salla llahu aleyhi ve sellem bunu gorunce kapinin onunde
tevakkuf buyurdu da iceri girmedi.
Aise radiya llahu anha bu sirada Resulullah in yuzunde siddet asari
sezdim de:
- Ya Resula llah!
Allah a ve Allah in Resulune tevbe ederim.
Fakat bilmem ki ne kusur ettim, dedim.
Resulullah salla llahu aleyhi ve sellem:
Su yastigin burada isi nedir?
buyurdu.
Ben:
- Ya Resula llah!
Kah uzerine oturasin, kah yaslanasin diye senin icin istira ettim, diye
cevab verdim.
Resulullah salla llahu aleyhi ve sellem:
- Bu suretlerin sahibleri kiyamet gununde muhakkak azab olunurlar.
Ve bu kimselere tahakkum ve ta ciz yollu : tasvir ettiginiz bu
hayvanlari haydi diriltiniz bakalim?
denilir, dedi.
Yine Resulullah:
Sol bir ev ki, icinde suretler vardir, artik o eve Melekler girmez, buyurdu.

Sahih Buhari 980

Kur an daki Celiskilerin Gercek Nedenleri Hakkinda

Akilci bir okuyusla Kur an daki celiskili hukumlerin varligina tanik
olanlarin kendi kendilerine soracaklari bir soru vardir: Tanri nin
celiskili bir dille ya da tutarsiz bir mantikla konusabilecegini
dusunmek mumkun olmadigina gore, celiskilerle dolu bir kitabi Tanri
sozleri olarak kabul etmek mumkun olur mu? Eger celiskili hukumleri
kapsayan bir kitabi Tanri sozleri olarak kabul edecek olursak, bu
takdirde Tanri fikrini zedelemis olmaz miyiz? Bu tur bir soruyu
yanitlamak amaciyla Kur an uzerinde inceleme yapacak olanlar pek
muhtemelen su sonuca yoneleceklerdir ki, Kur an daki celismelerin
nedenlerini Tanri da degil, kitabi hazirlayanlarda, daha dogrusu
Muhammed in davranislarinda, mantiginda veyasam kosullarinda aramak
gerekir. Bu yapilacak olursa gorulecektir ki, bir kisim celismeler onun
gunluk siyasetinin gereksinimlerini, kendi icinde bulundugu kosullara
uydurmaya calismasindan; bir kisim celismeler gucsuz durumdan guclu
duruma gecmis olmasindan; bir kisim celismeler unutkanligindan; bir
kisim celismeler ugradigi basarisizliklarinbasarisizligi ustlenmek
zorunda kalmis olacakti; boyle bir durumda, cevresindekilerin Bu nasil
peygamberdir ki. kendi amcasini bile Musluman yapamaz? seklinde
konusmalarina neden yaratacak, mahcup durumda kalacakti. Musluman
olmanin ozgur irade isi olmadigini belirtmekle, bu sorumlulugu sirtindan
atmis olmayi, cikarlarina uygun bir is saymistir.

Musluman yapmaya calisip da yapamadigi diger kisiler hakkinda da Kur an
in yukaridakine benzer ayetler koymaktan geri kalmamistir. Ornegin,
Islam olmak istemeyen al-Nadir Ibn al Haris hakkinda, Allah diledigini
saptirir, diledigini de dogru yola eristirir (Ibrahim Suresi, ayet 4)
seklinde ayet yerlestirmistir. Yine bunun gibi Umeyye b. Ebi s-Salt (ya
da Nu man b. S ay fi er-Rahib) hakkinda Tanri nin soyle konustugunu
bildirmistir:

Ey Muhammed!.. Dileseydik onu ayetlerimizle ustun kilardik... Durumu,
ustune vursan da, kendi haline biraksan da, dilini sarkitip soluyan
kopegin dununu gibidir (Araf Suresi, ayet l.76).

Mekke doneminde daha henuz gucsuz bulundugu icin, zaman zaman kisileri
kendi serbest iradelerine gore davranabilir ve bu davranislarinin
sorumlulugunu yuklenebilirmis gibi durumlarda birakmayi, gunluk
siyasetinin ereksinimlerinden saymistir. Eger Tanri ve peygamber
buyruklarina uygun hareket edecek olurlarsa, cennetlere kavusacaklarini,
etmeyecek olurlarsa cehennemi boylayacaklarini anlatmayi, o an icin
isine gelir bulmustur. Cunku, bu ilk baslangic doneminde taraftarlarinin
sayisi pek azdi; siddet usulleriyle ve kilic yoluyla insanlara hukmunu
gecirebilecek yeterlilige henuz erismemisti/Bundan dolayidir ki,
kisileri, irade ozgurlugu disindaki davranislara suruklemesi kolay
olamazdi. Nitekim, Mekke doneminde (ya da Medine ye yeni gectigi
zamanlarda) Kur an a koydugu hukumler arasinda, Herkese islediklerinin
karsiligi odenir (Ahkaf Suresi, ayet 19) ya da Dileyen Rabbine giden
yolu tutar... (Insan Suresi, ayet 29) ya da Ayetlerimizi yalanlayanlar,
karanliklardakalmis sagir ve dilsizlerdir... (Enam Suresi, ayet 39)
seklinde, irade ozgurlugune yer verirmis gibi gorunen buyruklar
vardir.Ayni nitelikte olmak uzere Kur an olmayarak yerlestirmeyi ihmal
etmedigi hukumler de (hadisler) vardir ki, bunlardan en cok bilineni
Omer b. Hattab in rivayetine dayali su hadistir:

Amellerdin kiymeti) ancak niyetlere goredir. Herkesin niyet ettigi ne
ise, eline gececek olan ancak odur. Artik nail olacagi bir dunya veya
nikah edecegi bir kadindan dolayi hicret etmis kimse varsa, hicreti
(Allah in ve Resulunun rizasina degil) sebeb-i hicreti olan seye
muntehidir. (1)

Muhammed, bu tur buyruklari yerlestirerek, Mekke den Medine ye hicret
(goc) etmek isteyenlerin, bu isi, Tanri nin ya da Resulu nun emriyle
degil, kendi emriyle yapmis olacaklarini anlatmak istemistir.
Dusunmustur ki, cennet nimetlerine konmak icin, kisiler kendiliklerinden
Medine ye hicret edeceklerdir. Bu ve buna benzer hukumlerle su kaniyi
yaratmak istemistir ki, kisi, kendi davranislarinin, kendi kararlarinin
sorumlulugunu yuklenmistir: yani iyi bir is yapmissa, yaptiginin
karsiligini alir, kotu is yapmissa cezasina katlanir; kendi istegiyle ve
iradesiyle Musluman olacaklarsa cennetlere gidecektir, olmazlarsa
cehennem azabini goze almis demektir. Yukaridaki hukumler (ve
benzerleri) bu dogrultuda anlam tasir. Bununla beraber tekrar belirtelim
ki, Mekke doneminde de, kisi iradesini hice sayan ve kisiye ozgurluk
birakmayan, ornegin Musluman olup olmamanin ya da Kur an i anlayip
anlamamanin, kisi iradesine degil, dogrudan dogruya Tanri iradesine
bagli bir sey oldugunu gosteren hukumler koymamis degildir. Bunlar
arasinda, Kur an i anlarlar diye (onlarin) kalplerine ortuler,
kulaklarina da agirlik koyduk (Enam Suresi, ayet 25); Kur an okundugu
zaman, seninle, ahrete inanmayanlarin arasina gizlice bir perde gereriz.
Biz... Anlamamalari icin gonullerine perdeler gerer, kulaklarina agirlik
veririz ve sen Kur an da Rabbini bir olarak andin mi, yuz cevirirler,
uzaklasirlar senden (Isra Suresi, ayet 45-46); Allah kimidogru yola
koymak isterse onun kalbini Islamiyete acar, kimi de saptirmak
isterse... kalbini far ve $ikintili kilar (Enam Suresi, ayet 125)
seklinde olan ayetler vardir. Yani Musluman olup olmamak kisilerin
iradesine bagli degil, Tanri nin iradesine bagli bir seydir; Tanri,
diledigi kimseyi Musluman yapar, dilemedigini yapmaz; diledigini
saptirir diledigini saptirmaz; diledigine Kur an i okuyup anlama
olanagini verir, dilemediginin de gonlune perde serip kulaklarina
agirlik koyar ve boylece onun Kur an i okumasina ya da anlamasina engel
olur. Soylemeye gerek yoktur ki, ozgur iradeyi yok sayan bu hukumlerle,
ozgur irade ye yer verir gorunen yukaridaki hukumler celiski halindedirler.

Goruluyor ki, birinci Mekke donemindeyken yapabildigi tek sey, cennet
vaatleriyle, cehennem korkutmalariyla ya da lanetlemelerle is gormekti.
Islami kabul edecek olanlarin cennete alinip, oradaki guzel kizlara,
yesil irmaklara, meyve ve sarap bolluklarina kavusacaklarini anlatmak
uzere, Kur an a, Suphe yok ki cekinenlere bir kurtulus... ve murada eris
var; bahceler, uzumler ve memeleri yeni sertlesmis yasit kizlar ve
dopdolu kadeh... (Nebe Suresi, ayet 29-38; Araf Suresi, ayet 42 vd...)
seklinde ayetler koyarken, kabul etmeyenlerin butun bunlardan mahrum
kalip cehennem atesinde yakilacaklarina dair hukumler eklerdi. Bu
sayede, Mekke nin genellikle en fakir, en cahil ve en basit
insanlarindan bazilarini, kendi yakin akrabalarindan da bir iki kisiyi
(ornegin, amcasinin oglu Ali ile kolesi Zeyd i) kendisine
inandirabilmisti. Peygamberligini ilan edisinden iki yil sonra Ebu Bekir
i ve biraz daha sonraki yillarda da onun oglu Abdurrahman i Musluman
edebilmisti. Bu kisilerin, Islami ozgur irade yoluyla sectiklerini
soyleyip baskalarina ornek kilabilmek icin Tanri dan, Herkese
islediklerinin karsiligi verilir (Ah-kaf Suresi, ayet 19) seklinde
ayetler indigini bildirmistir. Ve sanmistir ki, cehennem atesinden
korunmak ve cennet nimetlerine konmak hevesiyle, kisiler, tipki Ebu
Bekir ve oglu Abdurrahman gibi, kendiliklerinden Islam olacaklardir.
Ancak, evdeki hesap carsiya uymamis ve dusundugu gibi olmamistir. En
yakin akrabalari arasindan olup da, Mekke nin ileri gelenlerinden
sayilanlarin cogu, ornegin Ebu Talib —ki amcasidir ve kendisine babalik
yapmistir- ya da Ebu Leheb ve Ebu Cehl gibi kimseler Musluman
olmamislardir; ona inanmamislar, onu peygamber aymamislardir. Amcasi Ebu
Talib bile, ona en buyuk yakinligi gostermis, onu her turlu tehlikeye
karsi korumus oldugu halde Islam olmamis, putperest olarak kalmistir.
Onlari Musluman yapamamis olmak, Muhammed bakimindan prestij yikici bir
basarisizlikti. Ve iste bu basarisizliginin Mekkeliler arasinda kendi
aleyhine soylentiler yaratabilecegini ve bu soylentilerin kendi
otoritesi bakimindan tehlikeli olabilecegini dusunerek, Kur an a,
Musluman olup olmamanin Tanri nin dilegine, iradesine ve iznine bagli
olduguna dair ayetler koymustur. Yani anlatmak istemistir ki, Tanri,
kisinin bir seyi istemesini (ya da istememesini) diledigi zaman, kisi o
seyi ister ya da istemez.(2)Daha baska bir deyimle Musluman olup olmamak
ozgur irade isi degildir; kisi, kendi dilegiyle, kendi iradesiyle
Musluman olamaz; meger ki, Tanri ona Musluman olma dilegini vermis
olsun. Nitekim, Kur an da Allah dileseydi puta tapmazlardi (musrik
olmazlardi...) (Enam Suresi, ayet 107) diye yazilidir. Bu dogrultuda
olarak Tanri, kisileri soyle konusturtuyor:

Hidayetiyle hamdolsun! Allah bizi dogru yola iletmeseydi kendiligimizden
dogru yolu bulacak degildik... (Araf Suresi, ayet 43).

Neden Tanri butun kullarini hidayete eristirip Musluman yapmaz? diye
sorulacak olunursa, Muhammed, bunun cevabini Kur an a koydugu ayetlerle
soyle veriyor: Cunku, Tanri cehennemi insanlarla dolduracagina dair
kendi kendine soz vermistir (Secde Suresi, ayet 13) ve iste bu sozunu
tutmak icin insanlardan bircogunu kafir kilip cehenneme atar. Cehennemin
dolup olmadigini anlamak icin ikide bir cehenneme, Doldun mu? diye
sorar. cehennemde ona, (Hayir) Daha var mi? der (Kaf Suresi, ayet 30).
Bu nedenle Tanri insanlardan bir kismini kafir kilmaya devam. eder.
Anlasilan o ki, Ebu Talib bunlardan biridir; yani Tanri ona, Musluman
olma istek ve dilegini vermemis, onun kafir olarak canini almistir.
Muhammed, bununla beraber, amcasindan gordugu iyilikler nedeniyle, onun
sadece topuklarina kadar cehennem atesinde kavrulacagim, beyninin
kaynayacagini bildirmistir.(3) Daha sonraki bir tarih itibariyle (yani
Medine ye gectikten sonra) kafir olarak olenler icin (akraba dahi
olsalar) magfirette bulunmanin yasaklandigina dair ayetler koyacaktir
(Tevbe Suresi, ayet 113).

Goruluyor ki, Muhammed, Ebu Bekir in Muslumanligi kabul etmesi
vesilesiyle Kur an a, Herkese islediklerinin karsiligi odenir (Ahkaf
Suresi, ayet 19) ya da Dileyen Rabbine giden yolu tutar (Insan Suresi,
ayet 29) diyerek Musluman olup olmamayi sanki kisinin istek ve iradesine
bagliymis gibi gosterirken, Muslumanligi kabul etmeyen Ebu Talib in
tutumu karsisinda, Allah kimi dogru yola iletmek isterse onun kalbini
Islama acar; kimi de saptirmak isterse... kalbini iyice daraltir...
(Enam Suresi, ayet 125; Kasas Suresi, ayet 56 vd...) seklinde ayet
koymus, boylece celiskili iki hukmun Kur an da yer almasina neden
olmustur.(4) Fakat, butun bu celiskilere neden olurken, bir de Tanri yi,
hem bir yandan kisileri kafir yapan hem de diger yandan ceza/andiran ,
yani haksizlik, adaletsizlik yaratan olarak gostermis olmaktadir ki, bu
da ayetlerin tumcelerinin tertipsiz bir sekilde duzenlemis
olmasindandir. Cunku, yukaridaki ayetlerden her biri, ayrica kendi
iclerinde, birbiriyle celismelidir. Ornegin, Enam Suresi nin 125.
ayetini tekrar okuyalim:

Allah kimi dogru yola iletmek isterse onun kalbini Islama acar; kimi de
saptirmak isterse... kalbini iyice daraltir. Allah inanmayanlarin ustune
iste boyle murdarlik verir (Enam Suresi, ayet 125).

