(GugukluhayaT) UZMANLAR UYARDI: TRUMP TEHLİKELİ BİR AKIL HASTASI

2017-07-23 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Kesinlikle bunu kabul ederim, bu güne kadar küresel basından izlediğim
haberler bunu doğrulamıştır.
Ancak, buna şaşıranlara ben itiraz ederim.
Unutmayın ki bizim de bir ulusal akıl hastamız var.
Ve bunun da peşine takılmış bir o kadar % 50 insanımız var.
Yani bu o kadar da tuhaf bir olay değil.

Dünya tuhaf, çılgın bir dünya.
Henüz olmadık, o kadar olmadık.
Aklımız, idrak ve muhakememiz var.
Evet, gorillerden, şempanzelerden daha zekiyiz.
Gözünüzde bunu büyütmeyin.

Dünyanın tamamına baktığınızda herkes Einstein değil.
Herkes Nihls Bohr değil.
Hatta daha da geriye gidersek günümüz toplumunun büyük bölümü M.Ö.
200'lü yıllarda yaşamış Eratosthenes'den daha zeki değil.
Bu nedenle gündelik hayatta etrafınızda yaşayan insanlara anlayışla
yaklaşın bunlar aslında yalnızca kıcını kapatacak kadar giyinmeyi bilen
ilk çağ insanı kadar zekidir.
Bunların cep telefonu kullanması sizi yanıltmasın.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 




  UZMANLAR UYARDI: TRUMP TEHLİKELİ BİR AKIL HASTASI

*ABD*'nin en prestijli üniversitelerinden Yale'de düzenlenen bir
konferansta, psikiyatri uzmanları Başkan Donald Trump’ın tehlikeli bir
akıl hastalığı olduğu konusunda uyarıda bulundular.

*23 Nisan 2017*

Akıl sağlığı uzmanları Başkan Trump’ın /*"paranoyak olduğunu ve hayal
dünyasında yaşadığını"*/ belirttiler.

Konferansa Johns Hopkins Üniversitesi’nden katılan psikoterapist Dr.
John Gartner, /*"Trump'ın tehlikeli bir akıl hastalığı bulunduğu
konusunda halkı uyarmak bizim etik sorumluluğumuz. Bir yalancı ve
narsist olmasından da kötüsü paranoyak ve hayal dünyasında yaşıyor. Bunu
Başkan olduğu ilk gün kanıtladı. Eğer Trump gerçekten (yemin töreninde)
tarihin en büyük kalabalığını topladığını düşünüyorsa, bu hayal
dünyasında yaşamaktır"*/ dedi.

Yale Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nden Band Lee, /*"Bazı önde gelen
psikiyatristlerin belirttiği gibi, Trump'ın akli dengesi aşikâr bir
sorun"*/ diye belirtirken, New York Üniversitesi'nden James Gilligan
ise, /*"Bu adamın ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için tehlike
uzmanı olmanız gerekmiyor"*/ dedi.

http://www.sozcu.com.tr/2017/dunya/uzmanlar-uyardi-trump-tehlikeli-bir-akil-hastasi-1810663/

 

a45UyF587661-170423215703 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/04/24  00:08 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Tanri var olamaz cunku var olsaydi onun ben olmadigima inanamazdim.

Friedrich Nietzsche

Bundan on iki sene evvel isittim ki, en dehsetli ve muannid bir zindik,
Kur an a karsi su-i kastini, tercumesiyle yapmaya baslamis.
Ve demis ki: Kur an tercume edilsin, ta ne mal oldugu bilinsin
Yani, luzumsuz tekrarati herkes gorsun ve tercumesi onun yerinde okunsun
diye dehsetli bir plan cevirmis.
Fakat Risale-i Nur un cerh edilmez huccetleri kati ispat etmis ki, Kur
an in hakiki tercumesi kàbil degil.
Ve lisan-i nahvi olan lisan-i Arabi yerinde Kur an in meziyetlerini ve
nuktelerini baska lisan muhafaza edemez.
Ve herbir harfi on adetten bine kadar sevap veren kelimat-i Kur aniyenin
mu cizane ve cemiyetli tabirlerinin yerinde beserin adi ve cuz i
tercumeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz, diye Risale-i Nur
her tarafta intisariyla o dehsetli plani akim birakti.

Fakat, o zindiktan ders alan munafiklar, yine seytan hesabina Kur an
gunesini uflemekle sondurmeye, ahmak cocuklar gibi, ahmakàne ve
divanecesine calismalari sebebiyle, bana gàyet $iki ve $ikici ve
$ikintili bir halette bu Onuncu Mesele yazdirildi tahmin ediyorum.
Baskalar ile gorusemedigim icin hakikat-i hali bilmiyorum

Said-i Kurdi
Risale-i Nur Kulliyati Sozler 11.Sua sayfa 425
Risale-i Nur Kulliyati > Sualar 11 Sua Onuncu mesele > Sayfa: 227
http://www.risaleinu...Sozler=425
http://www.risaleinu...ayiMusa=64
http://www.risaleinu...Sualar=227

Hayat her hangi bir doga disi etkenin mudahalesi olmaksizin dunya
uzerinde dogal ve zorunlu bir kimyasal ve fiziksel olaylar dizisi sonucudur.
Hayat sicak, gunesli ve sig bir bataklikta basladi.
Oradan sahillere ve denizlere yayildi; denizlerden tekrar karalara gecti

Mustafa Kemal ATATURK
(Afet Inan Ataturk hakkinda Hatiralar va Belgeler 1968)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To 

(GugukluhayaT) Eğer tanrı yoksa, neden iyi olalım?

2017-07-23 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  Eğer tanrı yoksa, neden iyi olalım?

Gerçekten iyi olmaya çalışmaktaki tek sebebin Tanrı’nın onayını ve ödülü
almak ya da kınaması ve cezalandırmasından sakınmak mıdır?

Bunun ahlaklı olmakla hiçbir ilgisi yoktur, bu yalnızca yağcılık
etmektir, dalkavukluktur.

Her hareketini hatta derin düşüncelerini gözleyen gökyüzündeki kontrol
kamerası ya da kafanın içindeki çelik küçük ileti cihazını gizliden
gizliye kollamaktır.

Soru bu şekilde yöneltildiğinde elbette alçaltıcı bir izlenim bırakır.

Dindar bir insan bu soruyu bana bu şekilde sorduğunda (ki çoğu dindar
bunu yapar) hemen şeytana uyar (!) ve şöyle meydan okurum: *‘Gerçekten
iyi olmaya çalışmaktaki tek sebebin Tanrı’*nın onayını ve ödülü almak ya
da kınaması ve cezalandırmasından sakınmak mıdır?

Bunun ahlaklı olmakla hiçbir ilgisi yoktur, bu yalnızca yağcılık
etmektir, dalkavukluktur.

Her hareketini hatta derin düşüncelerini gözleyen gökyüzündeki kontrol
kamerası ya da kafanın içindeki çelik küçük ileti cihazını gizliden
gizliye kollamaktır.

’ *Einstein’ın dediği gibi, ‘*Eğer insanlar sadece cezalandırılmaktan
korktukları ya da ödüllendirileceğini umut ettikleri için iyi
kalplilerse, o halde gerçekten çok acınacak haldeyiz.

’ *Michael Shermer, İyi ve Kötünün Bilimselliği ‘*nde (The Science of
Good and Evil) bunu /*"*//*tartışma sonlandırıcısı"*/ olarak isimlendirir.

Eğer Tanrının yokluğunda, *‘hırsızlık, tecavüz ve cinayet suçlarını
işleyeceğinizi’* onaylıyorsanız, ahlaksız bir insan olduğunuzu ifşa
etmiş olursunuz *‘ve sizi gördüğümüzde yönümüzü değiştirmemiz konusunda
oldukça tedbirli davranırız.’*

Diğer yandan, eğer ilahi gözetim altında değilken dahi iyi bir insan
olmayı sürdüreceğinizi söylerseniz, Tanrının varlığının iyi bireyler
olmamız için zorunlu olduğu iddianızı kaçınılmazca sarsmış olursunuz.

Birçok dindar kişinin dinin kendilerini iyi birer birey olma konusunda
motive ettiğini düşündüklerini biliyorum, özellikle de kişisel
günahkârlığı sistematik biçimde sömüren inançlardan birinin mensubu iseler.

Bana öyle geliyor ki Tanrıya inancımız aniden kayıplara karıştığında,
hepimizin duygusuz ve bencil bir hedonist gibi hareket edeceğimizi ve
şefkatten uzak, merhametsiz, cimri, iyilik sıfatını hak edecek hiçbir
vasıf taşımayan kişilere dönüşeceğimizi düşünmek için oldukça düşük bir
özsaygı gerekecektir.

Dostoevsky’nin bu görüşte olduğuna geniş ölçüde inanılır.

Bunun sebebi herhalde Ivan Karamazov’a laf yapıştırmak için kaleme
aldığı şu yorumları olabilir:

Kutsal gözleminin ardından şöyle bir sonuç çıkardı; doğada insanın
insanoğlunu sevmesi için bir kural kesinlikle yoktur ve eğer sevgi
şimdiye dek tüm dünyada varolsaydı, bu doğa kanunlarının bir erdemi
sayılamaz, bütünüyle insanın kendi ölümsüzlüğüne olan inancından
kaynaklanırdı.

Ayrıca kesin sözlerle şunu ekledi; doğa kanunlarını oluşturan etmen,
ismen, insanın kendi ölümsüzlüğüne olan inancı bir kez yok olduğunda,
insan yalnızca sevgi yeteneğini yitirmekle kalmayacak aynı zamanda bu
dünyadaki yaşamını destekleyen yaşamsal etkileri de kaybedecek.

Bundan başka, artık hiçbir şey ahlak dışı olmayacak, yamyamlık dahil her
şey serbest olacak.

Ve neticede, sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi şunu ilan etti; siz ve
benim gibi her birey (örneğin, kendi ölümsüzlüğüne ya da Tanrıya
inanmayan birisi) için, doğa kanunu aniden değişerek eski din temelli
kanunun tam zıt halini alacak ve egoizm, suç işlemeyi de kapsayarak,
yalnızca hoşgörülebilir olmakla kalmayıp aynı zamanda insan yaşantısının
en akılcı hatta en asil varoluş sebebi olarak zorunlu kılınacak.

Safça denilebilir ancak ben Ivan Karamazov’un insan doğasına bakış
açısından daha az alaycı bir bakış açısına yatkınımdır.

Bencil ve suça yönelik davranmamızın önünün kesilmesi için gerçekten
gerek Tanrı gerekse birbirimiz tarafından kontrol altında tutulmamız
gerekli midir?

Şahsen bu gibi bir gözetime ihtiyacım olmadığına samimiyetle inanmak
isterim ve sevgili okuyucular, siz de böyle düşünmüyor musunuz?

Diğer taraftan, özgüvenimizi zayıflatırcasına, Steven Pinker’in The
Blank Slate’de (Boş Film Tahtası) tarif ettiği, Montreal’deki güvenlik
güçleri grevindeki hayal kırıklığı yaratan deneyimine kulak vermeliyiz:

Romantik 1960′larda, barışçılığıyla övünen Kanada’da genç bir delikanlı
olarak, Bakunin anarşisinin sağlam bir taraftarıydım.

Ebeveynlerimin, /*"*//*eğer hükümet kolluk kuvvetlerini bir kenara
iterse her yer cehenneme dönecektir"*/ nasihatine gülüp geçmiştim.

Rekabet içindeki tahminlerimiz 17 Ekim 1969, sabah saat 8:00′de Montreal
kolluk kuvvetleri greve başladığında sınanmaya başlandı.

Öğleye doğru saat ll:20′de ilk banka soygunu gerçekleşti.

Öğlen olduğundaysa şehir merkezindeki dükkanların çoğu yağmalama
yüzünden kapandı.

Bu olaylar üzerinden daha birkaç saat geçmemişti ki, taksi şoförleri
havaalanı müşterileri için kendileriyle rekabet halindeki bir limuzin
kiralama şirketinin binasını ateşe verdiler.

Bir keskin nişancı çatılardan birine