(GugukluhayaT) Kim yazdıysa aklına sağlık

2011-05-30 Thread yilmaz suat




 Hayrola, bu ne panik, bu ne telaş? 
Türban türbana, cüppe cüppeye, sakal sakala dolanmış, bir gürültüdür kopuyor! 
Meğerse halkımızın bir kısmı Haremin ne olduğunu hiç bilmiyorlarmış. yıldır?! 
İlk defa, Sultan Süleyman'ı, Muhteşem Yüzyıl dizisi sayesinde öğrenmişler?!
74.000 kişi ecdadlarımızın mahremine girmeyin demiş. 
Peki sen daha önce bu Mustafa'yı tanır mıydın? 
Hayır! 
Damat İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa, maktul İbrahim Paşa'nın dizideki 
Süleyman'ın (artık hangisinin ise) dizinin dibindeki İbrahim olduğunu biliyor 
muydun? 
Hayır!
Şehzade Mustafa ile annesinin türbelerinin Bursa Muradiye'de olduğunu biliyor 
muydun? 
Hayır! 
Sonra Haremi anlatanlara kızarlar, Sultanlarının özel hayatı derler de ama 
telefonu dinlenen kişinin de bir özel hayatı olduğunu kabul etmezler. 
74 bin kişi bu işe kızmış ve RTÜK'e başvurmuş! (Ne kadar doğru bilemeyiz ya!)
Eeee millet hassas...
Şu bizim muhteşem sekiz yılda insanların yatak odalarına girildi, 
kadınlarının-kızlarının mahrem bantları yandaş medyaya dağıtıldı, iç 
çamaşırlarının olduğu çekmeceler taşındı...
Hassas vatandaş rahatsız olmadı...
  
Ama dizide Kanuni Sultan Süleyman'ın mahremiyetine girildiğine kızdı...
Dizide gördüğünüz o sevimli küçük Veliaht Mustafa var ya...
İleride Sultan Süleyman onu boğduracak... Koklayarak öptüğü bebeğini, dilsiz 
cellatlar boğarken de hırıltılarını yan çadırda dinleyecek...
İyi mi?..
 
Muhteşem Yüzyıl dediğiniz, yağmaya ve istilaya dayalı ekonomisi, bebek yaşta 
annesinden-babasından koparılmış devşirmelerden ordusu, adı ve kimliği 
değiştirilmiş insanlardan oluşan devleti, saçından sürüklenerek getirilmiş 
elkızlarının hamama sokulup sokulup padişaha sunulduğu, kalanlarının 
paylaşıldığı, babanın oğlu, kardeşin kardeşi boğdurduğu ve ha bire kafaların 
kesildiği öyle bir yüzyıl işte...
Eksik bile; ya sarayın oğlanlarını gösterselerdi... 

Ve dizide milli ve manevi değerlerin rencide edilmesine kızdı demek ki hassas 
vatandaş...
Atatürk'e televizyonda hakaret ettiler, kılı kıpırdamadı...
Türk kelimesini ekranlarda aşağıladılar, tınmadı...
Cumhuriyetimizi tekmeliyorlar, alınmadı...
Ama diziye bakınca milli ve manevi değerleri incindi...
hassas vatandaşın... 
Harem veya başka bir deyişle çok eşlilik nerede varmış? 
Önce Araplarda daha sonra doğal olarak Müslümanlarda değil mi?
Hz. Muhammed çok eşli değil miydi, yani Haremi yok muydu? 
Gelelim Halifelere;
Hz. Ebubekir çok eşli değil miydi?
Hz. Ömer çok eşli değil miydi?
Hz. Osman çok eşli değil miydi?
Hz. Ali Hz. Fatma'dan sonra çok eşli bir hayata geçiş yapmamış mıydı?
Özetle Halifelerin de Haremleri vardı ve de o kültürün gereği evlerinde evlat 
edindikleri genç erkekler de vardı. İcabı halinde evlatlıklarının karılarını da 
Haremlerine alırlardı. 
Milletimiz bunlara kızmıyor bir TV filmine ateş püskürüyor. 
Çünkü milletimiz tarihi bilmiyor. Bildiğini zannedenlere ise yalan yanlış 
şeyler öğretilmiş ki en tehlikelileri bunlar. 
ABD Irak'ı işgal ettiğinde,  Amerika'nın yedi iklim toplaması özgürlük 
savaşçısı, demokrasi havarisi askerleri özgür müslüman kadınlara-kızlara 
camiler içinde toplu tecavüzler ediyorlarken,  müslüman erkeklerden de  tık 
çıkmadığı gibi, tecavüzcü haçlılar, Türkiye'nin Başbakanlık koltuğunda oturan 
imam recep  tarafından hayır dualarla kutsanıyordu. 

Daha da ötesi bu imam,  toplu tecavüzcülerin başkanlarıyla aynı işgal planına 
hizmet ettiklerini, Ben BOP'un Eş Başkanıyım diyerek dünyaya ilan eden bir 
imam!
İşgal, toplu tecavüz toplu katliam,  yağma organizasyonunun eş başkanı imam 
recep! kıldırır!

İmam demişken,  
İmam yeniden toplumun önderi yapılmaya çalışılıyor. 
Neden mi? 
*** 
Şundan: 
Öğretmen öğretir, imam yönetir. 
Öğrenen insan istenmiyor. 
Öğrenen insan 'neden' diye sorar. 
Öğrenen insan 'nasıl' diye sorar. 
Öğrenen insan soru sorar, soru yaratır. 
Oysa, 
yönetilen insan kabul eder, 
yönetilen insan sormaz, 
yönetilen insan dinler, kabul eder, itaat eder. 
Demokrasinin temeli, 
öğrenen, soran, kabul etmeyen insandır. 
Otokrasinin temeli ise, 
yönetilen, kabul eden, sormayan, itaat eden insandır. 
Bir yerde yönetimin nasıl insan istediğine bakın, 
oradaki sistemin adını bulacaksınız. 
*** 
Eksen belli olmuştur: Cemaatin itaat kültürü. 
Yöntem belli olmuştur: Susturma, sindirme, ürkütme. 
Yön de belli olmuştur: Din temelli otokrasi. 
1923 Cumhuriyeti'nden vazgeçilip geçilmeyeceği de 
2011 yılında belli olacaktır. 
Bilanço, işte budur. 
AMA; 
Teslimiyet, biat, kadercilik bize göre değil hafız... 
İlim, bilim, mantık, fikir isteriz... 
Tanrı'nın tutup da nimetlerini, şu düzenbazların eliyle bize
göndermeyeceğini bilecek kadar aklımız var... 
Karanlığı sevmeyiz biz... 
Çöktüğünde üzerimize zindan karası, belki biraz bocalarız ama...
Marşımız var bağıracağız: Güneş ufuktan şimdi doğar...
Eğer; Hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan 
güçlüyse...
Çaresi yok usta...
Biz kazanacağız...

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
Gugukluhayat group.
To post to this group, 

(GugukluhayaT) Doğru söze ne denir

2010-12-03 Thread yilmaz suat

   Ben dürüst, hiç suç işlememiş,vergisini muntazam ödeyen, trafik kuralları 
dahil her türlü kanun ve kurala uyan bir vatandaşım.. Bir şahsa hakaretim bile 
yoktur...
   Ama başkaları tecavüz ediyor, alkollü araba kullanıp sakat bırakıyor, insan 
öldürüyor, hırsızlık yapıyor.v.sben onları vergimle hapishanede besliyorum 
ve çıktıklarındada mutlaka onlara iş veriyorum, ayrıca aramıza alıyorum ki 
tekrar tecavüz etsinler, sakat bıraksınlar, öldürsünler. 
   Bende düşünüyorum, aklediyorum ve sistemde yanlışlar buluyorum. Sivil Toplum 
Kuruluşlarıyla çalışıyorum, yazıyorum, oy veriyorum. Ama başkaları 
bölüyor,dağa çıkıyor, bomba atıyor, ağlamayana meme yok diye kırıyor, döküyor 
ve öldürmeye devam ediyor...
   Ben onların maaşını ödüyorum, liderlerini besliyorum ve kardeşlerimi 
öldürdüğü için affetmeye zorlanıyorum. 
   Ben tek çocuk sahibiyim. Doğuramadığım ya da doğurtamadığım için değil. 
Sevgimi, ilgimi,bilgimi ve maddi gücümü en iyi şekilde bu insana yatırıp, onu 
onlarca insana bedel,akıllı, manevi değerler üretebilen ve yaşatabilen, kutsal 
sisteme saygılı bir insan yapmak istediğim için
   Ama başkaları onlarca çocuk dünyaya getiriyor. Korunamadıkları için değil. 
Sayısal üstünlük sağlamak için. Sevmiyorlar,ilgilenmiyorlar. O çocuk dağa 
çıkıyor, o çocuk kapkaç yapıyor, o çocuk tinerci oluyor, o çocuk okumadığı için 
özgür olamıyor ağasına maraba oluyor yada bakamadıkları için dedesi yaşındaki 
birisine 13 yaşında satılıyor ve 14 yaşında oda doğurmaya başlıyor. 
   Sonra benden o insanlara merhamet duymamı ve benden alınan vergiler onları 
beslemeye yetmediği için ayrıca çocuklarını okutmamı istiyorlar. 
   Ben marabaların kızlarını okutayım ki ağaları kendi kızlarına kilolarca 
altın takılan 40 gün 40 gece düğünler yapabilsin. Evlerini ısıtıyorlar benim 
vergilerimle yada kimbilir o kömürleri satıp sigara parası yapıyorlar. 
   Oysa ben bu kış zamlı doğalgazı nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. 
   Onlar onar onar doğurduğu için işsiz kalıyorlar ve batıdaki fabrikaları 
doğuya taşımaya zorluyorlar. Öyle ya merhamet etmek lazım. Batıdakiler işsiz 
kalsada olur malum onların sesi çıkmaz. Oysa toprak reformu, aşiretleri çözmek 
kimsenin işine gelmiyor. Çünkü oy için 10 000 insanı ikna etmek kolay değildir 
ama ağasını ikna etmek kolaydır. 
   Ben daha maaşımı almadan vergim kesiliyor... 
   Ama başkaları vergi ödemiyor ve sıksık affediliyor. Benim maaşım belli. Ama 
stadyumda sünnet düğünü yapanın geliri nasılsa belli değil. Oysa biz 
evlendiğimizde düğün bile yapamadık. Biz evlendiğimizde alacağımız mobilyalarla 
doğaya zarar vermişizdir endişesi ile nikaha gelen herkese şeker yerine 
yüzlerce ağaç fidanı dağıttık, doğadan aldığımızı doğaya geri verelim diye..
   Ama başkaları ormanı yakıp yerine ev yaptılar, sattılar, kiraladılar, zengin 
oldular ve 2B ile affoldular. 
   Benim babam ev alabilmek için 12 sene aynı işçi parkası ve pençeli 
ayakkabısı ile gezdi Çok şükür şimdi evleri var.
   Ama başkalarının babası devletin arazisi üzerine gecekondu yaptı şimdi 
müteahhite sattı ve bir sitede 60 dairesi var. 
   Ben dişimi fırçalarken suyu devamlı kapatıyorum. Meyve yıkadığım suyla 
balkonu yıkıyorum..v.s. Malum suyu israf etmeyeceğiz ya. 
   Ama başkaları golf sahaları yapıp çimleri için tonlarca su kullanıyor. Yada 
biryerlerde kaçak kullanıp para vermiyorlar. 
   Ben bakanımızında tavsiyesine uyarak saçımı havluyla kuruluyorum. Ayrıca 
Maliye bakanımızın kızına katkısı olsun diye evlerimizi tasarruflu ampullerle 
donatıyoruz. A+ makinelerimiz var... 
   Ama başkaları kaçak elektrik kullanıyor ve faturalarını ben ödüyorum. 
   Ben sağlık sigortamı istemesem bile ödüyorum
   Ama başkaları yeşil kartla gidip benim paramla muayene oluyorlar. Gerçekten 
ihtiyacı olana son kuruşuna kadar helal olsun. Ama bu ülkede kaç milyon yeşil 
kartlı var? Kaçı hak ediyor ?
   Ben sabrediyorum, bir yaratıcının var olduğuna bunların bir imtihan olduğuna 
inanıyorum. Ben doğru yol, iyi iş (salih amel) den hedef ne olursa hiç bir 
gerekçe ile (cihad, takiye..vs) her ne olursa olsun taviz vermiyorum..Ama 
onlar takiye diyor, cihad diyor,bu daha iyi diyor, uyduruyor, dinimi bölüyor, 
kullanıyor. 
   Öyle uzunki bu liste...biliyorum uzun yazıları okumayı sevmiyorsunuz. Her 
türlü adaletsizliğe rağmen doğru bildiğim yoldan asla dönmeyeceğim. 
   Çok sevdiğim bir fıkra ile bitireyim ; 
Adamın biri dünyada hiç kimseye bir kötülük yapmamış, her türlü kurala uymuş, 
içmemiş, zina yapmamış, uyuşturucu kullanmamış, kimseyi pataklamamış. Neyse bir 
gün ölmüş büyük bir sevinç ve beklenti ile sorgu meleğinin önüne gelmiş 
 Melek sormuş : içmemişsin
 Adam : evet 
 Melek : Kimseye el bile kaldırmamışsın 
 Adam: evet 
 Melek : Kendi karından başkasına yan gözle bile bakmamışsın 
 Adam : evet 
Onlarca sorudan sonra sorgu meleği yanındaki meleğe dönerek : bir çift kanat 
getirin 
 Adam heyecanla : Melek oluyorum değilmi? 
 Melek : hayır kaz oluyorsun

-- 
You received this 

Yan: (GugukluhayaT) BİR YERALTI OTOPARKI...

2010-09-03 Thread yilmaz suat
Arkadaşım sen bu park sisteminin istanbulda nerdeyse 10 yıldır olduğunu 
bilmiyorsun sanırım


--- 01/09/10 Çar tarihinde Enis Akdağ akdage...@gmail.com şöyle yazıyor:

Kimden: Enis Akdağ akdage...@gmail.com
Konu: (GugukluhayaT) BİR YERALTI OTOPARKI...
Kime: dipdalg...@googlegroups.com, for_...@googlegroups.com, 
gruppost...@gmail.com, gugukluhayat@googlegroups.com, 
kotanla...@googlegroups.com, liberal-izmirli...@googlegroups.com, 
ne_mutlu_turkum_dy...@googlegroups.com, oybirl...@googlegroups.com, 
ulusalbirlikte...@googlegroups.com
Tarihi: 1 Eylül 2010 Çarşamba, 16:28

















Bir yeraltı otoparkı










MEDENİYET LAFLA OLMUYOR.

LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜZMÜYOR
 ...

REALLY COOL TECHNOLOGY

Yer Budapeşte

http://www.woehr.de/en/projekte/budapest_m730/index.htm  






-- 

You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
Gugukluhayat group.

To post to this group, send email to gugukluha...@googlegroups.com.

To unsubscribe from this group, send email to 
gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.


For more options, visit this group at 
http://groups.google.com/group/gugukluhayat?hl=en.





-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
Gugukluhayat group.
To post to this group, send email to gugukluha...@googlegroups.com.
To unsubscribe from this group, send email to 
gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
For more options, visit this group at 
http://groups.google.com/group/gugukluhayat?hl=en.



Yan: (GugukluhayaT) AKP İçindeki İsrail Casusu Ki m?

2010-06-06 Thread yilmaz suat
AKP içindeki israil yanlısı ajanlar kimlermi?
AÇIK DEĞİL Mİ?
Kim Güneydoğu sınırında mayın temizleme işini pişirerek meclise getirip, daha 
sonra İsrail li firmalara peşkeş çektiyse odur.


--- 02/06/10 Çar tarihinde Belgin Aksoylu belginaksoy...@gmail.com şöyle 
yazıyor:

Kimden: Belgin Aksoylu belginaksoy...@gmail.com
Konu: (GugukluhayaT) AKP İçindeki İsrail Casusu Kim?
Kime: 
Tarihi: 2 Haziran 2010 Çarşamba, 16:29




Kimden: KAAN 


















 



  



  
  
  İsrail'in açık denizlerdeki korsanlığı ve haydutluğunun son kurbanı olan 
gemimizle ilgili önemli bir ayrıntı gündemin hengamesi arasında kayboldu gitti.

Ayrıntıyı bir programda satır arasına sıkıştıran Abdurrahman Dilipak. 



Nihat Genç'in Bu İslamcılar kalleş çıktı yazısını haklı çıkartacak kadar 
ülkemizdeki hukuksuzluk ateşi etrafında zafer çığlıkları atan bir zat olsa da; 
devletimizin müstesna teşkilatları ile yakınlığını ve teşrik-i mesaisini 
bildiğimiz için bu zatın cümle arasına sıkıştırdığı ayrıntılara dikkat ediyoruz.




Abdurrahman Dilipak ; dün (31 Mayıs 2010) tarihinde Haber Türk'te Balçiçek 
Pamir'in sunduğu Söz Sende programına konuktu. Gazze krizinin değerlendirildiği 
programda Dilipak cümle arasında önemli bir ayrıntı ifşa etti.




Bu ayrıntı aslında AKP'yi zor duruma sokacak bir ayrıntı. Ne kadar derin adam 
olduğunu gösterme sevdasındaki Dilipak ile AKP partizanı Dilipak arasındaki iç 
çekişmede ağzından kaçan bu cümlenin peşine Dilipak'ın düşemeyeceğini 
bildiğimizden iş başa düşüyor.




Dilipak aynen şöyle dedi :

Mavi Marmara gemisine binen Türklerin tam listesi sadece hükümete verilmişti. 
Ama bu baskın sırasında görüldü ki, gemiye inen İsrail askerlerinin elinde de 
birebir aynı liste var. Ve bu listeye dayanarak, İsrail'lilerin infazlar yapmış 
olma ihtimali var. Yoksa neden açıklamıyorlar bunca süredir gerçek ölü ve 
yaralı sayısını




Tekrarlayalım...

Sadece hükümete verilen listenin aynısı İsrail askerlerinin elinde de vardı

AKP'nin Musevi lobileri ile içiçeliği, İsrail'le yakın mesaisi artık kahve 
sohbetlerine konu olacak aşikar bir konu. Tayyip Erdoğan'ın dünyanın en büyük 
yahudi lobilerinden aldığı Üstün Cesaret Madalyaları da bu ilişkinin 
derinliğine şüphe bırakmıyor.




One minute kahramanlığı yapan Recep Bey'in ; boynuna takılan madalya 
konusunda üstüne ürpertici bir utanma duygusu düştüyse eğer, Dilipak'ın ortaya 
attığı bu ayrıntı üzerine gitmesi gerekiyor.




Sadece hükümete verilen Mavi Marmara'nın tam yolcu listesini AKP içinden 
İsrail'e kim sızdırdı

AKP içindeki İsrail casusu kim?




Zannederiz, Recep Bey; bu soruların cevabını bulmadan rahat edemeyeceğini 
bilecek kadar tecrübe kazandı. Boynuna madalya taktırarak koltuğa oturulan ve 
oturulan koltukta rahat ettirilen günler artık çok geride kaldı.




Açık İstihbarat
 
http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=8893




 


__._,_.___







-- 
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün, Ne mutlu Türküm diyene!'' 
anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle 
kalacaktır.




Cesaretin bittiği yerde, Esaret başlar.

http://ozkanbostanci.blogcu.com/




-- 

You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
Gugukluhayat group.

To post to this group, send email to gugukluha...@googlegroups.com.

To unsubscribe from this group, send email to 
gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.


For more options, visit this group at 
http://groups.google.com/group/gugukluhayat?hl=en.





-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
Gugukluhayat group.
To post to this group, send email to gugukluha...@googlegroups.com.
To unsubscribe from this group, send email to 
gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
For more options, visit this group at 
http://groups.google.com/group/gugukluhayat?hl=en.