Goruluyor ki, burada, ilk iki tumceyle son tumce birbirleriyle
celismekte; cunku, Tanri, diledigi gibi kisilerin kalbini daraltip kafir
yapmakta, yaptiktan sonra da onu cezalandirmaktadir. Ayni seyi NahI
Suresi nin 93. ayetinde gormekteyiz:

Allah dileseydi, hepinizi bir tek ummet kilardi; fakat o, diledigim
saptirir, diledigini de dogru yola iletir. Yaptiklarinizdan mutlaka
sorumlu tutulacaksiniz (NahI Suresi, ayet 93).

Burada anlatilan, Tanri diledigini dogru yola sokuyor, diledigini
saptiriyor, sonra da onlari,, boyledirler diye sorumlu tutuyor. Zumer
Suresi ndeki su ayet bir baska ornektir:

Allah kimin gonlunu Islama acmissa, o, Rabbinden bir nur uzerine olmaz
mi? Allah i anmak konusunda kalpleri katilasmis olanlara yaziklar olsun!
Iste bunlar apacik bir sapiklik icerisindedirler... Allah kimi de
saptirirsa artik ona yol gosteren olmaz (Zumer Suresi, ayet 22-23).

Tanri, butun bu ayetlerde, birbirleriyle celisen tumcelerle buyruklarda
bulunmaktadir: zira, bir yandan Ben diledigimi saptiririm, dogru yoldan
uzaklastiririm seklinde konusuyor, sonra da bu sekilde saptirmis
olduklarina Yaptiklarinizdan sorumlusunuz diyor! Bir yandan Allah i
anmak konusunda kalpleri katilasmis olanlara yaziklar olsun... diyor,
diger yandan kalpleri katilastiranin yine kendisi oldugunu bildiriyor!

Yine bunun gibi Muhammed, Kur an a, Sana ne kotuluk gelirse
ken-dindendir (Nisa Suresi, ayet 79) ya da Inananlar... iste cennetler
onlaradir (Araf Suresi, ayet 42) seklinde ayetler koyarak, Muslumanligi
kabul edenlerin cennete, etmeyenlerin cehenneme gideceklerini bildirerek
taraftar kazanacagini sanmis, fakat basarisiz kalip da cevresindekiler,
(Muhammed peygamber degil) buyulenmis bir adamdir (Enam Suresi, ayet 7)
seklinde konusmaya baslayinca, sorumlulugu Tanri ya yuklemek uzere,
Allah dusseydi onlari dogru yolda toplardi (Enam Suresi, ayet 35) ya da
Allah kimi dilerse onu saptirir ve kimi dilerse de onu dogru yola koyar
(Enam Suresi, ayet 39) seklinde ve biraz yukarida belirttigimiz
hukumlerle celiski yaratan ayetler koymustur.

Yine bunun gibi, putlara tapmanin ve Tanri ya es kosmanin cehennemlik
bir sey olduguna dair, Kur an a, Allah a ortak kosan kimse derin bir
sapikliga sapmis olur (Nisa Suresi, ayet 116) ya da Puta tapanlardan yuz
cevir (Enam Suresi, ayet 106) seklinde ayetler(5) koymasina ragmen,
henuz gucsuz oldugu donemde kisileri puta tapma geleneginden
uzaklastiramayacagini anlayinca, basarisizligini ortmek uzere, bu kez,
puta tapmanin Tanri dilegine bagli oldugunu bildirmis ve Kur an a su tur
ayetler koymustur:

Allah dileseydi puta tapmazlardi (Enam Suresi, ayet 107).

Yine ayni sekilde, Kur an a. inanip inanmamanin kisilere kalmis bitis
olduguna dair Kur an a ayetler koyarken, bu isin Tanri ya ait oldugunu
bildiren ayetlere yer vermistir. Bunun nedeni sudur: ilk zamanlar
Mekkeli Araplara Kur an i sundugunda, bunun Tanri sozleri oldugunu ve bu
sozlere inanan kisilerin cennetlik olacaklarini soylemis ve Dileyen
Rab-bine giden yolu tutar (Insan Suresi, ayet 29) seklinde ayetler
koymustur. Ancak, bu soylediklerine pek az kimse inanmisti; bunlar
genellikle Mekke nin fakirleri ve duskunleriydi; sirf cennete gitme
hayaline kapilarak Islama girmislerdi. Buna karsilik inanmayanlar pek
coktu; ozellikle Kureys in ileri gelenleri, Muhammed i, belli bir
kitapla gonderilmis bir peygamber olarak ciddiye almamislar(6)Kur an i
Tanri sozleri olarak tanimamislardir; soyle demislerdir:

Bu (Kur an) oncekilerin masallarindan baska bir sey degildir (Enam
Suresi, ayet 25).

Boylece eski geleneklerine uyarak kendi ilahlarina tapmaya devam
etmislerdir.Muhammed in Tanri dan geldigini soyledigi Kur an ! dinlemek
bile istememislerdir. Ve iste onlarin bu sekildeki davranislarina karsi
Muhammed, Kur an a, Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlikta kalmis sagir
ve dilsizlerdir (Enam Suresi, ayet 39) ya da ...zalimlerdir (Enam
Suresi, ayet 21) seklinde ayetler koymus, cehennem tehditleri sa-vurmus,
yine basari saglayamayinca, Eger onlar Kur an a inanmiyorlarsa, bunun
nedeni Tanri dir; cunku, Tanri onlarin kalplerini kapamis, kulaklarim
tikamistir seklinde su tur ayetler koymustur:

Kur an i anlarlar diye (onlarin) kalplerine ortuler, kulaklarina da
agirlik koyduk (Enam Suresi, ayet 25).

Kur an okundugu zaman seninle ahrete inanmayanlarin arasina gizlice bir
perde gereriz. Biz... anlamamalari icin gonullerine perdeler gerer,
kulaklarina agirlik veririz ve sen Kur an da Rabbini bir olarak andin
mi, yuz cevirirler, uzaklasirlar senden (Isra Suresi ayet 45-46). Dikkat
edilecegi gibi bu ayetlerde, tehdit, korkutma var, fakat vurusmali
saldiri isareti yok; cunku, dedigimiz gibi Muhammed, o tarihlerde henuz
gucsuz durumdadir; siddet ve kilic yoluyla insanlari Islama sokmasina
olanak yoktur. Boylece bir yandan Dileyen Rab-bine giden yolu tutar
(Insan Suresi, ayet 29) ya da Sana ne kotuluk gelirse kendilidendir
(NisaSuresi, ayet 79) diyerek ya da buna benzer ayetleri getirerek (7)
kisileri, kendi eylemlerinden dolayi sorumlu kilmak isterken, yani Kur
an ] Tanri sozleri saymanin ve okuyup anlamanin, kisi iradesine bagli
oldugunu soylerken, diger yandan, bu soylediklerinin tam tersine, kisi
iradesini hice sayar nitelikte olmak uzere, Kur an i anlamasinlar diye
onlarin kalplerini perdeledik, kulaklarina agirlik koyduk (Enam Suresi,
ayet 25) seklinde ayetler koymaktan geri kalmamis, boylece celiskili
hukumlerin Kur an da yer almasina neden olmustur. Irade ozgurlugu
konusundaki celiskiler dogrultusunda verilebilecek bir baska ornek,
biraz yukarida degindigimiz gibi, Ebu Bekir ile oglu Ab-durrahman in
Musluman olmalari olaylariyla ilgilidir. Hatirlatalim ki, Ebu Bekir,
Muhammed in Islamiyeti yaymaya baslamasindan iki yil sonra Musluman
olmustur. Olduktan sonra, oglu Abdurrahman i da Musluman yapmak
istemistir; yapabilmek icin ona, eger Islama girecek olursa, oldukten
sonra dirilip cennetlere kavusacagini soylemistir. Ancak, Ab-durrahman,
babasinin ve anasinin israrlarina ragmen Islami kabul etmemis,
direnmistir. Hem de kendisini Musluman yapmak istiyorlar diye onlara
kafa tutmus, guya Of, artik yeter! seklinde konusmustur. Hatta Kur an
in, masal kitabindan baska bir sey olmadigini soyleyerek onlarla alay
bile etmistir. Onun bu direnisini goren Muhammed, Tanri nin gazabinin,
onun (ve onun gibilerin) uzerinde oldugunu one surerek, Kur an a su
ayeti koymustur:

Annesine, babasina Of ikinizden; benden once nice nesiller gelip
gecmisken beni tekrar diriltimemle ini tehdit ediyorsunuz? diyen
kimseye, anne ve babasi... Sana yaziklar olsun! inan, dogrusu Allah in
sozu gercektir dedikleri halde, Bu Kur an otekilerin masallarindan baska
bir sey degildir diye cevap veren kimse gibiler, iste onlar ... Allah in
azap vaadinin aleyhlerinde gerceklestige kimselerdir (Ahkaf Suresi, ayet
17-18).

Fakat, az gecmeden Abdurrahman tutumunu degistirip babasinin yolundan
gitmis, Islam olmustur: muhtemelen, cennetteki guzel hurilere kavusmanin
pek kotu bir sey olmadigini dusunmus olmalidir! Ve iste Muhammed, gerek
Ebu Bekir in ve gerek oglu Abdurrah-man m, kendiliklerinden Musluman
olduklarini one surerek, putperest Araplara ayni yolu secmelerini
bildirmis ve Islam olacak olurlara mutlaka cennetlere gireceklerini
soylemis, Kur an a su turayetler yerlestirmistir:

...Islediklerinden oturu herkesin bir derecesi vardir; herkese
islediklerinin karsiligi odenir (Ahkaf Suresi, ayet 19).

Basiniza gelen herhangi bir musibet, ellerinizle islediklerinizden
oturudur... (Sura Suresi, ayet 30).

Iste orada herkes, dunyada yapmis oldugunu bulur (Yunus Suresi, ayet
21-30, 52).

islediklerinden oturu herkesin bir derecesi vardir. Herkese?
islediklerinin karsiligi odenir. Kendilerine haksizlik yapilmaz, inkar
edenler, atese sunulduklari gun, onlara, ...Dunyadaki hayatinizda sizin
icin guzel olan her seyi harcadiniz... yoldan cikmanizin karsiliginda
alcaltici bir azap goreceksiniz... (Ahkaf Suresi, ayet 19-20).

Dikkat edilecek olursa, bu ayetler, irade ozgurlugune yer veriyormus
kanisini yaratacak anlamdadir. Ancak, kisinin, kendi davranislarinin
sorumlusu olarak, cennete ya da cehenneme gidecegine dair gorunen bu
hukumlere bakip da, Muhammed in irade ozgurlugunu tanidigini sanmak
yanlis olur. Tekrar edelim ki, bu hukumleri, o, genellikle henuz guclu
bulunmadigi birinci Mekke doneminde koymus, cennet ve cehennem
usulleriyle kisileri Muslumanyapmanin yollarini aramistir Daha baska bir
deyimle, onlari, bu ilk baslangic doneminde, sorumluluk duygusu icinde
tutmustur ki, cehennem azabindan korksunlar ya da cennet hayalleriyle
yogrulsunlar da Islam olsunlar diye.

Yukaridaki aciklamalardan anlasilacagi gibi, Muhammed, Islami kendi
dilegi ve iradesiyle kabul eden Ebu Bekir (ve benzerleri) vesilesiyle
dogru yola girmenin ozgur irade isi oldugunu ve bu sekilde davrananlarin
cennetlere kavusacaklarini soylerken, Islama girmekten kacinan Ebu Talib
(ve benzerleri) vesilesiyle dogru yolu secmenin ozgur iradeye degil,
Tanri nin dilegine bagli bir is oldugunu bildirmistir.. Yine bunun gibi,
Mekke doneminde henuz gucsuz oldugu icin, kisileri, kendi iradelerine
gore hareket ozgurlugu icerisinde birakici nitelikte ayetler koyarken,
Medine ye gecip de guclenince, irade ozgurlugunu kokunden yok edici
ayetlere agirlik vermistir. Ozellikle, Musluman olmanin, kisi iradesine
degil, esas itibariyle Tanri iradesine bagli oldugunu ve Tanri
iradesinin cihat (kilic) yoluyla is gordugu temasini islemeyi, kendi
gunluk siyasetinin gereksinimlerinden saymistir. Su bakimdan ki, Medine
doneminde, cete saldirilari ve savaslar sayesinde guclenmeye ve bol
miktarda ganimetler elde etmeye baslamisti. Bu basarilardan yararlanmak
ve ganimetlerden pay almak amaciyla, Araplardan pek cogu .Musluman
olmaya baslamislardi. Musluman olanlar, Biz Musluman olduk diyerek
Muhammed i minnet altina sokma yolunu tutmuslardi; ikide bir onun basina
bunu kakarlardi. Ve iste onlarin bu sekilde konusarak kendisini minnet
altinda birakmalarini onlemek uzere, Muhammed, onlari Musluman yapanin
Tanri oldugunu soylemis ve Kur an a su tur ayetler koymustur:

(Ey Muhammed!) Onlar Islama girdikleri icin seni minnet altina
sokuyorlar. De ki, Muslumanliginizi benim basima kakmayin... Bilesiniz
ki, sizi imana erdirdigi icin asil Allah size lutufta bulunmustur
(Hucurat Suresi, ayet 17).(8)

Ve iste hep buna benzer nedenler yuzundendir ki, Muhammed, birbiriyle
celiskili ayetlerin Kur an da yer almasina neden olmustur. Daha baska
bir deyimle, irade ozgurlugune yer verir gorunurken ya da boyle bir
ozgurlugu yok bilirken, hep kendi gunluk siyasetinin gereksinimleri
dogrultusunda is gormustur.

Dipnotlar;

1)Sahih-i..., Hadis No. l, c.I, s.I.

2)Elmalili Haindi Yazir, age, c.7, s.5626 vd.

3)Sahih-i..., Hadis no. 665, c.4, s.533: ayrica bkz. Sahih-i..., c.IO.
s.54 vd.

4)Bunu yaparken Ebu Talib i Tanri nin hidayetine layik girmedigi kisiler
arasina kalmaktan ve cehennemlik saymaktan geri kalmamistir. Yukaridaki
ayete sunu koymustur: Al/ali diledigi kisiyi hidayette kilar. Ve o,
hidayete layik (ilanlari cok iyi bilir (Kasas Suresi, ayet 56) . Bu
konuda bkz?. Sahih-i.... Hadis No. 1548-1549. c.IO. s.52-53.

5)Furkan Suresi, ayet 3; Tevbe Suresi, ayet 28. 114; Kasas Suresi, ayet
62-74; Nisa Suresi, ayet 50. 51. 116 vd...

6)Aralarinda konusurlarken buyulenmis bir adam oldugunu dusunerek
Muhammed e bir melek indirilmelidegil iniydi? (Enam Suresi, ayet 7);
Rabbinden Muhammed e bir belge indirilseydi ya (Enam Suresi, ayet 37)
dediklerini soyluyor Muhammed.

7)Ayrica Rad Suresi nde, Allah:., gonluyle kendisine yone/enleri...
dogru yola sevk eder (Rad Suresi, ayet 27) diye yazilidir.

8)Bu konuda bkz. Elmalili Hamdi Yazir, age. c.6, s.4467. 276
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/20/kurandaki-celiskilerin-gercek-nedenleri-hakkinda/


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap