v\:* {behavior:url(#default#VML);}
o\:* {behavior:url(#default#VML);}
w\:* {behavior:url(#default#VML);}
shape {behavior:url(#default#VML);}


Açyklama No:

 
  dudu
  Normal
  kilis
  2
  21
  2011-08-13T16:34:00Z
  2011-08-13T16:34:00Z
  2
  424
  3043
   
  15872
  58
  30
  3437
  12.00
 




 
  Clean
  Clean
  false
  
  
  21
  
  6 nk
  6 nk
  0
  
  
  false
  false
  false
  
  EL
  X-NONE
  X-NONE
  
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
  
  MicrosoftInternetExplorer4
  
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
  

 
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
  
 






 /* Style Definitions */
 table.MsoNormalTable
        {mso-style-name:"Normal Tablo";
        mso-tstyle-rowband-size:0;
        mso-tstyle-colband-size:0;
        mso-style-noshow:yes;
        mso-style-priority:99;
        mso-style-parent:"";
        mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
        mso-para-margin:0cm;
        mso-para-margin-bottom:.0001pt;
        mso-pagination:widow-orphan;
        font-size:10.0pt;
        font-family:"Times New Roman","serif";}


 

 
  
 






Halk Cephesi



 
http://www.bagimsizlik-demokrasiicin-halkcephesi.com


 


Açıklama
No: 24                  Tarih: 12
Ağustos 2011


 


 


 


 


 


 


Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a


 


Uğruna öldüğümüz
devrimci değerlerimize 


karşı saygılı olmaya
çağırıyoruz


 


 


Yazılarında
sık sık, devrimcilikle, devrimci
değerlerle alay etmeye çalışıyor, bu kavram ve
değerleri aklınca küçümsüyor,
aşağılıyorsunuz. 


Son
örneği, 9 Ağustos tarihli yazınızdaydı.


"Sol İslam" uyanışta!
Beş yıldızlı bir otelin önünde çorba ve
bulgur pilavıyla iftar yapmışlar. Astıkları 
pankartlarda
"180 liralık"
lüks iftara isyan etmişler. Bu "devrimci
iftar"ı düzenleyenlere ve katılanlara bin selam!" diye 
yazmışsınız.



Ne “devrimci iftar”ın orada bir yeri
var, ne devrimci ajitasyon ve propaganda
literatüründen çaldığınız “bin 
selam”ın. 


Kendi
dünyanızda, kendi değerleriniz hakkında istediğinizi
yazıp çizebilirsiniz. Burjuvazinin dünyasında
değerlerin bir değeri olmadığı için, bu
doğal karşılanabilir. 


Ama bizim
değerlerimiz söz konusu olduğunda, orada duracaksınız.



Biz o değerler
uğruna ölürüz ve ölüyoruz.


Biz o değerler
uğruna, direnişler gerçekleştirdik, işkenceler
gördük, bedeller ödedik. 


Bilir misiniz, biz
cuntanın mahkeme salonlarında “biz
devrimciyiz” diyebilmek için ne bedeller ödedik. 
Devrimciliğimizi
dile getirmek, mahkeme dönüşünde işkence, dayak
demekti. Sizin dilinizde olur olmaz kullanıp
küçümsediğiniz o kelime, bizim uğruna
öleceğimiz bir kelimedir. 


İdeolojiler,
sizin için bir şey ifade etmiyor olabilir; ama o ideolojiyi kan can
bedeli savunanlara saygı duyacaksınız. 


Eğer insan
olmanın, gazeteci olmanın bazı ahlaki, siyasi değerlerini
asgari anlamda da olsa, halâ kaybetmemişseniz,
bu saygıyı göstermek zorundasınız. 


Bakın şu
yazdıklarınıza: “En devrimci fıkıhçı:
Zaman Gazetesi´nde”... “70’li yılların
büyük devrimcisi Karaman Hoca”... “Acele devrimci
ilahiyatçı aranıyor”... 


“Maymunlar
Cehennemi” filmini izliyorsunuz, “Devrimci maymun” diye
yazıyorsunuz. 


Sizin
yazılarınızda devrimci olmak, mesela “yeşil parka giyip 
acayip havalı olmaya özenenlerden”
olmaktır, veya  “Zap suyu dururken
ne diye Boğaz’a köprü yapıyorsunuz” diye posta 
koymaktır...


Devrimciliği
böyle keyfinizce tanımlayıp tasvir edemezsiniz. 


Bunları bazen
belki sağın riyakarlığına
karşı “solu” olumlama olarak yapıyor olmanız,
eleştirdiğimiz noktayı ortadan kaldırmıyor.
Devrimcilik ne yeşil parkalı bir özentililik hali, ne posta
koyma meselesidir. 


1 Mayıs
sonrasında, alana ve kortejlere dair “izlenimlerinizi” yazıyorsunuz: 
“1
Mayıs Taksim’in en’leri” diye baştan magazin basından
alınan bir başlıkla başlıyor, “EN HAŞİNLER: 
Her an niza çıkarmaya hazır
halleriyle kendilerine “Halk Cephesi” adını veren grup.” diye
devam ediyorsunuz. 


Sizin
magazinleştirdiğiniz o 1 Mayıs, onlarca şehit pahasına
kutlanıyor biliyor musunuz? O Halk Cephesi, oraya gelebilmek için
kaç yüz tutsak verdi, biliyor musunuz?


Esprili
yazacaksanız, lümpence yazmak
istiyorsanız, magazinin vıcık vıcık
pespayeliği içinde batmak istiyorsanız, sizin tercihinizdir;
ama o zaman devrime, devrimcilere ait konuları yazmayacak, devrimcilere
ait değerleri hiçbir şekilde kullanmayacaksınız. Yok 
hayır, o pespayeliğin dışında
bir yazar olacaksanız, halkların, devrimcilerin, bir inanç
uğruna mücadele edenlerin inançlarına ve değerleri
karşısında sorumlu davranmak, saygılı olmak
durumundasınız. 


Sonuç olarak,
sizi, uğruna can verdiği değerler karşısında,
insanların idealleri karşısında saygılı olmaya
davet ediyoruz.


Halk Cephesi








Cevap