------------------------------------------------------------------------


  *SONER YALÇIN*: NE KADERİ ABDURRAHMAN!



Kurumlar vergisi açıklandı…

İlk on içinde sekiz banka var: Ziraat Bankası, Merkez Bankası, Garanti
Bankası, Akbank, İş Bankası, Vakıflar Bankası, Yapı Kredi Bankası, Halk
Bankası…

/*"AKP kadroları hani faize karşıydı"*/ muhabbetine girmeyeceğim!

*AKP* lideri/Cumhurbaşkanı*Erdoğan *önceki gün bankaları uyardı:

/*"Konut alımlarında faiz oranlarını yıllık şöyle 9'a doğru çekiverin.
Ya kaybetmezsiniz ya. (…) Olmaz ya bu zulümdür, zulüm. Konut alımlarında
özellikle devlet ve özel sektör bankaları lütfen şu faiz oranlarını
yıllık şöyle yüzde 9'a doğru çekin, sürümden kazanın."*/

Erdoğan'ın faiz konusundaki rahatsızlığı nedense sadece konut kredisiyle
sınırlı.

Şaşırıyor muyuz? Hayır!

– /*"Kumarhane ekonomisi"*/ diye adlandırılan…

– Faize dayalı…

Neoliberalizm/vahşi kapitalizm sistemini eleştirecek halleri yok.

İlk on sırada finans sektörünün olmasını analiz edecek kalem
bırakmadılar medyada. Türk ekonomisinin çöküşünü gösteren bu acı tabloyu
sadece magazin boyutuyla ele alıyorlar. Cem Yılmaz geçen yıl kaçıncı
imiş, kaçıncılığa düşmüş! Yazık.

Üretimi yok edip ekonomiyi salt finansa dayayan iktisadi düzenin, ülke
için ne tehlikeler oluşturduğunu izah eden yok!

Erdoğan…

/*"Olmaz yahu bu zulümdür, zulüm"*/ diyor.

Sanırsınız üretim ekonomisine geçişe dair yeni politikalar açıklayacak.

/*"Sürümden kazanın"*/ diye ekliyor!


    *HABERTÜRK GAZETESİ*

Tüketime bağımlı hale getirilen Türkiye'de…

İthal ürünler cenneti yapılan Türkiye'de…

Türk sanayisi artık vergi sıralamasının üst sırasında değil.

/*"Zarar ediyor"*/ denen *(TEKEL* gibi) kamu iktisadi teşebbüslerini üç
kuruşa alan yabancılar çok az vergi vermelerine karşın vergi
sıralamasında üstlerde yer alıyor.

Peki. Türkiye üretemeyen bir ülke haline nasıl getirildi?

Bakınız…

Habertürk Gazetesi iki gündür /*"et ithalatı"*/ konusuna yer veriyor.
Gazetenin ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, ithalatın artmasına
rağmen et fiyatlarının durmamış olmasını /*"etteki sorunumuz coğrafi
kaderimiz"*/ diye açıklıyor.

Bir dönem birlikte çalıştığımız arkadaşımız Abdurrahman Yıldırım kendini
fazlasıyla finans ekonomisine kaptırıp üretimi unuttu herhalde? Kaderci
olmuş…

Bilmez mi…

Hayvancılık ve et sektöründe gelişme sağlamak, istihdamı artırmak,
ekonomik hayatın yükselmesini temin etmek maksadıyla Cumhuriyet, diğer
sektörlerde olduğu gibi Kamu İktisadi Devlet Kuruluşları *(KİT*) kurdu.

Neolibalizm rüzgarı*1980*'de Turgut Özal ile estirilince hayvancılık
sektöründe köklü değişiklik oldu.

Önce, tarımsal kamu iktisadi teşebbüsler satıldı, dağıtıldı. Ardından…

Küresel şirketler ülke pazarına hakim olmak için yalana başvurdu:

/*"Et fiyatları çok yüksek. İthal et fiyatı aşağıya çeker!"*/

Ve baskı yaparak*AKP* iktidarına*2010*'da yasak kararını kaldırttılar!
Açın o dönemin gazetelerine bakın, ekonomi haberlerinin tek konusu et
fiyatlarıydı! Öyle değil miydi Abdurrahman arkadaş!

Oyun şöyle kuruldu…


    *ANKARA KEÇİSİ*

Tespit

*ABD-AB* toplam tarımsal gelirlerinin yarısından fazlasını, hayvan ve
hayvansal ürünlerden elde ediyor. Bu ülkeler dünya hayvan
varlığının*yüzde 30-40*'ına sahip olmalarına rağmen, dünya toplam
hayvansal üretiminin*yüzde 75-80*'iniellerinde tutuyor!

Türkiye'de*2008*'de çiğ süt fiyatının düşürülmesi sonucunda başlayan
kriz nedeniyle,*1 milyon *baş süt ineği kesildi. Bu katliamdır!

Hayvan varlığının azalması ve*2009*'da kırmızı et fiyatının
yükselmesiyle sütteki kriz kırmızı ette de yaşanmaya başlandı. Ve…*AKP*
iktidarı ithalata boyun eğdi.

Burada da bir küresel oyun vardı:

Türkiye, altı yıl gibi kısa sürede*ABD*'den sonra sığır ithalatında
dünya ikincisi konumuna yükseldi.

Soru basit: Türkiye neden sığırcılıkta ısrar ediyor?

*1980*'li yıllardan sonra kurulan denklem şuydu:

Türkiye Hayvancılığı Eşittir=Sığırcılık+Tavukçuluk.

Denklem böyle kurulunca, sığır ve tavuk türü öne çıkarıldı. Sıfır faizli
krediler verildi, şirketleşmeler tavsiye edildi. Bunun nedeni, dünyada
çok güçlü sığırcılık ve tavukçuluk yapan küresel şirketlerdi!

Bunlar, az doğuran, kalitesiz süt veren sığırları ve her türlü
girdileri, Dünya Bankası'nın sağladığı desteklerle Türkiye'ye sokuşturdu.

*2010-2016* yılları arasında ithalata*4.4 milyar *dolar ödedik!

Oysa…

Türkiye'nin hayvancılığı keçi ve koyun yetiştiriciliği olmalıydı. Yani…
Coğrafya kader değildi; koyun ve keçi hayvancılığı Türkiye'nin sorununu
çözebilirdi. (Ki meraları da buna uygundu.) Ama küresel şirketlere boyun
eğildi.

Türkiye'de,*1980 yılında 49 milyon *koyun varken,*2016*'de bu sayı*30
milyonadüştü*.

Keçi sayısında azalma daha vahim…

Tek somut örnek vereyim:

– *1928 yılında* Türkiye'de,*3 milyon 170 bin *Ankara keçisi vardı.

– *1950 yılında* bu rakam,*3 milyon 966 bine* çıktı.

– *1980 yılında* sayı korundu;*3 milyon 658 idi*.

– *2014 yılında* Ankara keçisi sayısı*176 bine* düştü!

*AKP* lideri/Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke üretimini yok eden /*"kumarhane
ekonomisine"*/ tek sözü, ancak konu inşaat olunca ediyor!

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170810205631 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/08/11  07:04 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Insan, ancak sevdiginden bir sey ogrenir.

Goethe

Nisa Suresi nin 173.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
Ey insanlar, size Rabbinizden bir delil geldi.
Ve size apacik bir nur olan Risale-i Nur u indirdik
Inanan-iman edenlere, hidayet kaynagi ve her turlu dertlerine sifa,
verdik anlamindaki ayet de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Said-i Nursi ye gore; Kur an nasil bir hidayet kaynagi ve dertlere
sifaysa; Risale-i Nur da oyle bir hidayet kaynagi ve dertlere sifadir
O zaman ayetin anlami su oluyor:
Inanan-iman edenlere, hidayet kaynagi olan ve her derde sifa veren Kur
an-i Kerim i ve Risale-i Nur u verdik

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Kuran daki Celiskiler ve Nedenler (3)

Bazi Ayetlerin Muhkem (Kesin) Anlamli, Bazilarinin Da Mutesabih
(Supheli) Oldugu Ve Celismeli Gorunumun Bundan Dogdugu Iddialarindaki
Gecersizlikler

Seriatcilar, Kur an ayetlerinin cesitli anlamlara gelebilecek sekilde
indirildigini ve boyle oldugu icindir ki, hem muglak (guc anlasilir) hem
de celismeli ymis gibi gorunduklerini ileri surerler:

Kur an in bazi ayetleri herkes tarafindan anlasilabilecek nitelikte
seylerdir; bunlara muhkem ayetler adi verilir. Bazi ayetleri ise
herkesin anlayamayacagi sekilde gonderilmistir ki, bunlara da mutesabih
, yani supheli ayetler deniri Tanri kesin ayetler yaninda suphe
uyandiracak nitelikte ayetler yollamistir; cunku, gonderdigi ayetlerin
tumunun herkes tarafindan anlasilmasini istememistir. Bazi ayetleri
herkesin anlayamayacagi sekilde indirmis olmasinin nedeni, bir yandan
fikir ozgurlugunu gelistirmek ve diger yandan cahil Arabin inanc
bocalamasina kapilmasini onlemek icindir. Cunku, eger her sey anlasilir
sekilde aciklanmis olsaydi, cahil Araplara o anda akillarinin
alamayacagi bir sey soylenmis olur, bu da onlari tereddude dusurebilir,
urkutebilirdi. (1)

Ve iste guya bundan dolayidir ki, Kur an daki ayetler celiskiliymis gibi
gorunmektedir. Dikkat edilecegi gibi, seriatcilarin iddialarina gore
Tanri, esas itibariyle fikir ozgurlugunu olusturmak amaciyla ayetleri
farkli anlamlarda indirmistir. Guya bazi ayetleri anlasilmaz nitelikte
kilmakla, bunlarin yorumlanmasina ve boylece cesitli durumlara ve
ihtiyaclara uydurulmasina ve ayni zamanda Arabin inanc bocalamasinda
kalmamasina olanak yaratmak istemistir! Bununla da Islamiyette dinin
temellerinin guclenmesini saglamistir.(2)

Yukaridaki iddialara sarilanlar, genellikle Kur an in Al-i Imran Su-resi
ndeki su ayeti ornek verirler:

...Oyle bir Tanri ki, sana kitap indirdi. Onun bir kismi apacik
ayetlerdir ve bunlar kitabin temelidir. Diger kismiysa cesitli anlamlara
benzerlik gosterir ayetlerdir. Yureklerinde egrilik olanlar fitne
cikarmak ve onlari tevil etmek icin anlamlari acik olmayan ayetlere
uyarlar. Halbuki, onlarin tevilini ancak Allah bilir. Bilgide supheleri
olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki biz inandik ona, hepsi de
Rabbimizdendir . Bunu akli tam olanlardan baskalari dusunemez (Al-i
Imran Suresi, ayet 7).

Hemen belirtelim ki, ne bu ayet (ve benzerleri) ne de seriatcinin
yukaridaki aciklamasi, Kur an daki celismelerin gercek nedenlerini
ortaya cikaracak yeterlilikte degildir. Ayetlerden bazilarinin mutesabih
(supheli, kapali) nitelikte olmasi, ne fikir ozgurlugunu saglamak
icindir ne de cahil Arabin tereddude dusmesini ya da urkmesini onlemek
icindir. Eger Muhammed in Tanrisi fikir ozgurlugunu yaratmak isteseydi,
ayetleri anlasilmaz ya da celismeli sekilde gonderecek yerde, anlasilir
sekilde kilar ve kisilere, ozgur akil rehberligiyle, bunlari uygulamak
ya da degistirme yeterliligini saglardi. Kalkip da, Bazi ayetlerin
tevilini ancak Allah bilir deyip, anlamini sadece kendisine sakladigi
ayetleri kisilere gozu kapali sekilde kabul ettirmez ve onlardan,
anlamini bilmedikleri bir sey icin Biz inandik ona, hepsi de
Rabbimizdendir demelerini beklemezdi. Cunku, bunu yapmakla, fikir
ozgurlugunu temelinden yikmis olacagini bilirdi. Mutesabih (supheli) ve
celismeli hukumler yoluyla fikir ozgurlugunu yaratmanin mumkun
olamayacagini ELBETTEKI dusunurdu. Zira, fikir ozgurlugu, herhangi bir
hukmu, sirf Tanri dan gelmistir diye kabul etmekle ya da yorumlamakla
degil, fakat onu akilci yoldan degistirebilmekle, yerine yepyenisini
getirebilmekle, cerh edebilmekle olusabilir. Oysa ki, Kur an a gore
aklin rehberligi diye bir sey soz konusu degildir; vahiylerin akil
suzgecinden gecirilerek yok edilmesi mumkun degildir. Aksine, Kur an da
Tanri ve peygamber emirlerinin mutlakligi, degismezligi, ongorulmustur.
Kisinin tum yasantilarini en ince noktasina kadar duzenleyen ve insan
aklina bunlari ogrenmekten baska bir olanak vermeyen bu emirleri insan
iradesiyle degistirmek, ilga etmek mumkun degildir; cunku
yasaklanmistir: Bakara Suresi ndeki Ayetlerimi degistirmeyin (Bakara
Suresi, ayet 41) seklindeki hukumden tutunuz da, Kitabi batil kilacak
hicbir sey olmadigina (Fussilet Suresi, ayet 41-42) ya da kitabi ciddiye
almayip reddedenlerin cehennemlik sayilacaklarina (Bakara Suresi, ayet
113-115) varincaya kadar, Kuranda yer alan buyruklar, fikir ozgurlugunu
kokunden kurutacak nitelikte seylerdir.

Araplari tereddude dusurmemek ya da urkutmemek icin bazi ayetlerin
mutesabih nitelikte gonderildigi iddiasina gelince... Boyle bir iddia,
Tanri yi aciz durumdaymis gibi tanimlamaktan baska bir ise yaramaz.
Cunku, eger Tanri, kendi yarattigi kullarini tereddude dusurmekten ya da
urkutmekten cekiniyor ise, bu takdirde, gucsuzlugunu, aczini itiraf
etmis oluyor demektir. Eger onlari urkutebilecek emir vermekten
cekiniyor da, bu emri bazilarinin anlayamayacagi bir dilde veriyor ise,
bu takdirde kullarindan korkuyor demektir! Ote yandan kullarina diledigi
gibi anlayis gucu sagladigini ya da onlari dogru yola sokmak,gonullerini
acmak olanagina sahip oldugunu soyleyen bir Tanri nin (ornegin, Enam
Suresi, ayet 125), bazi ayetleri mutesabih nitelikte gondermeye neden
ihtiyac duymus olabilecegi de ayrica anlasilmasi guc bir sorundur!

Butun bunlar bir yana, Muhammed in ilk anlarda yerlestirdigi ayetlerden
anlasilan odur ki, Tanri, kendi emirlerinin herkes tarafindan
anlasilmasini istemis bu nedenle de, buyruklarini apacik olmak uzere
gonderdigini bildirmistir. Daha once diger ummetlere -sirf anlasinlar
diye-, kendi dillerinde kitap gonderdigi gibi, Araplara da Kur an i,
apacik bir dille, Arapca olarak, yani Araplarin kendi anlayacaklari
dilde hem de yedi farkli okunusta gondermistir.

Yani anlasilmasini istedigi icindir ki, Kur an i apacik olmak uzere, en
acik ve en anlasilacak tarzda, hem de cesitli Arap kavimlerinin
kullandiklari yedi lehcede olmak uzere indirdigini soylemistir. Kur an
in apacik olmak uzere gonderildigine dair Kur an da sayisiz denecek
kadar cok ayet vardir. Butun bunlar ortadayken, bazi ayetleri muhkem
(kesin, anlasilabilir) ve bazilarini mutesabih (supheli, anlasilamaz)
sekilde gondermesinin ELBETTEKI anlami olamaz ve aksini iddia etmek
ELBETTEKI yersizdir.

Dipnotlar ;

1)Sahih-i..., c.ll,s.62 vd.

2)Cerrahoglu, age, s. 17 vd
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/11/24/kurandaki-celiskiler-ve-nedenler-3/


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap