------------------------------------------------------------------------

  *ASLI AYDIN : *BİZİ NE HASTA EDİYOR?



Her şeyin başı sağlık derler ya, işte bu derecede bir ülkenin yaşam
kalitesini de sağlık belirliyor. Ülkenin insanına verdiği değeri, temel
yaşam ve sağlık haklarına duyulan saygıyı sağlık parametrelerinden
anlamak mümkün. Hem ekonomik hem de toplumsal ve bir o kadar da siyasi
bir durumun sonucu bu parametreler. Ben de bugünkü köşeyi, konunun
uzmanlık gerektiren bilgilerini işin uzmanlarına bırakmak suretiyle,
/*"sağlıkta nerdeyiz"*/ sorusuna ayırmak istedim.

Öncelikle kendi deneyimimden yola çıkayım… En son hastaneye gittiğimde,
uzun bir kuyrukta beklerken, şunu düşündüm, *‘Bu ülkede ne kadar çok
hasta var!’* Fark ettiyseniz tüm hastaneler tıklım tıklım dolu.

Tedavi olmak da etmek de zor… Bazı hastaneler randevu sistemiyle
çalışmakta, gitmeden önce randevu almanız gerekiyor. Tabii eğer randevu
için aradığınız hatta ulaşmak için yeterince şanslıysanız, size verilen
gün ve saatte hastanede oluyorsunuz. Sanmayın ki aldığınız randevu
saatinde sizi muayeneye alacaklar. Ayrıca hastanede de muayene için sıra
alıyorsunuz ve hatta sizden istenen tetkikler için de ayrıca upuzun
kuyruklar beklemeniz gerekiyor. Bu durum, hasta halinizle katlanmak
zorunda kaldığınız fiziksel zorluklardan sadece bir tanesi. Hastanelerin
fiziksel özellikleri de sizi bir o kadar yoruyor.

Hem hastalar hem de hastane çalışanları elbette bu durumdan oldukça
olumsuz etkileniyor, herkes oldukça gergin ve mutsuz. Ne hasta
tedavisinden, ne de hastane çalışanları verdikleri hizmetten tatmin
oluyor. Sağlık hizmetini bu duruma getiren faktörleri Sağlıkta Dönüşüm
Programı’ndan başlayarak, özelleştirmeler, bütçe harcamaları gibi birçok
politik hamleyle uzun uzadıya tartışmak mümkün. Fakat ben bugün daha çok
neden bu kadar hastayız sorusunu merak ediyorum.

Öncelikle artık çoğumuz kentlerde yaşıyoruz. Kırsaldan kente bugüne dek
hiç olmadığı kadar göç yaşanıyor. Özellikle*2000 yılından* sonra bu
hareket hızlanıyor.*1990 yılında* kırsal nüfus oranı *%48*,*7*
iken,*2000 yılında* *%40*,*8*,*2015 yılında* ise *%12*,*4*’e hızlı bir
düşüş yaşamış. Kentsel nüfus oranı ise*1990*’lardaki *%51*
seviyelerinden*2015*’te *%87*,*6*’ya fırlamış. İstihdam alanları,
eğitim, sağlık, konut, ulaşım vb hizmet alanlarının kentlerde
yoğunlaşması, kırsaldan kente doğru bu yoğun hareketin oldukça genel
açıklamaları. Bizim ülkemize özel bir açıklaması da, kırsalda tarımı,
hayvancılığı yok eden politikalar ve toprağı, dereyi kurutarak kırsal
kesimleri boş şantiyeye dönüştüren inşaat seferberliği. Nitekim bu
hareketin, yoksullaşma, informal sektörlerde işçileşme, asgari insan
yaşamı için gerekli besinlerden yoksun kalma, olumsuz barınma koşulları
gibi sonuçları olduğunu da hep birlikte gözlemliyoruz.

Hava kirleniyor, besinler yok oluyor, barınma koşulları kötüleşiyor ve
yoksulluk artıyor. Bunun doğal bir sonucu olarak da hastalıklar da
katlanıyor.

Sağlık verilerine bakacak olursak…

  *

    Ülkemizde sadece bir yılda acil servislere başvuran hasta
    sayısı*110-112 milyon *arası. Nüfusumuz ise*78 milyon*. Son*5 yılda*
    Türkiye’de yapılan ameliyat sayılarındaki artış *%14*’e çıkarken,
    bunun *%33*’ü özel hastanelere ait.

  *

    Ölüm oranları da artıyor,*2013 yılına* kıyasla solunum ve dolaşım
    sistemi hastalıklarından, bakteri enfeksiyonundan ölümlerin sayısı
    artış ciddi boyutlarda. Bu alanlardaki hastalık sayısıyla
    birlikte*2002 yılından* bu yana kanser vakalarındaki *%58*’lik artış
    da göze çarpıyor. Bunun yanında çalışma koşullarından kaynaklı
    olarak bel-sırt-boyun bölgesi problemlerinin görülme sıklığı
    neredeyse *%50*. Unutmayalım ki, bu artışların her birinin ekonomik
    ve siyasi nedenleri var. Yani bu hastalıkların her biri göz göre
    göre artıyor. Birkaç örnek…

  *

    Nasıl besleniyoruz? Türkiye’nin bir zamanlar (ağaçlar
    kesilmeden-toprak talan edilmeden önce) tarım ülkesi olarak
    bilinmesine rağmen doğan ürünlerle beslenmemiz oldukça düşük.
    Örneğin taze meyve suyuna kıyasla konsantre denilen hazır meyve
    sularını*3 kat* daha fazla tüketiyoruz. Sağlık Bakanlığı verilerine
    göre,*7-8* arası yaş grubunun*yüzde 10*’u hiç peynir tüketmiyor,
    %*5*’i yoğurt ve kırmızı et tüketmiyor, *%19*’u ise hiç balık
    tüketmiyor. Oysa vücudun gelişimi ve direnci için en önemli yaşları
    içeren bu dönemin bisküvi, kek, kurabiye ile geçmesi hasta
    nesillerin yetişmesinde ipucu niteliğinde.

*15* yaş üzerine baktığımızda ise,*TÜİK* araştırmasına göre, iki günde
bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamayanların
oranı *%43*,*9*’a ulaşıyor. Hane halklarının *%35*,*1*’i kendisine yeni
giysiler alamıyor. Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun
oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş*9 maddeden* en az *4*’ünü
karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan /*"maddi
yoksunluk"*/ oranı %*59*,*2*’ye ulaşıyor. Gıda ile ilgili tüm bu
veriler, bir zamanlar bereketli topraklarıyla tanımlanan bir ülkenin
bugün gelmiş oldukları noktayı ortaya koyuyor.

  *

    Barınma koşullarımız nasıl? Yine*TÜİK* verilerine göre, nüfusun
    *%40*,*6*’sının konutunda /*"sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş
    pencere çerçevesi"*/ gibi sorunları var. Konutunda izolasyondan
    dolayı ısınma sorunu yaşayanların oranı payı önceki yıla göre*5
    puan* artarak *%46*,*6*’ya çıktı. Nüfusun *%27*,*4*’ü oturduğu
    konutta odaların karanlık olması veya yeterli ışık alamaması gibi
    sorunlar yaşıyor. Nüfusun *%61*,*3*’ü hanesinin taksit ödemeleri ve
    borçları (konut alımı ve konut masrafları hariç) bulunuyor.

  *

    Peki, bütçedeki sağlık harcaması ne işe yarıyor?*AB* ülkelerinde her
    bir vatandaşın sağlığı için harcanan tutar***2 bin 800 dolar***iken,
    bizde vatandaş başı***913 dolar***harcanıyor. Toplamda yapılan
    sağlık harcamalarının *%70*’ini ise bireylerin kendisi karşılıyor.
    Bütçede ise sağlığa*2017*’de toplamda*32 milyar TL* ayrıldı. Fakat
    çoğu tedavi edici sağlık alanına aktarıldı. Yani hastalığın başını
    önceden kesecek koruyucu sağlık harcamalarına değil… Dolayısıyla
    vergilerimizden oluşan bütçeden sağlığa düşen pay, tedavi edici
    alandaki makine-teçhizat alımlarına gitmekte.

Birkaç cümlede toparlarsak, sonuçta bizi hasta eden etmenler gayet elle
tutulurcasına somut ve karşımızda. Ekonomik yaşamdaki adaletsizlik,
sağlığı hizmetten ticari alana dönüştüren yapısal dönüşüm politikaları,
doğanın-toprağın yok olduğu hızlı bir çöküş… Tüm bu faktörleri alt alta
koyduğumuzda, bütün olumsuz etkilerinin yanında çok açık bir şekilde
hepimizi hasta ediyorlar!

  http://www.birgun.net/haber-detay/bizi-ne-hasta-ediyor-174089.html
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170810195919 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/08/11  01:09 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Bir millette, ozellikle bir milletin is basinda bulunan yoneticilerinde
ozel istek ve cikar duygusu, vatanin yuce gorevlerinin gerektirdigi
duygulardan ustun olursa, memleketin yikilip kaybolmasi kacinilmaz bir
sondur.

K.Ataturk

Ya su kisi gibisini gormedin mi?
Catilari cokmus, duvarlari-damlari yere inmis bir kente ugramisti da
soyle demisti:
Allah surayi olumunden sonra nasil hayata kavusturacak?
Bunun uzerine Allah, o kisiyi yuz yillik bir sure icin oldurmus, sonra
diriltmisti.
Ne kadar bekledin? demisti.
Bir gun veya gunun bir kismi kadar bekledim. dedi.
Hayir, dedi, aksine sen, yuz yil kaldin.
Yiyecegine, icecegine bak!
Henuz bozulmamis.
Esegine bak!
Seni insanlara bir ibret yapalim diyedir bu.
Kemiklere bak, nasil yerli yerince duzenliyoruz onlari ve sonra et
giydiriyoruz onlara.
Is kendisi icin aciklik kazaninca soyle dedi o:
Allah in her seye kadir oldugunu biliyorum.

BAKARA SURESI: 259

Muamma

Evrende nice sir varsa
Hepsinden vermistir haber

Kurani yorumlayip da
Dincilerimiz boyle der.

Bilinmez ne hikmet ise
Hep batili icat eder.

Bir yandan atomu cozer
Bir yandan uzaya gider.

Bizde nurlu kitap varken
Nicin karanliktir kader?

Acep islam uyuklarken
Kuran mi okur kafirler?

Aziz Nesin


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap