------------------------------------------------------------------------

    *YILMAZ ÖZDİL : *MİSAK-I DOMBIRA

*24 Eylül 2017*



Şubat*1992*…

*ABD* /*"davet edeceksiniz"*/ dedi, bizimkiler /*"peki"*/ dedi. Barzani
tarihte ilk kez Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Özal'ın
himayesindeydi,*MİT* tesislerinde kalıyordu, başbakan Demirel tarafından
ağırlandı. Süklüm püklümdü. Kürtçe konuşmasına izin verilmedi, Arapça
konuşuyor, tercüman Türkçe'ye çeviriyordu.*TC* pasaportu verdik, para
verdik, silah verdik, buğday verdik, elektriğini vermeye başladık.

*

*ABD* öyle istediği için, elimizi vermiştik, şimdi sıra kolumuzu
kaptırmaya gelmişti.

*

Sekiz ay sonra.

Ekim*1992*.

Ege'de ortak tatbikat yapıyorduk. Amerikan uçak gemisi Saratoga'dan iki
adet sea sparrow füzesi fırlatıldı, Türk muhribi Muavenet'in beyni,
köprüüstü vuruldu. Beş şehit verdik,*22 yaralımız* vardı.*ABD*
/*"pardon"*/ dedi, yanlışlıkla vurulduğunu söyledi.

*

Halbuki, sea sparrowlar /*"yanlışlıkla düğmesine bastık"*/ denebilecek
türden füzeler değildi. Ateşleme için altı aşamadan geçiyordu, komutan
onayı şarttı. /*"At ve unut"*/ türünden, güdümlü mermi değildi.
Ateşlendikten sonra hedefini vurabilmesi için rehbere ihtiyacı vardı,
fırlatan geminin hedef gemiyi radarla aydınlatması gerekiyordu.
Yanlışlıkla fırlatma ihtimali, milyonda bir bile mümkün değildi.

*

Peki neydi?

Irak'ı bölebilmek, Kürdistan kurabilmek için, İncirlik ve Pirinçlik'te
konuşlanan /*"çekiç güç"*/ şarttı. Ankara ayak diretiyordu. Muavenet
zart diye vuruldu. Ankara mesajı aldı!*TBMM* çekiç güç'ün süresini zurt
diye uzattı. Bir daha hiç ayak diretmedik, her defasında başımıza aynı
şeyin geleceği belliydi, o nedenle,*ABD 2003*'te Irak'a girene kadar
çekiç güç'ün süresini hep uzattık, hiç itiraz etmedik.

*

(Aslına bakarsanız, operasyona katılacak olan hava unsurlarının adı
çekiç güç değildi. Poised hammer, yani /*"kalkık horoz"*/du. Mermi
namluya sürüldü, tabancanın tetiğine basıldı, horoz kalktı manasındaydı.
Propaganda şaheseri tam burada devreye girdi… Sayın ahalimiz
/*"kalkık"*/ kelimesinden rahatsız olmasın diye, bilinçli şekilde yanlış
tercüme edildi, çekiç güç denildi. Kapatalım parantezi.)

*

Üç sene sonra,*1995*…

*CIA* peşmergeleri örgütledi, Saddam'ı devirmek için darbe organize
etti. Beceremediler, çuvalladılar. Peşmerge aşiretlerinden değil silahlı
kuvvetler, zabıta teşkilatı bile kurmak mümkün değildi, eğitimleri
yoktu, savaşabilme yetenekleri yoktu, fiyaskoyla sonuçlandı.

*

*CIA* apar topar tahliye operasyonu başlattı. Saddam hepsini imha
etmesin diye, maşa olarak kullandıkları*10 bin *civarında peşmergeyi
yurtdışına kaçırdılar. Aileleriyle birlikte Habur'dan Türkiye'ye
soktular, Batman'dan nakliye uçaklarına bindirdiler, tee pasifik
okyanusundaki Guam adasına götürdüler.

*

Niye tee oraya götürdüler? Çünkü, adeta Allah'ın unuttuğu yerdeki bu
adada,*ABD*'nin en önemli hava ve deniz üslerinden biri vardı. Bu
seferki girişimlerinde başarısız olan peşmergeleri, bir dahaki sefere
başarılı olmaları için eğiteceklerdi.

*

Bazılarını Special Activities Division, Özel Operasyon Bölümü tarafından
eğitip, adı üstünde, örtülü operasyonlarda kullanacaklardı. Bazılarını
da, akademik konularda eğitip, merkez bankası, nüfus idaresi, tapu
dairesi, vergi dairesi gibi, yakında kurulacak olan Kürdistan'ın
bürokrat kadrosunu yetiştireceklerdi.

*

Küçük bi pürüz vardı…*CIA*'in peşmergeleri*ABD* Adana Konsolosluğu
denetiminde sınırdan geçirilip Silopi'deki hac konaklama tesislerine
yerleştirilmişti ama, pasaportları yoktu, kimlik bilgileri yoktu. Daha
doğrusu, elbette vardı ama, Amerikalılar yok diyor, yok dedirtiyordu,
maşalarının kimlik bilgilerini Türkiye'ye vermek istemiyorlardı.

*

Akıl öğrettiler… /*"Sizin pasaport kanununuzda bu tür durumlara uygun
madde var, parmak izlerini alın, geçirin"*/ dediler. Bizimkiler hık mık
etti ama, elleri mecburdu, geçirmiyoruz birader diyecek halleri yoktu.
Ankara'dan beş kişilik uzman ekip getirildi, peşmergelerin tek tek
parmak izleri alındı, buyrun geçin denildi. Parmak izi bilgileri,*MİT*
arşivine kaldırıldı.

*

Üç sene sonra,*1998*…

Guam'a götürülen peşmergeler artık iyice pişmiş, olgunlaşmış,
/*"Guamerge"*/ olmuşlardı. Gene Türkiye üzerinden, bazıları da Ürdün
üzerinden, Kuzey Irak'a sokuldular.

*

Bu dönemde, Kuzey Irak'taki otorite boşluğundan en çok*PKK*
faydalanmıştı, Kandil dağına iyiden iyiye yerleşmişti. Özellikle
Guamergeler döndükten sonra,*PKK*'nın bölgeye geçişi hızlanmıştı.
Peşmergeyle*PKK*'nın işbirliği ayyuka çıkmıştı.

*

Acaba… Guam'a götürülenler arasında*PKK*'lılar da var mıydı?

*

Bu sorunun cevabını bulmaya çalışan Türk istihbaratı, Barzani'ye haber
saldı,*PKK* faaliyetleri hakkında konuşmak üzere, bölgedeki aşiret
liderlerini toplantıya davet etti. Randevu ayarlandı. Kuzey Irak'ta,
bizim kontrolümüzdeki bir adreste buluşuldu. Biraz sohbet edildi,
bilahare mevzuya gelindi. Türk tarafı rahatsızlığını dile getirdi,
aşiret liderleri sessizce dinledi. O sırada çay servisi yapılıyordu.
Garsonlar tabii ki garson değildi. Çaylar içildi, çay bardakları
garsonlar (!) tarafından toplandı, mutfağa götürüldü, o bardağı kim
kullandıysa onun adıyla etiketlendi, kolilendi, Ankara'ya getirildi.

*

Guam'a götürülenlerin parmak izleriyle eşleştirildi. Bingo…*PKK*'ya açık
destek veren*17 aşiret* lideri, Guamerge'ydi!

*

Dört sene sonra,*2002*…

*ABD* yönetimi Saddam'ın örtülü operasyonlarla devrilmeyeceğini idrak
etmişti. Amerikan askerini getirip, savaşmak şarttı. Amerikan
Kongresi*189 milyon *dolarlık ödenek için onay verdi,*CIA*'nin
paramiliter güçleri öncü kuvvet olarak devreye sokuldu.

*

Saddam'ın ordusundan altı*bin *vatan hainini parayla devşirdiler, dile
kolay, altı bin, her birine uydu telefon verdiler, mükemmel istihbarat
ağı kurdular, Saddam'ın ordusunu saniye saniye, konum konum takip etmeye
başladılar. Saddam tuvalete gitse, Pentagon'un haberi oluyordu!

*

*2002*'nin*temmuz *ayında, operasyonu yürütecek olan*CIA* ekibi
Türkiye'den yola çıktı. Kendilerine /*"kırık oyuncaklar grubu"*/
diyorlardı. Dünyanın pekçok ülkesinde görev yapmış, çok tecrübeli bir
ekipti. Arazi araçları ve cephane kamyonlarından oluşan konvoyla
Süleymaniye'ye geldiler, üs kurdular. Yeşil badanalı üsse /*"Antep
fıstığı"*/ adını verdiler!

*

*2002*'nin*ekim *ayında, bu defa para kamyonlarından oluşan konvoy geldi
Süleymaniye'ye… Yine Türkiye'den yola çıkmışlardı. Karton kutuların
içinde*100 dolarlık* banknotlar vardı. Bir*milyon *dolar*20 kilo*
geliyordu! Yaklaşan savaşın altyapısını hazırlamak için, milis güç
kurmak, adam satın almak, sabotajlar yapmak amacıyla*100 milyon
*dolardan fazla nakit dağıttılar.

*

Hatta bir ara Talabani rica etti, /*"100 dolarlık vermeyin, 1'er 5'er
10'ar dolarlık banknotlar halinde verin"*/ dedi. Niye diye sordular?
/*"Herkeste 100'lük dolar var, kimsede 100 doların altında para yok, bir
kahve içiyorsun, 100 dolar veriyorsun, kahvecinin elinde bozukluk
olmadığı için üstünü veremiyor"*/ dedi!

*

Amerikalıların cömertliği, rüşvetin bolluğu peşmergeleri sıkıntıya
sokmuştu yani!

*

Bu arada Türkiye ne yapıyordu derseniz…*CIA* raporlarına göre,
Süleymaniye'deki üssü takip etmeleri için dört Türk istihbaratçı
görevlendirilmişti, Amerikalıları takip etmek yerine, bir odaya kapanıp
porno film seyrediyorlardı!*CIA* ekibinin lideri, Türk istihbaratçılar
hakkında şu hazin notu düşmüştü: /*"Ne yaptığımıza dair, amacımıza dair
en ufak bilgileri bile yoktu, onlar odaya kapandıklarında biz Kürtlerle
işbirliğini geliştiriyorduk."*/

*

*1 Mart 2003*…

Akp /*"tamam"*/ dedi ama,*TBMM* direndi.

*CHP* sayesinde*ABD* tezkeresi geçmedi.

*

Vay sen misin…

Hem*TSK*'nın hem*CHP*'nin imhası için düğmeye basıldı.

*

Tarih özel olarak seçildi… Tam*4 Temmuz*'da, Amerikan bağımsızlık
gününde, kafamıza çuval geçirdiler.

*

Süleymaniye'deki irtibat büromuz, ağır silahlı Amerikan askerleri
tarafından basıldı, bordo bereli*11 subay* ve astsubayımız kafalarına
çuval geçirilerek, ters kelepçe takılarak, dipçiklenerek tutuklandı.
Binbaşımızın kaburgası kırıldı.*57 saat* esir tutuldular. Mesaj gayet
açıktı. /*"Artık burası Kürdistan, burnunuzu sokmayın, kurcalamaya
çalışmayın, defolun gidin"*/ deniyordu. Türkiye ayağa kalktı, akp
hükümeti hariç!*ABD*'ye nota verdiğimiz iddia edildi, üç saniye sonra
yalanlandı. Bizzat asrın liderimiz yalanladı, /*"müzik notası değil bu,
her aklınıza estiğinde verilmez, ciddiyeti vardır"*/ dedi!

*

Kafamıza çuval geçirilmiş, onurumuzla oynanmıştı ama… Asrın liderimiz
hâlâ yeteri kadar ciddi bulmuyordu!

*

Eylül*2006*…

İlk kez /*"Kürdistan haritası"*/ ortaya çıktı. Roma'daki*NATO* Savunma
Koleji'nde brifing veren Amerikalı albay,*Ortadoğu* haritasını açtı,
Türkiye'nin yarısında alenen /*"Kürdistan"*/ yazıyordu! Brifingi izleyen
Türk subaylar topluca salonu terketti, Türk genelkurmayı olayı protesto
etti ama… Gayet açık seçik netti. Kürdistan,*NATO* projesiydi!

*

Aynı ay,*eylül 2006*…

Akp hükümeti, sayın ahalimizin gazını almak için /*"terörle mücadele
koordinatörlüğü"*/ icat etti. Güya Amerikalı dostlarımızla terörle
mücadeleyi koordine edecektik, bize anlık bilgiler vereceklerdi.

*

Bize nasıl anlık bilgi verdiklerini, bizzat terörle mücadele
koordinatörümüz orgeneral Edip Başer anlattı… /*"PKK'ya silah mühimmat
nereden geliyor? Barzani'nin kontrolündeki Kuzey Irak'tan geliyor.
Barzani kimin kontrolünde? ABD'nin kontrolünde… ABD tarafıyla dokuz defa
toplantı yaptık. En son Beyaz Saray'da başkanın güvenlik başdanışmanıyla
konuştuk, anlattık. Bir CD verdik… PKK'ya malzeme taşıyan kamyonun şoför
mahallinde bir Amerikan askeri oturuyordu! Biz bunu Türk kamuoyuna
anlatamayız dedim, biz hâlâ ‘Amerika bizim dostumuz' diyebilir miyiz
dedim. Bu toplantıdan sonra Türkiye'ye döndüm, üç maddelik rapor
hazırladım, ABD'deki muhatabım orgeneral Ralston'a bildirdim, 15 gün
içinde cevap bekliyorum dedim. Beni o gün görevden aldılar!"*/

*

/*"Anlık bilgi"*/ kepazeliği sadece bununla sınırlı mıydı? Hayır… Kandil
dağında Murat Karayılan'la röportaj yapan İngiliz Daily Telegraph
gazetesinin muhabiri Damien McElroy açık açık yazdı… /*"Kandil dağında
helikopter pisti var, spotlarla aydınlatması yapılıyor, Irak'ta görevli
Amerikalı subaylar helikopterle sık sık Kandil'e geliyor, örgütün lider
kadrosuyla görüşmeler yapıyor, ABD hükümetinin Irak'ta çalıştırdığı özel
güvenlik firmasına ait cipler de Kandil'deki kamplarda park halinde
duruyor."*/

*

/*"Terörle mücadele koordinatörlüğü"*/ rezaleti sadece bununla sınırlı
mıydı? Hayır… Edip Başer'in yardımcısı tümgeneral /*"mücadelenin nasıl
yapıldığını"*/ şöyle açıkladı: /*"Başbakanlıktan oda istedik,
vermediler, fotokopi makinesi istedik, taa 6.5 ay sonra verdiler,
faksımız yoktu, yan odalardan faks çektik, bilgisayarımız bile yoktu,
cep telefonu vermediler, randevu istedik, randevu vermediler, hatta
selam bile vermediler, bir tane sim kart verdiler, onu da yedi ay sonra
verdiler, çay paralarını bile cebimizden ödedik, şeker parasını bile biz
ödedik."*/

*

Altı sene sonra,*2012*…

Suriye'deki otorite boşluğundan faydalanmak isteyen Barzani, Kobani'ye
girmeye karar verdi. Sayın hükümetimiz esti gürledi, Barzani'ye haddini
bildiririz filan denildi. Zırrr… Telefon çaldı. Obama arıyordu. Asrın
liderimiz açtı, konuştular. Beyaz Saray'ın resmi internet sitesine, bu
konuşmayla alakalı fotoğraf konuldu, Obama'nın elinde beyzbol sopası vardı!

*

Kızılcık sopası'nın İngilizcesiydi.

/*"Barzani'ye dokunanın kafasını kırarım"*/ mesajıydı.

Bizimki anında yelkenleri suya indirdi.

Barzani güçleri, Irak'tan Suriye'ye geçti.

*

Yetmedi.

Aynı sene,*2012*…

Barzani, onur konuğu olarak*AKP* kongresine davet edildi, kürsüye çıktı,
Kürtçe konuşma yaptı, /*"Türkiye seninle gurur duyuyor"*/ tezahüratıyla
ayakta alkışlandı.

*

Yetmedi.

Bir sene sonra,*2013*…

/*"Türkiye Kerkük'e karışırsa biz de Diyarbakır'a karışırız"*/ diyen
Barzani,*AKP*'nin Diyarbakır mitingine davet edildi, Şivan Perver'e düet
yaptırıldı, asrın liderimizle Barzani kürsüye çıkıp ele ele halkı
selamladı, asrın liderimiz ilk kez orada /*"Kürdistan"*/ dedi, Barzani
Kürtçe konuşma yaptı, Bülent Arınç duygulandı, ağladı.

*

Yetmedi.

Bir sene sonra,*2014*…

Sayın*TBMM*'den /*"yabancı silahlı askerlerin Türkiye'de bulunmasına
izin veren tezkere"*/ çıkarıldı. Alenen Barzani tezkeresiydi.

*

Takvimde başka gün yokmuş gibi, onurumuzla dalga geçerek, tam*29
Ekim*'de, Cumhuriyet Bayramı'nda… Kürdistan silahlı kuvvetleri, topuyla
füzesiyle Kürdistan bayraklarıyla, Türkiye topraklarında resmi geçit
yaptı. Habur'dan girdiler, Silopi, Cizre, Nusaybin, Suruç güzergahını
katedip, Mürşitpınar sınır kapımızdan Suriye'ye, Kobani'ye geçtiler. Bir
bölümü,*THY* uçaklarıyla geldi. Kürdistan silahlı kuvvetlerini, Türkiye
Cumhuriyeti'nin bayrak taşıyıcısı*THY* taşıdı. Erbil'den bindiler,
Şanlıurfa'ya indiler, karayoluyla devam ettiler, resmen şov yaptılar,
kurbanlar kesildi, havayi fişekler fırlatıldı, halaylar çekildi.
Bazılarının üniformasında*ABD* bayrağı vardı, biji serok obama
sloganları atıldı.*MİT* eskortluk yaptı. Mardin-Urfa yolunda acıktılar,
benzin istasyonunun dinlenme tesisinde lahmacun yediler, lahmacunun
parasını bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ödedi. Türk milletinin
haysiyeti ayaklar altına alınırken, Akp'nin başbakanı ne diyordu?
/*"Kobani'ye selam ediyorum, Kobani'deki kardeşlerimin alnından
öpüyorum"*/ diyordu.

*

İki sene sonra,*2016*…

Pentagon gizlisi saklısı olmadan,*PKK*'ya açık açık silah vermeye
başladı. Şimdilik gönderilen tır sayısı*1.100*… Yazıyla,*bin *yüz!

*

Bir sene sonra,*2017*…

Barzani Ankara'ya geldi, tarihte ilk kez Kürdistan bayrağı başkentimizde
göndere çekildi. Akp başbakanı Binali Yıldırım ne dedi? /*"Kürdistan
parlamentosu var, başbakanı var, kendine ait bayrağı var, tanınır"*/ dedi!

*

*25* sene önce Ankara'da Kürtçe konuşmasına bile izin verilmeyen süklüm
püklüm Barzani, artık bayrak çeker hale gelmişti.

*

Aynı*2017*…

Barzani, bağımsızlık referandumu yapıyor. Akp de sayın ahalimizin gazını
almak için tezkere çıkarıyormuş gibi yapıyor.

*

Uzuuuun yazı oldu di mi?

*

Kısası da var.

Anlayana davul zurna saz.

Anlamayana sazı soksan az.

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170924213357 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/09/24  23:23 4  58  siyasetmeyd...@yahoogroups.com

 
-- 

Taraf tutmayin, bazi insanlari kayirmayin.

Hz.Ali

Adil olmayan, zalim olan bir Musluman kesinlikle iyi bir Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Ataturk Portresi...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim,
Heykeltiraslar gibi haksizlik etmeden,
At ustunde olmasa da olur,
Bir sokakta insanlar arasinda yururken ...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim
Bir birligi denetlerken olmasa da olur,
Ama mutlaka gulerken,
Cocuk parkinda bir kiz cocugunu salindirirken ...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim,
Smokinli olmasa da olur,
Kuruyan yapraklar ve kus sesleriyle
Bir gol kiyisinda raki icerken ...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim,
Savas meydanlarinda olmasa da olur,
Dudaginda sigarasi elinde tespih,
Bir ciftciyle cay icerken, tavla oynarken ...

Bana bir Ataturk portresi ciz kardesim,
Artik, gulerken olmasa da olur,
Basini kaldirmis Anitkabir den
Ana avrat soverken !...

(Maalesef yazan belirtilmemis)


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap