------------------------------------------------------------------------

  ARZU*KÖK : *KİMDİR YAZAR?

Tomris Uyar bir dönem bir derginin kendisine yönelttiği bir sormacaya
yanıt verirken şöyle diyordu: /*"Kimdir yazar? Herhangi bir yerde kitabı
yayınlanmış olan mı? O kitabı okurun gözüne sokabilmek, ne olursa olsun
satabilmek için yazarlık sorunları, ülke sorunlarından çok satış
sorununu halletmeye kafa yoran, zaman harcayanlar mı? Bütün yazarlığı
hükümet yanlısı sözlerinde toplayan mı? Demokrasi savunuculuğuna
kendinden başka hiç kimseyi layık görmeyip, eylemlerinde demokrasi
düşmanlığının daniskasını yapanlar mı? Aydın sorumluluğunu tepetaklak
edip bu konularda sempozyumlar düzenleyenler mi? Salt kendisinin var
olabilmesi için başka yazarlara, sistemden önce ve gayretli dar ağaçları
hazırlamaya yeltenenler mi? Yoksa böyle bir cellatlığa yeltenenlerin
yanında ivedilikle yer almaya çalışanlar mı? Kendisiyle ve yazdıklarıyla
hesaplaşmaksızın, kendini sözüm ona halkın kurtarıcılığına adayan mı?
Yüksek sesle yalanı lanetleyip, alçak sesle yalandan başka bir şey
söylemeyen mi? Yaratı sorunlarından çok, gözü dönmüş mülk düşkünlüğünü
kafasından geçiren mi?"*/ Yani kendisine sorulan soruya yine çok çarpıcı
soru ve sorularla yanıt veriyordu? Evet gerçekten kimdir yazar?

Bir yazarın meselesi doğru şekilde nasıl yazılacağı ve neyin doğru
olduğunun bulunmasıyla, okuyan kimsenin deneyiminin bir parçası
olabilecek şekilde onun nasıl sunulacağıdır. Bundan daha zoru yoktur. Bu
zoru başaranlar ise ya yaşarken ya da bazen ölümünün sonrasında bir
şekilde okuyucunun gönlüne kurulacak tahtla ödüllendirilir.

İyi yazarlar üretemeyen sadece tek bir yönetim biçimi vardır ve bu
sistem faşizmdir. Öyle ki faşizm zorbalar tarafından söylenmiş bir
yalandır. Yalan söylemeyecek hiçbir yazar faşizm bünyesinde yaşayamaz ya
da çalışamaz. Çünkü faşizm bir yalandır; yazınsal kısırlığa mahkûm
edilmiştir. Ve geçmiş olduğunda, çok iyi bilinen ve son birkaç ayda çok
azımızın kendi gözleriyle görmüş olduğu kanlı ölümler tarihi dışında,
hiçbir tarihi olmayacaktır.

Geçenlerde gördüğüm bir anket, halkın basına ve yazarlarına hiç
güvenmediğini ortaya koydu. Çok merak ediyorum memnun oldunuz mu bu
anket sonuçlarından? Hoşunuza gitti mi?

Halkın sorunlarına eğilen, onlara icabında yol gösterici olacak, önder
olacak yazarlarına, aydınlarına halk güvenmiyor. Aydınına güvenmeyen bir
halk!... Ne kadar kötü bir durum. Nerede kaldı aydın olmanın, yazar
olmanın gerekleri?

Nazım yıllar öncesinden diyor ki; /*"Gerçek şair, kendi aşkı, kendi
mutluluğu ve acılarıyla uğraşmaz.. Onun şiirlerinde halkın nabzı
atmalıdır. Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı
aydınlatmak zorundadır. Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız
konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır."*/
İşte onu büyük şair yapan da bu dediklerini uygulamış olmasıdır. Şimdi
bir düşünün bakalım aradan bunca yıl geçmesine rağmen neden
aşılamamıştır Nazım?

Sanatta tarafsızlığın bir erdem sayıldığı günümüzde, insanlık davasını
açıkça savunmak aslında örnek alınası bir davranış ve onurdur. Ancak
/*"günümüzde böylesi kaç tane?"*/ diye sorası geliyor insanın çoğu zaman.

Yazık ki egemenlere sadakat yeminiyle bağlanmış satılık zihniyetler;
halktan, insanlıktan yana olmaktansa egemenin yanında esas duruşa
girmeyi erdem sayar olmuşlardır. Bu esas duruş gereği olarak da
kendilerince gerekçelendirmelerle, bilim adamları ülkenin bekası uğruna
farklı halkları katliamdan geçirmenin kolaylaştırıcı yöntemlerini
bulmuşlar, yazarlar ve şairler de bu durumu katlanılır kılmak için
kullanmışlardır kalemlerini.

Bilgi ve bilimin insanlığa değil de devletlerin çıkarlarına hizmete
sunulması bilim insanlarının ve yazarların kirlenmesi için yeter de
artar bile. Zihinlerin kodlanmasını devletin isteğine göre ayarlayanlar
elbette ki doğayı ve insanlığı da öteler. Bizde olan da budur.

Adorno, /*"Gözünüzdeki kıymık en büyük büyüteçtir"*/ der. Ne yazık ki
gözlerindeki kıymığı görmeden kendilerini, kişiliklerini kusursuz görüp
/*"vatan, millet, sakarya"*/ hamasetiyle göğüslerini rüzgarda şişmiş
yelkene çevirmişlerdir. Oysa büyük bir foseptik çukurunda
debelendiklerinin farkında bile değiller. Ne hazin bir durum…

Geçenlerde sözde bir bilim adamı, yazar; /*"Telefonla beni arayan bir
Paşa olursa hemen ayağa kalkar, önümü ilikler ve esas duruşa geçerim"*/
diyordu. Ve yazıktır ki böyleleri bugün benim ülkemde sıradan görülür
olmuştur. Zira onun gibi davrananların sayısı her geçen gün artmakta…

Jean Paul Sartre /*"Aydın, üzerine olmayan şeyleri iş edinendir"*/
demiştir. Söylemini erdemiyle bütünleştirenler ise geçek aydınlardır.
Hayat denilen tahterevallide erdemlilerin yanında yer almak, iktidar ve
devletin kirliliğinden kurtulmak, insan olmak demektir. Ki insan olmanın
erdemi en büyük hedefimiz olmalı değil mi? Aksi halde ruhsuz robotlara
dönüşüp her şeyi peşin olarak kabul etmiş sayılırız ki bunun insanlıkla
bağdaşır bir yanı yoktur..

‘Zihinsel üretimlere hak ettiği değer verilmelidir" denir ve doğrudur.
Ancak yaşamın doğasını reddederek kişiliklerini, bilgi ve birikimlerini
insanlığın aleyhine egemenlere satmaları kabul edilir bir durum
değildir. Zavallılaşmanın dışında kalıp, sevgi ve vicdan ölçülerini baz
alanlar ise her zaman baş tacı olmuştur zaten, olacaklardır da sonsuza
değin.

Otto Rene Castıllo’nun Ülkü Tamer çevirisiyle /*"Tarafsız Aydınlar"*/
şiiriyle son vermek istiyorum sözlerime:

*"1*

Tarafsız aydınları yurdumun

sorguya çekilecek günün birinde

en basit insanları tarafından halkımızın.

Soracaklar onlara ne yaptılar diye

ağır ağır ölürken ulusları,

tatlı bir ateş gibi ufacık, bir başına.

Kimse sormayacak onlara giysilerini,

uzun öğle uykularını yemek sonrasında,

bilmek istemeyecek kimse anlamsız uğraşlarını,

hiçlik konusunda görüşlerini,

nasıl para kazandıklarını felsefe yaparak.

Sorguya çekilmeyecekler Yunan mitolojisi konusunda,

nasıl iğrendikleri konusunda kendi kendilerinden,

korkuyla ölürken içlerinde bir şeyler.

Sormayacaklar nasıl vardıklarını

Doğrulara, yalanın gölgesinde.

*2*

O gün basit insanlar, tarafsız aydınların

kitaplarında, şiirlerinde yer almayanlar,

her gün ekmek getirenler onlara,

süt getirenler, çörek ve yumurta getirenler,

giysilerini dikenler, arabalarını sürenler,

köpeklerine, bahçelerine bakanlar,

onlar için çalışanlar, gelip soracaklar:

"Ne yaptınız acı çekerken yoksullar

içlerindeki sevgi ve yaşam sönüp giderken?"

*3*

Tarafsız aydınları güzel yurdumun,

cevap veremeyeceksiniz.

Yiyip bitirecek sizi bir sessizlik kuzgunu.

Yüreğinizi kemirecek zavallılığınız.

Susup kalacaksınız kendi utancınızla."

Arzu*KÖK*

*  http://arzu-kok.blogspot.com.tr/2017/06/kimdir-yazar-arzu-kok.html *
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170628191012 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/06/28  23:07 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Herkes evinin onunu supururse sokaklar temiz olur.

Konfucyus

Peygamberden mucize istegi
TAHA 133.onlar: (muhammed) bize rabbinden bir mucize getirmeli degil miydi?
Dediler.
Once gelen kitaplardakinin apacik delili (Kur an) onlara gelmedi mi?
YUNUS 20.ona (muhammed e) rabbinden bir mucize indirilse ya!
Diyorlar.De ki: gayb ancak Allah indir.
Bekleyin (bakalim) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
ENBIYA 5 hayir, dediler, (bunlar) sacma sapan ruyalardir; bilakis onu
kendisi uydurmustur; belki de o, sairdir.(eger oyle degilse) bize hemen,
oncekilere gonderilenin benzeri bir ayet getirsin
ENBIYA 6.bunlardan once helak ettigimiz hicbir belde iman etmemisti;
simdi bunlar mi iman edecekler?
RA D 7.kafirler diyorlar ki: ona rabbinden bir mucize indirilseydi ya!
(halbuki) sen ancak bir uyaricisin ve her toplumun bir rehberi vardir.

Suleyman Celik: SEVR ANTLASMASI NDAN GUNUMUZE

sceli...@gmail.com

10 Agustos 1920 de Osmanli Imparatorlugu ile Birinci Dunya Savasi nin
galipleri arasinda, Turk Ulusu nun olum fermani olan Sevr Antlasmasi
imzalandi.

Internette kolayca bulabileceginiz Sevr haritasinda gorececeginiz uzere
Osmanli ya, Sultan in halifecilik oynamasi icin, kucuk bir yer
birakilmaktadir. Gercekte Muslumanlarin halifesi rolunu oynayarak
Ingiltere nin kuklasi olmasi ve onun Islam ulkelerini somurmesine tinsel
aracilik yapmasi dusunulmustur.

Aslinda Osmanli ya birakilan bolgenin Karadeniz kiyisinda, bir Pontus
Rum Devleti kurulmasi icin Ingiltere soz vermistir. Yani gercekte
Turklere Ic Anadolu da denizi olmayan kucuk bir alan birakiliyordu.

Turkiye Buyuk Millet Meclisi (Gazi Meclis) 19 Agustos ta aldigi kararla
bu antlasmayi gecersiz saydi. Imzalayanlari ve onaylayanlari Vatan Haini
ilan etti. 7 Ekim de Ankara Istiklal Mahkemesi Sevr i imzalayan Hadi
Pasa, Riza Tevfik, Resat Halis ve Damat Ferit Pasa yi idama mahkum etti.

Imkansizi mumkun kilan Buyuk Dahi Gazi Mustafa Kemal Pasa nin
onderliginde bir araya gelen Turk Ulusu, Ulusal Kurtulus Savasi sonunda
kendisine bu antlasmayi dayatanlari dize getirerek olum fermanini kabul
etmedigini dunyaya duyurdu. Ardindan Lozan Baris Antlasmasiyla Sevr
tarihin cop sepetine atildi. Ne yazik ki gunumuzde Lozan tartisilir
olmus, onun bir yenilgi oldugunu one surenler ortaya cikmistir. Boyle
sapkinlara Sevr haritasini gosterin. Baska soze gerek yok.

Ancak emperyalistler kolay kolay pes etmezler. Bizim planlarimiz uzun
erimlidir. Gerceklesmediginde bekletir ve kosullar olustugunda yeniden
ortaya sureriz derler.

Ingiliz Bas Delegesi ve muttefiklerinin sozcusu Lord Curzon Ismet Pasa
ya Lozan da demistir ki bak general, tum isteklerimizi ret ediyorsun.
Bunlari ben cebime koyuyorum. Ulken harap ve yoksul. Para bizde ve
(yaninda bulunan ABD Delegesi Amiral Bristol u gostererek) bunlarda var.
Yarin borc almak icin gelip onumuzde diz cokeceksin. O zaman
cebimdekileri cikarip hepsini alacagim.

Lord Curzon Ataturk doneminde cebine koyduklarindan zirnik alamamis,
hatta dostlugunu kazanmak icin Krallarini ayagina gondermislerdir. Fakat
ne yazik ki Ataturk ten sonra gelenler Lozan in kazanimlarini, ozellikle
2.Dunya Savasi sonrasinda Ingiltere nin yerini alan ABD ye kaptirmislardir.

Sovyetler Birligi nin dagilmasiyla dunyanin tek super gucu olan ABD
hedef buyutmus, mazlum uluslarin ulusal devletlerini toptan ortadan
kaldirmaya karar vermistir. Medyayi, yazarlari, (sozde) bilim
insanlarini, ozellikle yerel isbirlikci/hain etki ajanlarini kullanarak
kuresellesme ve dunya vatandasligi masallari ile ulusal devletleri
cagdisi ilan eden, ulusal kahramanlari gozden dusurmeye, ulusal
refleksleri koreltmeye yonelik; ote yandan din ve mezhep ayriliklari ile
mikro milliyetcilikleri one cikaran butuncul bir bilgi kirliligi
(desinformasyon) olusturma ve beyin yikama kampanyasi baslatildi. Yeni
planlar yapildi, taktik ve stratejiler gelistirildi. BOP ve bunun
gelistirilmisi GOP bu kapsamda yapilan planlardir. Bu planlar
cercevesinde Sevr benzeri yeni haritalar servis edilmeye baslandi.

Bu yeni emperyal stratejiyi goz onune alarak, ulkemizde son yillarda
yasananlari, yazilanlari, konusulanlari dusunun ve buna gore yeni
haritalari yeniden degerlendirin.

Ataturk e ve silah arkadaslarina, Rauf Denktas a vb. yapilan saldirilari
buna gore degerlendirin. Ulkenin bolunmez butunlugu icin canini ortaya
koymus, gazi olmus ulusal kahramanlarimizi intihara surukleyecek
derecede, alcakca yapilan saldirilari dusunun.

Ulusal birligimizi simgeleyen ozdeyislerin ortadan kaldirilmasini, TC
nin resmi dairelerin logosundan silinmesini, andimizin yasaklanmasini ve
en onemlisi bayragimizin yakilmasi, hatta askeri garnizonda gonderinden
indirilmesini, buna karsilik bolucu teror orgutunun bayragi ile
elebasinin posterlerinin her yere asilmasini toplumun bir tepki
vermeksizin sessizce izlemesini buna gore degerlendirin.

VE TEKRAR TEKRAR IYI DUSUNUN! NEREYE GIDIYORUZ?..


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap